*

resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 8827
    başkan iken ucube bir yabancı sınırlaması ona engel oldu. bence bırakmasında en büyük etmen bu oldu.
    terim zamanı 6+2+2 vardı.
    mancini zamanı 6+0+4 vardı.
    prandelli zamanı 5+0+3 vardı.
    yani gittikçe katılaşan bir yabancı sınırı hem ona hem çalıştığı teknik direktörlere engel oldu.
    yani sikinin keyfinden dolayı gidip de burak'la, selçuk'la 2019'a kadar sözleşme imzalamadı.
    tamamen kusursuz değil. elbette büyük hataları da oldu ama dursun kadar iktidar desteğini alamadı, liselilerin desteğini alamadı, onun kadar transferde ve kadro planlamasında rahat olamadı. bence kendisini değerlendirirken bu şartları da göz önüne almak gerekiyor.
  • 8828
    çok büyük turnusoldur. bu adama laf atmaya çalışırken tarık, sercan, ceyhun, hamit veya uzatılan selçuk, burak sözleşmesi veya kaçtı gitti diyen adam bırakın futbolu, dünyada ne olaylar döndüğünden haberi bile yoktur. yani var olduğunu sanar ama yoktur.

    bu insanlar zaten yakın çevrenizde yoktur, olamaz da. ama elbette sokakta, uzak çevrenizde veya sosyal medyada ister istemez görürsünüz. size tavsiyem, bu insanlardan kaçın. çünkü laf anlatamazsınız.
  • 8829
    yapılan ontivero transferi bir yatırımdı, tutmadı. oyuncunun denendiği kulüpler de defalarca yazıldı. denedik, olmadı. almasan da niye genç almıyoruz denecek.

    tarık çamdal büyük kazıktır. ancak bunun sorumlusu sadece ünal aysal değildir. yabancı sınırı var arkadaşım. 2 metreye pas atabilen türk futbolcunun bonservisi 3 milyon euro'dan başlıyordu o dönem.

    albert riera transferi iyi transferdir. beklediğimiz gibi olmasa da farklı şekilde gayet iyi faydalandık. panik transferiydi, sol kanatta değil ama sol bekte tuttu.

    sercan yıldırım transferi yine yabancı sınırı kazığıdır.

    hamit altıntop sakat olmadığı sürece verimli olmuştur ve yabancı sınırı döneminde gelmiştir. yabancı sınırı yazmaktan yoruldum ama yapacak bir şey yok.

    burdisso ve hajrovic kazıklarını konuşalım ama. bak işte bunlar iki güzel, büyük kazıktır. burdisso küçük kazık, hajrovic büyük kazık. ünal aysal'a yakışmayan iki transferdir bunlar.

    burak ve selçuk ile yapılan sözleşmeler de yabancı sınırından dolayı yapılmıştır.

    benim sevdiğim başkanlardandır. hataları da vardır, hatasız insan mı var?
  • 8830
    mesele kendisinin hata yapmaması değil, hataları vardır ancak hepsi vizyonlu hatalardır. çünkü kendisi vizyonlu bir insandın, vizyonlu da bir başkan olmuştur. galatasaray'ı savundu, iti köpeği bir güzel sindirdi. millet hayran hayran izliyordu kendisini.

    fatih terim ile yolları ayırması bile bir vizyondur, ilkedir. fatih terim'den nefret etmeyen biri olarak yazıyorum bunu çünkü kendisi veya terim hatalı demiyorum. harika giden bir projeyi durdurmak istediler, siyasiler bile işin içine girdi ve ünal aysal ilkeli durarak, kendince doğru olanı yaparak ''2 takım çalıştırmasını istemem'' dedi çünkü hayalleri vardı. önceki sene cl çeyrek finali gören galatasaray o sene de en az onun gibi başarılar yakalamalıydı. o bir projenin başına geçmişti çünkü. ve bu projede romantikliğe yer yoktu. ancak fatih terim'i getirmesi de bir vizyondu, kötü giden galatasaray'ı en kısa sürede diriltecek, camiayı toparlayacak adamın o olduğunu biliyordu.

    mancini'yi getirdi sonra, gidip de amatör amatör insanlarla uğraşmadı. mancini devre arasında kimi istediyse de getirdi çünkü bu iş böyle yürür. transferi başkan değil teknik direktör yapar. başkan sadece işi bitirir. mancini'yi de sevmeme rağmen orada yapılan transferlerin günahını ben mancini'ye yazarım. ünal aysal mancini'ye inandığı için getirdi ve inandığı için istediği transferleri yaptı. aziz yıldırım olmadı, ''ben ne dersem o, transferlere de karışırım'' demedi. futbolu bildiğine inandığı insana bıraktı işleri. mancini de başarısız olmadı. fatih terim gibi bir ismin ayrıldığı ve işlerin karıştığı bir yılda bile gayet iyi başarılar elde ettik. o senenin cl şampiyonu ve sonraki senenin cl finalisti olan juventus'un olduğu gruptan çıktık biz. iç sahada hayvan gibi top oynadık ancak mancini ülkenin dinamiklerini bilmediği için deplasmanda bir türlü ne yapması gerektiğini öğrenemedi ve şampiyon olamadık.

    selçuk, burak gibi isimlerin sözleşmeleri, tarık transferi falan ünal aysal'ın değil yabancı sınırının ürünleridir. adam ne yapsın? ülkenin en formda topçularını alıyordu çünkü sahaya onlar çıkmak zorundaydı. o dönem bunlara kim isyan etti? ünal aysal'ı zorlamak istediler ancak aslında ünal aysal zorlanmadı, ünal aysal bu ülkenin gerçekleriyle tanıştı. adam galatasaray'ı avrupa'nın elit kulüpleri arasına sokmaya, dünya markası haline getirmeye çalıştıkça içeriden ve dışarıdan darbe aldı. kendisiyle aynı vizyonu taşımayan insanların olduğunu fark etti ve gitti.

    doğrusuyla yanlışıyla kendisi çok büyük adamdır ve bizim efsanelerimizden biri olmuştur. 4 senede yaşatmadığı zafer, yaşatmadığı gurur kalmamıştır. kendisini sevmeyen taraftar da vizyonsuzun önde gideni, televizyonda ne söyleniyorsa inanan herifin tekidir. bu kadar da net benim için. duruşuyla, asaletiyle, efendiliği ve aynı zamanda yeri geldiğinde saldırganlığıyla, vizyonuyla, başarılarıyla hatta başarısızlıklarıyla ünal aysal benim galatasaray'ı en çok kişiselleştirdiğim insandır.
  • 8832
    kendisinin de dediği gibi "aynayı nereden tutarsan traşı oradan görürsün" şeklinde yorumlanan galatasaray başkanı..

    çok özet geç deseler, 2011'de kurduğu yönetim kurulu fatih terim'i ve ilk onbirin on oyuncusunu getirince başarının da beraberinde geldiği başkandır. aynı zamanda gelirlerin çok ciddi yükseldiği bir dönemde gelmiş ama borçların kapatılmasında katkısı olmamış başkandır. aynı zamanda uluslararası saygınlığı olan oyuncuları getirmekten çekinmemiş, bize enteresan mutluluklar yaşatmış başkandır. aynı zamanda kulüpte yaşandığı iddia edilen suistimallere ve daha kötü rivayetlere dair hiç bir şey yapmamış başkandır. aynı zamanda kulüp neredeyse çöküşe giderken ligde psikolojik üstünlüğü ele geçirmemizi sağlamış başkandır. aynı zamanda 2011-2013 arasındaki yönetim kurulu üyelerine belki hakim olmamış, belki hakim olamamış, ama onca başarıya rağmen yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin kuyusunu kazmasını engelle(ye)memiş başkandır. kulüp ve a.ş. yönetimlerinde kurumsallığı oturtmak üzere çalışmalar başlatmış, bizzat ilgilenmiş başkandır. 2013'deki ikinci şampiyonluğu takiben bu işleri kolay sanıp baskın seçime gitmiş, bu düşüncesinde çok fena yanılmış başkandır. kendisiyle görüşmeye çalışan hiç kimseyi reddetmemiş, galatasaray'ın hayrına bir şeyler yapmaya çalışan herkesi dinlemiş başkandır. maalesef yakın çevresini daha fazla dinleyip önceki cümlede geçen canım insanları ve projelerini buharlaştırmış başkandır...

    diye devam eder ünal aysal'ın hikayesi.. zaman olunca bu entry'yi editleyip iyi ve kötü yaptıkları kısmını zenginleştireyim diyorum, saymakla bitmez zira, çok enteresan bir 3,5 yıllık hikayesi olan bir başkandır..

    kısaca iyi ya da kötü başkan oluşu kendisine nereden bakıldığıyla paralel olan başkandır ünal aysal.
  • 8833
    artıları ile eksileri karşılaştırıldığında artıları ağır basan eski başkanımızdır. hem basketbolda hem de futbolda yaşanan başarılar, transfer edilen yıldızlar, şikeye karşı dik duruş, siyasi erke karşı doğruyu savunma gibi tüm galatasaraylıları gururlandıran olayların hepsi döneminde yaşanmıştır. gidişi de kulüp içinde altının oyulduğunu görmesi nedeniyle olmuştur. yine altını oyanlar tarafından da kaçtı denmiştir. bir daha başkan olduğunu görmeyi canı gönülden çok isterim.
  • 8835
    kendisinin dönemi hakkında mali tablo kritiği yapmayacağım. borçlanmaya hiçbir zaman karşı olmadım. büyümek isteyen şirketler borçlanmaya gider, bu sayede yatırım yapar. borçlanmadan, denk bütçe ile yönettiğiniz işletmeye büyütemezsiniz.

    dolayısıyla kendisinin dönemindeki borçlanmayı bir tarafa koyuyorum, diğer tarafa da yaşanan başarıları. başarılar ağır basıyor. sadece x, y, z kişileri sayesinde başarılı olduğunu iddia edenler zannedersem sadece futbolu takip ediyor.

    neredeyse her dalda her branşta başarı getirmiş olan bir insanın işletmeyi borçlandırmasını dert edecekseniz, başarıdan soyutlamanız gerekiyor kendinizi.

    ünal aysal bir işletme nasıl yonetilmesi gerekiyorsa galatasaray'ı da öyle yönetmiştir. riva ve florya hakkındaki projelerle ilgili kendisine yetki vermeyenlerin güvendiği insanları da görüyoruz. 3 senede ne gibi bir başarı kazandık? yazsak 10 satırı kaplar mı?
  • 8836
    her şeyi anlarım da, kapitalist bir iş adamından, çıkarları nereye eserse oraya çok rahatlıkla gidebilecek bir insandan muhalif bir kahraman yaratılma çabasını sadece gülerek izliyorum. burada kendisini eleştirmiyorum yanlış anlaşılmasın, kendisinin tavrı kendince doğru iş adamı olarak. sıkıntı, muhalif kahraman olarak lanse edilmesinde. bu doğru değil, buna katılmayanlar da hiçbir şeyle itham edilemez.
  • 8837
    ünal aysal'ın fatih terim dönemi translerleri:
    23 futbolcu
    toplam maliyet: 225.0m €
    toplam süre: 153,559 dk.
    dakika/futbolcu: 6676 dk.
    maliyet/dakika: 1465 €

    ünal aysal'ın fatih terim sonrası transferleri:
    16 futbolcu
    toplam maliyet: 60.5m €
    toplam süre: 32,475 dk.
    dakika/futbolcu: 2030 dk.
    maliyet/dakika: 1863 €

    *maliyet hesabı, verilen bonservis ile alınan bonservis arasındaki fark, yıllık garanti ücret, maçbaşı ücretleri ve primler hesaplanarak yapıldı.

    ünal aysal'ın fatih terim dönemi translerleri: transfer başarı oranı: 77%
    muslera (doğru transfer)
    riera (doğru transfer)
    eboue (doğru transfer)
    ujfalusi (doğru transfer)
    melo (doğru transfer)
    necati (doğru transfer)
    selcuk (doğru transfer, bonservissiz)
    ceyhun (doğru transfer, bonservissiz)
    elmander (doğru transfer, bonservissiz)
    sneijder (doğru transfer)
    burak (doğru transfer)
    hamit (doğru transfer, sakatlanmasaydı)
    drogba (doğru transfer, bonservissiz)
    umut (doğru transfer, son yıl sözleşmesi uzatılmasaydı)
    bruma (doğru transfer, 4.9m € kar ile sattık)
    chedjou (doğru transfer)
    engin (doğru transfer, katkısına göre düşük maliyetli)
    amrabat (yanlış transfer ama yalnızca 3.8m € zarar ettik)
    furkan (yanlış transfer, bonservissiz)
    dani (yanlış transfer)
    cris (yanlış transfer)
    sercan (yanlış transfer)
    yiğit (yanlış transfer)

    ünal aysal'ın fatih terim sonrası transferleri: transfer başarı oranı: 25%
    alex telles (doğru transfer)
    yasin (doğru transfer)
    sinan gümüş (doğru transfer, bonservissiz)
    sinan bolat (doğru transfer)
    hajrovic (skandal)
    ontivero (skandal)
    salih dursun (yanlış transfer)
    koray (yanlış transfer)
    veysel (yanlış transfer)
    umut gündoğan (yanlış transfer)
    burdisso (yanlış transfer)
    tarik (yanlış transfer)
    olcan (yanlış transfer)
    dzemaili (yanlış transfer)
    pandev (yanlış transfer)
    endoğan adili (yanlış transfer)
    kaan baysal (yanlış transfer)
  • 8839
    kaçıp gitmemiş başkan . bugün duruşuna verilen yetkiyi istemiş ve verilmediği için gitmiştir. proje için kullanması gereken arazi duruşuna verilerek peşkeş çekilmiştir.

    dolar tl paritesini ise tam tersine getirmiştir. bu şekilde şu an görünen borcun aslında yaklaşık 2kati olmasıni engellemiştir. yabancı sınırı yüzünden hatalı transferler yapmıştir. bu transferlerinde her klip yaptı zaten. neyse atarken destekli atalım.
  • 8840
    böyle yönetilmeye devam ederse birkaç yıl içinde satılması kuvvetle muhtemel olan galatasaray spor kulübünü arap rus ya da çinli sermayedarlar yerine bizzat satın alması gereken eski başkanımız. işin içine sahip olgusu girdiğinde tıpkı şirketini yönettiği gibi yöneteceği kulübümüze işte o zaman çağ atlatacaktır zannımca.
  • 8843
    muhteşem bir kadro kurup (yönetimden hocasına futbolcusuna)başarılı olup ardından bunu bozarak sıçıp batırıp başarısız olan ve kaçan başkandır.

    kulübün başkanı olduğu için ben ona kızıyorum.
    kendi ayağına sıkmıştır.
    terimden sonra başarılı olsaydı gerçekten efsane başkan olurdu. ama başarısız olduğu için efsaneliği kişiye göre değişir.
    bence terimin başarısının kaymağını yemiştir.
  • 8844
    gören de sanacak ki ünal aysal galatasaray'ı 1 lira borçla alıp 2 milyar liraya falan çıkardı.

    şimdi bu adamın en çok eleştirildiği dönem 2013-2014 ara transfer sezonu. o ara transferle galatasaray batmış meğer.

    harcanan bonservis bedeli toplamı 20 milyon euro falan belki o kadar da değildir. 20 milyon euro'dan telles'i çıkarınca da 12-13 falan kalıyor işte.

    galatasaray'ı 13 milyon euro borç yüküne (!) sokup kaçmış başkandır.

    borç yüküne soktuğunu kabul edelim, adam 3.5 sene kaldı 2 şampiyonluk cl'de çeyrek final ve bir üst tur gördün, erkek basketbolda yıllar sonra şampiyon oldun, kadın basketbolda avrupa'nın en büyük kupasını getirdin.

    bir de sportif rezillikler yaşatıp kulübü 6 ayda 300 milyon lira zarara sokan başkanlar var.
  • 8846
    artısı da eksisi de çok fazlaydı ama hiç ummadığımız biçimde borçları tl'ye çevirmesi en büyük artısı olabilir.

    dolar olmuş 3.95, muhtemelen yarın 4 lirayı da aşacak. bu adam kurla ilgili hiçbir sıkıntı yokken gitti borçları türk parasına çevirdi ve bugün galatasaray'ın net borcu rakiplere göre az ise bunun en büyük sebebi bu hamle. tabii rakamlarda ne kadar üçkağıt var bilmiyorum, finans uzmanı arkadaşlar daha iyi yorumlayacaktır ama açıklanan resmi rakamlara göre üç büyük kulübün borç-alacak farkı şu şekilde:

    galatasaray 880 milyon lira http://www.fanatik.com.tr/...cu-aciklandi-1318530
    fenerbahçe 920 milyon lira http://www.milliyet.com.tr/...2456218-skorerhaber/
    beşiktaş 1 milyar 523 milyon lira https://www.ntv.com.tr/...QG9Mv65UurCzLKVVsoBw
  • 8849
    (bkz: #2293070)

    dursun özbek'in istatistikleri bunlar. bir de kulübü batıran(!) ünal aysal zamanındaki derbi performanslarına bakalım;

    galibiyet:16
    beraberlik:8
    mağlubiyet:4

    galatasaray ünal aysal'ın başkan olduğu 2011-2014 yılları arasında çıktığı 28 derbide56 puan toplamış.

    84 puanın 28'ini kaybetmiş sadece. kaybedilen puanlar ağırlıklı olarak play-off zımbırtısında ve 2012-2013'te şampiyon olarak gittiğimiz kadıköy'de.
App Store'dan indirin Google Play'den alın