resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 5952
    çok söyledim bir kere daha söyleyeyim ne terimciyim ne aysalcıyım.
    hatta son milli maçta izlanda'yı tutacak kadar da terim'den nefret etme aşamasındayım.
    fakat aysal da öyle aman aman efsane bir başkan değil.
    ilk sezonu efsane bir sezondu. başarının mimarı ne o ne de terim. hep beraber güzel bir takım çalışması yakaladılar güzel bir grup oldular ve başardılar. bitti.
    bizim milletimiz lafa söze çok gelir. adam muhteşem konuşuyor, hitap yeteneği harika.
    fakat söyledikleriyle icraatleri asla tutmadı bugune kadar.
    mesajları senin telefondan kim çalabilir başkan yapma allahını seversen.
    söylediği bir çok söz çok tatlı çok güzel. son derece beyefendi tavırları olan son derece sogukkanlı bir başkan profili çiziyor. fakat söylediklerinin %90'ı pratikte geçerli değil.
    hele elmander romantikliği yapması bariz taraftara oynamak.

    kusura bakmayın beyler ben kimseyi galatasaray'dan fazla sevmedim. aysal kalırsa ne olur giderse ne olur onu da kestiremiyorum. ben de sizin kadar biliyorum. ama sonuç ne olursa olsun umarım yararımıza olur.

    not: bir de taraftar olarak böyle bir bölünme yaşadığımız bir dönem hatırlamıyorum.
  • 5953
    kendisinin geldiği zamandan bu yana kadar yaptıklarının doğrularıyla yanlışlarıyla hepsini bizzat yakından takip ettik. dünkü yayınlanan stadyum programında da bu zamana kadar yaptığı işlerin büyük bir çoğunu tüm şeffaflıkla sorgulayabiliyor olmak ve bunları soruyor olmak bile bizim böylesine bir başkanı kaybetmememiz için yeterli bir sebep. bu zamana kadar kaç kulüpte (türkiye içersin de) böylesine şeffaflıkla hareket edildiğini gördüğümüzü sormak istiyorum. muhakkak yönetim tercihlerin de yaptığı icraatlar da hatalar vardır. böylesine kara düzen de olmaması imkansızdı zaten. ama dün kendisine sorulan akıllara takılan her soruya gayet mantıklı açıklamalar yapmış, efendiliği, üslubu ile ne kadar bu kara düzenin üstünde bir adam olduğunu bir kez daha göstermiştir. bazı konular da yetersiz kaldığını hepimiz söyledik, nitekim bu doğruydu da. bunun en büyük sebebi yönetim de ki gücün az olmasından da kaynaklı bir sebepti. burada yapmış olduğu hataların en başında bu gelmekte. tüm camianın rüzgarını arkasın da olduğu bir dönem de yönetim değişikliği yapması sayın başkanın yapmış olduğu en büyük hatasıydı. bunu kurumsallaşma adı altında yapmış olması bana kalırsa yapılmayacak bir işti. çünkü ülkede ki bu düzen böylesine kurumsallaşmayı böylesine profesyonel bir sistemi kaldırabilecek seviyede değil. buna nereden mi karar veriyoruz ? çok basit. bakın şikeden hüküm giymiş adamlar bugün rahatlıkla sokaklarda gezebiliyor, televizyonlar da demeç verebiliyorlar. yetmezmiş gibi arsızlaşarak karşı tarafları da suçlayabiliyorlar
    ( yaşadığımız toplum da insan öldürüp katil olmuş adamların 'özür diliyorum adam dedim' ne kadar güldürücü cezalar aldığı ortadayken, futbolun katillerinin de bu şekilde yaşıyor olmasına şaşırmamak gerek). galatasaray'ın bir his takımı olduğunu herkes çok iyi biliyor. futbol da başarıların iyi arkadaşlık ve ruhla ortaya çıktığını bilen akbabalar ilk başta bunu bozmak için caba gösterdi ki bunda da malumunuz başarıya ulaştılar. çok iyi bir algı yönetimi gösterip taraftarının takımının en değerli oyuncularını ıslıklatabilecek ve taraftarla oyuncuları birbirine küstürebilecek duruma getirdiler. bunları yaşadığı sürece galatasaray'ın o bizi sevinçlere boğan, gururlandıran başarılarının gelmesini beklemek biraz hayalcilik olur. takım,taraftar, yönetim bir bütün halinde hareket ettiği zaman ülkede ki sporla az da olsa alakası olan herkesin bildiği bir şey var. kimse galatasaray'ın o zaman önüne geçemez.

    burada yapılacak iş çok basit. ünal aysal'ın ' herhalde' lafının desteklenmesi gerek ve iyi bir yönetim oluşturulması için baskı yapılması gerek. gerekiyorsa kurumsallıktan uzaklaşılıp amatörce geliyorsa başarı o şekilde hareket edilip oralara gerekli insanlar getirilmeli, bir bütün sağlanmalıdır. abdürrahim albayrak'ı sevmeyebiliriz. yaptığı hareketleri tasvip etmeyebiliriz. ama kendisinin florya da nasıl bir ortam sağladığını da göz ardı edemeyiz. takım başarıya ulaşacak ise gerekli kim varsa o yönetim de olmalıdır. bir diğeri için de ali dürüst. kulübün iç işlerinde tam bir görev adamı olduğu aşikardır. işleyişinde kendisini göreve muhakkak geri getirilmelidir. kendisine zıt gelebilecek insanlar bana kalırsa yönetim de olmamalıdır. çünkü yapmış olduğu görevde başkandan daha çok kendisine iş düşmekte ve onun karşısına ayrı olarak bir engel çıkartılmamalıdır.

    son olarak sayın başkanın şuan ki stratejisinin süzmek çok önemli. söylemlerinden şunu çıkartabiliriz; 'herhalde' lafı desteklenirse tekrardan adaylığını koyacaktır. burada kendisini tatmin edecek bir destek görmediği zaman da ise dediklerinden de çıkaracağımız üzere gönül bağının kopmayacağı onunda işaret ettiği kişinin başkan seçileceği ortadır. bizim böylesine bir insanı kaybetme lüksümüz şuan için yok. 40 aylık süreçte neler yaptığını dünde tek tek dinledik. sanmıyorum ki insanların akıllarında soru işaretlerinin kaldığına. çünkü her şeyi tek tek olduğu gibi anlattı. kendisine karşı kurulan kara düzeni, takım ve yönetim içinde ki olanları, mali yapıda ki durumu tüm gerçekliğiyle ortaya koydu. bundan sonra kendisini piyasada ki akbabalara, çakallara yem etmemek gerekiyor. bunun için tüm desteğin verilmesi gerekiyor.

    unutmayalım; (bkz: başka galatasaray yok)
  • 5955
    ilk geldiğinde tam bir avrupai başkan görüntüsündeydi. yaptığı açıklamalar olsun icraatlar olsun böyleydi. her işi o işi bilene teslim etti. terim, albayrak, dürüst, öztürk gibi adamları tam bir avrupai başkan gibi yönetti. kulübü de çok iyi temsil etti. ta ki olağanüstü kongre kararına kadar. bakın terim'i gönderme kararı demiyorum. olabilir gönderebilir öyle gerekmiştir. yeni yönetim kuruluyla beraber o sevdiğimiz avrupai başka gitti türk tipi spordan anlamayan ama anladığını sanan yönetici profili geldi.

    söylediği her laf yaptığı her icraat şova ve gösterişe yönelik. fenerbahçe'ye sataşması, yerli yersiz ortamı germesi tipik türk tipi yöneticisinin olmazsa olmaz özellikleridir.

    bu profildeki ünal aysal aday olmamalı ve tekrar başkan olmamalı. ha dersiniz ki ilk avrupai yönetici profilindeki ünal aysal tekrar geri gelecek bende sizlerle beraber geri dön başkan, bizi bırakma başkan demeye hazırım. kulübü soktuğu mali darboğaza rağmen hazırım. çünkü o ünal aysal o mali darboğazın üstesinden gelir.

    benim eleştirilerim hep ikinci ünal aysal dönemine aittir. ilk dönemine asla ve asla laf söylemem ve söylettirmem.
  • 5956
    kendisini çok arayacağımız efsane başkan. özellikle alp yalman seçilirse vay ki ne vay, gelsin altan aksoylar, gitsin barış özbekler... malesef her zaman ki gibi birlik olamadık ve ünal başkan'ı da kurda kuşa yem ettik. aziz yıldırım'ın ''sizi değiştireceğiz.'' lafından sonra bu olayların olmasına da iyiden iyiye kıl olmaya başladım. kesinlikle divan kurulunda dinazor köstebeklerin olduğuna inanıyorum artık. yakında yeni gelecek yönetim bu şikecilerle kanka da olur. hepmize geçmiş olsun...
  • 5958
    ne kalsın diyebildiğim ne de gitsin diyebildiğim başkanımız.
    bir değişiklik şarttı, hem takım için hem de yönetim için bu gerekliydi ama gitmeseydi daha iyi olurdu. birde ahlaksızlık ve karaktersizlik üzerine kurulmuş fenerbahçe'nin sizi biz değiştireceğiz demesinden bir ay kadar sonra ünal aysal'ın aday olmayacağım demesi zoruma gidiyor. yanlış anlaşılmasın elbette fenerbahçe değiştirmedi ama onların ağzına laf verince bile zoruma gidiyor keza bunu kullanacakları açık ve net. ünay aysal'ın aday olmayacağım demesinin en büyük nedeni ikinci sermaye artırımının yapılmamasıdır, eğer onay verilmiş olsa şu an çok farklı durumlarda olabilirdik diye düşünüyorum. ikinci sermaye artırımının nasıl engellendiğini az çok herkes biliyor zaten.
    bu saatten sonra yapılacak iş yine biz gerçek galatasaraylıların seçemediği yeni gelecek yönetime ve takıma destek olmak. o gitmeseydi bu gitmesiydi şu böyle olsaydı olaylarını bırakmalı ve önümüze bakmalıyız.
  • 5962
    kasım 2013'te yazmışız durumun kötüye gittiğini acil olarak önlem alması gerektiğini. devre arasında futbolcu alıp suları dindirme yoluna gideceğini ve bunun borç batağına sürükleyeceğini.. neyse ki fenerbahçe'nin cezası vardı da şampiyonlar ligine katılabildik 2. olarak. katılamasaydık durum baya kötüye gidecekti. gerçi zar zor 2. olabildik.

    abdurrahim albayrak'ın tarzını sevmiyorum ama zamanında bu adamı tekrar göreve getirseydi ya da florya'da bulunmasını sağlasaydı futbolcular mental olarak bu kadar dibe batmayacaktı. onların özgüveni yerinde olsaydı takımı iyi oynar ve başarılı sonuçlar alırdı. bu da doğrudan her yere sıçrar ve yönetim de özgüven kazanırdı. sonuçta futbol takımı iyiyse yönetim de iyi oluyor kötüyse yönetim de.

    ünal aysal olağanüstü divan kurulunu iyi okudum dedi ama ikinci yönetim sonrasındaki durumu iyi okuyamadı.

    köprüden önce son çıkışta uyarmıştık o zaman bize kızanlar, terimsporlusun diyenler oldu. bak ne oldu şimdi?
    her ne kadar takmasamda fenerbahçe'nin sizi değiştireceğiz lafı gerçek gibi oldu. bir yanda siyaset karşısında kulübü ezdiren adnan polat diğer yanda aziz ve tayfasına kulübü ezdiren ünal aysal.

    (bkz: ünal aysal/#1330940)
  • 5963
    galatasaray'a 40 ay hizmet etmiş artıları kadar eksileri olan bir başkandı yolu açık olsun. fatih terim kovulduğunda galatasaray teknik direktörsüz kalmaz diyenlerin de dediği gibi galatasaray başkansız kalmaz ki kendisi de galatasaray tarihinin en başarılı başkanı falan da değildir. ünal aysal olmazsa ne yaparız demeye gerek yok. fatih terimleri, albayrakları, ali dürüstleri arkadan hançerlemişdi gün geldi devran döndü divan kurulu tarafından arkasından hançerlendi, eşyanın tabiatı bu herkes ettiğini bir şekilde buluyor. terimi çok sevenler için; terimsporlular üzülmeyin gider milli takımı tutarsınız diyenlere 1 iyi 1 de kötü haberim var. kötü haber çok sevdiğiniz başkanınız 4. yıldız sezonunda galatasarayı satıp kaçtı, iyi haber üzülmeyin aysalsporlular eski başkanınız anderlecht'e yatırım yapmayı düşünüyormuş gider o takımı desteklersiniz.
  • 5964
    artilari eksilerinden cok cok fazla olan, kanimca da cok basarili olan baskan. devam etmeliydi. bu yaptigi olmadi. sezon baslamis ve henuz 1 ay dolmamisken galatasaray baskanligindan ayrilmasi kabul edilebilecek bir sey degildir. divan ile takismak baskanligi birakmak icin yeterli bir sebep degildir. genel kurul'a gider, guc tazeler, geri gelirsin. yaptigi sapkasini alip gitmektir. elbette galatasaray baskansiz kalmaz. ama iki sezondur eylul ayinda kaos yasamayi da haketmiyoruz.
  • 5965
    fatih terim'i kovduktan sonra adam gibi bir teknik direktörü futbol takımının başına getiremeyen, zor zamanlarda ise bırakıp kaçmayı yeğleyen başkan. demek ki derin galatasaray'ın başkan yaptığı ve bırakmasını istediğinde de kenara çekilen bir kuklaymış kendisi. o halde gidene dur denilmez, yaşattığı başarılar için teşekkürlerimizi sunuyor, önümüze bakıyoruz artık.
  • 5969
    en büyük artısı fatih terim turnusolu olmasıdır. fatih terim'i ünal aysal'a batırınca renginin ne olduğunu gördük.

    başkana gelince;

    bence herkes medyanın yarattığı olumsuz ünal aysal imajıyla bir yorum yapmaya çalışıyor. medyanın da kime hizmet ettiği açık. bizi ilgilendiren tek kıstas; başarı olmalı. galatasaray başkanı bir takım kararlar alması için o mevkiiye gelir ve o kararları alıp almamak kendi inisiyatifidir. biz ancak, bu kararların sonucunu değerlendirebiliriz. bu anlamda ben başkanı başarılı buluyorum.

    tabii ünal aysal 'ın da doğru veya yanlış kararları olmuştur. örneğin, ali dürüst ve abdürrahim albayrak 'ı devre dışı bırakması bana göre yanlıştı. onun dışında aklımdan geçen , istediğim ne varsa yapmış veya yapmak için çabalamıştır. kendisinin duruşu, galatasaray başkanına yakışır şekilde olmuştur.

    bana göre gayrımenkul konusunda da haklıdır. kulübün sürekli sırtında bulunan borç kamburu nedeniyle hiçbir zaman gelir-gider dengesi kuramayacağını anlamıştır. hem başarı için para harcamak gerekirken , bir yandan borçlar ödenemez, ben de bu konuda onunla hemfikirim. ayrıca satmadan da bu gayrımenkullardan gelir elde edilebilir...bir de finansal fair play düşünülünce borçsuz bir bütçe ile gelirini giderini artık yıllık olarak bilen ve ayağını yorganına göre uzatan bir şirket olmamızı ben de istiyorum. şu yıllardır süregelen borç yükü bitsin artık. o araziler ve gayrımenkuller bu günler için var. en çok ihtiyaç halinde kullanmayacaksak durmasının bir anlamı yok.

    mevcut yabancı kuralı, güdümlü ve basiretsiz bir federasyon, galatasaray'a sürekli yapılan adaletsizlikler , hala aziz yıldırım'ın türk futbolundan silinememesi , kulüp içindeki muhalefetin artması ve futbol takımındaki düşüş ve istikrarsızlık neticesinde iş, bu noktaya gelmiştir. ben medyada terimcilerin ve muhaliflerin yarattığı ortamı 3 yıldır izliyorum. ünal aysal'ın hep kendi menfaatine çalıştığını, bunun için galatasaray'ı kullandığını ve gözünün galatasaray'ın mallarında oldugunu iddia edip durdular. ayrıca başkan ile terim'in de arasının açılmasında bence bu adamların da payı büyük. açıkçası bana göre fatih terim'i de biraz bunların gaza getirdiğini düşünüyorum. terim'i babama benzetir babam gibi de severdim, ama artık benim için bitmiştir. nedeni ne olursa olsun, kendi egosunu, galatasaray'ın menfaatleri önüne koymuş ve galatasaray düşmanlarıyla işbirliği yapmıştır.

    romantik taraftara da şunu söyleyeyim, bırakın güzel şeyler geçmişte oldukları yerde kalsınlar. kimseyi geçmişten silmeyelim (emre belözoğlu hariç) , ama herşey değişiyor. terim de değişmiştir ve bana göre camiamıza haksızlık etmiştir. nedeni basit, başkanla aralarında bir sorun olsa bile, gidip demirören'in federasyonunda yüklü bir paraya imza atarak calısıyorsa, bana hiç laf anlatmasın, zira komik olur , altı dolmaz...

    eğer geri dönerse başımızın üstünde yeri var, dönmezse de kendisine bir taraftar olarak teşekkürü bir borç bilirim. bana göre başarılıdır, onun haricindeki komplo teorileri ispatlanmadıkça bana birşey ifade etmiyor..
  • 5973
    galatasaray'a gelirken taraftara ne vaadediyorsunuz sorusuna: "başarı başarı başarı" diyerek cevap vermiş galatasaray başkanı. galatasaray kendisinin başkanlığı döneminde takım sporlarında 27 kupa kazanarak gerçekten çok başarılı olmuştur. amiral gemi futbolda üç sezonda iki türliye ligi şampiyonluğu, türkiye kupası ve şampiyonlar ligindeki istikrar. basketbolda avrupa şampiyonluğu, lig şampiyonlukları gelmiştir. ekonomik anlamda da siyasi gücün spk baskılarına rağmen kulübü idare edilebilir hale getirmiştir.

    tarafsız olması gereken tff, tbf gibi federasyonların siyasetin güdümünde hareket ederek galatasaray'ın önünü kapattığını gören ve içeriden de darbe almaya başlayan aysal, zeki ve geleceği görebilecek sezgilere sahip bir bünyeye sahip olduğundan; mevcut durumda artık başarılı olamayacağını anlayarak görevinden ayrılmak istemiştir. bunu başarlıyken yaparak türk sporunun içler acısı halini de ortaya koymuştur.
  • 5975
    zirve de birakan ba$kandir. hadi tam zirve olmasa da, bir tik altinda birakti diyebiliriz. neden mi?

    futbol
    ba$kanliga geldigi günden beri futbol takimi $ampiyonlar liginde bir kez çeyrek final oynadi ve bir kez de son 16ya kaldi. 3. senesinde ise lig ikincisi olarak, direkt olarak tekrardan $ampiyonlar ligine katilmaya hak kazandi.

    bayan basketbol
    avrupa $ampiyonlugu

    erkek basketbol
    17 haziran duruşu

    ünal ba$kan in bugün e kadar tasvip etmedigim tek hareketi, transferin son gününde pandev ve dzemaili yi getirmesi oldu. madem bu adamlar alinacak, daha önce alinabilirdi. ben $ahsen bu ikisinin transfer yapilsin diye yapilan transferler oldugunu tahmin ediyorum.

    ke$ke olmasa idi ama oldu. ha, bu yaptigi dogrulari unutturur mu? hayir. drogba, sneijder ve niceleri..

    müddetinin doldugunu anladi ve birakti. daha dogrusu bu pisligin içinde daha fazla yer almak istemedi ve birakti..
App Store'dan indirin Google Play'den alın