• 3
    bir maçta*, kalecinin uzaklaştırmaya çalıştığı topa, harmandalı oynayarak gelen futbolcunun*eline çarparak giren topu gol olarak değerlendirip, bir diğer maçta*bir futbolcunun*topa vurduktan sonra, vücuduna bitişik olan eline çarpıp kaleye giren topunu, elle oynama gerekçesiyle gol olarak değerlendirmemektir.

    ya da;

    bir maçta*, santimlerle ofsayt olan bir futbolcuyu*süzebilip, bir diğer maçta*, 2 metre geriden çıkan futbolcuyu ofsayt diye durdurabilmektir.

    not: ilk örnekteki hakem aynı hakem olup kendi standardı olmamasına, ikinci örnekteki hakemler ise farklı hakemler olup, genel bir starndardın olmamasına verilmiş örneklerdir.

    not 2: ilk örnekteki iki tarihin aynı olması ise tamamen tesadüftür.
  • 2
    herhangi mesleği icra etmek kadar zordur. satış yapmak, avukatlık yapmak, mühendislik kolay mı sanki. ama paradoks şurada ki, türkiyedeki hakemler zaten saydığım diğer meslekleri de yapıyorlar.

    türkiyedeki hakemlerin en büyük yanlışı eyyam yapmalarıdır. bu kesinlikle büyük takım küçük takım farkyla ilgili değil. öyle olsa bazen bir takıma bazen diğer takıma eyyam olmaz. maçın atmosferine göre eyyam var hakemlerde.

    futbolcusuna göre faul çalma, kart gösterme durumları var, aynı şekilde takımın hocasına göre de değişiyor bu işler, kenardan birbirleriyle iletişimleri çok önemli hocayla hakemin.

    herkes şikayetçiyse, takımına göre demek pek kolay değil. bence takıma göre eyyam yok. bunu kabul etmek hiç bir taraftar için kolay değil. bunu fenerli biri söylese fenerliler, ben söyleyince galatasaraylılar hoşlanmayacak biliyorum. ama ne yazık ki öyle.
    ne demişti geçenlerde bir bjk yöneticisi, kral çıplak demek suçsa, kral giydirilsin*

    yine de hakem camiası değişiyor, gelişiyor. benim zamanında hakem hocalarının, gözlemcilerin elini öperdi hakemler. hakemlik yapmak için en önemli kriter buydu. camia değil cemaatti.
    gözleri çakmak çakmak olan bir hakemden övgüyle bahsedilirdi aralarında. otoriter olmak, futbolcuyla dialoğa girmemek en önemli erdemdi. bundan on yıl mukaddem.

    değişti bir çok şey. ama hala yanlışlar var elbette, özellikle maç yönetmekte. rakibine cart diye giren adama kart çıkartmakta tereddüt eden hakem kendisine hoca valla benden çıkmadı diyen topçuya basıyor kartı. ama öyleleri var ki saydırıyor hakeme çıt yok. dediğim gibi futbolcuya göre değişiyor uygulama. başıma çok geldi oynarken, çok saydırmışımdır hakeme maç boyu, kartın yok mu göster dediğimde çıkaramadılar nedense.*

    en fenası da, yani göstergedir bence, top aut çizgisinden yan hocaya yakın yerden ***çıkıyor. aut mu korner mi kim karar verecek, elbette yan hoca. ama yan hoca ortaya bakıp onun kararına göre bayrak kaldırıyor. böyle saçmalık olur mu. türkiyede oluyor işte. bunu yapan süper lig yan hocası arkadaşım, işte efendim ortayla ters düşmemek için falan diye açıkladı. ulan.

    bu bir göstergedir işte. adın yardımcıysa yardım edeceksin. ne gördünse kaldırıp bayrağı ona göre karar vermesini sağlayacaksın.

    gördüklerimiz süper lig bilemedin bank asyada olanlar. ah siz bir de alt liglerde, hele amatörlerde neler oluyor bir görseniz.
  • 10
    2011-2012 sezonunda orta hakem için maç başı ücret 2.712 tl. artı harcirah vs.

    bünyamin gezer'in 2009-2010 sezonunda aldığı para toplam 42.556 tl.

    bünyamin gezer'in trt'den aldığı yorumculuk maaşı ise aylık 25.000 tl yani yıllık ortalama 250.000 tl.

    milyonlarca euroluk adamları yöneten bu adamların maaşları gerçekten çok düşük. hala birçoğunun ikinci bir işi var. yani profesyonel olarak bu işi yapmıyor. ek iş gibi görüyor. yazıktır günahtır. her küfür eden 1 lira verse adamlar milyoner olur be.
App Store'dan indirin Google Play'den alın