• 1545
    tunceli'de sıkılan yoğun gaz sonucu bi polis memuru kalp krizi geçirip ölmüş. şehit olan polisin kalp pili varmış.
    arkadaş embesil misiniz ? kalp pili olan adamın ne işi var o kadar gaz içinde. katil yine aynı arkadaş. böyle aptalca iş mi olur?
    ayrıca hani biber gazı zararsızdı ?
    allah bildiği gibi yapsın... yeter artık arkadaş şu ülkede ne çocuklar ölsün, ne polisler ölsün, ne öğrenciler... yeter ulan yeter be
  • 779
    yaşadığım yerde tek bir arkadaşım kalmadı sözlük. hepsini uğurladım, bir ben kaldım. geçenlerde telefon rehberini açtım dışarı çıkabileceğim bir tane insan bulamadım ulan ciddi ciddi. hepsi farklı yerlerde, herkes gitti. geçen senelerdeki aylaklığıma deli gibi pişmanım. al işte herkes hayatına devam ederken mal gibi olduğum yerde sayıyorum bu sene de. hayır geçen sene nasıl boşverirsin nasıl düşersin aynı hataya, kafamı sikeyim neyin rahatlığıymış o, nasıl o kadar disiplinsiz olabildim aklım almıyor.
  • 1898
    sözlük bayağı canım sıkkın.

    cebimde son 50 lira kalmıştı. kitap parası aslında o da yok yani. yoksa benim olsa 50 lira iyi para. şeytan girdi aklıma baktım bültene dedim ya ben bugün kesin tuttururum. üç maç çıkardım.

    barca handikap
    real basket 1
    schalke kg var

    gittim bayiye oynadım kuponu koydum cebe. maçlara bakıyorum schalke çat hemen koydu kgyi zaten. barca da erken attı golü zorlandı falan ama ajax 10 kişi kalınca o da geldi. gözler döndü basket maçına...

    maç git gelli. barem 19.5. sürekli gidip geliyor bi 21 bi 19a. son 10 saniye kala maç 2 bitiyordu. dedim allah kahretsin bi kere de şans bize gülsün... sonra maçkolikten bi bildirim geldi maç 21 sayı bitmiş. allaah bayram ettim evde yerimde duramıyorum. dedim en iyisi gideyim hemen alayım parayı sabah para olsun akbil doldurcam sıfırladık kasayı.

    montun cebinden kuponu bir çıkarttım ms2 oynamışım real baskete... ve ms1 oynamak istediğimden adım gibi eminim. kuponu yazarken gazlıyodum milleti banko diye... şimdi cepte para 0. vizeler geldi almam gereken kitaplar var... allah haram para yememi istemiyo diye kendimi kandırıyorum. bi de son saniyede kupon yattı diye seviniyormuşuz haberimiz yok. kendimi uzun zamandır bu kadar salak hissetmemiştim.
  • 2090
    bu yazıyı sinirlenme duvarına yazmayı mantıksız buldum. çünkü içimde öfkeden daha çok üzüntü mevcut. üzülme duvarı açmıştım girim silindi. bu yüzden buraya yazıyorum.

    oyumu mevcut iktidar partisine verdim ve ümit ettiğim sonuçlar an itibarıyla oluşmadı. ve haliyle bu durum, sevinme duvarındaki renktaşlarımızın sevinçleriyle teselli bulsam da beni üzdü.

    bu akşam 13 yıldır akp'yi iktidar olma yetkisi veren halk, sonunda akp dışında bir oluşuma * hükümet olabilme yetkisi vermiştir. bu durum hala mecliste çoğunluk sandalyeye sahip olacak hükümetin, nerede hata yaptıklarını düşünmeye, şapkasını masaya koyma vaktinin geldiğini gösteriyor. şahsen her başlangıcın sonu olduğuna inanıyorum. bence bu seçim sonuçları da ne yazik ki seçmeni olduğum ak partinin sona doğru başlayan süreci olduğunu gösteriyor.*

    yaklaşık 10 yıldır akp'yi kötülüyen akp karşıtı vatandaşlarımızın hasretle beklediği akp nin oy ve haliyle hükümet kaybı yavaş yavaş başladı. umarım bugün %40 civarında ak partiye oy kullanan seçmen yanılıyordur ve geçen 13 yıldan çok daha güzel ve müreffeh bir döneme giriyoruzdur.*

    şu andaki hükümetin dışındaki partilerin ak partiyle hükümet kuracaklarını düşünmüyorum. birbirlerine tamamen zıt olsa bile hdp ile mhp'nin de içinde bulunduğu bir üçlü koalisyon* kurulacağını öngörüyorum. her ne kadar hdp eş başkanı çocuk katili aponun heykelini dikeceklerini söylese de mhp ve chp ve genel olarak halk da bir değişiklik istediğinden, düşüncelerim koalisyon hükümetinin kurulacağından yana.

    sözlükteki yaş ortalamasının 20-25 arası olduğunu düşünüyorum. ve muhtemelen burada ki bir çok renktaşımın hatırladığı ilk seçimi akp kazanmıştır. ya da bir önceki dönemdeki ecevit'in başbakanlığını belki hatırlıyorlardır. yani yıllar sonra esaret yılları * olarak gördükleri dönemi arkada bıraktıklarını nihayet gördüler. onların mutluluğu bana da eser miktarda da olsa mutluluk veriyor.umarım gördükleri her yeni gün dünlerinin önünde olur.

    ----

    naçizane seçim analizim

    öncelikle sonuçları yazarak başlayayım.

    akp : % 41.04 --> 258 mv. davutoğlu'nun seçim hedefi : rahat bir şekilde iktidar olacaklarını öngörmüştü.*
    chp : % 25.23 --> 132 mv. kılıçdaroğlu'nun seçim hedefi : kendileri için % 34 - 35 tahmininde bulundu.
    mhp : % 16.55 --> 82 mv. bahçeli'nin seçim hedefi : yüzde değil mv. sayısı tahmininde bulundu. 110 mv.
    hdp : % 12.49 --> 78 mv. demirtaşın seçim hedefi : yüzde değil mv. sayısı tahmininde bulundu. 71 mv.

    yukardaki sonuçları bir sitenin sayfasından aldım. sonuçlar sandıkların tamamı açılınca ufak da olsa değişebilir. http://secim.haberler.com/2015/

    seçim hedeflerine bakacak olursak, hükümetin hedefi akp'nin rahat şekilde iktidar olacağı yönündeydi. bırakın rahat şekilde iktidar olmayı, kendi başlarıına hükümet dahi kuramayacak durumdalar.bu sonuç, tahminlerine göre tam bir fiyasko diyebiliriz. tabi ki genel anlamda %40 oranın muazzam bir oran olduğunu söylemeliyim.bunun yanında 2011 seçiminde % 49.90 almışlardı. geçen süreçteki oy kayıpları % 8.86 gibi ciddi bir oran.

    chp'nin hedefi % 34-35 ti. % 10'luk bir kaymayı da fiyasko olarak görebiliriz. geçen sonuçlara göre onlar da akp gibi bir düşüş yaşadılar. hem de chp bu seçimde hiç olmadığı kadar renkli ve güçlü bir reklam kampanyası yapmasına rağmen. bu da reklamın seçim üzerinde ki etkileri konusunda tüm partileri araştırmaya itmeli*. asıl konuya gelecek olursak chp 2011 seçiminde % 25.90 orana sahipti. geçen süreçteki oy kayıpları % 0,71. yani akp'ye göre bu düşüş devede kulak. kısaca küçük oynamayı saymazsak chp seçmen kaybetmemiş diyebiliriz.

    mhp'nin hedefi 110 milletvekiliydi ancak onlarda hedefe ulaşma konusunda hayal kırıklığı yaşadılar. 82 milletvekili çıkardılar. bu sayı önceki seçimde 71'miş. sandalye sayısında bir artış yaşadılar. oy oranları 2011'de % 12.90'ken şimdi bu oranı % 16.48'e yükseltmişler. tahminleri kenara bırakacak olursak mhp'nin durumu kendileri açısından umut verici. artış oranları ise % 3.58'e tekabül ediyor. chp seçmen kaybetmediğine göre akp'nin kaybettiği % 8.86'lık dilimin % 3.58'inin mhp'ye gittiğini düşünüyorum. *

    hdp'nin hedefine gelelim. hem hedefi hem de geçen seçime göre oy oranı artan tek partinin hdp olduğunu görüyoruz. daha önceki seçimlerde de kazandıkları orana yakın tahminlerde bulunmuşlardı. bu onların kendilerini adadıklarını! iddia ettikleri toplumu çok iyi tanıdıklarını ve iyi bir oy mühendisliği yaptıklarını gösteriyor. tahminleri 71 milletvekili idi. ancak buna ek olarak 7 milletvekili daha meclise sokmayı başardılar.

    2011 oy oranları % 6.58 'miş. aslında önceki seçime bağımsız olarak katıldılar. % 6.58 bağımsızların oranıydı. sanırım gerçek oranları hdp'li olmayan bağımsızları düşünürsek % 5.5 ila % 6 civarındadır. şimdiki oranları ise
    % 12.78. geçen seçime göre oylarını tam tamına % 6.78 gibi bir oranla artırmışlar.

    ben bu % 6.78'in akp'nin mhp'ye kaptırdığı oylardan kalanların çoğunluğu olduğunu düşünüyorum. bu düşüncem aşağıdaki linktekine benzer haberlerin kulağıma gelmesinden kaynaklanıyor. tabi bunun yanında doğu kökenli vatandaşlarımızın nüfus artışının diğer bölge vatandaşlarımıza göre aşırı fazla olduğu da muhakkak. bu artışta bu durumun da payı olabilir. doğu kökenli genç nüfusun diğer bölgelerdeki genç nüfusa göre çok fazla olduğunu düşünüyorum. *

    ilgili haber linki : http://www.dogruhaber.com.tr/.../Haber.php?id=173778 *

    bunun yanında geçen seçimlerdeki seçmen sayısı, baraj altında kalanlar ile bu seçimdeki seçmen sayısı ve baraj altındakiler, aynı zamanda bu gibi bir çok parametreler ışığında çok daha isabetli ve doğru tahminler yapılabilir.

    saygılarımla.

    düzeltme : taşıma işleminden dolayı bazı gereksiz yerleri sildim.
  • 1135
    çok üzgünüm sözlük. çok sevdiğim, ulu önderimizin tertemiz miras bıraktığı ülkemin haline üzgünüm. fikrini savunanların içeri atılmasından, hakkını arayanların öldürülmesinden dolayı üzgünüm. ırkçlığın meşru kılınmasından, küçücük kıza tecavüz edenlerin, insan öldürenlerin serbest bırakılmasından dolayı üzgünüm. tek bir kişinin bölücü vaazlarından dolayı komşum, kardeşim dediğim insanlarla kavga etmeye başlamaktan dolayı üzgünüm. ve herşeyin ötesinde kendi ülkemde, yuvamda, en özgür, en rahat olmam gereken yerde huzursuz olmaktan dolayı üzgünüm sözlük. çok üzgünüm...
  • 367
    öncelikle (bkz: #834217)

    allah'tan başka bir şey istesem olacakmış, cimbomum güldürdü yüzümü ama diğer yarim güldürmüyor be sözlük?
    içmek mi çözüm, ölmek mi yoksa hiç bir şeye kafa yormamak mı?

    içmiyorum ben. ölmek de istemiyorum, ölürsem üzülecek babam var.

    ne yapayım sözlük? sevmek ne zaman suç? sadakat ne zamandır bu kadar yavşaklık...
  • 711
    tuvalette malum işi yaparken birden aynanın önünde duran cam set sen düş aşşağı, önce fırçaların bulunduğu bardak lavabonun içine düşsün sonra cam set 70 cm dibimde ben işerken kırıl. o kademe kademe düşen eşyaları korkuyla izleyen ben, yüzümü ne hallere soktuğumu bir ben biliyom bir allah. çocukken böyle bişey olsa korkmıyım diye annemle uyurdum. ulan basit bir kırılma olayı beni ne hale soktu ya. anneeee korkuluğumu kaldır.
  • 242
    sevgili sözlük, sana seni şikayet etmek için entry klavyeye alıyorum bu kez. bana ne yaptın, tam olarak bilmiyorum ama bu durumdan feci halde sıkıldım. beni sözlükle tanıştıran kişiye - ki o kendini biliyor- buradan teşekkürlerimin yanında teesüflerimi de iletiyorum. akıl alır gibi değil yahu, alt tarafı bir internet sitesi, paylaşım platformu ya da sanal ortam zavazingosu, artık her ne ise burası, beni benden tuttu bambaşka bir ben etti.
    geçenlerde çok büyük bir hata yapıp facebook profilimde çok çok aşağılara indim, hatta eski facebook'umu da epey bir kurcaladım. dehşet dolu dakikalar geçirdim. anlatıp sizleri ürpertmek istemesem de, bir kaç kesit sunmakta da fayda görüyorum:

    örneğin;

    fenerbahçe ile dalga geçilen bir video paylaşılmış, ve altına şu not düşülmüş:
    ' yhaaaaaaaaa fenev çhoq mal bi takım yhaaa..:ddd:ddd:dd zaaa xdxdxd ' (u: harfler büyüklü küçüklü :()

    ibretlik durum güncellemeleri:
    ' qiden qitmiştir qittiqi gün bitmiştir ben qideni deqil qiden beni qaybetmiştir..!! ;) '

    gibi.. :(

    bir çoğunuz, şu an twitterde beni unfollow yapabilir, facebook'tan silebilir, selam bile vermeyebilir.
    ama geçmişimde var bunlar, varmış yani :(

    kafama ne eserse öyle yazmışım, gülmüşüm, etmişim. kendi çapımda takılıyormuşum.
    ne dahi olan -de'ları, -da'ları ayrı yazıyormuşum, ne virgül bilirmişim, ne nokta falan.
    kafama göre bir dünyam varmış ama mutluymuşum yahu :(

    sonra galatasaray sözlük'le tanışmımışım. ne zaman: 'benimde severek takip ettiğim futbolcudur' şekil şemalinde bir entry yazsam,
    "merhaba alakaya maydanoz, 2349324 nolu entryinde 'benimde' kelimesinde yazım yanlışı vardır. doğrusu; 'benim de' olacaktır."
    şeklinde, tosun tarafından onlarca özel mesaj almaya başladım. bir yerden sonra bıkkınlık geldi.
    ve -de'lerimi, -da'larımı istemeye istemeye ayırmak zorunda kaldım :(

    sonra noktalar, virgüller hepsi ile tek tek ilgilenen arkadaşlar oldu. pm'lerini hiç eksik etmediler benden.
    bir müddet sonra, istemsiz bir şekilde telefon mesajlarında dahi yazım ve imla kurallarına dikkat eder hale geldim.
    en ufak bir bitişik -de/da gözümden kaçmaz olmuştu!!11!1
    1'siz ünlemlere sinir olur hale geldim :(
    üzgün suratsız cümleler gözlerimi tırmalar oldu :(
    ve eskiden kullandığım 'yhaa'lar ve kalpler '♥' bir numaralı dalga malzemem oldu.

    velhasılkelam, sözlük; sen beni özümden mi edirsen balam :( ya da doğru yol mu gösterebilirsen :(

    çünkü bence artık ben balataları sıyırdım da biraz, sözlük jargonuna hakim olmayan insanlarla muhabbet etmekten bile zevk alamaz hale geldim.
    'yok artık lebronceyms' dediğimde, benim yüzümdeki o mutlu ifadeyi, 'hööö o ne be' diye bölen insanlardan tiksiniyorum :(
    'bi siktir git çay koy' dediğimde, 'of sen koy ben şimdi hiç kalkamıycam' diyen insanlara karşı içimde deve kini büyüyor :(
    ya da artık 'ha ha ha :( güldüm :(' yazdığımda, 'mal mısın o zaman üzgün surat niye' diye sorulmasın bana, bak vallahi ağlayacağım bir gün ciddi ciddi :(

    sözlük, ince hastalık gibi kuruttun beni!!1!1 herkese kaf dağı'ndan bakıyorum. 'haha sen bu kullanımı bilmiyosun' , 'yuh saf mısın bunu da mı duymadın' şeklinde ani çıkışlarımdan kurtulmak istiyorum :( üzüyorum, net. yakında selam sabahı kesecek reel dostlarım benden :(

    'tabii sen şimdi beni geçiştir, sözlükten biri olsa onu dinlersin!" diye ağlaşan arkadaşlarım var :(
    ince hastalık gibi hücreleaarime yayıldın sözlük, çık damarımdaaaağn :(

    lan eşşek kadar uzun oldu yine entry, okuyan 2 arkadaş varsa sevgilerimi sundum, cansınız siz :(

    ciddi ciddi bırakmayı düşünüyorum yazmayı, o kadar da çok sebebim var ki daha bunun için.
    ama olmuyor, geçenlerde bir hafta tatile çıkarmıştım nickimi de kahırdan 2 kilo falan verdim :(
    bağımlı olmuşum sanırım. yazmasam bile aval aval okuyorum.

    şu an hayatıma dair birçok münasebet için temel kriterim 'az buçuk jargon bilsin' ise,
    sanırım varlık sebebimi sorgulamamın zamanı geldi :(

    sevgili sözlük, bana olan olumlu katkılarını ömrümün sonuna kadar yad edeceğimden emin olabilirsin,
    ama anamın avradımın bellendiği zamanlara zemin oluşturmuş olmanı da yok sayacak kadar enayi değilim :(

    bi orta yol bulunsa, sen beni üzmesen daha fazla, ben de sana çemkirmesem artık, bilemedim ki :(

    bu, harbiden alakaya maydanoz olan nicki hiç almamış olsam,
    bir entrylik dahi yerim olmamış olsa burda,
    acaba şu an ben hayata nereden bakıyor olurdum?
    tabii, daha da önemlisi; hayat bu sefer bana hangi platformdan koyuyor olurdu?

    sor dur, düşün dur, sus dur..

    eh be sözlük..
  • 439
    babam memlekette fenerbahçeliler derneği başkanı ve memleketin en fanatik fenerbahçelisi. ben galatasaraylı olduğum için bu konuda bazen bana çok haksızlık yapıyor. kardeşim de onun gibi fenerbahçeli diye her sene ona yeni formalar tshirtler alırken bana bugüne kadar sadece bir kere galatasaray forması almıştır. bu yüzden bazen ondan nefret ediyorum. ama baba tabi lan. bunun dışında çok seviyorum.
  • 1075
    çok üzgünüm sözlük...

    bugün doğum günümdü. katıldığımız halı saha turnuvasında yarı final maçına çıktık. arkadaşlarıma hadi bana doğum günü hediyesi verin dedim, maç başladı ki o da ne? adamlar arsenal rıza baba.

    amatörde oynayan 2 topçu bi tane paf futbolcusu, ulan zaten 6 kişiyle oynanıyor bu meret ki bizim takımda 12 kişilik göbek var ona rağmen çok iyi mücadele ettik. malumatınız her zaman ki gibi kaleciyim. 1-0 öne geçtik 5-1 yaptılar devreye girerken 5-4 yaptık. puştun biri bacağıma bastı. basamadım üstüne ama ulan napayım alıcam bu kupayı. her neyse devre arası oldu bizim takım soğudu. adamlar ikinci devreye fırtına gibi başladı. bize 70 saniyede 3 gol atan( 1 değil 2 değil tamı tamına 3 gol) ilk gol oldular. maç 10-4 bitti. ikinci yarı gol bile atamadık.

    biz bilmiyo muyduk lan adam çağırmayı? her neyse. boynum bükük. arabada dönerken arkadaşım dedi ki? aldın mı doğum günü hediyeni?

    he dedim aldım. şu an sinirlerdeyim. akşama dönerim.
  • 1369
    bu sefer ciddili sözlük. yazacak bir yer bulamadım.

    unutmadığımı biliyordum ama iki yıl öncesi kadar acıyacağını bilmiyordum. gecenin bir vakti aklıma geldi, mesajlara bakamadım bile. yüreğinizde oluşan sızıyı tarif etmek imkansız. hani çok soğuk olduğunda içiniz soğuktan titrer ya, ona benziyor. nefesiniz kesilliyor.

    öyle işte. nereye gidersen git, his aynı. onun bundan haberi var mı? hatta benden haberi var mı? inşallah yoktur.
  • 1879
    selamünkalli sözlük,

    şu an buraya yazarken ne ilgi odağı olmak, ne tavsiye dilenmek, ne ağlamak amacım var. sadece kimseyle yüzgöz olmak istemediğim için buraya yazıyorum, yazdıklarımı da birileri okusun istiyorum o kadar. ötesi değil...

    hiç mutlu değilim sözlük. hiç hem de. 2 yıllık canım ciğerim, hayatımın parçası, tenimin parçası, aşık olduğum kadından daha 1 hafta önce, sırf mutlu olamadığım ve peşimi bırakmayan, bıraktıramadığım geçmişim yüzünden, sırf bu denli sevdiğim kadını mutlu edememek endişesiyle ayrıldım. çok istedi yanımda kalmayı ama kalamazdım, bildiğim sebeplerden kalamazdım. sizin bilmediğiniz, onun bilmediği, kimsenin bilmediği ama benim bildiğim sebeplerden.

    6 yıllık, canım ciğerim dediğim bir ev arkadaşım vardı. ayrılmaz ikiliydik, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. en olmaması gereken arkadan konuşmaların öznesi oldu, beni de bu konuşmaların nesnesi yaptı. bir dedim, iki dedim, üç dedim, şans verdim, olmadı, kendisiyle arkadaşlığımı sona erdirdim. nefret etmiyorum, ama arkadaş olma çabası göstermek de istemiyorum.

    sonra başka bir arkadaşım oldu, 10 senedir tanıyorum adamı ama yeni yeni beraber takılmaya başlamıştık, sonra o kadar yakın iki arkadaş olduk ki bize yine karı koca falan demeye başladılar. ikimiz de erkeğiz bu arada, işte geyik muhabbeti. ben adamı her yanlışında, her kötülüğünde korudum, o da şöyle dedirtmedim, insanlarla ilişki kuramazdı, onu tüm ortamlarıma soktum, dedim ki iyi hissetsin. en sonunda yine bir arkadan dedikodu furyasının nesnesi olmuşum, özne de bu kez kendisi.

    anlamadım.

    neyse, sıkıntı değil bunlar. sıkıntı yalnızlık. belki yalnız kalmam da, kendimi yalnızlaştırıyorum. kimseye güvenemediğimden midir nedir, bilmiyorum, yapıyorum bunu. dahası, sıkıntı yalnızlık da değil, yalnızlık endişesi. bilemiyorum sözlük. doğduğum topraklara lanet etmekle meşgulüm bu aralar.

    beni bu sözlükten tanıyan, yani kişisel olarak tanıyan çok az kişi var. muhtemelen benim hakkımda da mal diye falan düşünüyorlardır. ha ben öyle olmadığımı düşünüyorum. mupmuhafazakar bir ailenin çocuğuyum ben sözlük. dini her şeyin önünde tutan bir ailenin oğluyum. yıllarca cemaatlere gittim, orda burda dini takıldım. okuduğum üniversitenin (boğaziçi) de verdiği destekle kendimi geliştirdim. hem de ne geliştirmek amk. bugün 27 yaşındayım, rahatlıkla söyleyebiliyorum karakterim 23 yaşıma geldiğimde falan oturdu. ne kadar zordu o süreçler anlatamam. muhafazakar bir aileden çıkıp bunları yaşamak çok zor.

    neyse,

    önümdeki yolu bilmiyorum, seçeneklerimi bilmiyorum. bazen kendimi mehmet pişkin misali bir insan yapmak istiyorum ama daha gücümü o kadar kaybetmedim. ya da ne bileyim, kaçıp gitsem mi lan diyorum bazen. bazen olduğum yerde kalıp tek başıma, kimsesiz yaşamak istiyorum. bazen de kendimi bırakıverip toplum, aile ne isterse onu yapayım diyorum. ne yapacağım konusunda şu an için bir bilgim yok.

    sadece yazmak istedim sözlük, dinledin mi?

    sağol...
App Store'dan indirin Google Play'den alın