58
aslolan galatasaray'dır vecizesinin globalleşmiş tanımı.
bu forma birilerinin parayla satın alamayacağı bir kudrete sahiptir.
çünkü galatasaray, sadece bir futbol kulübü değil; terbiyedir, asalettir, bir karakter biçimidir.
buraya gelen, bu kültüre boyun eğer. bu formayı giyen, haddini bilir.
barış alper yılmaz bu camianın emeğiyle büyüdü. oynayamadığı dönemlerde sabredildi, sahip çıkıldı.
galatasaray ona sadece bir forma değil, bir kimlik verdi. taraftar onu "bizden biri" olarak kabullendi.
sahadaki mücadelesiyle herkesin sevgisini, saygısını kazandı.
bugün gelinen noktada, neom’dan gelen astronomik teklifin ardından, ne antrenmana çıkıyor ne de iki satır açıklama yapıyor.
sadece siyah ekran, sadece trip.
burası galatasaray! burada böyle hadsizlik olmaz.
parayı elbette anlarız. futbol artık duygulardan çok rakamlarla dönen bir düzen. ama solo il gala demek, "parayı değil armayı seçmek" demekti.
bu sözü hak edenler, pazarlıkla değil, vefa ile konuşur.
gideceksen git ki umarım gidersin barış.
ama giderken, kulübün sana kattığı sevgiyi arkanda bırakma.
çünkü bazı kapılar para ile açılmaz.
bazı armalar da aidiyet ister.
senin için neom bir hedef olabilir.
ama unutma: solo il gala bir duruştur, anadolu'nun en büyük vizyonudur.
herkesin taşıyamayacağı kadar ağır, ama layık olanın göğsünde ömür boyu parlayan bir onur madalyasıdır.
sen menajer gazı veya maddi sebeple, bir şekilde o madalyayı yere bırakmayı seçmişsin.
solo il neom dercesine triplere giren topçunun burada kalmasını istemiyorum. en son gitmesini istediğim topçumuzdu ama hayat böyle işte.
formayla bir story paylaşıp ortamı yumuşatmak varken menajerinin açıklamasından sonra da bence ip koptu artık, çünkü o açıklamanın barış'ın onayı olmadan paylaşılacağı bı zannetmiyorum. keşke lemina kadar taraftarı tanısaydın.
bu şanlı formayı giymek sadece solo il gala diyebilecek kişilere nasip olmalı.
osımhen gibi reddetmeni beklemedik ama siyah ekran paylaşmak, kulübünü zor durumda bırakmak yakışmadı. sen hiç bizden olmamışsın.
bu forma birilerinin parayla satın alamayacağı bir kudrete sahiptir.
çünkü galatasaray, sadece bir futbol kulübü değil; terbiyedir, asalettir, bir karakter biçimidir.
buraya gelen, bu kültüre boyun eğer. bu formayı giyen, haddini bilir.
barış alper yılmaz bu camianın emeğiyle büyüdü. oynayamadığı dönemlerde sabredildi, sahip çıkıldı.
galatasaray ona sadece bir forma değil, bir kimlik verdi. taraftar onu "bizden biri" olarak kabullendi.
sahadaki mücadelesiyle herkesin sevgisini, saygısını kazandı.
bugün gelinen noktada, neom’dan gelen astronomik teklifin ardından, ne antrenmana çıkıyor ne de iki satır açıklama yapıyor.
sadece siyah ekran, sadece trip.
burası galatasaray! burada böyle hadsizlik olmaz.
parayı elbette anlarız. futbol artık duygulardan çok rakamlarla dönen bir düzen. ama solo il gala demek, "parayı değil armayı seçmek" demekti.
bu sözü hak edenler, pazarlıkla değil, vefa ile konuşur.
gideceksen git ki umarım gidersin barış.
ama giderken, kulübün sana kattığı sevgiyi arkanda bırakma.
çünkü bazı kapılar para ile açılmaz.
bazı armalar da aidiyet ister.
senin için neom bir hedef olabilir.
ama unutma: solo il gala bir duruştur, anadolu'nun en büyük vizyonudur.
herkesin taşıyamayacağı kadar ağır, ama layık olanın göğsünde ömür boyu parlayan bir onur madalyasıdır.
sen menajer gazı veya maddi sebeple, bir şekilde o madalyayı yere bırakmayı seçmişsin.
solo il neom dercesine triplere giren topçunun burada kalmasını istemiyorum. en son gitmesini istediğim topçumuzdu ama hayat böyle işte.
formayla bir story paylaşıp ortamı yumuşatmak varken menajerinin açıklamasından sonra da bence ip koptu artık, çünkü o açıklamanın barış'ın onayı olmadan paylaşılacağı bı zannetmiyorum. keşke lemina kadar taraftarı tanısaydın.
bu şanlı formayı giymek sadece solo il gala diyebilecek kişilere nasip olmalı.
osımhen gibi reddetmeni beklemedik ama siyah ekran paylaşmak, kulübünü zor durumda bırakmak yakışmadı. sen hiç bizden olmamışsın.