neler geçiyor içimden bir bilsen.. memleketten uzakta, hem saat farkından hem de mesai saatimden dolayı izleyemeyecektim. ama içimde vardı kazanacağız dedim. ve işten izin aldım.
hem de öyle bir kazanacağız ki, hocaya, futbolculara, teknik ekibe hiçbir galatasaray'lıya yakışmayacak küfürler edenlerin yüzüne tükürmek gibi hissettirecek dedim. rakip takım taraftarları olsun, medyası, çakalı, paralı köpekleri "türk hakemleri avrupada yok galatasaray ondan başarısız" laflarını mabadlarına sokacağız dedim. inandım, hiç vazgeçmedim.
galatasaray ulan bu. ben tam olarak böyle zaferlerle büyüdüm.
ali sami yen 'in o eski ama muhteşem atmosferinde yanan meşalelerin dumanından 3-4 gün hasta olur okula gidemezdim. ama öyle mutlu uyurdum ki. sahada her şeyini veren futbolcular, maça galatasaray gibi hazırlanmış hoca, tribünde tüm dertlerini turnikenin dışında bırakmış, stresten ve sorundan uzaklaşmaya çalışan, yarın ne olacağını düşünmeden son düdüğe kadar rakibi sesiyle boğan ve bunaltan taraftar.
bugün işte tam da böyle bir maç oynadık, çocukluğuma, gençliğime döndüm ve gerçekten inanılmaz mutluyum. son düdükle birlikte ağladım. sadece maçın kazanılması değil, galatasaray'a dokunmaya çalışan, algı kasan, emeğine çamur atan, alaşağı etmek için pusuda bekleyen herkesi şöyle bir galibiyetle susturdu ya. galatasaray çok büyük.
biz öleceğiz, sen yaşayacaksın.