• 225
    son koreografi ile beraber tekrar özünü yakalamış oluşum. bir önceki squid game koreografisi hiç bizlik değildi. avrupa da o dönem yapılmış bir şeyin daha güzelini yapmanın pek bir manası yoktu. hele ki 2 sene üst üste kadıköy de fenerbahçeyi yenmişken o galibiyetlerle alakalı hiçbir şeyin olmamasını yadırgamıştım. ama bu son koreografiyle 7-8 sene önce yaptığımız koreografilerdeki tadı aldım. işçiliğiyle, emeğiyle tam bir ultraslan uni koreografisiydi. emeği geçen her kardeşime buradan selam olsun.
  • 215
    bir zamanlar üyesi olmaktan gurur duyduğum ve hala gurur duymaya devam ettiğim türk tribünlerinin yüzakı. son dönemler özellikle tugay başkanın önderliğinde gayet başarılı işler yapmaktadırlar. 8 mart dünya kadınlar günü ile ilgili paylaştıkları mükemmel video beni çok duygulandırmıştır. helal olsun çocuklar, yürüyedurun.

    https://twitter.com/...396204348469248?s=21
  • 222
    son dönemlerindeki rezil hal ve hareketleriyle, manasız ve hadsiz açıklamalarıyla bütün ağırlığını ve samimiyetini kaybetmiş oluşum.

    florya'da taraftara açılan ilk idmanı izlemek için galatasaray lisesi mezunu olma şartı konulduğu doğruysa haklı bir tepki vermiş olan oluşum. ama...

    senelerce deplasmanda çoğunlukla beleş olarak biletlere konup bu sayede kendilerinden olmayan taraftarın bilet bulamaması veya kendi üyelerinden o biletleri sıradan taraftarların fahiş fiyatlara almak zorunda kalması gibi konularda nedense hiç bir açıklama göremedik...

    burak elmas yönetimi aynı uygulamayı ilk önce ultraslan grubundan olma şartı versiyonuyla yapsaydı yine aynı tepkiyi verip vermeyeceklerini de merak ediyorum.

    demem o ki bu konuda şikayet edecek en son grup kendileridir.
  • 130
    --- alıntı ---
    3 boyutlu koreografi fikri ilk olarak abdi ipekçi'de ortaya çıktı. ilk euroleague'e girdiğimizde, ilk maç bir yerden başlamalıyız dedik. barcelona maçında sopalı pankartlarımız vardı. cska maçında yaptığımız koreografi de çok güzeldi. çoğu insan maçı kazandırdı dedi. krilenko'nun ağzına emzik verip, teodosic'in gözünü morartmak cesaret isteyen işlerdi. ekip ilk olarak orada toplandı. rüzgarı arkamıza alınca kendimizi durduramadık.

    ekip ruhu...

    her koreografinin belli bir hikayesi var. ilk önce bir fikir buluyoruz daha sonra bunu geliştire geliştire devam ediyoruz. bizim ayrı ayrı ekiplerimiz var, fikir oluşturan bir ekibimiz var. çizimleri yapan, pankartları boyayan, malzemeleri temin eden, çıktıları alan ekiplerimiz var. belli bir fikir ekibimiz var, herkes ortaya ufak ufak düşünceler atıyor ve en sağlıklı kararı almaya çalışıyoruz. işin emek kısmı inanılmaz büyük. bu işin ucundan tutan her insan eli öpülecek insandır. 1 hafta öncesinden başlıyoruz. ekipteki herkes üniversite öğrencisi. okul, aile, iş derken herkes hayatından fedakarlık yapıyor belli oranda. çoğu zaman gece sabahlara kadar çalışıyoruz.

    gözyaşlari...

    yapım aşamasında öyle bir bağlanıyoruz ki birbirimize, çoğumuz koreografi yapılırken gözyaşlarına boğuluyoruz. bu biraz da o sürecin getirdiği stresin gözyaşları. maçın başlamasına yarım saat var. büyük bir stres, biraz da ya yapamazsak korkusu. buraya bağlanan belli bir para, belli bir emek var. başaramamanın vereceği mahcubiyet var. e tabii bir de başarmış olmanın verdiği mutluluk var. bir haftanın bütün emeği bir dakika sürüyor. onun da getirdiği büüyk bir baskı var. hepsi birleşince en delikanlıyım diyen adamı bile ağlatabilecek bir durum ortaya çıkıyor.

    braga maçi koreografisi..

    bizce hatasız bir koreografi oldu. insanlar biraz da mağlubiyetin etkisiyle sarı-lacivert kartonlara takıldılar. dünyada siyah deniz olmadığına göre, lacivert karton kullanmamız da anormal bir durum yok. beşiktaş maçındaki yolda siyah-beyazdı çünkü yollar öyledir. braga maçında yapılan koreografideki at figürü çok başarılıydı mesela. bir çok tonda renk kullandık gerçekçi olabilmesi için. bunda da real madrid'in bir koreografisinden etkilendik. tema farklıydı ama çok iyi detay çalışılmıştı. biz de öyle olsun istedik.

    mühendislik...

    fenerbahçe maçında yaptığımız koreografideki aslanı biz 37 metre boyadık. neden 50 metre değilde 37 metre boyuyoruz. hepsi hesaplamalar sonucu ortaya çıkıyor. makara sistemiyle çalışıyoruz. çoğumuz mühendislik okuyan öğrencileriz. kesinlikle hiç bir profesyonel yardım almıyoruz. hesaplamalar dahil, kartonların yerleştirilmesi dahil hepsini kendi arkadaşlarımız yapıyor. örneğin maç saatinde rüzgarın hangi yönden hangi kuvvetle eseceğini bile öğrenip hesaplarımızı ona göre yapıyoruz.

    maliyet...

    maliyeti çok yüksek bir iş. açıkcası para konusu konuşmayı çok sevmiyoruz. en basit karton koreografilerinin maliyetleri bile 10 bin lira civarına çıkıyor. bu iş 3 boyutlu koreografiye döndüğü zaman, kat kat fazla masraf çıkıyor.

    kulübe sitem...

    kulübe biraz da sitemkarız aslında. destek göremiyoruz. desteği geçtim köstek olmasınlar yeter. bizim bu işten beklentimiz yok, yaptığımız her şeyi galatasaray için yapıyoruz. kulüpten maddi destek almayı zaten istemiyoruz. bize yakışan bir durum olmaz. ancak köstek olmamak da önemli. otoparkta yerler boya oldu diye uyarılmak da hoş bir durum değil. biz kendi yapımızda kavruluyoruz zaten. genel koordinatörümüz oğuz altay bize maddi, manevi her türlü desteği sağlıyor. tribün liderimiz sebahattin şirin her türlü desteği sağlıyor. onlar bize güveniyor, destek veriyor, sorumluluk veriyor. bu çok önemli bir olay bizim için. kulüpte bize engel olmasın, önümüzü açsın bizim için yeterli.
    --- alıntı ---
    * *
  • 54
    5 mart 2011 galatasaray karabükspor maçında "istifa da bir hizmettir" pankartını hazırladılar. ellerine sağlık. kimsenin etkisinde-tepkisinde kalmadan tam bağımsız oluşumdur. ultraslan'ın şu an ki en güçlü alt grubudur.

    ayrıca sitede şöyle bir tezahürat da vardır.

    idmandan daha çok tatil yapanlar...
    ellerde bavullar birden kaçanlar...
    nedense üzülen yine taraftar!
    şimdi hesap verin bize çocuklar!

    şampiyonluk gitti biz destekledik
    kupadan elendik cimbombom dedik
    sadece armayı formayı sevdik
    siz haketmediniz biz destekledik

    primler-paralar istemek kolay
    hiç olamadınız tırnağı kadar
    onun tek aşkıydı galatasaray!
    seni çok özledik biz metin oktay!

    yönetim istifa!

    evet dünkü maçta hiç kimsenin eşlik etmediği/edemediği marş bu.
  • 176
    4 senedir içinde bulunduğum oluşumdur. peşinen belirtmeliyim ki ultraslan'ı sucuktan önce de sevmezdim, sucuktan sonra da sevmem ama ultraslan üni dediğimiz oluşumun %95'i gönülleri galatasaray'ın için atan gencecik, yaratıcı, zeki ve hiçbir çıkarı olmayan arkadaşlardan oluşan özerk bir oluşumdur. isimlerinde ki ultraslan ibaresi kesinlikle mecburiyettendir. o mecburiyette %5'in kaba kuvvet ve ezici yapısından gelmektedir. herkesin hayran olduğu koreografilerin cefasını her zaman kendileri çekmiştir fakat sefasını her zaman ultraslan sürmüştür. içindeki arkadaşlarımız yer gelir okulda yemek yiyecek parası yokken ankaradan trabzona otobüs mervideninde giderler, yeri gelir cebimdeki son parayı galatasaray voleybol maçının biletine verirler. şimdiye kadar yüzlerce kez galatasaray maçına gittim ama hiçbirinde "heyya ultraslan" diye bağırmadım. ultraslandan herkes nefret edebilir ama bu genç arkadaşlarımız biraz saygıyı haketmektelerdir.
  • 96
    26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçındaki koreografi 'nin fikir babaları, gecelerini gündüzüne katıp uykusuz geceler geçirip koreografiyi hazırlayan ve bunu basına hiç bir şekilde sızdırmayan, içlerinde amaçları sadece galatasaray hizmet etmek olan tertemiz üniversite gençlerini barındıran oluşum.

    ultraslan 'ın en iyi alt oluşumu desek yanlış söylemiş olmayız.
    (bkz: kampüslerin tek efendisi)
  • 172
    bir prensip kararı alınmalı ve kendi isimlerini galatasaray ın isminin önüne geçirecek kadar gözleri kör olmuş gruplar stattan içeriye alınmamalıdır. ve bu gruplaşmanın önüne geçilmelidir. galatasaray'ı desteklemek için benim hiç bir gruba ihtiyacım yok. çoğu insanın da böyle bir grup ihtiyacı hissettiklerini sanmıyorum. ancak bazıları ilk aşamada halis niyetlerle gruplar kurup takımı öyle desteklemeye çalışmış olsa da bu gruplar daha sonra bu iyi niyetlerini kaybederek kendi çıkarlarını her koşulda takımın önüne geçirdiler. ultraaslan ve türevleri de benim için öyle. bunu kanıtlayacak binlerce argüman ortaya konulabilir ancan ben sadece bir kaç örnekle yetinmek istiyorum: kendileriyle aynı düşünmüyor diye statta taraftarı dövmek, onları maçtan çıkarmaya çalışmak, asıl taraftar yönetimi istifaya davet ediyorken kendilerinin başka şeyler söyleyip gerçek taraftarın sesini bastırmaya çalışması, ergin ataman hoca çıkarlarına dokunan bir kaç söyleyince bu çıkarları için hocaya küfürler edilmesi, istifaya çağrılması vb. bu örnekler özelde ultraslanın genelde tüm menfaat gruplarının her koşulda takımı desteklemek yerine başka şeylerle ilgilendiğini gösteriyor. diğer grupların da zamanla böyle olmayacağının bir garantisi yok.

    galatasaray'ı menfaatsiz seven insanlar olarak biz emeğe saygı duyuyoruz ,bu yadsınamaz bir gerçektir. bunu ortaya çıkan kareografilerin hepsi için buradaki birçok insanın övgüyle bahsedip, hakkını vermiş olmalarında görebilirsiniz. kimse bu konuda bu grubun yaptığı şeyleri inkar etmiyor. kimse bu gruptaki insanların tamamını bir kefeye de koymuyor.ancak savunan arkadaşlar da farkındadır ki ocu bucu reisler yüzünden iş artık takımı desteklemek değil, beleş bilet kapmak, birilerinin sesi olmak, birilerine yaranmak, birilerinden talimat alıp birilerini kötülemek veya parlatmak gibi çıkar araçlarına döndü bu grup. böyle olması da insanların eleştirme hakkını doğuruyor ve bizde bu hakkımızı sonuna kadar kullanıyoruz. bu grup vb'leri ortadan kalkana kadar da eleştiri hakkımızı kullanacağız. velhasıl ben tribünler de böyle çıkar gruplarının ortadan kaldırılmasını istiyorum, yenilerinin de oluşmasını önüne geçilmeli diye düşünüyorum. insanlar aileleriyle maça gitsin, kimseden korkup çekinmesin, istediklerini söyleyebilsinler, tek odak noktası takımı desteklemek olsun, biletler kimseye peşkeş çekilmesin, taraftarın çoğunun kötü olduğunu görüp değişmesini istedikleri her ne ise değişsin taleplerinin sesi kısılmasın.
  • 21
    kısa bir süre önce başkanlık görevini görkem arslanalp'in* uğur çırak'a devrettiği* ve yeni yönetimin şöyle şekillendiği oluşum:

    - ultraslan-uni koordinatörü: uğur çirak

    - ultraslan-uni koordinatör yardımcısı: rafet karanfil

    - temsilciler sorumlusu : ercan bircan

    - kart sorumlusu: gökhan aykut

    - amatör: ibrahim tekeli - kerem seçer - barışcan göğebakan - ahmetcan uysal

    - web sorumlusu: salim tolan

    - tribün organizasyon: ömür aydin

    - ürün sorumlusu: rauf koçak

    samiyen'de son senemizde daha da güçlenmek, kardeşlik bağını daha da kuvvetlendirmek, daha aktif daha gür bir ses olmak için şimdiden adımlar atılmaya başlanmıştır.
    biz buradayız, ya siz? **
  • 173
    özellikle koreografi konusunda dünyanın en iyisi olabilirler. fenerbahçe'nin ve beşiktaş'ın yaptıkları çaput asma merasimlerinin gördükten sonra saygıyı hak ediyorlar. bir şunlara bakın,

    bunlar beşiktaşlılar,

    http://i.medyafaresi.com/...181.jpg?v=1489692004

    http://i.hurimg.com/...d1e1c03c0e3c3cf5ffa6

    bunlar da fenerliler,

    http://trthaberstatic.s3-website-eu-west-1.amazonaws.com/...mler/70000/70309.jpg

    http://img.haberler.com/...7050649_x_8294_o.jpg

    http://i.milliyet.com.tr/...ft226_mf6074481.Jpeg

    bir de bizimkilere bakın,

    http://i.tmgrup.com.tr/...10/1441886304028.jpg

    http://i.eurosport.com/...2560-1440.jpg?w=1050

    http://img1.aksam.com.tr/...0151721358458784.jpg

    http://i.radikal.com.tr/...fft64_mf1653366.Jpeg

    http://image.yenisafak.com/...dcbhbc3gw0aaz2su.jpg

    http://i.sabah.com.tr/...18/1431963109337.jpg

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...IY8Uk2lSF46b7zco42_d

    https://2.bp.blogspot.com/...00/maxresdefault.jpg

    http://i.sozcu.com.tr/...7/gs_detay_haber.jpg

    dilerim tez zamanda sucuk ekmekçi yapılanmadan kurtulup başka ve sadece galatasaray sevgisi için bir araya gelen bir grup kurulur da oraya dahil olurlar.
  • 211
    https://www.instagram.com/p/BtgNpnvhhHf/

    'ikinci plan galatasaray' diyebilen bir oluşum.

    yani mesela şimdi bir satranç derneği kurduk. orada "ikinci plan satranç' diyebilme şansımız olabilir mi?

    böyle bir oluşumun tek amacı galatasaray olmalı. en azından ilk plan herzaman galatasaray olmalı. öyle değilse eğer bir taraftar oluşumu olmaktan çıkar, bir siyasi örgüte evrilir.

    bundan böyle ultraşlan islamofaşist örgütlerin kollarından birtanesinidir. bunun şakası olmaz.
  • 151
    okulu bitirme şansları birer birer yok olan tonlarca hastayı barındıran, türkiye ve kktc çapındaki neredeyse tüm okullarda temsilciliği bulunan örgütlenme. kayhan berberoğlu, okan kızılırmak, rahmetli murat elsaleh, "ultrasmovement" sabri sofuoğlu ve etrafındaki bir avuç adamın nur içinde yatsın alpaslan dikmen tarafından o dönemin unutulmuş tribünü eski açık'ta misafir edilmesiyle yola çıkmıştır. ultraslan öncesi dönemde boğaziçili aslanlar, yıldız teknik ya da gülhaneli aslanlar gibi pankartlarıyla tribünlerde varlığını duyuran üniversite öğrencilerini bir araya getirmiş; hem üniversite öğrencilerinin maça gidiş gelişteki külfetini azaltmış, hem de tek maçlık taraftarlar ve çoluğu çocuğuyla gelen maddi durumu çok da iyi olmayan ebeveynlerin mesken tuttuğu eski açık'ı kapalı ile yarışır hale getirmiştir. tribündeki ilk sezonlarında takım iç sahada 17'de 17 yapmıştır, şakayla karışık öyle de bir istatistiği vardır.

    olimpiyat stadına geçilen dönemde bütün tribün gruplarının aynı tribünde beraberce yer alması kararlaştırılmıştı. kuruluştaki kemik kadronun mezun olup hayata atılmasının ve olimpiyat stadıyla özdeşleşmiş çilenin üzerine tayfa ile birlikte bir sezonu geçirmek üni'yi oldukça hırpaladı. 2004-2005 sezonunda mabede dönüşte ikinci bir yara aldı oluşum, eski açık tribün yoktu. rivayet odur ki, sezon açılışı olan konyaspor maçında yeni açık üst'ün kapalıya yakın köşesinde asılan üni pankartının arkasındaki insan sayısı bir elin parmakları kadardır. yine de kapanmadı, "bitmez" haykırışları eşliğinde alttan gelen yeni neslin bayrağı ele almasıyla toparlanma sürecine girdi. ertesi sezon yenilenen eski açık ile tekrardan şaha kalktılar.

    gecenin bir yarısı karanlık bir sokağa yanaşan bir araca binip yüzlerce kilometreyi sırf iki saat bile sürmeyecek maç için tepenlerin, bilet için sabahlarken final sınavına çalışmaya çalışan, mezuniyet hesapları ile üç puan hesaplarını birbirine karıştıranların hikayesidir aslında. kuruluşunda çıkardığı polarlar efsanedir. 2008 döneminde çıkardığı polarlar ise yarım boy farkla ikinci sıradan gelmektedir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın