*

resim
Uğurcan Çakır
Takım:Galatasaray
Mevki:Kaleci
Yaş:29
Boy:1.91
Uyruk:Türkiye
  • 661
    galatasaray'da oynamak için sinyal verdiği iddia edilen ama öte yandan trabzonspor'la olan sözleşmesini daha geçen sene 2027'ye kadar uzatan trabzonspor kaptanı*

    adamın kimseye sinyal verdiği falan yok. transfersiz kaldığımız için halüsinasyon görüyoruz diyeceğim ama yönetim neredeyse her gün bir transfer açıklıyor. yaz sıcaklarından sersemledik herhalde.
  • 662
    takımımıza transferi türkiye'nin bayern'i olmak eyleminin somutlaşması anlamına gelir. muslera'nın fikri alınarak gerçekleşecekse taraftarı olacağım bir transfer. "kalede rotasyon olmaz" ya da "kalecilik ritm işidir" diyenler olacaktır ki ikisi de doğru önermeler fakat muslera da uğurcan da çok özel kaleciler. birbirleriyle idman yapmaları bile seviyelerini korumaya yetecektir diye düşünüyorum.
  • 664
    mehmet büyükekşi bütün ipleri eline aldı seçimle birlikte. zaten seçimden kısa bir süre önce kulüpler birliği'nin tavsiye kararına uymayarak 8+3 kuralında devam edeceklerini açıklamıştı. "kulüpler görüşlerini bildirir ama karar verici organ biziz" anlayışında bir federasyon mevcut. büyükekşi ve ekibi çok umursamayacak kısacası kulüplerin yabancı kuralı hakkında söylediklerini. ben önümüzdeki beş yılı kapsayan kararda yabancı sayısının genişletilmesini değil, daraltılmasını bekliyorum. farklı kıstaslar ve kurallar işin içerisine dahil edilip, kulüpleri sahaya daha da fazla türk futbolcuyla çıkmaya yönlendireceklerdir. bunu belki açıkça yapmayacaklardır ama ortaya koyacakları kuralın kapsamı, zımnen kulüpleri buna zorlayacaktır.

    uğurcan çakır'a gelmek gerekirse; uğurcan galatasaray'ın mevcut kural ekseninde yaşadığı problemi çözme yeteneğine sahip tek türk futbolcu. buradaki konu muslera'nın kalitesini veya yeterliliğini tartışmaya açmak değil. burada konu muslera'yı incitmek, kırmak da değil. en ideal şartlarda galatasaray'ın elindeki oyuncu grubu ile oluşturacağı bir 11'de zaten kalitesi veya yeteneği sorgulanabilecek bir yabancı futbolcu yok. hepsi gayet iyi. buradaki soru, içlerinden hangisinin yeri en az o'nun kadar kaliteli veya en azından o'na yakın kalitede türk futbolcu ile doldurulabilir? burada tek tek ideal 11'deki futbolcuların incelenmesi lazım. fernando muslera ismi taraftarda duygusallık ve karar vermekte güçlük yaratıyor ancak bunu çözümü çok basit. ideal 11'deki yabancı futbolcuların isimlerini kapatıp sadece yaşlarına bakalım. içlerinden bir tanesi 37 yaşında ve bu 37 yaşındaki futbolcu bizim yabancı kalecimiz. kaleci, yabancı, 37; muslera isminin kapatıldığı bir durumda bu üç gerçek gözümüzün içine sokuyor aslında nereye müdahale etmemiz gerekiğini.

    takımdan ayrılmak noktasında ısrarcı olmadıkları bir bir tabloda neden 22 yaşındaki bekimizi veya 24 yaşındaki bir stoperimizi kurala uyum sağlamak adına bir türk futbolcu ile ikame edelim ki? 37 yaşında bir yabancı futbolcumuz ideal 11'in bir parçası iken, neden 20'li yaşlarında olanlar üzerinden bir radikal değişikliğe gidelim? üstelik her ne kadar uğurcan'ın maliyetinin yüksek olabileceği düşünülse de; nelsson'un veya boey'in yerine alınacak bir türk futbolcunun da maliyeti uğurcan'dan az olmayacaktır. aksine bence uğurcan'dan fazla olacaktır. ayrıca victor nelsson ile örneğin merih demiral arasında ciddi bir oyuncu karakteri ve yeteneği farkı var; merih nelsson'dan çok başka bir oyuncu. nelsson-abdülkerim ile oynadığını galatasaray, merih-abdülkerim ile oynayamaz. nelsson-merih veya boey-mert değişikliği radikal ve sonuçları öngörülemez değişikliklerdir ama muslera-uğurcan değişikliği galatasaray'da hiçbir taşı yerinden oynatmaz. 1986 doğumlu yabancı bir kalecinin yeri, o'na yakın kalitede 1996 doğumlu bir türk kaleci ile doldurulmuş olur. yerli kuralı açısından elimiz çok rahatlayacağı gibi, takımın yaş ortalamasında da -10'luk düşüş sağlanır. daha ne olsun?

    galatasaray'ın oyuncu grubu, elindeki sözleşmeli yabancı futbolcuları, oyun yapısı, ekonomik durumu vesaire bize yapılması gerekenin ne olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. ideal 11'in yabancı futbolcuları belli, bu futbolcuların yaşları belli, bu futbolcuların mevkileri de belli. yapılacak olan açık. yerini benzer kalitede türk bir futbolcuya bırakması gereken isim belli. ancak ne yönetim ne taraftar ne okan hoca bunu yapmak isteyecektir. muslera'nın yerini bir türk futbolcuya bırakması konusu, "değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez" bir anayasa maddesi gibi değerlendiriliyor çünkü. halbuki bu kadar zor, bu kadar radikal bir şey değil bu. kolay ve galatasaray'ın menfaatlerine uygun bir husus. yapılacağını hiç sanmamakla birlikte; yapılması halinde taşları yerinden çok da fazla oynatmadan mükemmel bir takıma sahip oluruz.
  • 667
    morutan'ı verip üstüne bir de neden para verecekmişiz onu anlamadığım transfer mevzusuna konu olmuş kaleci.

    morutan bizim beklenti içinde olduğumuz, genç, avrupa görmüş ve ligin en yetenekli 5 oyuncusundan birisi. oynatılmıyor oluşu kendi eksikliğinden kaynaklı değil tam tersi mevkisinde çok daha iyi oyuncularımız olduğu için.

    muhtemelen de trabzon bırakmaz bu çocuğu. hem güçlenmemizi istemezler hem de çok para isterler, tok satıcı misali.

    asıl sorgulamamız gereken biz neden bir trabzonspor kadar olup yerli bir kaleci çıkaramıyoruz. kulübün tüzüğünde var sanırım bu saçmalık. turgay şeren'den beridir eli yüzü düzgün bir yerli kalecimiz yok.
  • 668
    olur da gelirse muslera varken ne gerek vardı diye üstünü başını yakacak sözlük yazarları tanıyorum. bu ekip elinde benzin bidonuyla geziyor. icardi geldiğinde de, zaniolo geldiğinde de, dün zaha geldiğinde de hemen "x varken ne gerek vardı" diye çıkarıyor çakmağı.

    eşref hamamcıoğlular ölmez şekil değiştirir. *

    bu arada gelirse geçin 8+3ü, 9+2yi direkt yerli yasağı gelir.
  • 672
    yusuf demir+emre kılınç ya da taylan antalyalı+max. 2 milyon euro gibi formüle trabzon'un balıklama atlaması lazım. uğurcan, muslera arkasında beklemeyi ya da muslera zaman zaman 2. kaleciliği ne kadar kabul eder bilinmez ama günay'la falan uğraşacağımıza mantıklı duruyor. ancak çok para verilmesine karşıyım. tüm kozlar bizim elimizde:

    1- futbolcu bizi istiyor.
    2- bizim için acil bir transfer değil.
    3- elimizde oynatmayı düşünmediğimiz ama çok kaliteli oyuncular var.
    4- trabzonspor'un kadrosunda eksikler var.

    zor transfer bizi uğraştırırlar ama iyi bir pazarlıkla alınabilir.
  • 674
    trabzonun bırakacağını düşünmüyorum. orsic sakatlanmış olsa bile ellerinde visca, trezegeut var. uğurcan yerine ellerinden çıkarmak isteyecekleri başka topçular var, bunları gönderip yerine transfer yaparlar. direkt rakibine böyle bir güzelliği yapacaklarını sanmıyorum. uğurcan, eren ve abdülkadir ile ilk 11 e yazacakları 3 yerliden biri. takasta ya imkansız adamlar yada uçuk kaçık paralar isterler. ki başkanları 20 m euroya bile vermem demişti.
  • 675
    uğurcan çakır'ı nasıl transfer edebileceğimizi anlatıyorum, gelin.

    * * *

    söyleyeceklerim uğurcan iyi çıkar-kötü çıkar, muslera varken oynar-oynamaz, gerekli-gereksizden bağımsız. bu tarz transfer söylentileri ileride de çıkacak, böyle durumlara karşı bir beyin jimnastiği yapmak için yazıyorum.

    şu an uğurcan bize gelmeye sıcak, biz de belli ki ilgileniyoruz, trabzon da uğurcan'ı satmayı tolere edebilecek bir konumda. bu halde bu transfer üç tarafı da mutlu eder diyoruz ama, öyle bir dünya yok. rakibinden oyuncu alırken basit mantık her zaman işe yaramıyor.

    dört büyükler arası transferler: dört büyük takımdan bir ilk 11 oyuncusunun, diğer bir büyük takıma bonservisiyle transfer olduğu bir örnek hatırlıyor musunuz? sergen yalçın gibi başka takıma gidip dönenlerden, gedson fernandes gibi kiralandığı takıma dönüp değişenlerden, selçuk inan gibi sözleşmesi bitenlerden, burak yılmaz gibi özel maddesi olanlardan, kaçırılanlardan vb bahsetmiyorum. ayhan akman-ahmet yıldırım takası gibi örnekler var ama onlar da yedek konuma düşen isimlerde oluyor.

    iki büyük takım oturup anlaşacak ve ilk 11 oyuncusu diğer takıma bonservisiyle geçecek: bu yıllardır neredeyse hiç olmamış. ihtiyaç duyulmamış ya da takımların parası yetmemiş olabilir mi? nedeni tamamen psikolojik. kimse as oyuncusunu rakibine vermek istemiyor, formdan düşse bile istemiyor çünkü orada başarı sağlasa gelecek tepkiyi göğüslemeye yanaşmıyor.

    trabzon uğurcan'ı bize 5'e vereceğine yabancı takıma 2'ye vermeyi tercih eder. yarın şampiyonluk yarışında uğurcan'ın kurtarışıyla galatasaray'a yenilsen 5 milyona şampiyonluğu satmış olursun. hiçbir başkan böyle bir psikolojik bagaj istemez. bu sene kötü bir performans yaşadık diyelim. kerem için 6-7 milyona satalım noktasındayız. beşiktaş 8 milyon teklif etti, verir miyiz?

    uğurcan takımına bağlı bir oyuncu olduğu için hülleyle hileyle alma durumu da olmaz. oturup yönetimle konuşman ve uzlaşman lazım.

    uzlaşma: larry david'in curb your enthusiasm dizisinde söylediği çok güzel bir söz var: "en iyi uzlaşma, iki tarafın da mutsuz olduğu uzlaşmadır."

    sosyal medyada "yusuf demir'i verip uğurcan çakır'ı alalım işte" gibi yorumlar görüyorum. böyle olursa ne olur, biz kadromuzda olmayan bir oyuncu karşılığında ilk 11'deki yerli ihtiyacımızı karşılamış oluruz. mutluluktan havalara uçarız. ama trabzon taraftarı isyan eder. ne çıkacağı belli olmayan bir oyuncu için, rakibinin önemli ihtiyacını altın tepside sunuyorsun. 8+3'ü aşıp başarılı olmaları için kıyak geçmiş oluyorsun. yani sadece bizi mutlu edecek bu anlaşma hayata geçemez. adam turşusunu kurarım daha iyi der ve kalecisini vermez. geleceğin messi'si bile olsa 18'imize bile giremeyen bir adama karşı rakibin as oyuncusunu alamayız.

    mutsuzluk: uğurcan'ı gerçekten istiyorsak biraz mutsuz olmamız lazım. iyidir kötüdür, lazımdır değildir tartışmıyorum. ama uğurcan gelsin, çok iyi olur diyorsak biraz mutsuz olmayı göze almamız lazım. atıyorum bonservisiyle yunus akgün + 5 milyon + yusuf kiralık dedik. bu teklife çoğu kişi "yok adayı da verin" diyecek, kalsın uğurcan'ı batsın diyecek, günay gelsin daha iyi diyecek. mutsuz olacağız. trabzon tarafı da bize okeydeki arataş misali yarayacak olan kaptanını verdiği için mutsuz olacak ama en azından anlaşma iyi noktasında kalacak. böylece iki tarafı da çok memnun etmeyen bir noktada uzlaşılacak.

    yunus ortalama bir oyuncu olarak kalır da uğurcan bizim kalemizi 10 yıl korursa, ileriden bakınca harika anlaşma dersin. tersi olursa asrın kazığı diye anlatırsın. ama ülke tarihinde eşi benzeri az görülen türde iki şampiyonluk adayı arası bonservisli as oyuncu transferiyle 8+3'ü bertaraf etmeyi arzuluyorsak bizim açımızdan çok mantıklı durmayan teklifleri de göze almamız lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın