resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 5854
    ilk 2 senesi galatasaray tarihinin en iyi başkanlarından biriydi lafı ne kadar doğruysa, son iki senesi yaptığı hatalarla o ilk 2 yılı silip atan başkanımız lafı o derece doğrudur. hele ki sene başında futbolcuların maaşlarının yükseltilmesi olayı tam anlamıyla skandaldır. başkanlığı bırakmasından çok yönetimdeki arkadaşlarını tamamen değiştirmeli. çünkü başarı ekip ile gelir.
  • 5855
    yapmayın arkadaşlar, yapmayın gözünüzü seveyim. nasıl ki başkanlığına geldiği gün bu takımı 2 yıl zirveye çıkardıysa şu günlerde de alacağı doğru bir karar sonrası takımı daha ileriye taşıyacaktır ünal aysal. adaylar ortada, bu adam değil miydi ilk geldiğinde 'futboldan değil futboldan anlayandan anlarım' diyen ? öğrendi artık neyin ne olduğunu, tam birlik beraberlik gerektiren zamanda gitmesi galatasaray'ı geriye götürecektir. eğer giderse 1 yıl sonra bu zamanlarda herşeyden çok fazla şikayetçi olan bir kitle olacak ve bunun sorumluları arasında başkana sallayan 'sizler' de olacaksınız...

    gitme be başkan gitme...

    https://imageshack.com/i/pa7Mukswj
  • 5856
    galatasaray taraftarı son 25 yılda hiçbir başkana bu kadar destek vermemiştir. aynı zamanda son 25 yılda hiçbir gs başkanı bu kadar baskı altında kalmamıştır.

    yazıldığı çizildiği gibi g.saray'ı mali açıdan batırmamıştır, aksine önceki tabloya göre daha iyi bir duruma getirmiştir. hatalarının olmadığını söylemek zor, ancak bunların olağan şeyler olduğunu söylemek lazım.

    bugün karar verecek başkanlık hakkında, taraftar da kalmasını istiyor;
    http://soruyorum.com.tr/sc/Q0ip
  • 5857
    ambalajı güzel, tadı kötü isviçre çikolatalarına benzeyen başkan. dışarıdan gördün mü çok lezzetli zannedersin. kekte, pasta da falan da kullandın mı yenilir, gider yani belli bir ekip çalışmasıyla bir nebze. fakat tek başına tadı hiç iyi değil.

    amma velakin ambalajına aldananıda çok olur. avrupai kulüp olacağız, kurumsal olacağız daha durun.
  • 5858
    kendisini en çok eleştirenlerden biriyimdir ama şimdi ne gerekiyorsa yapılmalıdır kalması için. gaassaraylılık bunu gerektirir. yanlışları da olabilir ama yine de bu kadar baskıya bu kadar düşmana karşı dik duruşunu bozmadı. yerini kimse dolduramaz. kulübün belki de en zor zamanında çıkıp geldi, ne çabuk unuttuk o günleri? bugün ortalıkta dolanan isimler o gün neredeydi? yönetim güçlendirip yoluna dimdik devam etmelidir.
  • 5860
    sevmek ya da sevmemek, iste tum mesele bu

    dedi galatasaray taraftari.

    aysalcilar terime, terimciler aysala saldirir oldu. terimcilere hukumet yalakasi, guce tapan; aysalcilara yalaka, sinsi dusmanlar yaftasi yapistirildi.

    butun bu kavga gurultuyu koparan da galatasaray'in kendi taraftarlari oldu. hicbir rakibimizin veyahut ta kimilerine gore artik dusman olarak anilan bazi kurumlarin ne yaparlarsa yapsinlar galatasaray'a veremeyecekleri zarari, taraftari ikiye bolen terim aysal cekismesi verdi.

    olan cimbom'a oldu ve malesef bu surecte pek coklari olaya galatasaray penceresinden bak(a)madi.

    aysal'i ilk geldigi gunden beri seven biri degilim. ama mevzuya da hic bir zaman onu sevmek ya da sevmemek penceresinden bakmadim. nihayetinde galatasaray'in baskani olan birisi hakkinda bir dusunce ortaya konulacaksa ayinesi istir kisinin lafa bakilmaz dedim hep.

    gecmis donemde kendisine buyuk baskan diyen bircoklari, aysal'in galatasaray'i idari ve mali acidan ayaga kaldirdiklarini soyledi. defaatle bir cok kisiyle bu konuyu yuz yuze konustuk.

    buyuk baskan unal aysal'i goklere cikaran arkadaslarin hic birisi ne tesaduf ki halka acik bir sirketi olan galatasaray'in bilancolarina bir kez olsun acip bakmamislardi.

    sirketin hisse satimlarinda yapilan usulsuzlukler, sermaye artiriminda spk ile iliskilerin duzgun yonetilemeyisi ve devaminda iptal olan ikinci sermaye artirimi gibi belli basli problemler hep gormezlikten gelindi.

    sirketin hisselerini satmakla rivayi satmak arasinda teorikte hicbir fark yok dediklerimiz, "bizle dalga mi geciyorsun" dedi. ancak bugun geldigimiz noktada, elde satilacak baska bir sey kalmadigi icin rivayi gozune kestiren aysalin, divan kurulundan olumu geri donus alamayinca yeniden secim karari almasina itiraziniz yoksa varsin caniniz sagolsun.

    gerci aysalin baskin secimleri ilk kez gordugumuz bir durum da degil. kendisini rekor oyla sectiren ve son yillarin acik ara her anlamda en guclu birinci yonetimini bir gecede dagitan da aysaldan baskasi degildi.

    bu yonetimi dagitmasinin tek bir sebebi vardi. futbol takiminin basarilarini kimselerle paylasmak istemeyisi. o donemde butun ovguleri; kupa ustune kupa kaldiran terim, floryada gecesine gunduzune katan albayrak durust ikilisi ve ozellikle fenerbahce'ye karsi dik durabilen tek isim olan ozturk dortlusu aliyordu.

    aysal bu durumu icine sindiremedi. aslinda bu noktada haklilik payi da vardi. cunku o bu kulubun baskaniydi. ortadaki basari bir ekip isiydi ve aysal da bu ekibin kurucusuydu. ancak hala aklim almiyor. madem basari bir ekip isiydi o halde aysal neden tum yonetimi dagitarak devaminda terimin kovulmasina kadar gidecek olaylari baslatan kirilmaya sebep oldu. sebebi basit. terimden asagi kalir yani olmayan egosu devreye girdi ve esas basarinin kendisinde oldugunu tum dunyaya ispat etmek istedi. acikca sizsiz de yaparim demeye getirdi. butun kerameti kendinde sandi. gercekte esas ve tek basarili olanin kendisi oldugunu gostermek istiyordu.

    aysal ve sandelyeleri adli ikinci yonetim kurulu zaten bunu ispatliyor. kendinden baska kimseyi istemedi yaninda.

    kisisel menfaatlerini galatasarayin onunde tutuyor dememiz hep bu yuzdendi. mevzu, aysal icin gercekten galatasaray olsaydi kurdugu o basarili ekibi dagitmazdi.

    devamli kurumsalliktan bahsedip insanlarin kafasini bulandiran bir kisinin her isine gelmeyisinde yonetimi degistirmesi nasil bir idari basaridir onu da sizlerin takdirine birakiyorum.

    birkac gun once aysalin 'galatasaray'a sosyal sorumluluk projesi olarak bakiyorum" demesi ise gercekten traji komik bir durum ortaya cikardi. kendisine haksizlik yapmamak icin cok cabaliyorum ama; vakti zamaninda, basarili bir tuccar olarak galatasaray'in hisselerini elinde tutarak, 6.8 milyon dolari cebe indiren biri nasil olurda galatasaray'dan sosyal sorumluluk projesi olarak bahseder gercekten aklim almiyor.

    hadi hakkini teslim de edelim. memur bir alieden gelip milyar dolarlik sirket kurmak gercekten kolay kolay herkesin harci degil. kabul etmek gerekir ki kendisinin sirket yonetimi uzerine ciddi bir zekasi var. ama gel gor ki galatasaray bir sirket degil. malesef bu konuda da kimseyi ikna edemedik.

    tafartarla musteri arasindaki derin farki bir turlu anlayamadi aysal. burasi bir sirket, biz de musteri olsaydik operasyon mudurunu kovdu diye kendisine sirtimizi donmezdik. ama isler hic te oyle degil. galatasaray egitim tandansli bir camia olmanin yanisira, bir asiri askin suredir de ulkesini ozellikle yurtdisinda temsil etmeyi misyon edinmis bir spor kulubu. tarihinden gelen bir kultur mirasi var. devrimci olmak ile camianin ayarlariyla oynamak arasinda ince bir cizgi var.

    kuvvetle muhtemel aysal, hayati derecede muhim olan nuanslari idarak etmek noktasinda buyuk bir buhran yasadi ve halen daha yasmaya devam ediyor.

    bu noktada yanlis anlasilma olmasin, aysal'a buyuk baskan demeye devam edilmesinin benim acimdan hic bir sakincasi yok. taraftarin kimi sevip sevmedigi beni hic ilgilendirmiyor. dedigim gibi benim esas meselem galatasaray.

    peki mali ve idari elle tutulur hic bir basarisi olmayan bir baskanin hala destekci bulmasininin sebebi nedir?

    bu sorunun cevabi aslinda net. sportif basari. baskaca bir gorusu olan varsa da bizleri aydinlatmasini kendilerinden rica ederim.

    ister istemez bu noktada terim mevzusuna bir parantez acmak gerekiyor sanirim.* ayni aysalda oldugu gibi olaya artik sevip sevmemek noktasinda bakmayan, en azindan bunu deneyebilecek kisilerin okumaya devam etmesinde fayda var. muhim olan galatasaray'in menfaatleri, kisilerin degil.

    simdi terim kendini kovdurttu, baksana aylar oncesinden tff ile gorusuyormus diyenler var. bilmem basarilabilir mi ama keske bir an icin terim'in kovulmasindan bir kac saat oncesine geri donulebilse. icten ice aysal'in da ayni seyi dusundugunu tahmin ediyorum.

    oncelikle adi konulmasi gereken bir nokta var. terim'in kendini kovdurttugunu, galatasaray dusmanlariyla is birligi yaptigini soyleyenler var. haklilik payi da var bu argumani savunanlarin. ancak netice ne olursa olsun terim'in antrenmandayken, ustelik sahasinda kupa kaldirdiklarimin cocuklarina ciddi bir ustunluk sagladigi bir donemde evine noter onayli ibraname gonderilerek bu kulupten siktiredildigi gercegi malesef ve gercekten malesef ki onumuzde durmakta.

    bu gercegi gormezden gelerek sonrasinda yasanilan hadiseler uzerindne birine saldirip, ki bu aysal da olabilir, bir digerine sempati gostermenin galatasaray'a bir faydasi varsa bilemiyorum.

    ne terim ne de aysal benim icin onemli degil. ancak, ortada bir gercek var.

    terimci aysalci bakis acisindan bir an olsun siyrilabilecek kardeslerime bir sorum var.

    bu kulupte baskanlik sistemi oldugunu ve neticede son karari baskanin verdigini soyleyen biri, terim'in tff ile gorusmesine izin vermeseydi ne olurdu?

    bu kulubu terim yonetiyorduysa bilemem tabii. ama eger oyle bir durum soz konusuysa da burda kabahatli yine aysal olmaz miydi?

    gayri resmi olarak terimin tff ile gorusme iddalari da cok anaormal degil. bugun terim'in ozellikle yurt icindeki cevresi bu durumu normal kilmakta. pek tabii cevresinden birileri terime 'keske milli takimi sen calistirsan demis" olabilir. hatta galatasaray'i calistirirken baska baska ulkelerden teklifler almis ta olabilir. bu nokta uzerinden terime saldirip "goruyor musun haini" demek biraz insafzislik oluyor sanki.

    aysal tarafindan yalniz birakilan terim butun bu gelismeleri elinde bir koz olarak tutmus olabilir mi? ya da tutmaya hakki var midir? mevzu bahis galatasarayken bence yoktur ama hayatinin son ve en onemli uretim caginda olan biri icin perdeyi kovularak kapatmak ta terim icin pek normal bir durum olmazdi.

    gecen sene bu vakitlerde, aysal terime izin vermeseydi terim gidip te tupcuyle ayni masaya oturabilir miydi?.

    terimi sev sevme, ama bu adami siksen gidipte boyle bir durumda, ustelik baskani izin vermiyorsa kendini o ortama sokmaz. sokuyorsa da bil ki istifa etmistir. istifa ettigi yerde de bir saniye bile duracak bir adam degildir.

    galatasaray'in basinda bir hoca varken galatasarayla bile masaya oturmamis birinden bahsediyoruz. terimi vur, kir, parcala ama hakkini da ver. senelerce kaptanligini yaptigi, sonrasinda teknik adamliginda kupa ustune kupa kaldirdigi kulubun orf adetlerine senden benden daha fazla sahip cikar terim.

    aslinda hepimiz biliyoruz ki, milli takim hadisesi aysal'in da isine geldi. zaten terimi gondermenin hesaplari icerisindeydi. yasananlar ona altin tepside bir firsat sundu.

    terim'e nefret kusanlarin en cok kullandigi arguman, tupcuyle kader ortakligi yapmasi. disardan bakilinca gercekten cok sevimsiz bir hadise. ben de bazen aklima geldikce kufuru basiyorum. ancak su noktayi dusunmeden de yapamiyorum. seksen kusagi, tribune az cok girmis ve ozellikle altmis kusagindan epeyce etkilenmis bir taraftar olarak milli takim pek te umurumda degil. ancak kabul etmek gerekirki ulkenin yuzde doksani icin bu durum epey farkli. milli takim maclari sifreli yayinlandiginda baya baya bir halk ayaklanamsi oldu bu ulkede.

    nasil ki aysal galatasaray'in menfaatleri icin tupcuyle yanyana siritabiliyor, o turgay cocuguyla adada pasta kesebiliyorsa, terim de pek ala milli takim icin bugun yonetimde olan kesimle birlikte olabilir. olusan tablo galatasaray taraftari icin cok cirkin ancak terim milli takima ilk kez ve ustelik tupcu yuzunden geldi gibi davranmak ta tarihle pek bagdasmiyor. ulkeyi (x), federayonu (y) yonetiyor diye terim milli takima gitmekten vazgecmez. vazgecmesini beklemek te pek mantikli degil gibi.

    kafamizi bulandirma, romantikligin alemi yok derseniz kabulum. ama ben hala aysal terime yol vermeseydi neler olurdu dusunmeden edemiyorum.

    hali hazirda ortada kovulmus bir teknik direktor olduguna gore ilk sorumlusunun da aysal oldugu konusunda kesin bir kanaatim var.

    bana gore yonetmesi gerekn en onemli iliskiyi yonetemeyen bir baskan modeli var.

    empati yapmayi cok sevmiyorum ama; eger biri, benim onu kovmam icin elinden geleni yapsa, ondan nefret etsem bile zugurt aga misali onu kovmamak icin elimden geleni yapardim.

    bugun terim kendisi istifa etse, ya da en makulu kol biraz daha kirilip en azindan sene sonuna kadar, hadi hic olmadi devre arasina kadar yen icinde kalabilseydi bugun cok daha farkli seyler konusabilirdik.

    ama olmadi, aysal gitti terimi kovdu.

    3 seneyi biraz askin bir surede, ilk secildigi gun haric iki kez secime giden, 3 teknik direktorle calisip futbol takimini dibe surukleyen, mali olarak gelirleri 3 kat artmasina ragmen borcunu bir dolar bile dusuremeyen bir baskan bugun hala destekci bulabiliyorsa nedenleri gercekten tartismaya acilmali.

    sahsen aysalin yeniden aday olmasini istemiyorum. ikide bir yonetimi degistirerek, kendisinden baska herkes sucluymus gibi davranan birinin de artik camiaya liderlik edebilecegine inanmiyorum. koskoca galatasaray camisasina aysaldan baska baskanlik edicek kimse kalmadiysa zaten yapicak birsey yok. ama biliyorum ki aysaldan daha nitelikli galatasaraylilar da var.

    umarim secimin sonucu ne olursa olsun kazanan galatasaray olur.
  • 5861
    başkanlığa aday olmayacağını bu akşam trt'de 22:30 başlayacak stadyum programında açıklayacak.
    dün gece kesin kararını vermiş. şöyle ki;

    aysal tarafından yönetimden çıkarılan ali dürüst dün gece başkan aysal ile yemek yiyor. yemeğe katılması beklenen ve katılacağı belirtilen abdürrahim albayrak son dakikada karar değiştirip davete katılmıyor. ali dürüst fikrini soran ünal aysal'a net konuşuyor.
    "madem erken secim kararı aldın yönetimini yenile aday ol. ama beni yeni yönetiminde düşünme" diyor. bunun üzerine aysal, dürüst'ten ışık göremeyince" ben zaten çok yoruldum. bırakmayı düşünüyorum" diyor.

    kaynak: süleyman rodop
  • 5862
    mali açıdan daha iyi duruma getirmiş denilmesi hala akıllanmamanın göstergesidir ya da saflığın.

    1 milyar tl borç var arkadaş. geldiğinde bu borç 600 milyon tl idi. he dersin ki o zaman dolar daha düşüktü? ben de sana şampiyonlar liginden gelen para tl mi dolar mı? arda'nın satışından aldığın para tl mi dolar mı? nike ile yaptığın sözleşme tl mi dolar mı? derim. lig tv yayın hakkına dolar üzerinden tl yatırıyor.

    tarihte en büyük hisse satışını yapmış, stat gelirlerini temlik altına aldırmış, elimizdeki en değerli oyuncuyu satmış, forma sponsorluk anlaşması imzalamış. yani anlayacağın para getirecek ne varsa yapmış ama borç hala yükselmiş. peki bu kadar borca karşılık ileride yatırım adına ne yapmış? para getirecek ne hamle yapmış ileriye dönük.

    bak tarihin en kötü sportif başarısı göstermiş adnan polat ileriye dönük birleşmeyi sağlamış, stadı bitirmiş ve para basar hale getirmiş ve riva'yı artık değerlendirilebilir hale getirmiş şekilde bıraktı gitti. ünal aysal ne yaptı peki? yeni gelecek yönetim cidden şapkadan tavşan çıkaracak borçları ödeyebilmek için.
  • 5866
    dolar/euro yükselmesine rağmen türk oyuncularla dolar/euro üzerinden anlaşma yapan başkan. sözleşmesi devam eden ve 34 yaşında bizden 3 milyon euro kazanacak futbolcuların varlığının tek sorumlusudur. çünkü burak ve selçuk tüm avrupa'nın peşinde olduğu her an elimizden kaçabilecek futbolculardı. ünal aysal maddi açıdan başarılıydı oyununu geçeceksiniz tutunacak tek şeyiniz fatih terim'i kovması. fatih terim gittiğinde biraz bir şeyler kaybettik ama ali dürüst ve albayrak gittiğinde çok şeyimizi kaybettik. prandelli kötü koca değil ama buralara yabancı , takımda sorun çözecek, yerli yabancı ayırımını ortadan kaldıracak, futbolcuların birliğini tekrar sağlayacak adam lazım ve o adam kim defalarca yazdık. ünal aysal kötü bir başkan değil ama efsane falan da değil. eğer ali dürüst ve albayrak listesine girecekse alp yalman'a tercih ederim.
  • 5867
    adnan polatın tertemiz kulüp bıraktığını sanan var mali açıdan. gelmişler bi de polat üzerinden güzel aysala gider yapmışlar. amk adam stadı yaptı da stadın gelir kalemlerinin alayı kotalıydı lan. daha 1 hafta önce başkan yinelemedi mi bu bilgileri. size aysallar büyük gelir. kadir kıymet bilmez insanlar sizi. polat mis gibiydi de ne diye şutlandı. biraz düşünün de öyle konuşun yahu.
  • 5868
    evet adnan polat mali olarak temiz bırakmadı ama önü açık bir mali yapı bıraktı. stat gelirlerini temlik altına alınması adnan polat zamanında değil ünal aysal zamanında olmuştur. adnan polat sadece 1,5 yıllık kombine ve loca satışı yapmıştır. zaten stadı ancak yarım sezon kullanabilmiştir. ünal aysal ise kısa vadeli borçları yapılandırmak için denizbank ile loca gelirlerini temlik altına aldırarak borçları uzun vadeye çekmek için kredi almıştır. bilmeden konuşmayalım.

    para sihirbazı denilen ünal aysal'ın koskoca kulübü düşürdüğü duruma bakın. neredeyse tüm gelirler ipotek altındayken hala adnan polat'a sallayın mali olarak. adam kiralık oyuncuları, bonservisi elinde oyuncuların peşinden koşması boşuna değildi. yarınlar aydınlık olsun diye o kadar borcun altına girmedi. benden sonrası tufan demedi. nasıl gönderildiğini de unutmayalım. o utanç vesikası gibi duran mali kongreyi unutmayalım. galatasaray tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kongreyle gönderildi.

    --- alıntı ---

    galatasaray sportif a.ş.'nin, 28 şubat 2014 tarihinde sona eren dokuz aylık özel ara hesap dönemine ilişkin mali tablolarına ait dipnotlarında dikkat çeken rehin, ipotek ve temliklerin büyüklüğü 621 milyon 329 bin 385 tl'ye ulaştı. bunun dışında galatasaray'ın 295 milyon adet hisse senedi de rehinde.

    toplam borçları, 767 milyon 853 bin 184 tl'ye ulaşan galatasaray sportif a.ş.'nin bilanço dipnotlarında 3 yeni finans kuruluşuna daha rehin, ipotek ve temlik verdi.

    galatasaray'ın borçlu olduğu kuruluşlar arasına hüsnü özyeğin'in sahibi olduğu fiba factoring, boydak grubu'na ait türkiye finans katılım bankası, ahmet çalık'ın aktifbank'ı da eklendi.

    böylece galatasaray'ın bugün sahip olduğu araziler ve gelecekte sahip olacağı gelirler üzerinde söz sahibi olan banka ve finans kuruluşlarının sayısı 8'e yükseldi.

    bu finans kuruluşlarının sahipleri arasında israilli bank hapoalim (bankpozitif'in ortağı), rus sberbank (denizbank'ın sahibi), kazak bankası bta (şekerbank'ın ortağı), mustafa boydak (türkiye finans'ın patronu), hüsnü özyeğin (fiba factoring'in sahibi), ahmet çalık (aktif bank'ın patronu) bulunuyor. yani bir anlamda galatasaray'ın hisse senetleri, riva'daki arazisi, mecidiyeköy arazisi, tribün gelirleri, naklen yayın gelirleri, isim, reklam ve sponsorluk gelirleri üzerinde bu isimler de söz sahibi.

    şimdi gelelim galatasaray'ın verdiği temlik ve ipoteklere.

    reklam, sponsorluk ve isim hakki gelirleri üzerinde 7 kuruluşa 169 milyon tl temlik

    galatasaray'ın sponsorluk, reklam, isim hakkı gelirleri üzerinden temlik verdiği finans kuruluşu sayısı 7'yi buldu. toplam gelecekteki sponsorluk, reklam ve isim hakkı gelirleri üzerinden verilen temliklerin büyüklüğü ise 168 milyon 851 bin 643 tl'yi buluyor. bu rakam denizbank, şekerbank t.a.ş., bankpozitif kredi ve kalkınma bankası, t. halk bankası a.ş. bahreyn şubesi ve demir-halk bank nv, fiba factoring, aktifbank lehine temlik edilmiş durumda.

    naklen yayinin 90 milyon tl'si 5 bankaya temlik

    galatasaray'ın naklen yayın gelirleri üzerinde bulunan temlik ise 89 milyon 559 bin 243 tl seviyesinde ve borçlar nedeniyle lehine temlik verilen kuruluşlar şekerbank t.a.ş., bankpozitif kredi ve kalkınma bankası, t. halk bankası a.ş. bahreyn şubesi ve demir-halk bank nv, fiba factoring.

    şekerbank t.a.ş., bankpozitif kredi ve kalkınma bankası, t. halk bankası a.ş. bahreyn şubesi ve demir-halk bank nv ve denizbank'tan kullanılan krediler ve alınan borçlar nedeniyle bu kurumlara verilen hisse senedi rehinlerinin büyüklüğü imtiyazı bulunmayan b grubu hisselerden 295 milyon 483 bin 500 adet hisse.

    riva ve mecidiyeköy arazileri üzerinde 329 milyon tl'lik ipotek var

    galatasaray'ın riva arazisi üzerinde ipotek tutarı 207 milyon 365 bin 782 tl'si 1. ve 2. derece olmak üzere şekerbank t.a.ş., bankpozitif kredi ve kalkınma bankası, t. halk bankası a.ş. bahreyn şubesi ve demir-halk bank nv lehine, 22 milyon 639 bin 500 tl'si denizbank lehine 6. derece olmak üzere toplam 230 milyon 5 bin 282 tl'yi buluyor.

    mecidiyeköy arazisi üzerinde ise denizbank lehine 2. derece 56 milyon 862 bin tl, 3. derece 42 milyon 120 bin tl ipotek verilmiş durumda.

    yani galatasaray'ın riva ve mecidiyeköy arazileri üzerindeki ipoteklerin toplam büyüklüğü 328 milyon 987 bin 282 tl'yi buluyor.

    kombinelerin 25 milyon tl'si boydak'a temlik

    bunun dışında türk telekom arena'daki kombineler üzerinde türkiye finans lehine 25 milyon tl temlik verilmiş, denizbank'a ise müşteri çeklerinin 8 milyon 931 bin 217 tl'si rehnedilmiş durumda.

    --- alıntı ---
  • 5869
    kendisini kötülemek için adnan polat'ı övmek nasıl bir kafa yapısıdır anlayan beri gelsin:)

    bu arada hayatta her şey para değildir gençler. o adnan polat denen adam bizi iki dakikada başbakana satmış, aziz'in peşinden ayrılmayan kankası olmuştu.

    mali durumda bugünden iyi değildi ve üstelik takım küme düşüyordu neredeyse, basketbol takımındaki rezillikleri herhalde yazmama gerek yok.
  • 5870
    burada kimse selefi olan adnan polat'ı ne sportif ne de genel olarak övmüyor. sadece yiğidi öldürüp hakkını teslim ediyoruz. adnan polat'ın mali olarak başarısını inkar etmek sadece gözlerini kin ve nefret bürüyen insaların yapacağı iştir. yoksa biz de tt arena açılışında yaptıklarını savunmuyor ve övmüyoruz. o açıdan da kulübü tarihinde görülmemiş şekilde küçük düşürdüğünü söyledik, söylüyoruz.
    evet adnan polat zamanında takım düşüyordu ama adnan polat da iyi biliyordu borçlanarak transfer yapıp başarı sağlamayı ama o yarını tehlikeye atmadı. nerede bonservisi elinde adam var onu alıp getirdi. sonuç başarısız oldu. gidip telles'6, salih'e 3, tarık'a 4,5, ona 5 buna 4 vermedi. verseydi başarılı olur muydu bilinmez ama tünelin ucundaki ışık da görünmezdi.

    bana burada adnan polat savunması yaptırdınız ya ne diyeyim. geçmişi unutmayalım sadece.

    lakin at gözlüğü takmayanlar görecektir ki ve hatırlayanlar bilir ki "tünelin ucundaki ışık göründü" lafının boş olmadığını. o ışığı görenler başkan olmak için adeta yığılmışlardı da içlerinden en güçlüsü aysal seçilmişti. o kaymağı herkes yemek istemişti. unutmayalım geçmişi. bu ışık sayesinde başkan ünal aysal borcumuz 100 milyon dolar azaldı demişti. 200 milyon euro seviyesine düşmüştü. son 1,5 yılda azalan borç katlanarak arttı. biz bunun hesabını soruyoruz işte. devre arasında aldığı saçma sapan futbolcuların yarattığı ekonomik darboğazın hesabını soruyoruz. futbolculara yüksek seviyeden yaptığı sözleşmelerin hesabını soruyoruz. bunlar yüzünden borçlar azalmadı, arttı.

    bunun hesabını vermeyecek mi? benden sonrası tufan demenin hesabını vermeyecek mi? tek çarenin, tek kurtuluşun riva'yı satma noktasına gelinmenin hesabı sorulmayacak mı? riva'yı satma yetkisini alamayacağını anladığından bak giderim demekle olmaz.
    bu kulüp o kadar kötü zamanlar geçirdi ama uefa tarafından cezalandırılmamıştı.
  • 5871
    adnan polat'ı övmeye de yermeye de gerek yok. kendisi adnan polat'tan daha başarılı olmasının sebebi, kişiler olarak ali dürüst, fatih terim, adnan öztürk, abdurrahim albayrak gibi işini en iyi şekilde yapan yöneticileriydi. yeni stad ve onun getirileri ile şampiyonlar ligi gelirleri çok büyük ekonomik güç verdi yönetimine. ama kendisini beğenenler hatta efsane gibi görenler bu olanları görmek istemedi. futbolu fatih hoca, basketbolu ergin hoca ayakta tuttu. iyi oynayan oyuncular başkanın aldıkları, kötü oynayanlar fatih hocanın aldıkları oldu. hala vizyon diyen arkadaşlarda yağmurlu bir havada maç izlesinler arena da.

    şikecilerin karşısında durdu, hükümet yalakalığı yapmadı diyenlere de; şikecilerin karşısında olup ne yaptı. ne medyada güçlüsün ne federasyon da ne de hükümet nezninde. ortam zaten şikecilerin istedikleri gibi meydanı boş bulmuşlar at koşturuyorlar. galatasaray başkanı olarak ne yaptın? adamlar kendini aklamak için her türlü organizasyonu kurup hayata geçiriyorlar. eskiden adnan öztürk, ali dürüst bu işleri görüyor, konuşuyor bu oyunu bozmaya çalışıyordu. şimdi kim konuşacak kim dinleyecek adnan nas'ı şükrü ergün'ü candan erçetin'i ?

    ekonomik anlamda zaten zor durumda bir galatasaray var. ikinci sermaye artırımı olmadığı için ve riva için istediği desteği bulamayan başkan yavaş yavaş geri adım atıyor. başkan olsun olmasın zor günler bizi bekliyor. bu kadar 2009-2010 senesine göre gelirleri kat kat artmış bir galatasaray'ın bu sene görüyoruz ki borçları da kat ve kat artmış durumda. kimse dolar kurunu nasıl artığını görmediğimizi sanmasın. ancak böyle bir makamda bulunuyorsan a, b, c, planların her zaman olmalı. dolar arttı, hisse arttırımına izin alamadık, riva'yı satamadık diye bahaneler olursa, sen zaten tamamen yanlış yerdesin.

    galatasarayın en büyük geliri stad ve yayın gelirleridir. bunları sağlayan da kendisi değil daha önceki yönetim ve para akışı yapan taraftardır. kendi döneminde ilk iki sene rüya gibi geçmiştir. bunun için kendisine teşekkür ederim. sağlam bir temel yaratmak isterken kendi inşa ettiği binaya dinamitler koymuştur. bu saatten sonra ( hem mali açıdan hem de futbol takımı için konuşuyorum) pek başarılı olacağına inanmıyorum.
  • 5873
    benim için artık gazı kaçmış kola gibidir. onu alsın bunu getirsin devam etsin, ya bıkmadı birilerini alıp alıp göndermekten. kulübü resmen otogara çevirdi. yanımdakileri postalayayım, bu ihaleyi kendim cepliyeyim dedi ve kaybetti. kaybetti efendim, kaybetti. bu kadar basit. söylemesi o kadar da zor değil.

    en temizi bir veda konuşması yapsın ve görevi layık olanlara teslim etsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın