• 1
    2021/2022 sezonu için beni heyecanlandıran kamp süreci. fatih hocayla devam edecek miyiz, yönetimde kimler olacak, koronavirus salgını ne alemde olacak falan bunların hepsi şu an için muallakta olan meseleler.

    ama az çok bilinen birkaç detay var. muslera, marcao, yedlin, gedson, onyekuru, kerem, mostafa gibi bir kemik kadro ile yaz kampına girebiliriz. ben bu isimlerden basan koşan ısıran güzel bir oyun için umutluyum. yaz kampını verimli geçirmeye bakıyor her şey.
  • 3
    geçen yıl averajla şampiyonluğu verdiğiniz beşiktaş'ın ligin 12nci haftası itibarıyla son 7 haftalık sonuçları 4 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 2 galibiyet. ancak 1 maç eksiği ile onlarla aynı puandayız. kervan yolda düzülür mantığını bırakıp şu yaz kamplarını iyi değerlendirsek her şey ne kadar farklı olacak. 1nci hafta alınan puanla son hafta alınan puan arasında fark yok. averajla şampiyonluk kaybedip sadece son maçlara üzülmek, onları önemsemek anlamsız.
  • 4
    2022-2023 sezonunun ilk 4 haftasında takımın açık ara en diri oyuncusu sacha boey. peki sacha boey sezon öncesi yaz kampına katıldı mı? hayır. peki bu kamplar neden yapılıyor birisi bana açıklayabilir mi? oyuncular mis gibi ortamlarda tatil yapsın, eğlensin diye mi yapılıyor? bu zamana kadar işe yaradığını hiç görmedim. takımlar belli bir tempoya, düzenli maç takvimine girdikten sonra hem kondisyon kazanıyor hem de oynama alışkanlığı. durum böyleyken hakikaten yapılmasını anlamsız bulduğum kamp türüdür. tesislerde çalışmak gayet yeterli olacaktır. boş masraf.
  • 8
    yaz kampının amacı sezon için yükleme yapmaktır, açılışı iyi yapmak değil. ancak kampı iyi geçiren bir futbolcu sezon açıldığında da sahada dili dışarıda dolaşmamalıdır. boey kamp yapmadı ve takımda yardırıyor oluşu özel antrenmanlar sayesinde olabilir veya kendi atletik özellikleri sayesinde olabilir; ancak şu anda ayrı bir antrenman programı uygulanmıyorsa boey maalesef yakında sakatlanır.
  • 9
    futbol adına çok ilkel şekilde düşünüyor olabilirim ancak çok fazla rahat ortamlarda yapıldığını düşünüyorum. yani kamp yaptığımız ülkelere baktığımız zaman, danaları, keçileri bile bizim insanımızdan mutlu huzurlu ülkelerde, mis gibi mevsimde, pamuk gibi çimenlerde yapılıyor. hazırlık maçları da pamuk helva futbolcularla, kazara oradan geçen takımlarla yapılıyor.

    dönüp geliyoruz; nefretten deliye dönmüş taraftar, cihat yapar gibi saldıran kasap futbolcular, dışı cafcaflı içi patates tarlası sahalar, hiçbir istikrarı olmayan hava koşulları ve ölümden beter yazgılar *.

    ligimize uygun şartlarda bir yaz kampı denemeye değer diye düşünüyorum. sonuçta futbolcuların gönlünü hoş etmek için milyon dolarlar veriyoruz, bu yeterli olmalı.

    sezon hazırlığı ve lige ısınma amacıyla tff'nin de konuya el atması fena olmaz. tsyd kupasının revize edilmiş ve tüm takımları kapsayan bir formatı hem heyecanı hazırlamak hem de ligi tanımak için mükemmel olur. avrupa kupası veya dünya kupası formatında, her yıl iki ilde* düzenlenecek kısa süreli bir turnuva bence ligimizi çok daha şeker bir hale getirecektir.
  • 10
    yanlış: takımın en diri futbolcusu boey, o zaman bu takım iyi çalışmamış.

    doğru: takımın iyi çalışıp çalışmadığı, iyi kamp yapıp yapmadığı, bu işle bilimsel olarak ilgilenenlerin işidir. bizlerin görebildiği bir şey değildir. twitter’da yapılan yorumları buraya getirmenin anlamı yok. ne biliyoruz yapılan kamp hakkında? kim izledi yaz kampını?

    boey’in kamp yapmamasına rağmen bu derece diri olması normaldir. 1- boey’in yaşı 21. 2- kamp yese zaten yorgun olurdu, bu derece iyi başlayamazdı. bu yüzdendir ki boey, bizde kalırsa, ileriki haftalarda sönük oynayabilir. o zaman da “takımın en diri oyuncusu olan boey bile geriye gitti” eleştirileri gelecek gerçi :d

    bu sene avrupa’da da olmayacağımız için kamp ona göre programlanmıştır. terim de böyle kamp yapardı. takım arap atı gibi sonradan açılırdı. bana göre de makbul olan budur. üstelik dünya kupası oynanacak devre arasında. yani her yerde aynı eleştirileri görmekten bıktım gerçekten.

    üstelik okan buruk da başakşehir’deyken böyle çalıştırırdı takımı. başakşehir’in şampiyon olduğu seneye bakın, ilk haftalardaki performansla burda küme düşecek bile dendi başakşehir hakkında. pandemi olmasına rağmen, avrupa’da da ilerlemesine rağmen o takım şampiyon oldu sezon sonu.

    tudor gibi kamp yaptırıp ilk 7 8 haftada fırtına gibi oynayıp daha sonra da beşiktaş maçı gibi 10 yemediğimize dua edeceğimiz maçlar oynasaydık o zaman göze girerdi belki garibim okan.

    adam bizden ya, vurun abalıya tabi kolay.
  • 11
    ekim ayında maksimuma ulaşacak şekilde yükleme yapılan kamp. özellikle ağustos ayından eylül ortasına kadar takım hiç mi çalışmadı modunda takılırız. her sene aynı terane.

    ayrıca kamp görmemiş boey'in kişisel problemleri nedeni ile izin aldığı ve verilen antrenman programını uyguladığı söyleniyor**. yani bu oyuncu tatilden gelip bu performansı vermiyor, kamp programını tek başına yapıp geliyor. arkadaşlar hatırlamıyor sanırım, geçen sene sakatlık yaşayana kadar boey bu sahada gördüğümüz boey'di. oyuncu zaten inanılmaz atlet bir oyuncu. o yüzden çok da sürpriz olmadı bu performans.
  • 14
    sözlüktaşlar bunun etkilerini küçümsüyor. yunus'un girdikten 5 dakika sonra pili bitti. boey'e bana atma falan yaptı. bu tabii ki direkt yaz kampının etkisi. kerem ve boey'nin bile kendini yere bıraktığı sahneler hatırlıyoruz bu sene. hoca vurdu kırbacı, oyuncuların suyu çıktı.

    şu erken maçları sakatlıktık ve kazasız atlatmak çok önemli. 1-0 olsun bizim olsun. takımın yarısı kampa bile katılmamışken, diğer yarısınını üstünden panzer geçmişken oyun konuşmak çok saçma; sabır.
  • 16
    45 kişi ile kampa gidilirse olacağı bu. hiçbir şekilde sürpriz yok. 3-4 tane hazırlık maçı yapılıyor onlarda da zaten 1 hafta sonra göndereceğin adamlar oynuyor. aslar desen onları anca son 1-2 hazırlık maçının son bölümünde lütuf gibi oynatıyoruz. cidden böyle. sezon içi planlanan 11 anca son hazırlık maçında bir 15-20 dakika sahada kalıyor. hatta bugüne kadar böyle bir şey de olmadı. 11'de 10'u falan böyle görüyoruz.

    transferler zaten ligin ilk 3-4 maçında 11'e giremiyor. asların da tatili uzun sürüyor. bu anasını sattığımın kampları bomboş geçiyor. takım bir halt çalışmadan, bir önceki sezondan kalan hiçbir defosuna çözüm üretmeden 1.5 ayı harcıyor. cicaldau, dubois, taylan vb ile adını sanını hiç duymadığımız 17-18 yaşındaki çocukların ne işi var lan kampta. ilk kamp dönemi öncesinde de yazdım, gerekirse 13 kişiyle git amk. hazırlık maçlarını oyuncu kazanmak için değil oyun anlamındaki eksiklerini gidermek için kullan. taçları hızlı kullanmaya çalış, duran toplara çalış, ideal kadroya 3'lü savunma ve orta saha oynat. yeni planlar dene işte. b, c planları geliştir.

    saçma salak kafa yapısıyla intikale çıkar gibi kampa gidilmez. adı üstünde kamp. takımı geliştirecek hiçbir şey yapmayacaksan siktir et gitme amk.
  • 18
    3 sezon sonra nihayet bir şeye benzeyecek 2025 yazında. okan buruk bu konuda çok şanssız. ilk sezonu zaten dünya kupası, deprem derken haziran'da bitti. üstüne temmuz ortasında resmi maçlar başlayınca resmen milli takım arası tadına bir şey oldu o yaz. geçen yıl da avrupa şampiyonası, copa america ve üstüne young boys maçları derken yine dağınık bir dönem oldu. hocanın ilk geldiği yazdan hiç bahsetmiyorum zaten o kampı yaptığı takımla sezonu geçirdiği takım aynı takım bile değildi.

    bu yıl artık çok yakın olduğumuz şampiyonluğu ilan ettiğimiz anda en büyük kazançlarımızdan birisi bu olacak. ne uluslararası bir turnuva var ne de avrupa elemesi var. üstelik şampiyonluğu erken ilan etme ihtimalimiz de güçlü. belki fiziksel olarak olmasa da mental anlamda stresten uzaklaşma, gevşeme daha erken olacak. bununla birlikte daha derli toplu ve aynı anda çalışmalara başlamak planlama açısından da fiziksel yüklemeler açısından da bize iyi gelecektir diye düşünüyorum. tabii kemerburgaz faktörü de var. belki de önemli bir süreyi de direkt kendi evimizde geçireceğiz.

    öyle kamplara aşırı anlam yükleyen, sihirli bir şeymiş gibi bakan birisi değilim ancak ne olursa olsun hem hocanın hem futbolcu grubunun büyük kısmının rahatlamış, fiziksel ve zihinsel anlamda tazelenmiş, futbolu özlemiş şekilde çalışmalara başlaması ve özellikle de aynı dönemde çalışmalara başlaması değerli bir şey. hoca da zaten 2 yazdır bu durumdan şikayetçiydi haklı olarak. umarım faydasını görürüz bu yaz.
  • 19
    teknik direktörümüz okan buruk'un 2025-2026 sezonu için kemerburgaz metin oktay tesislerinde gerçekleştireceğimizi açıkladığı kamptır. yani isviçre, avusturya veya bolu, erzurum, kızılcahamam gibi alışılagelmiş yerlerde olmayacak. sadece hazırlık maçları için gidiş-gelişler olacakmış. bu durumun artı ve eksilerini chatgpt'ye sorunca şöyle yanıt veriyor:

    "futbol takımlarının sezon öncesi yaz kampını yüksek irtifada ve doğayla iç içe bir bölgede geçirmesi ile kampı kendi tesislerinde, özellikle istanbul gibi büyük şehirlerde yapmasının arasında belirgin farklar vardır. her seçeneğin çeşitli faydaları ve dezavantajları bulunur. aşağıda her iki durumu detaylı şekilde analiz ediyorum:

    yüksek irtifa ve doğayla iç içe kampların faydaları
    faydalar:
    *fiziksel performans gelişimi (yüksek irtifa antrenmanları):
    yüksek irtifada oksijen miktarı daha düşüktür. bu durum vücudun daha fazla kırmızı kan hücresi üretmesine yol açar, bu da daha iyi oksijen taşıma kapasitesi sağlar. oyuncuların kondisyonu, dayanıklılığı ve genel aerobik performansı artar.

    *dikkat dağıtıcı unsurların azlığı:
    şehir hayatından uzak, sakin ortamlarda oyuncular antrenmana ve takım içi iletişime daha iyi odaklanabilir. telefon, medya, sosyal yaşam gibi dikkat dağıtıcı unsurlar minimize edilir.

    *takım ruhu ve birlikteliğin gelişmesi:
    takımın bir arada geçirdiği zaman artar. bu, takım kimyasını olumlu etkiler. sosyal aktivitelerle takım içi uyum artırılabilir.

    *doğal ortamın avantajları:
    temiz hava, doğal ışık ve doğayla temas oyuncuların mental sağlığı ve motivasyonu açısından pozitif etki yaratır. sakin ortam, stres seviyelerini düşürür.

    dezavantajlar:
    *lojistik zorluklar ve maliyet:
    konaklama, ulaşım, antrenman sahalarının hazırlanması ekstra maliyet ve planlama gerektirir.

    *kısıtlı olanaklar:
    istanbul’daki modern tesislerde bulunan bazı teknolojik imkanlar (örneğin: performans laboratuvarı, kriyoterapi, gelişmiş analiz sistemleri) kırsal bölgelerde olmayabilir.

    *adaptasyon sorunu:
    yüksek irtifaya alışmak bazı oyuncular için zor olabilir (baş ağrısı, uyku düzeni bozulması vb.).

    istanbul’daki kendi tesislerinde kamp yapmanın artıları ve eksileri
    artılar:
    *üst düzey tesis kullanımı:
    kendi tesislerinde genellikle tüm teknolojik donanımlar ve sağlık hizmetleri mevcuttur (var sistemli saha, analiz odaları, fizyoterapi merkezleri vs). oyuncuların alışık olduğu ortam, ekipmanlar ve alışkanlıklar sürdürülür.

    *lojistik kolaylığı ve düşük maliyet:
    ulaşım, konaklama ve saha planlaması gibi sorunlar büyük ölçüde ortadan kalkar. maliyetler daha düşük olur.

    *medya ve taraftarla etkileşim:
    medya tanıtımları, sponsor etkinlikleri, taraftarla buluşmalar daha kolay organize edilir.

    *yeni transferlerin hızlı uyum sağlaması:
    yeni gelen oyuncular şehre, kulübe ve günlük rutine daha hızlı adapte olur.

    eksiler:
    *dikkat dağıtıcı unsurlar fazla:
    oyuncular aileleriyle görüşebilir, sosyal hayatın içinde kalabilir, bu da odaklanmayı azaltabilir.

    *kamp atmosferi yaratmak zor:
    şehir ortamında "konsantre olunmuş kamp ruhu" oluşturmak daha zordur.

    *doğal ortamın eksikliği:
    gürültü, trafik ve hava kirliliği gibi faktörler mental ve fiziksel olarak olumsuz etki yapabilir.

    *takım içi bağların zayıf kalması riski:
    oyuncular mesai saatleri dışında birbirinden uzak kalabilir; bu da takım içi birlikteliği sınırlayabilir.

    sonuç ve stratejik öneri:
    hazırlık kampının amacı sadece fiziksel hazırlık değil; aynı zamanda takım uyumunu geliştirmek, yeni transferleri entegre etmek ve sezon için mental olarak odaklanmaktır.

    eğer takım yüksek tempolu, pres oyunu gibi fiziksel olarak yoğun bir futbol oynuyorsa, yüksek irtifa kampı oldukça avantajlıdır.

    ancak yoğun maç takvimi olan ve tesis olanaklarına bağımlı bir takım için istanbul’daki kamp daha mantıklı olabilir."
  • 21
    okan hoca'nın kemerburgaz tesislerinde yapılacağını açıkladığı hazırlık süreci. kulüp ciddi bir yatırım yapmış ve böylesi modern bir tesisi camiaya kazandırmışsa her sene iki farklı ülkede konaklama, saha kirası, yeme içme, nakliye vs. gibi belki göze batmadığını düşündüğümüz çok ciddi paralardan tasarruf etme yoluna gidilmiş. futbolcuların da akşam evlerine gidebileceği, ailesinden uzak kalmayacağı bir sistemle daha mutlu olacağını düşünüyorum. zaten hazırlık maçları için kulüplerin tesise geleceği ya da bizim seyahatler yapacağımız bir sisteme geçilecek. okan hoca, performans ekibi, oyuncular ve yönetimin ortak kararına saygı duymak gerektiğini düşünüyorum.
  • 22
    bu kampı kandaki hemoglabin ve alyuvar sayısı artsın diye özellikle deniz seviyesinden çok yüksek yerlerinde ayarlarlar. yukarı çıktıkça oksijen seviyesi düştüğü için vücut aynı oksiyen emilimini sağlamak amacıyla ilave alyuvar üretir.
    futbolcu da sezona başlarken kanındaki eritrosit miktarı yüksek başlar.

    okan hocanın illaki bir bildiği vardır, hatta geçenlerde lab ortamında yapay eritrosit üretildi diye habere de denk gelmiştim ama bu konuyu atlamamak gerek.
    zira bizim kemerburgaz deniz seviyesinden hallice.
  • 23
    bu sezon kemerburgaz metin oktay tesisleri'nde yapacağımız yazılıyor. açıkçası bu karar bana çok saçma geldi. istanbul'da yaşayan bile yazın o sıcakta istanbul'dan kaçarken biz gidip nispeten serin bir avrupa şehrinde kamp yapmak yerine "tesisimiz çok iyi yav" diyerek evimizde kalıyoruz.

    takım gitsin yaz kampını doğru düzgün avrupa'da yapsın o sırada kemerburgaz metin oktay tesisleri'nin eksikleri giderilsin. bir yandan eksikler giderilecek öbür tarafta takım kamp yapacak, gerek yok bu işlere.
App Store'dan indirin Google Play'den alın