32
bizde olsa thuram'ın, lautaro'nun yedeği 34 yaşındaki mehdi taremi olmaz, bize yedekten girdiğinde aynı oyunu sürdürebileceğimiz iyi bir yedek forvet lazım diye her maç laf sayacak ne çok yorumcu olurdu muhtemelen. sonra da bu yorumcuların gazıyla taraftarın büyük kısmı etkilenir, ilk transfer dönemi taremi küfür kıyamet gönderilir yerine hemen yenisi gelirdi. eminim kim gelirse gelsin tatmin olmazdık. bu sadece bir örnek. 1 veya bilemedin 2 futbolcusu hariç hiçbir futbolcusunu günümüzün prime takımları istemez. muhtemelen birçok futbolcusunu bizim taraftarlar da istemez. iddia ediyorum söylentileri çıksın burun kıvıracak çok adam çıkar. hele 35'ine merdiven dayamış hatta daha da büyük yaştakiler için ne yangınlar çıkar. ortalık karışırdı herhalde. kaldı ki en büyük, en saf, en canlı kanlı örneği hakan çalhanoğlu'dur. adam her milli maçta bir ton laf yiyor. düşünün inter'in en değerli oyuncuların biri.
işte inzaghi öyle bir takım oyunu oturtmuş, öyle sağlam bir taktiksel geçiş planlamış ki; old school tarzı oyuncular, dönemi geçmiş eskinin gözdesi futbolcular ve formu düşüşte yıldızları harmanlayarak eşsiz bir futbol takımı kurgulamış. elindeki her oyuncuyu planına dahil etmiş resmen. daha da önemlisi o oyunculara bu fikri aşılamış. her bir ınter futbolcusu kendini bu formaya adamış gibi oynuyor. bunu izlerken sana hissettiriyorlar.
işte bana göre gerçek teknik adamlık budur. elindekinin en maksimumunu ortaya çıkarabilmek başka bir şey bence. bu gördüğüm apayrı bir seviye zaten. her mevkiye hunharca para harcamadan da bu işlerin olabildiğini hepimize gösterdi. başardığı iş az buz değil. ilginçtir yeterince hakkı verilmiyor. ama ben kayıtsız kalamadım. her ne kadar barcelona'ya yazık olduğunu düşünsem de, luis enrique'nin psg'de yaptıklarına fazlasıyla saygı duysam da, arteta'nın gelişimini olumlu bulsam da, inzaghi'nin inter'i şampiyonlar ligini fazlası ile hak ediyor. finalde gönlümden geçen bu kupayı kazanmaları olacaktır. umarım inzaghi'nin bu güzel emeği güzel bir son ile biter.