bazı çalışanlar vardır. çok yeteneklidir, aynı zamanda da çok özverili. bazıları yeteneklerine rağmen vurdumduymaz ve başınabuyruk. her iki gruba da çok yakın geçmişten, takımızdan futbolcular sayabiliriz bir çırpıda.
daha çok gruba ayrılır ama biz sadece iki gruptan bahsedelim.
günümüzde şirketlerin de işe alma politikalarını ve personellerini ellerinde tutma politikalarını bunlara göre belirlediğini düşünüyorum. bu sebeple iyi ve mantıklı bir işveren, çalışanını yetenek fakiri biri olmadığı sürece, yüksek yetenekli olmadığı halde bile özverisi ve işini sahiplenmesi sebebiyle elinde tutmaya çalışıyor ve riske girmiyor. çünkü ne alabileceğini tam olarak biliyor.
osimhen bizde geçirdiği bir sezon boyunca özverisini de kanıtlamış durumda. yeteneğini zaten bilmeyen bırakın futbol izlemeyi twitter a girmiyordur. dolayısıyla elinizde böyle bir personeliniz varsa ve niyeti kalmak ise onu elinizde tutmak için bütçeniz dahilince elinizden geleni yaparsınız. çünkü bu tip adamlar ekibinizi, futbol takımınızı, şirketinizi bir üst seviyeye çıkartır. çalışma hayatında da böyle, futbolda da.
bana göre kendisine verilecek para risk değildir, osimhen’e veya hem yetenek hem de özveri olarak muadiline bu paralar verilir. zira takımda da buna ses çıkaracak futbolcu olmamalı. eminim bütün takımda “topu osimhen’e ulaştıralım da gerisini o halleder” rahatlığı vardır. osimhen’e asist yapmanın no name bir santrafora asist yapmaktan çok farklı olduğunu da iyi biliyorlardır.
bana göre risk, bu paraları ödemeyi taahhüt edip ilerleyen zamanda ödeyemeyecek durumda olma ihtimalidir. bu da haliyle başarıyı, başarılı olmayı zorunlu kılar.
galatasaray bir mucize olur osimhen’i alabilirse riskin yanında getirisi de büyük olacaktır.
(bkz:
olabilir mi öyle birşey lütfen olsun çünkü)
edit: imla.