• 2218
    günlerden pazardı, belki de kpss öncesi artık son rahat günlerimdi. bir gece önce dişim çok ağrıdığı için ertesi güne biraz mayhoş uyanmış, hafif baş ağrıma bir yudum kahve, nutella ekmek ve ağrı kesici ile müdahale etmiştim. valide hanım memlekete akrabalarını ziyarete gittiğinden ötürü ev boştu. evin boş olmasının en avantajlı yanlarını yaşadığım saatlerdeydim. dırdır yok, ortalık dağınık, burnumdan çıkardığım tataklarımı odanın giriş kapısında 'annem görecek mi?' endişesiyle erketeye yatmama gerek kalmadan şuursuzca pencereden dışarı boş tarlaya mancırnıklıyordum. ağabeyim'den bir kaç dal sigara aldıktan sonra salonda 45inc. hd televizyonuma laptopumu bağlamış adeta bu yıl yine yaşayacağım zorlu kpss sürecine inat fm oynuyordum.

    çok sevdiğim, yapmak için bir yılımı feda ettiğim, evden dışarı bile çıkmadığım öğretmenlik mesleğini geçen yıl ucu ucuna kaybetmem, bu yıl bir kez daha hazırlanmaya karar vermem gibi hayatımda ki bir sürü 'can damar' problemi halının altına süpürmüş, m.city ile girmiş olduğum şampiyonlar ligi mücadelesindeydim. hayat benim için durmuştu. 2027 yılına geldiğim kariyerimde en yüksek zevk derecesine geldiğim anlardan biriydi. taktiklerimi yaparken sahip olduğum genç yeteneklerin 6-7 ay gibi sakatlanma risklerini önlemek amacıyla her zaman yaptığım gibi maçtan önce save almaya karar verdim. beynim sinirlerim aracılığı ile parmak kaslarıma hükmettiğinde sanırım kariyerimi tehlikeye atacak, sonlandıracak bir hamle olduğunun farkında değildim. hiç tereddütsüz ctrl+s kombinasyonuna büyük bir ustalıkla aynı anda bastım. oyunun save almasını iştahla beklerken 2027 yılına gelen kariyerimi düşünüyor 'lan ne attı be zaman' oyunun en güzel olduğu dönem diye düşünüyordum. sonrasında dışarıdan gelen gürültüler dikkatimi çekti ve balkondan bakmak için ayağa kalktım. tıpkı hatalı sollama yapan ve ölüme direksiyon kıran bir şöförün bilmemişliği, öngörememişliği vardı yüreğimde... ellerim ayağa kalkarken kabloya çarptığında aklım başıma gelmiş ama iş işten geçmişti. çünkü elektrik hızı dünyanın çevresini bir saniyede 7 kez dolaşabiliyordu. allah bize o hızı nasip etmemiş olduğu için save alırken kopan güç kablosunu laptopa takmaya çalışma girişimin, o çaresizliğim, oldukça yavaş kalmıştı ve acınası bir hal katıyordu beni görenlere... hayatımın tüm sorunlarının uyuşturucusu artık yoktu... hayatımda olmayışı beni belirsizliklerle dolu o yorucu, yıldırıcı, hatta öldürücü kpss yılına bir kaç gün daha erken sokmama sebep olmuştu. ben onu bırakamamıştım o beni bırakmıştı ve belki de şu ahir yüreğime en çok bu dokunuyordu. erkekliğime sığdıramadım, ağlayamadım... şimdi yalnızlığımla, bu yıl ne yapacağım düşüncelerimle, kaygılarımla balkonumda gölgemle bakışıyoruz... yine de teşekkür ediyorum çünkü giderken ardında bana bir takım farkındalıklar bıraktı.

    dostlarım;
    hayat verdiğimiz kararlardan ibarettir. önemli olan bu kararları zorunluluktan alabilmek değil, doğruların uğruna alabilmektir. en önemlisi bir hamle yaparken sonuçlarını, sana ne getirip neler götürebileceğini iyi düşünmek gerekir. kararlarınız sizin olduğu sürece yaşamınız sizindir.

    esen kalın.
  • 2200
    dost bildiklerim aslında düşman, sırt çevirdiklerim aslında dost, sevip güvendiğim insanlar aslında içten pazarlıklı karaktersizler, iyi dediklerimin en iyisi bildiğim aslında orospu çocuğu hatta annesini geçtim orospunun ta kendisi...
    bunların her birini her geçen gün biraz daha iyi anlayıp biraz daha acı olarak hissediyorum...
    ve bu kadar net olan şeyleri yazarken bile hala acaba diyorum...

    adamın güvenini öyle bir sarsıyorsunuz ki amına koyim, insan 78 defa düşünüyor her yeni güne uyanıp tekrar yaşamaya başlamak için...

    bahsi geçen insanı siz tanımıyorsunuz. gel gelelim yazarın değil ama daniel tozser karakterinin ortaya çıkmasında olmasa da olgunlaşıp bu hale gelmesinde %80 payı vardır.
    öyle de büyük kandırıldık aslında...
  • 1560
    sözlük tam 1 haftadır aralıksız cnn türk açık. 10 dakikada bir verdikleri reklamlarla kafam folloş oldu lan :(

    -iyi boru, bu boru. drrııım drım drım dım dırırım dırırım
    -oyum sarıgül'e veriyorum! (u: başörtülü nine candır :()
    -iyi boru, bu boru. drrııım drım drım dım dırırım dırırım
    -ben ne bileyim yaaaaaaandex miyim?!!
    -fidanlaaar ağaca, ağaçlar ormana, ormanlar havluya, dönmemeli yurdumda!!!11
    -ekrem dumanlı sordu, fethullah gülen hocaefendi cevapladı...
    -ben ne bileyim yaaaaaaandex miyim?!!
    -iyi boru, bu boru. drrııım drım drım dım dırırım dırırım

    az kaldı balkona çıkıp "yok mu beni siken" diye bağıracağım.
  • 1120
    eski sevgili evlenince ne yapıyorduk sözlük? fotoğrafını görünce ne yapıyorduk? tamam aşık değildim ama.. garip bir duygu. evlenmiş, başkasının olmuş.

    bir de hâlâ aşık kaldığım var.. korktum. onu bu şekilde görmeye dayanamam. sikerim böyle aşkın ızdırabını. adım atsan canın yanıyor, ama atmayınca da umut insanı sikiyor.

    ölelim mi? napak?
  • 1932
    biz ağlamayalım da kim ağlasın?

    bir yanda; "çalışan kadınların erkekleri doyumsuz hale getirdiğini ve ümmete zarar verdiğini" söyleyen bir protez beyinlinin yaşadığı ülke; diğer yanda mars'a mekik gönderen fizikçi, astronot kadınların bulunduğu ülke, ülkeler...

    her şey çok hızlı bir şekilde geri gidiyor.

    sahip olduğum her şeyi gittigidiyor'a koyup ülkeyi terk etmek istiyorum.

    son olarak; tüm yobazlardan iğreniyorum.
  • 1756
    bugün soktuğumun okulunun kep töreni vardı. diploma alamayacağımı biliyordum fakat hiç yoktan arkadaşlarımla giderim biraz vakit geçiririz fotoğraf çektiririz amacıyla gittik. mezun olamamamın sebebi de tek bir seçmeli ders. 2 puanla geçirmedi kadın resmen. bütünlemede de soruları george r.r. martin'e hazırlatmış olsa gerek ki red wedding hadisesi yaşandı bildiğin. pek umudum yoktu geçeceğimden ama en azından tadımı kaçırmaz herhalde diye düşündüm. tam kep atmadan 15-20 dakika önce sonuçları açıkladı, sonra da geldi millete diploma verdi. giderken de arabada otururken karşılaştık, bir küfür salladım, tahminen duydu. atalarının ruhuna gitsin.

    özetle, 2 puan yüzünden mezun olamadım, okulum uzadı.
  • 587
    1 temmuz 2012 türkiye brezilya kadın voleybol maçı sırasında bir oyuncu değişikliği oldu, ömrü hayatımda görmediğim bir oyuncunun soyadını görünce adının kendiliğinden dilimin ucuna geldiğini farkettim ki stüdyodan anlatan mehmet sevinç bile muhtemelen o sırada notlarını karıştırıyordu, oyuna girenin kim olduğunu bulmak için. üstelik bu olay ayda yılda bir seyrettiğim kadın voleybol branşında başıma geldi. böylesine bir hafızaya sahip olabilmek mümkün iken bunun akademik ya da mesleki anlamda bana bir gram fayda sağlamayacak abuk sabuk şeylerle ağzına kadar dolu olması oturup ağlanacak bir olay gerçekten. bu bilgi birikimini sağlayacak kadar asosyal bir yaşam tarzına sahip olmamdan bahsetmedim bile...
  • 1653
    3 sene önce staj yaptığım yerdi, işçilerin çoğunu tanıyordum. çok temiz insanlardı,3 kuruş ekmek parası için hayatlarını bile bile yakıyorlardı. özel sektör denen pezevenklerin dayatması ile sınırda yaşıyorlardı. kaç defa bakanlığa şikayet ettim,müfettişler nerdeyse gelmeden incelediler. çok büyük acı sözlük,içim yanıyor. bu arada orhan kural denen pezevenk oluşumunu dinlemeyin,çünkü onun bölüm başkanlığını yaptığı itü madenin danışma kurulunda bu şirketin sahibi ve 1 adamı var. o yüzden onları kurtarmaya çalışıp hedef saptırıyor. resmen patron katliamıdır bu.
  • 511
    hayatımdaki en önemli dinamiğin futbol ve taraftarlık olmasından ölesiye nefret ediyorum.
    tek bir beyin hücresi bile kullanılmadan yazılmış sikindirik sözleri/sloganları/kelime oyunlu mesajları görünce dellenmekten,
    atıyorum derbi haftasında iş yapamayacak kadar kilitlenmekten,
    kritik bir maç boyunca şekilden şekile girmekten,
    bir hayat biçimi olarak gördüğüm şeyin bayağılıktan da öteye gitmesinden,
    en büyük keyfimi, belki de sevdamı yaşamak için cümle alemin en orospu çocuğu halleriyle muhatap olmaktan,
    hayatımda kimseye ve hiçbirşeye göstermediğim tepkileri sadece bu konuda göstermekten,
    ve daha bir sürü şeyden....

    öylesine yoruldum ve bunaldım ki, elimde olsa futbolu da taraftarlığı da hayatımdan silmek isterdim....
    keşke bunu yapabilecek kadar irade sahibi olsam...
  • 888
    bugün ilk finali olduk sözlük. 2 milimetrelik bir - (eksi) işaretini görmedim. 70'lik kağıt verdiğimi sanıyordum. 40 puanlık soru bok oldu. 3 gündür çalıştığım dersten kalıyorum. kısmetse bütte vereceğiz artık. ilk finalin moral bozukluğuyla ders mers çalışamıyorum. çalışsam da kalacağım fikri yerleşti beynime. o yüzden vaktimi dersle harcamak istemiyorum. şimdi cod yüklüyorum bilgisayara. çalışmadan gireceğim sınavlara bakalım kaçından geçeceğiz. zaten bir kızı sevmiştim. o beni sevmiyordu. onun yüzünden uzun zamandır aklım başımda değil. hiç çıkmıyor aklımdan. bir de bu sınav eklendi lanet olsun. beynime bir format attırsam ne güzel olurdu.
  • 1494
    fena ters köşe oldum ben sözlük.

    bi kıza aşık oldum. çok zamansız bitti. gözlerine bakmaya, güzel saçlarını koklamaya doyamadan ayrıldık. daha doğrusu; o ayrıldı, ben öldüm...

    yemek yemek istemiyorum, kan ter içerisinde uyanıyorum, bazı zaman geliyor ki ağlamamak için kendimi zor tutuyorum, boğazım düğümleniyor, içim yanıyor.

    "lan sabahtan akşama kadar gaassaray'ı düşünüp vakit geçiriyordum işte, bok vardı aşık olacak" diyorum kendi kendime. sonra onla geçirdiğim saatler aklıma geliyor, pişman olduğum için utanıyorum.

    insan beyninin böyle iradesiz olmasına şaşırıyorum. başka şeyler düşün be allahın belası, evin içinde volta atarken aynı hatıraların gözümün önüne gelmesinden bıktım amk bıktım.

    insan yaşarken de ölüyormuş. ne zaman dirileceğimi bilmiyorum.

    allah sabır versin...
App Store'dan indirin Google Play'den alın