dördüncü fatih terim döneminden altı ay önce, bitime 5 maç kala liderin 12 puan gerisinde iken, bir deplasman tribününde, imzasız bir el yapımı pankart olarak arz-ı endam eden efsane cümle.
alt grupların kapatıldığı 2011 yılından bu yana bizim tribünde bez hatta çarşaf üzerine, el yapımı ve imzasız pankartlara kesinlikle izin verilmiyor. karşı ve ölümüne gibi gruplar ismiyle cismiyle aktif iken onlar el yapımı pankart konusunda çok üretkendiler. ancak onlar da bir şekilde bir imza atıyorlardı pankartlara. hatta sözlüğün 2009'larda
kapalı üst'e astığı
milan baros return of the king pankartına bile bir ultraslan logosu basılmıştı.
o günlerden sonra boyamalar haricinde el yapımı pankart işi tamamen sona erdi bizim tribünde. tek bir merkezden, tornadan ve kontrolden çıkan baskı pankartlar dönemi başladı...
kaldı ki passolig sonrası dönemde, hiçbir deplasman maçına bilet bulunamaması gibi bir durum var. yazılı bir kural olmasa bile fiiliyatta durum bu.
bu iki durumu yan yana koyunca bile aslında pankartın anlamı daha bir artıyor. ultraslan dışından kolay kolay girilemeyen bir tribünde, ultraslan'ın tarzı olmayan ve normalde izin vermeyeceği bir pankart. iki sene hasretin üzerine
dördüncü fatih terim dönemi ve psikolojik olarak vura vura iki şampiyonluk, covid-19 pandemisiyle geriden gelen şampiyonluk koşusunun yarıda kaldığı bir sezon ve ertesinde tek golle kaçan şampiyonluk...
tıpkı muhtemelen bir halı sahanın soyunma odasında çekilen 144p videosuyla hayatımıza giren
cimbom yüzümüzü güldür bu sene tezahüratının
üçüncü fatih terim döneminin mottosu olması, oradan yetinmeyip marş olarak düzenlenip milyonlara ulaşması gibi...
belli ki ya bursa yolunda ya da stad önünde, tıpkı 2000'lerin ilk yarısındaki gibi, sağdan soldan bulma iki çarşaf ve siyah sprey boyayla apar topar yazılmış. tribünde sert ama saha içinde iddiasız bir deplasman, sezonun sonlarına doğru şampiyonluk yarışı da uzaklarda kalmışsa genelde "ne işimiz var bizim buralarda" temalı sohbetler hakim olur deplaman yoluna. çünkü şampiyonluk yarışının getirdiği kalabalık kenarda kalmış ve bu derdi gerçekten sırtlananlar kalmıştır geride...
hafta içinden, ya da önceki maçtan falan bir hazırlık olmadığı belli. ama yine de tribüne gidenlerin içine sinmemiş,
başın öne eğilmesin aldırma cim bom aldırma ile yetinmek istememişler. ortaya böyle bir pankart çıkmış...
üzerinden yıllar geçip sonra geriye bakınca ne kadar da büyük bir iş yaptıkları anlaşılıyor işte...