resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 4551
    yıldırım demirören ile konuşmasından somut bir sonuç çıkmazsa eğer, boş yere ayağına gidip konuşmuş olacaktır. hoş bir durum olmaz.

    eğer galatasaray başkanı tff başkanı ile konuşursa birşeyler değişmeli. ne konuştuklarını bilmiyorum ama sonuçta ya bruma'nın sözleşmesi dondurulur ya da yabancı oyuncu sayısında bir gelişme kaydedilir.

    tanım: fazla iyi niyetli galatasaray spor kulübü başkanı.
  • 4552
    şike konusunda konuşmaması gereken başkanımız.
    şike olayı en çok bizi etkilerken biz hep sustuk. buna rağmen yok galatasaray yaptı, yok uefa galatasaray'ı dinledi gibi bir ton boş muhabbet döndü.
    başkan da biliyor ki şike konusunda tek bir kelime ederse olay tamamen bize yıkılmaya çalışıp, kamuoyu önünde galatasaray suçlu duruma düşecek.
    konuşmasın ancak hakkımızı gerekli platformlarda arasın. galatasaray'lı neyin ne olduğunu biliyor. iki üç antu kafası yaşayan fenerli için açıklama yapmasına gerek yok.
  • 4561
    sezon ortasında yaptığı hoca değişikliğiyle 2013-2014 sezonu şampiyonluk umutlarımızı çalan şahıs. ya sezona imparatorla başlamayacaksın ya da başladıysan sezon sonuna kadar devam edeceksin. ama sezon başında şampiyon hocayı, yemedi gönderemedi. 2013-2014 sezonu terimli bir şampiyonlukla bitseydi göndermeye yer miydi? bilemiyorum. ama hoca zaten ocak'ta boşa çıkıyordu değil mi hocayı ocak'ta alabilirsiniz.
  • 4562
    kulübe 3 sene üst üste şampiyonluk sözü vermemiştir. öncelikle bunu belirtelim. muhtemelen şampiyon olamayacağımız şu sezonda;
    -takım 2. olsa şampiyonlar ligine direk gidiyor,
    -türkiye kupası'nın en önemli favorisi biziz,
    -1 numaralı kupada son 16'dayız.
    geçen sene takım bu haftalarda aynı puanlardaydı ve şampiyonlar ligine yine son 16'ya kalmıştı. hatta son 8'e kalmıştık.

    tekrar ediyorum, bu adam bize 3 sene şampiyonluk sözü verdi de biz mi kaçırdık. kendisi elbet bir şeylerin sorumlusu ama eleştiriler orantısız şiddet içeriyor.
    çünkü bu kulübün yapacağı daha sermaye artışı projesi var, riva projesi var, kulübün borçlarının normalleşmesi başarısı var.

    aleyhinde yine yazın ama hobi olarak yazın, nefret kusa kusa değil.
  • 4563
    2 başarılı sezonun mimarlarından biri olduğu kabul ediliyorsa, başarısız geçirilen sezonun sorumlularından biri olduğu da kabul edilmelidir.
    galatasaray'ın bünyesindeki her "eleman" gibi kendisinin de çok fazla hatası oldu, körü körüne savunmaya gerek yok.

    ayrıca her kaybedilen puandan sonra başlığının altına gelip fırsatçılık yapmak da yersiz.
  • 4564
    yönetime ilk geldiğinde futboldan anlamam ama futboldan anlayan adamdan anlarım gibi bir sözü vardı hatırladığım kadarıyla. evet geldiğinden beri galatasaray'a başarılar kazandırdı, vizyon kattı vs. ancak hiçbir zaman futbolu iyi bir şekilde yönetemedi. futboldan anlamayan birinin futboldan anlayandan da anlamayacağını gösterdi. belki galatasaray'ı borçlarıdan kurtarmış, kaliteli futbolcular transfer etmiş olabilirsin ancak iki sezondur drogba ve sneijder gibi zaten ismini kimsenin tartışmayacağı oyuncular dışında çok fazla transfer saçmalığına imzasını attı. üstelik galatasaray'ın geleceği adına atılmış maalesef tek bir adım yok.

    edit: bu yazım futboldan anlayan adamlardan anlamadığı için hep yanlış transferler yapıldığı anlamı taşıyor ama anlaşılan bunu illa aptala anlatır gibi anlatmam gerekiyormuş.
  • 4567
    şu lisans mevzusuna ve de transfer işlerinin yavaşlığına bizzat el atması gereken kişidir. lig başladı yine puan kaybettik ama hala stoper alacaz, lisans çıkarıcaz cart curt. gidin pazardan alır gibi alın gelin demiyorum elbette ama ulan telles i geçtik hayroviç kaç haftadır takımda ama lisans yok. ayriyetten bu gitmeyen oyuncular mevzusu artık bayağı sıktı, yok mu şu masaya elini vuran. mancini ropörtajda dahi söyledi isimlerinizi hala hangi yüzsüzlükle kalıyorsunuz ulan. adam yine iyi niyetli kırmadan konuşmaya çalışıyor. başka adam olsa istemiyorum der keser atar.
  • 4568
    3 yıl üst üste şampiyonluk sözü vermemiş başkan. güzel savunma. ama iyi değil.

    galatasaray'da bilmem kaç yılda şu kadar şampiyonluk sözü verilmez. bunun sebebi ise çok basit. her sene şampiyonluk hedeflenir. ne beşiktaş gibi 3-4 yılda bir şampiyonluğu yeterli görürüz, nede fenerbahçe gibi üst üste 3-4 şampiyonluk sözü veririz. direkt oluruz. olduk. yine olabiliriz. ama saçma sapan davranışlarla değil.
  • 4569
    her başarısız olaydan sonra olduğu gibi yine suçlayacak birilerini arıyoruz. herhalde bugün de o günlerden biri. transferler yapınca büyük başgan ama kötü sonuçları peş peşe alınca bu nasıl başgan yaa, onu bilmiyor bunu bilmiyor denmeye başlanıyor. iyi de arkadaşım adama demezler mi, bu adamın asıl görevi nedir ? bu adamın asıl görevi galatasaray sportif kuübünün başkanıdır. görevi kulubü yönetmektir. adamın saha çıkıp top oynamasını mı bekliyorsunuz ? asıl eleştirilmesi gereken futbolculardır. maç boyunca * sadece 3 tane korner kullanılmış. galatasaray gibi bir takım için normal bir istatistik mi?

    edit: eleştirelemez değil, eleştirilebilir ama yönetim konularında eleştirilebilir. görevlerini iyi yapıp yapmadığına dair.
  • 4570
    para ve guc ugruna galatasaray'i satan fatih terim'i, akli basinda? galatasaray taraftarinin gozunde efsane olarak kalabilmek icin kendisi istifa etmeyip kendini kovdurmaya calisan fatih terim'i kovan buyuk baskan. daha o gun de soylemistim yine soyluyorum bu yil da, seneye de sampiyon olmayabiliriz ama galatasaray'in itibarini ve serefini korudugu icin kendisine tekrar tesekkur ediyorum. fatih terim'e de kader ortagiyla ve sozlesmeye beraber ters bakip aklinca galatasaray'in baskaniyla dalga gecen kafalariyla beraber basarisizliklar dilerim.
  • 4571
    başkan olduğu ilk zamanları hatırlıyorum ağır acemi idi. ama soğukkanlığı işini kolaylaştırdı. geldiği zaman ne galatasaray ne türk futbolu güzel günler geçirmiyordu, hatta bir dönem hergün yeni bir olay patlak veriyordu. o zamanı çok iyi kullandı. geldiğinde yönetim kurulu çok iyiydi o yüzden bu kadar başarılı oldu. bir sene sonra biraz daha olgunlaşmıştı, mikrofonlara sürekli demeçler veriyor, en çok o söz sahibi olmak istiyordu, başarılı her iş adamı gibi, ön planda olmak keyif veriyordu. daha sonra ondan beklenmeyecek bir hareket yaptı, daha tam olmamışken ben bu işi kaptım moduna girdi ve birlikte başarılı olduğu arkadaşlarını tasviye etti. ve yönetim kuruluna bir sürü vasıfsızı koydu bunun nedeni belliydi, tek adam olma, tek ve son söz sahibi olma. evet kendi ayağına sıktı. zaten medya ve içeriden yaratılmaya çalışılan ünal aysal-fatih terim gerilimi tetik verdi, tampon vazifesi gören yöneticilerin eksikliği sonun başlangıcı oldu.

    ünal aysal-fatih terim gerilimi ayrı konu. fakat yaptığı talihsiz değişiklik ile ayağına sıktı. gönderdiği isimler gerek kulüp içinde gerekse dışarıya verdiği enerji ile daha sağlam daha aklı başında daha olgun bu işi bilen insanlardı, son 2 senedir tff'nin yapamadığı şeyleri yeni yönetimimiz yarı sezonda yaptırdı. ve yapmaya devam ediyor.

    galatasaray futbol takımı bu sene şampiyon olmaz ise bu camia ne maddi büyümeye, ne diğer şubelerdeki başarıya bakar, kendisi ve yönetimi için son sezon olabilir.
  • 4572
    kendisi başkan olduğu zaman, başkanlık seçimleri yapılırken dışardaydım. ve hiçbir yerden ulaşamıyordum. başkanın kim olacağını merak ediyordum. e bi zahmet merak edeyim. mesaj attım arkadaşıma "beni haberdar et" diye. mesaj attı 10 dakika sonra "ünal aysal" diye. ardından geldiğine "oh be ulan rahatladım he" diye sokakta sesli bir şekilde sevinip üzerime şaşkın bakışları çekmeye neden olan başkanımız. kendisinin gayet beyefendi biri olarak görüyordum, değişmedi. mali sıkıntılar galatasaray tarihinde hep süregelen bir sorundur. dedim ki bu adamla biz bu sorunları çözeceğiz. öyle de oldu.

    2010-2011 sezonunda taraftarın gönlü çok kırıktı. açık söylemek gerekirse 2010-2011 sezonundaki futbolculardan daha yorgundu taraftar, yani bizler. yorgunduk gerçekten. ve bu adam gelince umutlandık. ne de olsa bitmek tükenmek bilmeyen bir galatasaray umudumuz var. önce fatih terim'i getirdi başa ünal aysal. dedim ki; "sen kulübün tarihini getirdin başa, niye tasalanalım?". fatih terim ile gelen teknik ekiple dedim ki; "2000 ruhu oluşmazsa takımda, adımı değiştiririm". 2000 ruhu oluşmasa da o yıl sahada mücadeleci ve ruh dolu bir galatasaray izledik. önce kendisi fatih terim'in istediği her şeyi yaptı, fatih terim'in istediği oyuncuları transfer etti. gerçekten 2010-2011'deki kanayan yara diye tabi ettiğimiz mevkilere transferler geldi. rahatladık. o yıl şampiyonluk herkesin gayretiyle geldi. ünal aysal'ından, malzemecisine kadar hepsinin payı vardı.

    2012-2013 sezonu daha başlamadan transferlerin ardı arkası kesilmedi. dany nonkeu, burak yılmaz, amrabat, hamit altıntop, sneijder, drogba gibi bir kısmını fatih terim'in istediği için, bir kısmını kendisinin istediği için transfer etti. 2012-2013 sezonunun ortalarında kendisi "eleman" kelimesini kullandı fatih terim'e. fatih terim egolu bir insandır. zor bir insandır. fazla gecikmeden bir basın toplantısında kırıldığını çok net bir şekilde ifade etti. bunu duyan yandaş medya yalan yanlış haberler yaparak araya fitne fesat sokmaya başladı. galatasaray futbol takımı da bir iki maç galibiyet alamayınca, hemen bu sürtüşmeye bağlandı her şey. neyse. bu olay fazla uzatılmadı. o yıl da şikecilerden 8 puan farkla üstün bir şekilde şampiyon olduk ve hatta şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynadık. artık avrupa'da da bu sayede tanınıyorduk.

    2013-2014 sezonu 6+0+4 gibi bir kabusla başladı. fatih terim sistem kurmakta zorluk çekti. çünkü ne yapsa etse olmuyordu. sonra milli takım'dan teklif geldi. fatih terim kendisi ile görüştü. kendisi de kararı hocaya bıraktı. hoca da kabul etti. milli takım aralarından sonra gayet kötü bir periyod çizen galatasaray izledik. dedik ki; "olmuyor. iki taraftan birini seçmeli babamız". sonra ünal aysal saçma sapan bulduğum bir şekilde "telefonlarıma cevap vermiyor" diye malzeme verdi basına. fatih terim de "telefonlarıma ben bakmıyorum. asistanım bakıyor. ona söylesin o bana iletir" diye bir diğer şekilde basına malzeme verdi. böylece olayları daha da büyüten basın mevzuyu çorba etti. bunun sonucunda da fatih terim'i -bence- hiç haketmediği bir şekilde gönderdi. haketmediği kısım, antremandan çıkmış olup daha üstündeki ter soğumadan kovulduğunu basından öğrenmesi. tek haketmediği durum burda budur fatih terim'in. yoksa biraz dik kafalılığından vazgeçmiş olsaydı, ne bizi üzerdi ne taraftarı. neyse. oldu bittiye geldi ve bir sabaha fatih terimsiz başladık.

    herkesin soru işaretleri vardı kafasında. "şimdi ne olucak?", "başa kim gelicek?", "şimdi ne yapacağız?" şeklinde. sonra gündeme gelen birkaç isim vardı. o isimlerden mancini seçildi. italyan dedik, savunması iyi olur dedik. city'i şampiyon yaptı dedik. ilk şampiyonlar ligi maçında takımda gördüğümüz savunmayla dedik ki bu adamla çok mutlu olacağız. tam olarak öyle değiliz ama suç kendisinin değil. başkanın. mancini 3-5-2 sistemini denemek istedi. savunmada verilen zaaflarla mutlu etmedi. 2013-2014 ara transfer döneminde mancini'nin raporo doğrultusunda istenilen oyuncuları aldı aysal. bazıları türk statüsünde oynatılamayacağı yüzünden geri gönderildi, bazılarının babası türk olduğu halde bile türk statüsünde oynatılmayacağı için izin verilmedi, bazıları oturdukları yerden para kazandıkları halde halen gönderilemedi. bu yabancı kuralının peşine düşmediği için kızgınım başkana. nasıl transfer politikası izlediğini anlamış değilim. ayrıca şu şerefsizlere karşı hakkımızı savunmadığından şikayetçiyim. burak yılmaz'ın gereksiz yere yediği bir kırmızı kart sonucunda hala çıkıp bir açıklama yapmamıştır. mali konuda iyi olduğu gibi, kurumsallaşmada da iyi olduğu gibi(u: gerçekten çok iyiyiz (!) keşke bu hak savunma konusunda da iyi olabilse.

    neşet baba'nın bir türküsünde "kendim ettim kendim buldum gül gibi sararıp soldum" der. ünal başkan'a o türküyü armağan ediyorum. kendisi profesyonelleşme adına, kurumsallaşma adına takımın bünyesindeki bütün amatör yürekleri uzaklaştırmıştır. hatırlatmak isterim başkanım; bir işte başarı gerekiyorsa, o işte yürek olmalıdır. emek olmalıdır. her şey profesyonellikte değildir. amatör yüreklere ihtiyacı vardır bu takımın, olacaktır. altındaki yatan ruh bunu gerektirir.
  • 4573
    https://twitter.com/...s/428111975189458945

    büyük adamdır. türkiye'den herhangi bir kulüp başkanının fransa cumhurbaşkanı ile bu kadar samimi olması daha önce görülmemiş birşey.

    bu adam bayağı farklı, wesley sneijder transferinde de gördük. inter başkanı moratti ile dostluğu, transfer sürecinde çok işimize yaramıştı. hatta milan başkanı galliani ile de bir yemek yemişti, milano'ya gelmişken bir göreyim hesabı.

    gerçekten çok ilginç, 33. dereceden mason diyorlardı da inanmıyodum. şimdi 'acaba ?' diyorum.
  • 4574
    ilk geldiği zaman kendisini sevmiş ve bu sevginin gün geçtikçe daha da artacagını düşündüğüm ve yanıldığım başkanımız.
    takımda şu an elle tutulur bir başarısızlık yok o yuzden kimsenin sesi çıkmıyor. ülkemizde takır takır imza attırdın mı kimsenin sesi solugu cıkmaz.
    şimdi takıma bir sürü sagdan soldan adam geldi, bonservisler verildi. takım da müthiş bir takım iken bir anda antepten 3 gol yiyebilme potansiyelli takıma dönüştü. bu takım olur da bu sene 2. olamaz seneye de şamp.ligine katılamazsa karşılaşacagımız ekonomik buhran döneminde ne yapabileceğini çok merak ediyorum. umarım ben hep merak ederek kalırım da takım şamp. ligine gider.
App Store'dan indirin Google Play'den alın