• 14
    bir mevki eksik/yetersiz kaldı diye takımı takip etmeyecek, taraftarlığını askıya alacak ruh haline sahip kitle. kusura bakmasınlar da galatasaray ismi altında yer almayı bile hak etmiyorlar. bu taraftar senelerce sağ bekte sabri-cihan izledi kimse taraftarlığını askıya almadı. daha örnek arttırmaya gerek yok herkes hak ettiğini bulur. samimiyetle eleştiri her zaman gereklidir ama bu kafada olanlar dışlanmayı hak ediyorlar.
  • 155
    (bkz: 21 temmuz 2021 psv galatasaray maçı)
    (bkz: 28 temmuz 2021 galatasaray psv maçı)
    (bkz: 5 ağustos 2021 galatasaray st. johnstone maçı)
    (bkz: 12 ağustos 2021 st. johnstone galatasar maçı)
    (bkz: 16 ağustos 2021 giresunspor galatasaray maçı)
    (bkz: 19 ağustos 2021 randers galatasaray maçı)
    (bkz: 23 ağustos 2021 galatasaray hatayspor maçı)
    (bkz: 26 ağustos 2021 galatasaray ra ders maçı)
    (bkz: 29 ağustos 2021 kasimpaşa galatasaray maçı)
    (bkz: 12 eylül 2021 trabzonspor galatasaray maçı)
    (bkz: 16 eylül 2021 galatasaray lazio maçı)
    (bkz: 19 eylül 2021 galatasaray alanyaspor maçı)
    (bkz: 22 eylül 2021 kayserispor galatasaray maçı)

    yab ben tüm bu maçları izlemediğim için ya da izlemeyi bilmediğim için baskılı oyunumuzu gorememisim! bildiğiniz şımarıklık bu efendim!
  • 42
    galatasaray taraftarıyım ama şımarık değilim. bam orta sahasını da gördüm, o zaman da bangır bangır orta saha lazım dedim. o zaman da şımarık değildim, şimdi de değilim. 30 ağustos akşamı yarın geceye kadar susacam dedim, sustum. o gün de şımarık değildim şimdi de değilim. leo franco, zapata, orkun gibi kalecileri gördüm, kaleci istedim muslera geldi. o gün de şımarım değildim, şimdi de değilim. uefa finalleri öncesi en önemli stoperim olan meira satıldı, satmayın dedim. o zaman da şımarık değildim, şimdi de değilim. son gün orta saha diye bitmiş inamotoyu aldılar, almayın dedim. yine şımarık değildim. etmeyecek oyunculara para ödemeyin, alamıyorsak alamıyoruz deyin, biz yine severiz dedim. hala şımarık değilim. başarı istediğim için şımarık olmadım hiç. şimdi de forvet ekmek kadar su kadar gerekliyken, stoper olmazsa olmaz iken, ben yine alınsın dedim. alınmadı. hala şımarık değilim.

    son sözüm de forvet ve stoper isteyene şımarık diyenlere, sanki biz forvetle stoperi halı saha takımımıza istedik de alınmadı diye yaygara yapıyoruz. ben de hepiniz gibi galatasaraylıyım. benim galatasaray zaten hep fenerbahçe'den de beşiktaş'tan da büyük. bunun için onların önünde ligi bitirmesi gerekmiyor, benim için galatasaray "galatasaray are getting closer and closer" olmalıdır. derbilerde çok heyecanlanmam ama avrupa devleriyle oynarken de hiç tırsmam. fark bile yesek rakiplerimiz onlar olmalı. hedeflerimiz onlara yaklaşmak olmalı. ben forveti ikinci turda chelsea'den intikam almak için, stoperi yine real'e kök söktürmek için istiyorum. yoksa bana halı saha ekibine istemiyorum.

    hepimiz galatasaray'ın iyiliğini düşünüyoruz. ama hepimizin aynı şekilde yoğurt yemesini de beklemek abeste iştigaldir.
  • 12
    transfer sezonu bitince kendimce değerlendirmemi yapacağım transfer sezonu ile ilgili. ama şu süreçte iyi giden galatasaray yönetimi ve takım üzerinde sözlükte önüne gelene sallayan yazarların olduğunu görmek can sıkıcı. kulübüme her anlamda destek olacağım. ekonomik kriz ve ffp kısıtlamaları üzerimizdeyken gayet iyi bir transfer sezonu geçirdik. savuracak paramız yok hatta paramız yok.
  • 95
    sanki yabancı futbolcu sınırı ve ffp yokmuş gibi davranan, gerçeklerden kopuk olduğunu düşündüğüm ve son günlerde mustafa cengiz yönetimine sarmış belirli bir kitledir. neyse ki genel profil o şekilde değil de kör topal marka devam edebiliyor yoluna. nagatomo ve belhanda’nın satılamama sebebi tamamen kadro dışı kalmaları ve performanslarının diplerde olması +belhanda’nın maaş beğenmemesi. bizim performansından dolayı istemediğimiz oyuncuyu kim ne yapsın? bunları ben biliyorsam herkes de biliyordur ama sanki bu konulardan habersiz gibi sosyal medyada yazı yazmak... bilemedim.
  • 121
    27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı sonucu fatih terim'in açıklamalarını önemsiyorum.

    --- alıntı ---
    açıkçası maç öncesi heyecanı ile maçın gidişatı aynı olmadı, gönül isterdi ki daha güzel bir oyun olsun ama olmadı. oyun istikrarı çok önemli ama oyuncu istikrarı da önemli. bazen böyle oynarsınız ama bu taktikle de golü bulabilirsiniz.kazanabilirdik ama olmadı.

    sarı kartlarda çok bonkör davranıldığını düşünüyorum. sarıyı severiz ama yalnızca galatasaray armasında.

    maalesef bugün birkaç oyuncumuzda istediğim enerjiyi bulamadım. bazı pozisyonları değerlendirebilirdik ama olmadı

    --- alıntı ---

    hocanın dediği gibi 'oyun istikrarı çok önemli ama oyuncu istikrarı da önemli. bazen böyle oynarsınız ama bu taktikle de golü bulabilirsiniz.kazanabilirdik ama olmadı' dediğini biz maçı takip ederken de mırıldanıp durduk. kazanan kadroyu hoca bozmak istemedi ve bu yönüyle çok iyi kapanan fenerbahçe' ye karşı yine de fenerbahçe'nin bize karşı bulduğu pozisyonlardan daha net pozisyonlar bulduk.

    bakıyorum, taylan tü kaka, falcao yedeğe, arda neredeyse ölü, luyindama kırmızı isteyen vida benzetmelerine denk gelecek yorumlar..

    strese lüzum yok. önümüzde önemli bir rangers maçı var. tüm eksiklere rağmen yenilmeden, önümüze bakmalıyız. olmadı bugün, derbide fenerbahçe'yi yenemedik. yıllarca böyle maçlar izledik. bu maç yok hocaya yazar, oyunculara yazar.. diyebiliriz, ikide bir aynı şeyleri tekrar edebiliriz de ama bu takım şunu bize sunmuyor: 'ya bu takım hücum bile yapamıyor. defans çok berbat. golcümüz yok.' aksine bugün fenerbahçe aşırı motiveyle oynadığı için bize karşı daha diri gözüktü. bizim eksiğimiz gerekli motivasyon konusunda birkaç tık eksik kalmamız idi.
  • 13
    fazlasıyla sözlüğümüzde de bulunmaktadır.

    tanımadığım, ilk kez gördüğüm o kadar çok yazar var ki sadece transfer ve vagner love başlıklarının altında toplanmış ve şuursuzca kaos yaratma çabasındalar.

    yapmayın efendiler, etmeyin! yazıktır, günahtır.

    ulan bu sözlük sinerjiyle bu zamana kadar neler başardı? daha dün akşam güle oynaya d grubuna gittik bu iyi dilek ve dualarla.

    bok etmeyin!

    dipnot: al bu entryi, yangıncı taraftar başlığına yapıştır. aynısı...
  • 96
    yıldız oyuncu ismi gördüğü zaman yarınlar yokmuşcasına davranıp gözleri faltaşı gibi açılan, eldeki oyuncudan daha iyi olup olmadığına bakmaksızın tanımadığı her oyuncuya zambiya 5. liginden dahi gelse yıldız olacak gözüyle bakıp üzerine hayaller kuran kitle.

    ancak 2019-2020 sezonu kış transfer döneminde kendilerini kesinlikle suçlayamam. çünkü normal bir duyumcu yada gazeteciden farklı olarak sürekli içeriden doğru bilgiler verilip bir kaç gün önceden servis ettirilerek kulübün gayri resmi basın sözcüsü haline getirilen bir gazeteci tarafından özel olarak beklentiye sokuldular. oysa aldığımız futbolculara bile vergi borcu yüzünden 10 günde lisans çıkartamadığımız bir ortamda taraftarı beklentiye sokmasalar kimse yönetime transfer üzerinden vurmazdı.

    bence eldeki imkanlar ölçüsünde iyi bir transfer dönemi geçirdik. ama şu twitleri atan kişiyi kulübün gayri resmi kaynağı olarak kabul edip okuyan, ekonomik gerçeklikten kopuk bir sosyal medya kullanıcısı linç başlatır yani.

    https://twitter.com/...598657503043584?s=20
    https://twitter.com/...308307440852994?s=20
    https://twitter.com/...875160006242309?s=20
    https://twitter.com/...114699163418624?s=20

    daha arada bir de sildikleri var. gelenleri de gidenleri de herkes çok konuşacak. sürpriz gidenler olacak falan dediği yada gideceklerin sıralı listelerini falan verdiği twitler var. ben forvetsiz geçen yarım sezondan sonra herşey mümkün diyorum, bu adamı takip de etmiyorum zaten ama 17-18 yaşlarında bir çocuk duyumculardan bile gaza gelirken kulübün gayri resmi basın sözcüsünden mi gaza gelnmeyecek?
  • 227
    yine asıl sorumlunun tespit edildiği kişiler.

    galatasaray'ın tüm problemi bu bu şımarık galatasaray taraftarından kaynaklanıyor. hocamız çok iyi, yönetimimiz çok iyi ama bu şımarık çocuklar yok mu bu yaramazlar, her şey bunların yüzünden kaynaklanıyor.

    çok şükür büyük resmi görebiliyoruz.

    edit: iki maç diyenler allah'tan korkun!

    (bkz: 3 ağustos 2024 galatasaray beşiktaş maçı)
    (bkz: 21 ağustos 2024 young boys galatasaray maçı)
    (bkz: 27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı)
    (bkz: 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçı)
    (bkz: 3 ekim 2024 rfs galatasaray maçı)
  • 209
    eleştiri kültürünün değil, tüketim topluluğunun etkisi altına girmiş güruhtur. roma'nın bir günde kurulmadığını, başarının bir günde gelmediğini bilmeyen daha doğrusu bu kadar sabrı olmayan topluluktur.

    bunun nedenleri var. reklamcıyım. toplumsal psikoloji ve tüketici davranışı psikolojisini biliriz ve bunu işimizde sık sık kullanırız.

    bu kadar hızlı sonuç isteyen, bir hataya bile tahammül edemeyen, kaliteli futbolcunun maç içerisindeki anlık performanslarından bile genelleme yapıp iyi futbolcunun kötü olduğunu iddia eden kitle bunu böyle yapmak zorunda bırakıldı. çünkü insanların dikkat aralığı çok kısaltıldı. ama bunun bir sebebi var.

    sebebi, tüketim topluluğu. sosyal medya, markalar ve reklamcılar bunun böyle olmasını istiyor. insanlar ne kadar fazla tüketirse, o kadar yenisi için koşullanıyor. fazla tüketim, daha fazla platformda kalmak demek, daha fazla alışveriş demek.

    çok değil daha 7-8 yıl öncesine kadar 3-4 dakika süren reklamlarımız vardı. bu kadar uzundu çünkü insanlar ürün hakkında daha çok bilgi almak istiyor, videonun tamamını izliyordu. buna zamanı da vardı, sabrı da. şu an reklamlarda maksimum 25-30 saniyelik videolar kullanıyoruz. çünkü insanların videonun hepsini izleyecek sabrı yok. bir an önce sonuca geçmek istiyor. ne kadar bilgi aldığının çok da bir önemi yok. bakın, para harcayacağı ve doğru bilgi almadığı takdirde para kaybetmesi muhtemel bir aksiyon için bile sabrı yok. çünkü alışkanlıkları hızlıca bir sonraki içeriği tüketmek üzerine oluştu.

    filmlerden, dizilere, reklamlara, izlediğimiz videolara kadar her şeyin tüketim süresi azaldı. insanlar artık eskisine göre çok daha hızlı dopamin salgılıyor ve hemen yenisini istiyor. daha hızlı istiyor. kötü olan videoya tahammülü yok, kötü olan hiç bir şeye tahammülü yok.

    başarının da öyle. başarının da hızlı gelmesini istiyorlar, paranın da. sosyal medyada bir takipçi kitlem var, yaptığım işle ilgili. insanların sonuca çok daha hızlı ulaşmak istediğini ve asla sabırlı olmadıklarını net görebiliyorum. ve yıllardır işin içinde biri olarak, bunun sadece başarısızlık getirdiğini çok iyi biliyorum.

    toplumda oluşan hızlı tüketim patterni, hayatın her alanına sirayet etmiş durumda. hal böyleyken elbetteki futbol seyircileri de eskisinden çok daha sabırsız. lakin bu sabırsızlık başarıyı değil, başarısızlığı getiriyor. futbol da bir iş kurmaya benziyor, sabırla günden güne iyileşerek yeni ve başarılı bir şey inşa ediyorsunuz. ve bu yol hiç de arzu edildiği gibi kısa ve dikensiz değil.

    üzgünüm fakat böyle yaşayarak başarıyı yakalamak da çok zor, mutlu bir birey olarak yaşamak da.
  • 49
    en az lise tayfası kadar kulube zarar veren kulubun kanserli hücresidir.

    tiyatro izlemeye gelir gibi derbiye gelip , ellerinde telefon kareografiyi videoya çekip maç boyu sosyal medyada canlı yayın peşinde koşan taraftardır. sevinmek için takım tutup en ufak bir kötü tabloda maç takibini bırakanlardır.

    2011'de neredeydiniz? 2016-2017 sezonunda neler yapıyordunuz? lafa geldi mi aslansınız, kaplansınız. milletin fare siktiği yerde kedi sikiyorsunuz.

    alayınız kuru kalabalıksınız! umarım o karaborsadan aldığınız tek maçlık biletlerde iyi tokatlanmışsınızdır.

    (bkz: 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 175
    sosyal medya yaygınlaştığından beri anormal bir toksikleşme hali vardı zaten de özellikli bu mavi tik alma işi geldikten sonra görüntülenme almak ve para kazanmak amacıyla etkileşim kaşarlığı yapanlar ciddi anlamda sorun haline geldi. bu sadece galatasaray özelinde değil diğer takımlar özelinde de ciddi sorunda ben böyle tipleri gördüğüm an ya sessize alıyorum ya da engeli basıyorum. bunlar şımarık da değil düpedüz gerizekalılar. ne eleştiri yapmayı bilirler ne övmeyi bilirler inanılmaz salak bir kitle türedi. iğreniyorum bunlardan.
  • 120
    galibiyetten sonra şuraya gelme zahmeti bile göstermeyip, bir olası puan kaybı sonrası gelerek ortalığı deyim yerinde ise yangın yerine çeviren taraftar tipidir.

    bazıları klasik premier league hayrandır ve sanar ki galatasaray milyonlar içinde yüzüyor.
    3. sol bek yedeği emre taşdemiri beğenmez mesela, sanarsın manu, liverpool gibi o bölgeye milyon eurolar harcayabiliyoruz.

    kimisi falcaoyu kimisi daha sezon başından sıkışık fikstür ve rotasyon nedeni ile her 3 günde bir maç yapan taylan antalyalıya laf eder.

    arkadaşlar kimseyi kırmak istemem ama şu biraz bıkkınlık vermeye başladınız, keşke uyanıp gerçekleri görebilseniz...
  • 171
    türk futbolundan da, sözlükten de, sosyal medyadan da bıktıran taraftar tipi. bunun gerçek ve görünmez işsizlikle büyük bağlantısı var. akşama kadar internette sosyal medya ve haber takip eden bir insan hangi ara çalışmaya fırsat buluyor ben çok merak ediyorum.

    transfer obezliği gerçekten inanılmaz seviyelerde. hayattaki başarısızlığının, sıradanlığının ve sıkıcılığının hıncını futbolcudan, hocadan ve diğer taraftarlardan almaya çalışıyor. hayatında 50bin kişi önünde futbol oynamayı geçtim, 20 kişi önünde sunum yaparken dili damağı kuruyan adam takım gömüyor. tüm futbolcuları gönderip yerine yenilerini alıyor.

    tamam transfer önemli ama bugün takım olmak, olabilmek her şeyden daha önemli. evet, yıldız futbolcularınız size maç kazandırır, kupa kaldırtır ama her futbolcu 3 milyon euroya oynasa bütçeniz yetmez. bazıları o paraları kazanacak, yıldız olacak. bazıları sadece rotasyonunuzda yer alacak, bazılarını da siz yıldız yapıp satacaksınız.

    bizim taraftarımız herkes wonderkid olsun, herkes yıldız olsun, kimsenin sahada ayakları titremesin istiyor. 300 bin euro alan futbolcudan da 3 milyon euro'lük futbolcu oyunu ve olgunluğu istiyoruz. daha şimdiye kadar 10 resmi maça çıkan futbolcudan 200 üst düzey maç oynamış futbolcu performansı bekliyoruz.

    şampiyon hocadan her maçta kendisini yeniden ispat etmesini bekliyoruz. galibiyet rekoru mu kırdı, yeniden kırsın. avrupa'da üst üste maç kazanma rekoru mu kırdı, yetmez, bir de iyi futbol oynasın. sezon başında da iyi olsun, ortasında da, sonunda da. elindeki oyuncular mı gitti, yenileri gelmeden aynı oyuna devam etsin.
  • 164
    başarılı oluyoruz çünkü takımı eleştiriyoruz gözümüz kapalı değil sözlerini farklı yorumlayan taraftar. eleştiri olur ancak hele bir bismillah yeminle ne twittera ne de sözlüğe kayseri maçı sonrası girmek istemedim.

    99-00 takımı sezona ilk maçını içerde antep'e yenilerek başladı. bugün olsa 3 yıl üst üste şampiyon olduk ama hagi yaşlandı, illie satılır mı, hala stoper transferi yapılmadı falan denilirdi heralde.
  • 211
    kerem'in en büyük hater'larından iki tanesini yakınen tanıyorum.

    bu adamların ortak özelliği şu. her sene yeni transfer isterler ve yabancı futbolculara ekstra hayranlık duyarlar. eski futbolcular form düşürse hemen yerine fifa'dan adam ararlar.

    mesela zamanında burak yılmaz'ı da hiç beğenmediler. yönetimin beceriksizliği ile bunların yangını birleşince şampiyonlar liginde şov yapan adamı 3 kuruş paraya sattık. aynısı kerem'de de yaşandı.

    bir örnek daha vereyim. 2018/2019 şampiyonluğumuzda tüm maçlarda tribündeydik. gomis'in satılıp forvetsiz şampiyonlar ligi maçlarına çıktığımız o sezon. adam ilk maçta eren'in ayağına top gelir gelmez ıslıklamaya başladı. sanki gomis'i eren göndermiş gibi. o sezon bıkmadan usanmadan eren'in psikolojisi bozulana kadar ıslıklamaya devam etti. tribünün çoğu da buna katıldı. sonra tepine tepine diagne'yi istedi ve gelince baş tacı yaptı. hala bu olaylarla dalga geçerim ve yüzü kızarmaz.

    sözün özü bu adamlar aramızda hep var oldular. ben şu anda fenerbahçe'lilerle dalga geçer gibi umarsızca dalga geçiyorum. siz de geçin. belki utanırlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın