• 151
    adamlar %55 ile 14 tane 3’lük attılar. biz normali olan %35 ile 9 tane atabildik. iki takımda aynı sayıda denemiş üçlük. son 1 dakikaya 83-82 önde girip kaybetmek cidden komaya soktu bizi. çok üzgünüz. bir gün içinde 2 haksızlık ve üzüntü. bilmiyorum ne zaman yüzümüz gülecek. tek tesellim ise tbf federasyon başkanı olacak fenerli şahsında üzülecek olması. zira şu anda basketçilerden falan daha çok o ön plana çıkacaktı! ergin hocam. senin canın sağolsun. umarım bir an önce takımımızın başına geçer ve eurolegue kupası kazanmamızı sağlarsın.
  • 153
    rezillik ben finalde kaybetmeyi kabul etmiyorum larkin artık yaşlı o yüzden milli takım bu seviyeleri artık bir daha göremeyebilir. ayrıca şehmus'u neden 2. yarı oyuna dahil etmedik kenan yada furkan süre bulurken. ayrıca ercan'a hiç boş atış imkanı vermedik hatta hiç bir oyuncumuza boş atış yaratamadık cedi hep kendi atışını yarattı. almanya pota dışını iyi korudu adem'de pota altında iyi bitirişler yapamayıp ribaund alamayınca almanya kazandı.
  • 155
    türk basketbolu adına altın bir yıldı. bir takımımız euroleague şampiyonu oldu. biz şampiyonlar ligi’nde final oynadık. eurocup’ta yarı finalimiz var. ve milli takımımız da eurobasket’te final oynadı.

    nasıl ispanya’nın, italya’nın adını her spor organizasyonunda duyuyorsak bir akdeniz ülkesi olarak ülkemizin adını da böyle sporda başarılarla duymak sevindirici. darısı futbola. tebrikler 12 dev adam.
  • 156
    eskiden herhangi bir milli maçın kaybında da yaşadığım, şu an galatasaray'a mahsus bir iki günlük keyifsizlik, uykusuzluk hali artık milli maç özelinde yok. yükselmelerim de, düşüşlerim de anlık hale dönüştü. bu duygusal tepki değişimlerinin benim olgunlaşmamla hiçbir alakası yok, bu bir süreçti. ülkeye kuş bakışı bakıyorum artık. kanadım yok ama duygularımı absorbe edebilen bir organım oluştu sanırım.

    türk milli basketbol takımını tebrik ederken sevdiğim bir sözle girdimi bitireyim.

    "ideal olan davranış enayilik haline geldiğinde, sahtekarlık da ideal davranış haline gelir."
  • 157
    son dakikalara beş sayı önde girerken iki hücumu boşuna harcadık. akabinde ise sayılar yiyip 1 sayı geriye düştük ve yanılmıyorsam son iki dakikaya bir sayı geride girip momentumu almanya’ya verdik. bu harcanan iki hücumu net olarak kötü bir şekilde harcadık. özellikle alperen’in pota aldında kaçırdığı sayı belki de kupaya mal oldu. burada amacım alperen’i eleştirmek değil, zaten kendisi olmasa şu an son 16’da elenmiştik muhtemelen. küçük nüanslarla kaybettik cümlenin nedeni yukarıda bahsettiğim sekanslarda yatıyor. biz bu kupayı sonuna kadar hak ettik. ama olmadı. kaybederken de kazanmamız gereken şeyler var. o da tecrübe ve son dakikaları nasıl oynamamız gerektiği. bunlar da olacak artık ve umarım ilerleyen senelerde dominasyonumuz başlayacak.
  • 158
    almanya’nın 5 numarasının kullandığı tek 3’lükte isabeti bulduğu an maçın kırılma anıydı, isabeti bulmasa biz dönüşünde momentumu ele alabilirdik, yazık oldu. öncesinde 2-3 hücumda o fırsat elimize geldi ama oyunu kıramadık. ekstra katkı alamadığımız gibi as oyuncularımız da yoruldu ve karar anlarında sağlıklı karar veremediler. canları sağ olsun. bundan sonraki turnuvalar yine yukarılarda olmak daha da önemli. ufak bir kıvılcım olarak kalmamasını dilerim. tarık biberovic’i de oynatabilirsek ekstra iyi bir oyuncumuz daha olacak.
  • 162
    beni yıkan bir maç sonu oldu. son çeyrek sonunu çok daha iyi oynayan almanlar kazandı. hiç hata yapmadılar son toplarda. canları sağolsun 12 dev adamın , beklenti üstü performans ile madalya kazandılar ama bizim artık final oynamayı da öğrenmemiz gerekiyor. alperen'e yapılan eleştirilere katılmıyorum, takımın yıldızı olarak inisiyatifler aldı, olmadı sağlık olsun. artık bizim de bir süperstarımız var.
  • 163
    erken ve düzenden kopuk atışla sonuçlanan birkaç (ama sadece birkaç) hücum sonucu kaybettiğimiz final maçı. buna rağmen yine kazanabilirdik.
    her bir zerresiyle (saha içi) gurur duyulan bir turnuva geçirdik. tüm staff ve oyuncuların emeklerine sağlık. böylesine dominant bir takım izlemeyeli uzun zaman olmuştu. baya uzun zaman olmuştu. tebrik ve teşekkür ederim.
  • 164
    12 eylül 2025 yunanistan türkiye basketbol maçında ercan osmani'den 28 sayı bulmanın karşılığını isaac bonga'dan gelen 4/4 ve tristan da silva'dan 3/4 üç sayı isabeti ile ödediğimiz maç.

    ercan osmani'nin yunan maçında bir ara her potaya attığı top girmese finale çıkmamız zordu. finalde ise bonga ve da silva'nın ümit kıran dış şutları olmasa kazanan biz olurduk.

    rahmetli yalçın granit'in dediği gibi "tabiat size bunun karşılığını verir".
  • 165
    almanya'nın isabetli üçlük oranının %54 olduğu maçtır. bundan önceki üç maçında sırasıyla %40, %30 ve %28 yapmışlar. kısacası gerçekten de "ne attılarsa girdi". onun dışında birçok şey yazılmış zaten, 76-71'ken maçı koparabileceğimiz birkaç hücumdan üst üste sonuçsuz ayrılmamız, 83-84 geriye düştüğümüzde pota altında kenan ve alperen'in üst üste kaçırdığı iki müsait pozisyon, 83-86 olmuşken erken denediğimiz üçlük ve dönüşte 83-88 olduğu anda maç zaten bitti. alperen'in son denediği üçlüğe kimse bir şey söyleyemez tabii ki. sonuç olarak şans kesinlikle almanların yanındaydı. evet, çok koyuyor çünkü buralarda nadiren gelebiliyoruz. sürekli buralarda olmamız lazım. bu da büyük bir etken.
  • 166
    çok çok ekstra dış atışlara mağlup olduğumuz maç.

    bir ara almanya'da kaldıran attı. hiç bakmadı önünde savunma var mı yok mu diye. en az 3 tane el üstü zorlama atış girdi. şampiyon olmayı sonuna kadar hak etmiştik ama olmadı. sağlık olsun. bu takımın rotasyonuna en azından 2 isim daha eklenmeli. bence önümüz gayet açık. sonraki turnuvalarda daha da başarılı olacağız.

    ben kendi adıma emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. benim gönlümde ve gözümde şampiyon oldular. sağ olsunlar.
  • 169
    maç bittiği andan itibaren kafamdan çıkmıyor. kritik pozisyonlar tek tek gözümün önüne geliyor. bugün ergin hocanın da dediği gibi hikayeler bittiğinde şampiyonlar hatırlanır. o yüzden pozitif kalamıyorum.

    6-7 yaşından itibaren düzenli olarak takip ettiğim bir spor basketbol. küçük yaşlarda oynadığım için de futbola nazaran daha çok hissedebildiğim bir spor. ben hayatımda hiç bu kadar iyi bir milli takım da izlemedim. 2001 ve 2010’da finale çıkmadan önce kazanamayacağımızdan emindik zaten. ancak bu sefer hikaye öyle değildi. o yüzden hayal kırıklığı da çok daha büyük.

    adrenalin normalleştikten sonra maça biraz daha objektif bakmaya çalıştım. almanlar bugüne kadar hiçbir rakibimizin denemediğini denedi savunmada. nerdeyse hiç yardım getirmediler temel savunma stratejilerinde. hal böyle olunca rakibi eksiltebilen iki elimize kaldık. alperen ve larkin. cedi, set oyununda rakibi eksiltme konusunda mahir bir isim olmasa da o da küçük ceplerden attığı yüksek yüzdeli şutlarla onlara eklendi. bütün maç üç oyuncumuzun üstüne yığıldı böylece. ercan dış şut kullanmadan maçı bitirdi örneğin.

    bu noktadan bakınca son 5 dakika yorgunluğumuz had safhaya ulaştı. larkin son enerjisiyle son çeyreğin ilk kısmını domine etti ve devamını getiremedik. alperen’in gündem olan fark 5 sayıyken denediği üçlükte bununla alakalı. tükendiğimizin farkındaydı ve rakip boş dönüp gerilmişken sokacağı bir şutla mental olarak tükenmelerini umut etti muhtemelen. son çeyrek ufak bir adım daha atacak halimiz olsaydı şampiyonluğu kutluyorduk bugün. schröder’i 36 dakika boyunca yoldan çıkarttık. franz wagner’i ikinci yarı devre dışı bıraktık. ancak bonga’ya, tristian da silva’ya, andreas obst’a yenildik. öte yandan son çeyrek hariç larkin’de hücumda sihrini de yansıtamadı sahaya. hem dışardan hem içerden gözü kapalı sokacağı pozisyonlardan boş döndü. sanırım biraz da maçı hepimizden çok istemesiyle alakalı. inanılmaz konsantre görünüyordu. çokta zeki bir oyuncu. daha ilk çeyrekte almanların planını okudu ve bu sefer kendine çok ihtiyaç olacağını fark etti ama olmadı işte.

    aslında burdan bakınca mevzu altyapıya sıkışıp kalıyor. alperen yetiştirmek sizin planla programla yapacağınız iş değil. larkin yetiştirmeniz aynı şekilde. ancak çok çalışma ve planlı bir altyapı süreci ile onların son çeyreğe diri kalmasını sağlayabilecek back-up’lar yetiştirmek mümkün.

    bir sonraki turnuvalar hiç bu havada bu tatta olmayacak. beklentiler yüksek olacak. galibiyetlerde dahi olumsuzluklar aranacak sosyal medyada. ne bileyim belki soyunma odasına egolar da gelmeye başlayacak. ama 1 ay önce turnuvanın başladığından habersiz milyonlar varken bir avuç basketbolseverin hazırlık maçlarından itibaren takip ettiği, kafalarında ulan aslında iyi takımız ampullerinin çaktığı, turnuvanın her maçında büyüyen kıvılcımın yunanistan maçıyla bir ateş topuna döndüğü milli takım hissiyatı olmayacak.

    naçizane ilk hazırlık maçından itibaren takip ettim bu takımı. sezon içi eleme maçlarını izledim. dün eşim dostum tanıdığım tanımadığım herkes final maçını izleyecek olunca da garip bir gurur ve heyecan kaplamıştı içimi. bak akşam izleyeceksiniz benim aslanlarımı modumdaydım. oğlum bu almanya çok iyiymiş diyenlere siz bizim çocukları tanımıyorsunuz daha tavrındaydım. çok istemiştim işte. en az takım kadar istemiştim heralde.

    dün finali izleyenlerin çoğu ayrılıyor tabi gemiden. biz o arada aşağıdan kim gelir, ercan’ın formu nasıl diye diye geçireceğiz günleri. 2027’de görüşmek üzere. kalabalık tekrar toplandığında bu takım çok daha güçlü olacak inşallah.
  • 170
    normal şartlarda bize avrupa 2.liği kazandırması sebebiyle göğsümüzü kabartan maç olması gerekirdi. lakin neredeyse bütün maçı önde götürmemize rağmen, hatta farkı ciddi açmamıza rağmen son 2-3 dakikayı iyi oynayamamamızdan dolayı hayal kırıklığı ve bolca keder bıraktı bünyede.

    çoğu kişi almanlar dışarıdan çok yüzdeli hattı, bonga'dan ekstra katkı aldılar vs diyorlar lakin top kayıplarına baktığımızda almanlar'ın ciddi top kaybı yaptığını ve aslında maçı bize birkaç kere hediye etmeye çalıştıklarını görüyoruz.

    skorda 76-71 öndeyken 1-2 pozisyonda maçı koparma şansı yakalamıştık ama bunu kullanamadık. sonra da almanlar skorbordda öne geçtiler zaten. son bölüm ise benim adıma tam bir faciaydı: kenan sipahi'nin 2 kötü denemesi (biri çemberi zor bulan üçlük, diğeri ne yapacağını bilemez halde içeriyi zorlarken alpi'ye verdiği ve onun da kaçırdığı top) o anlarda yapmamamız gereken hareketlerdi.

    maalesef shane, cedi ve alpi'ye bu maçta bir destek bulamadık. shane her pozisyonda şapkadan tavşan çıkardı, cedi insan üstü eforla oynadı ve çok kritik üçlükler attı, alpi de mahallenin abisi edasıyla kendini kasmadan çok kolay sayılar buldu ama ercan ve şehmus başta olmak üzere en ufak bir katkı bulamadık takımın geri kalanından. en son adem bona 10 sayıdaydı, tek onu söyleyebiliyoruz sanırım.

    sonuç olarak turnuva boyunca birçok kritik anda beni gerim gerim geren kenan sipahi, oyuna her girip topu eline her aldığında "acaba nasıl saçmalayacak" diye izledim. keşke haklı çıkmasaydım da kupayı alsaydık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın