resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kocaelispor
Yaş:40
Uyruk:Türkiye
  • 8102
    evet evet bugün karar verdim ben çok farlı bakıyorum. daha iyi değil bunu söyleyemem kendim için ama çok daha farklı.

    buraya gelip selçuk 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçında çok iyi oynadı, takımı yönetti, her yerde olumlu oynadı ama sadece selçuk yetmedi diyecekken sözlükteki bu ağız birliği etmişcesine ortaya çıkan fikri görünce şaşırdım.

    bunu görünce skor taraftarı yazacaktım buraya. skor gelmediği için selçuk'un kötülendiğini iddia edecektim ama hala böyle düşünmeme rağmen vaz geçiyorum.

    zira şuna karar verdim. ben farklı bir şey izliyorum demek ki. donkişot değilim, olamadım hiç bir zaman. herkesin gördüğü kendine demekten başka çarem yok artık.
  • 8105
    eski formu buysa kendimi kandırmış demektir ilk geldiği yıllarda. adamın iki üç meziyeti var. mesela kendisini inanılmaz güzel yere bırakıyor. kesinlikle top kapamıyor, ki bu orta saha oyuncusu için ilk gerekli kıstas olmuş olmalı kendini beğenen arkadaşlarda. geriye ve yana pas konusunda bir dünya markası haline gelmesi son meziyeti. fiyat-performans olayına hiç değinmek istemiyorum, gece gece canımız sıkılmasın.
  • 8107
    uzun süredir çok çok kötü oynayan futbolcu. arada yeteneklerini gösteren birkaç hareket yapıyor, ama hiçbir etkisi olmuyor. ben uzun süredir selçuk'a kin besleyen kitledenim. bir süredir haksızlık ettiğimi düşünmeye başladım. belki de selçuk'un futbolunu biz fazla abarttık. açıkçası o kadar uzun zamandır "formsuz" ki iyi oynadığı zamanları hatırlayamaz oldum. sanki freekick golleri dışında takıma hiçbir zaman katkısı olmamış gibi gelmeye başladı.

    benim canımı asıl sıkan mesele selçuk'un bu kadar yetenekli olduğu halde verimsiz olması. insanlar burada sık sık kendisini savunmak için selçuk'un geçmişte yaptıklarından örnekler veriyor. biz selçuk'un yapabildiklerini zaten biliyoruz. esas mesele yapabildikleri değil, yaptıkları. takımda bu parayı yeteneksiz bir adam alsa insanlar futbolcudan çok yöneticileri eleştirirdi. selçuk yetenekli bir futbolcu ve yönetim de yeteneklerini referans alarak selçuk'a yatırım yaptı. selçuk ile yapılan sözleşmenin süresini olmasa da verilen parayı anlayabiliyorum. ama selçuk'ta gerçek anlamda bu paranın karşılığını vermeye çalışır bir hava yok. 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçında biseswar'a kaptırdığı top ve devamındaki rahatlığı adeta cesare prandelli dönemi boyunca oynadığı futbolun da özetiydi. işte insanlar o umursamazlığa deli oluyor.

    mustafa denizli geldiğinden beri ben selçuk'un biraz daha çabaladığını görüyorum. ama ne yazık ki bu sefer de selçuk'un güçsüzlüğü bu çabasının meyve vermesine engel oluyor. selçuk her temasta kendini yere atıp faul almaya çalıştığı için herkes tarafından eleştiriliyor. oysa selçuk faul almaya çalışmıyor. o kadar güçsüz ki her temasta devriliyor. bu durum takımdaki yerlilerin neredeyse tümünde var. selçuk bir süredir sanki forvet oynuyor gibi sürekli ileriye çıkıp top almaktan kaçıyordu. aldığında da genelde yana ve geriye oynuyordu. denizli geldiğinden beri pas trafiğinde daha aktif rol oynuyor. daha fazla top isteyip daha verimli biçimde top dağıtmaya çalışıyor. ama bu sefer de hem güçsüzlüğünden dolayı hem de chedjou'nun bu sorumluluğu paylaşmaması yüzünden belli bir dakikadan sonra peş peşe pas hataları yapmaya başlıyor. iyi niyetle yaptığı şeyi bile güçsüzlüğü yüzünden yüzüne gözüne bulaştırıyor. daha basit bir örnek vermek gerekirse; 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçında köşe vuruşlarını kullanan oyuncumuz selçuk'tu. benim hatırladığım tüm köşe vuruşlarında ön direğe etkisiz toplar gönderdi. köşe vuruşlarının hepsinde top tehlikeli bölgeye gelmeden rakip savunma tarafından uzaklaştırıldı. selçuk o kadar güçsüz ki köşe vuruşlarını kale alanına yetiştirmekten bile aciz.

    bir de belki geçmişte benim de yapmış olabileceğim bir eleştiri var. eskiden birçok kişi gibi ben de selçuk'un teknik direktöre göre futbol oynadığını savunuyordum. ama selçuk'un formsuzluğu fatih terim döneminde baş gösterdi. iki italyan teknik adamın ardından hamza hamzaoğlu döneminde devam etti ve mustafa denizli döneminde de sürüyor. selçuk'un kötü biri olduğunu ve teknik direktörlerini kovdurmak istediğini "artık" düşünmüyorum. asıl mesele selçuk'un kendinde bir sorun görmemesi. selçuk'un kötü biri olduğuna değil, oturmamış bir kişiliğe sahip olduğuna inanmaya başladım. kulübün kendisine yaptığı yatırımın ve taraftarların kendisinden beklentisinin farkında değil. selçuk 30 yaşına gelmiş yılda 3 milyon euro kazanan profesyonel futbolcu gibi değil, zevkine futbol oynayan bir genç gibi davranıyor. bu yüzden kendisini destekleyenlerin gerçek taraftar olduklarını savunup protesto edenlerin taraftar olmadıklarını söylüyor. selçuk klasik türk futbolcusu zihniyetinde. asgari ücretle geçinip haftada bir tek eğlencesi olan futbol maçına bin bir zorlukla gelen adamın yılda 3 milyon euro kazanıp sevdiği işi yapan insana destek olma mecburiyeti olduğuna inanıyor. ama kendisinin bu insanlara karşı sorumluluğu olduğunun farkında değil. bu yüzden 3 yıl boyunca formsuz olmaya hakkı olduğunu düşünüyor, bu yüzden kendisine kızan teknik direktörüne formayı verip sahadan çıkmak istiyor, bu yüzden kendisine tepki koyanların taraftar olmadığını söylüyor, bu yüzden maçlarda canını dişine takıp taraftarın sevgilisi olan arkadaşına menajeri basından sallayınca tepki vermiyor.

    selçuk inan'a duyulan sevgi ve en kötü maçından sonra bile muhteşem oynadığını iddia eden birilerinin çıkması hayatımda tanık olduğum en gizemli olaylardan biri. bazı maçlarda haksızlık edildiğine katılıyorum. ama bu kadar uzun zamandır dökülen bir adamın istisnasız her maçtan sonra "fedailerinin" ortaya çıkması bana gerçekten absürt geliyor. hatta takımın peş peşe puan kaybettiği dönemlerde tesadüfen bir maçta selçuk oynamayınca - o varken takım şairane bir futbol oynuyormuş gibi - "bakın selçuk oynamadı noldu:(((" tarzı yorumlar yapılıyor. ne yazık ki uzun zamandır takım yerine adam tutan galatasaray taraftarları olduğunu düşünüyorum ve selçuk'u en kötü maçından sonra bile savunan kitleyi de aynı durumdan mustarip olduğunu düşünüyorum. maalesef benim için selçuk inan'ı inatla savunan galatasaray taraftarı eşittir yediği onca hatalı gole rağmen "tolga zengin adamlığı" edebiyatı yapan beşiktaş taraftarı.
  • 8109
    her kötü oynadığı maç sonrası "akbaba gibi selçuk'a laf çakmayı bekliyorlar." diyenlerin ortak savunması da şu oluyor: bu sezon iyi oynuyor bir maç da kötü oynama hakkı olsun. ulan ne bitmez bir maç kötü oynama hakkıymış. 25 resmi maç yaptıysak 10 tanesinde ancak iyi oynamıştır. 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçı'nda ise değil kötü, rezalet ötesi oynamıştır. hayaletliği de geçti garip garip şeyler yapmaya başladı. dua etsin hakeme de rakibe kıç dayama taktiğini bol bol yedirdi ve daha fazla rezil olmaktan kurtuldu. gözüyle izleyen herkes neyin ne olduğunu görüyor.

    ara dönemde imkanı yok fakat sene sonu yapılacak olan büyük temizlikte inşallah kendisinin de bileti kesilir.
  • 8110
    leyla'dan sonra denen tip ogrencilerinin kurdugu bir olusum var. onkoloji servisinde tedavi goren cocuklarin hayatta gerceklesmesini en cok istedigi seyi ogrenip cocuklarin hayallerini gerceklestirmeyi amacliyorlar. gerek universitelerin tip fakultelerinde gerekse sosyal mecra'da orgutlenmisler, size de en azindan facebook'tan takip etmenizi oneririm.

    cocuklardan kimisi oyuncak araba, kimisi imzali forma, kimisi de unlu biriyle tanismayi istiyor. erciyes tip fakultesi'nde tedavi goren eren isimli bir kardesimiz varmis, selcuk inan hayrani. 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçı icin kayseri'de olan selcuk inan leyla'dan sonra ekibinin istegini kirmamis, kardesimiz eren'i ziyaret etmis. bulusmanin gerceklesmesinde hakan balta'nin esi derya balta'nin da katkilari olmus.

    arada guzel seyler de oluyor. sen bu cocuklari mutlu et, benim agzima sic, raziyim selcuk inan.

    https://www.facebook.com/...995/1598858140336790
  • 8112
    uefa şampiyonlar ligi'nin sosyal paylaşım sitesi twitter'daki hesabından açtığı yılın golü anketinde, kaptanın izlanda'ya serbest vuruştan attığı ve türkiye'nin 2016 avrupa futbol şampiyonası'na (euro 2016) gitmesini sağlayan gol de yer aldı.

    uefa, "championsleague" isimli resmi twitter hesabından futbolseverlere, bu yıl milli takım veya kulüp düzeyinde atılan en güzel golün hangisi olduğunu sordu. anketteki adaylar arasında selçuk inan'ın, euro 2016 elemeleri a grubu'nun son haftasındaki türkiye-izlanda maçının 89. dakikasında serbest vuruştan kaydettiği gol de bulunuyor.

    selçuk inan'ın ilk sırada götürdüğü ve bugün (3 saat sonra) sona erecek ankette sporseverler ayrıca romalı alessandro florenzi'nin bu sezon şampiyonlar ligi e grubu'nda barcelona'ya, barcelonalı lionel messi'nin 2014-15 şampiyonlar ligi yarı finalinde bayern münih'e ve türk asıllı alman futbolcu ilkay gündoğan'ın euro 2016 elemeleri d grubu'nun iskoçya'ya attığı gole oy verebiliyor.

    oylamaya katilabilmeniz için link: https://twitter.com/ChampionsLeague
  • 8115
    27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçında kendisine o kadar faul yapıldı saymayı bıraktım artık. o sevmediği felipe melo olsa o maçta rakibin plakasını alıp futbol kuralları içinde hatta bazen dışında sertliğini koyup, rakibi sindiriyordu.

    ama bizim selcuk ne rakibine fiziksel bir temasta bulundu, ne agresiflik yaptı. anca hakeme veryansın etti, ezildi, büküldü,sindi...
  • 8117
    keşke zamanda geri dönme şansı olsa da 5 yıl önce bize geldiği sene, bize değil de fenerbahçeye gitse. bi de o senaryoyu görsek de şu takımı sabote ediyo, böyle kaptan olmaz olsun, ruhsuz bilmem ne tarzı saçmasapan yorum yapanlar neyin nolduğunu anlasa. siz beğenseniz de beğenmeseniz de son yıllarda türk futbolunun ve galatasarayın en büyük oyuncularındandır. çoğunuzda kredisi olmasa da benim gözümde yüksek kredisi var.

    bu arada 27 aralık 2015 kayserispor galatasaray maçında gerçekten rezalet oynamıştır evet ama, sanki tüm takım uçuyomuş da selçuk baltalıyomuş gibi yorumlar yapmak bence yersiz oluyo. sneijder bile son maçlarda bazı arkadaşlara kötü gelmeye başlamış. artık bu işin takım oyunu olduğunu, genellikle oyuncuların da takımla yükselip takımla alçaldığını anlamak lazım.

    buyrun ofsayt sofrasına. :)
  • 8118
    galatasaray kaptanı.

    geçen sene berbat halini izlerken en nefret ettiğim adamlardan biriydi. bu sene oynadıgını gormemek ise haksızlık olur. beyler takım çok kötü, birşeyleri tek başınıza değiştiremezsiniz. adam ilerde umut'a pas atıyor , umut topu alıp tekrar selçuk'a veremiyor bile. yanında jose ile sabri'yla oyun kurmaya calısıyor. ileride yasin top bekliyor atsan ne yapacağı belli değil. burak yılmaz ' ı saymıyorum bile. yanında şimdi stoperden bozma vinçten yavaş bir chedjou var o da ne oynadığı belli değil orta saha mentalitesinin m'si yok adamda. selçuk ne yapsın?
  • 8121
    --- alıntı ---

    çok değerli bir hoca gitti, yerine çok değerli bir başka hoca geldi. bu sene de geçen sezonki başarımızı tekrarlayabiliriz. ben takım arkadaşlarıma ve camiamıza çok güveniyorum. mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. biz galatasarayız. bundan önce şampiyon nasıl olunur, üç kupa nasıl kazanılır sorularının yanıtlarını çok net vermiş bir ekibiz. bundan sonra da aynı mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. şanssız bir dönemden geçiyor olabiliriz ama ibre elbet yeniden galatasaray’a dönecektir.

    mustafa denizli’nin teknik adamlığını konuşmak zaten haddimize değil. türk futboluna yapmış olduğu hizmetler ortada. hocalığının yanı sıra çok önemli ve çok bilgili bir insan aynı zamanda. futbolcular ve camia olarak onun bilgilerinden ne kadar yararlanırsak bizim için kârdır. mustafa hoca oyun stilini bize benimsetmeye çalışıyor. futbolcular olarak ona o kadar çok güveniyoruz ki önümüzdeki aylarda sisteminin daha da oturacağından şüphe duymuyoruz.

    kaptanlık, sorumlulukları itibarıyla çok önemli bir görev. galatasaray camiasını saha dışında temsil etme sorumluluğunu üstleniyorsunuz. karakter boyutunda, kaptanlıktan önce de aynı insan olduğumu düşünüyorum. insanlara duyduğum saygı seviyesi hiç değişmedi. onların da bana olan saygısı aynı. farklı olan tek şey bana selçuk yerine ‘kaptan’ diyorlar. bence liderlik, oyuncuların yalnızca birinin ya da bir bölümünün değil tamamının iyi niyet ve saygılı yaklaşımını kazanabilmektir. aynı şekilde siz de takım arkadaşlarınıza iyi niyet ve saygıyla yaklaşmalısınız. fatih hoca bana ilk kez kaptanlık vermeden önce de bu konularda hassas bir insandım. bu onura layık görüldükten sonra söz konusu hassasiyetim daha da fazla arttı.

    hiç kimseyi incitmemeye, kırmamaya çalışıyorum. işler kötü gittiğinde kaptan olarak takım arkadaşlarımı motive etmek bana düşüyor. takımın içinde olmayanlar bilmez ancak hocalarımız, başkanlarımız ve yöneticilerimiz bunu çok iyi bilir. televizyon ekranları ya da tribünlerden bunların hiçbiri görünmediği ve ülkemizde genel olarak her şey sonuçlara endeksli olduğu için ne kadar uğraşırsanız uğraşın, belirli önyargıları yıkamıyorsunuz. özetlemek gerekirse kaptanlık yapmak çok kolay bir iş değil. umarım bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getiriyorumdur. bu çok büyük bir onur. galatasaray tarihi boyunca kaptanlık pazubandını taşıyan çok büyük isimlerin arasında anılmak, geriye dönüp baktığımda galatasaray’ın kaptanlığını yapmış olduğumu görmek çok başka bir his. zaten galatasaraylılık çok başka bir şey.

    maçtan sonraki ilk 15 dakika benim için çok zor geçer. özellikle de soyunma odasında. yaşananlar ve sonuç çok tazedir. kendinize, içinizden takım arkadaşlarınıza, hakeme, kime kızmak isterseniz kızabilirsiniz; çünkü kendinizi kaybediyorsunuz. fakat 15 dakikalık sürecin ardından bu maçın geride kaldığını düşünüyor, kendinizle birlikte takım arkadaşlarınızı da ayağa kaldırmaya çalışıyorsunuz. ne mutlu ki, birbirlerine çok yardımcı olan oyunculardan kurulu bir ekibiz. nihayetinde eve gidiyorum ama gece benim için bitmiyor. ne kadar can sıksa da yenildiğimiz maçın tekrarını dikkatle, yeniden izliyorum.

    bir türk takımı devre arasında hem avrupa’da hem kupada hem de ligde iddialı konumdaysa başarılıdır. evet bu üç kulvarın da sonucu belli değildir ama mücadelenin devam etmesi bir umut, bir ışıktır. bunu aslında tüm galatasaraylılar biliyor. galatasaray asla pes etmez. elbette hepsini kazanmak istiyor ve bunu yapabilecek gücümüz olduğunu biliyoruz. 2000 yılındaki başarıyı tekrarlayabiliriz. yalnızca camiadan biraz daha destek görmemiz gerektiğini düşünüyorum. bu belki de bu sezon yaşadığımız en önemli eksiklik. takımdaki arkadaşlarım da böyle düşünüyor. taraftar, camia, oyuncular hepimiz birbirimize sahip çıkmalıyız. bizim bizden başka dostumuz yok. bunu bilip buna göre hareket etmemiz gerekiyor. zaten zorlu hedeflere böyle ulaşılır.

    italyan takımları her zaman zorlu olmuştur. rakibimizin son olarak inter ile oynadığı maçı takip ettim. lideri kendi sahasında mağlup ettiler ve bu aslında hiç kolay bir şey değildir. hedefimiz elbette ki lazio’yu eleyip tur atlamak. kaliteli bir takım fakat biz daha kaliteliyiz. zor kura, zor rakip ama inşallah üstesinden geleceğiz.

    doğrusunu söylemek gerekirse saydığınız isimleri bir arada söyleyince bile heyecanlanıyorum. manisaspor’da birlikte çalıştığım ersun yanal ve milli takım’da çalıştığım guus hiddink’i de bu isimler arasına eklemeliyim. hepsi çok büyük, çok saygı duyduğum ve çok sevdiğim insanlar. onlardan en başta öğrendiğim konu insanlara nasıl yaklaşılacağı oldu. türk futbolunu ve galatasaray’ı daha üst seviyelere nasıl taşıyacağımız üzerine çok konuştuk. hem oyunuma hem de karakterime olağanüstü¨ katkıları oldu. hepsine ne kadar teşekkür etsem az. hepsinin farklı oyun anlayışı vardı. dolayısıyla hepsi benden farklı şeyler istediler, bu da oyunumun farklı yönlerini geliştirmemi sağladı. aktif futbol yaşantımın sonrası için de paha biçilmez değerler kazandım hepsinden. edindiğim tüm deneyimleri, bilgileri ve birikimleri yazdığım bir defterim bile var. futbolu bıraktıktan sonra da futbolun içinde kalmak istediğim için böylesine önemli insanlardan öğrendiklerim bana büyük yarar sağlayacak. defterim bilgiyle dolu.

    bir film ya da kitap olabilecek başarı elde ettik. kötü başladığımız elemelerde bir yıl boyunca hiçbir takıma yenilmeyerek euro 2016’ya katılma hakkı elde ettik. çok zorlu maçları, çok doğru şekilde oynayarak kazandık. türk futbolcular artık birbirine çok saygı duyuyor ve çok inanıyor. bu inanç ve saygı oldukça avrupalı meslektaşlarımız kadar iyi olduğumuzu ve onlar kadar başarılı olabileceğimizi göstermiş olduk. bu beni ayrıca mutlu ediyor. galatasaray’daki genç oyuncu arkadaşlarıma da hep bunu anlatıyorum. onların da bu başarıları elde etmelerini istiyorum.

    elbette euro 2016’ya gidip oranın keyfini almak istiyoruz ancak bu yeterli değil. oraya bir hedef için gidiyoruz. türkiye turnuvalarda hep bir hedef takımı olmuştur. zorlu maçlar oynayacağız ancak futbol bu… futbol dünü ve yarını olmayan bir oyundur. bugün neyseniz osunuz. kendinizi iyi hisseder, takım halinde oynarsanız galip gelebilirsiniz. maçlara bu güvenle çıkıp gruptan çıkacağımızı düşünüyorum.

    en çok mutlu olduğum an kuşkusuz şükrü saraçoğlu stadı’nda şampiyonluk kupasını kaldırdığım andı. ilk senemizdi, yeni bir takım, yeni bir teknik direktör, aniden çıkan süper final gibi faktörler vardı. fakat biz çok önemli başarı elde ettik. geçen sezon kazandığımız üç kupa da benim en mutlu anlarımın merkezinde. allah’ıma şükürler olsun ki üzüldüğüm hiçbir an olmadı galatasaray’da. inşallah bundan sonra da olmaz.

    --- alıntı ---

    http://amkspor.sozcu.com.tr/...iali-konustu-461736/
  • 8122
    takımı başarılı bulmuş galatasaray takımı kaptanıdır. gerekçesi şöyle ki; galatasaray bütün kulvarlarda mücadele ediyor. kendisinin deyiminin dayanaklarına bakalım.

    1-) süper ligde devam ediyoruz diyor arkadaş. kendisi de bildiği gibi sezon sonuna kadar süper ligde 18 takım devam ediyor.
    2-) avrupa'da devam ediyoruz diyor arkadaş. devam ediyorsun da; rakibin dahi olamayacak bir takıma kendi sahanda puan verip eleniyordun son maç. ayrıca uefa'da devam etmek ne zamandan beri başarı sayıldı onu anlamadım???
    3-) türkiye kupasında devam ediyorlarmış. daha mücadele başlamadı kardeş. geçen sezon ilk 4 içinde tamamladığı için takım seri başı olup direkt gruplarda başlanacak.

    dolayısıyla kendisi galatasaray futbol takımının çapsız kaptanıdır.
  • 8123
    wesley sneijder'in 2 gömlek altı futbolcudur. zaten sneijder'den sonra performansının düşmesinin sebebi budur. birebir aynı tarz iki futbolcuyu aynı anda sahaya sürersen olacağı bu. ikisi de çok iyi pasördür. ikisinin de uzaktan şutları iyidir. ikisi de iyi duran top kullanır. ikisinin de adam geçme kabiliyeti sınırlıdır. ikisinin de fiziksel mücadele ile pek işi yoktur. ikisi de aklıyla oynar. aralarındaki tek fark biri * dünya çapındadır, biri * türkiye çapında. buradaki salaklık futbol aklı olmayan transfer komitesindedir. ya sneijder'i alıp selçuk'u yollayıp sneijder'in arkasını adam yiyen orta sahalardan oluşturacaksın ya da sneijder'i almayıp çift forvet ile devam edeceksin. ben ne yapardım diye sorarsanız. yabancı sınırının o gün olan durumuna göre çift forvet gitmeyi tercih ederdim ama yabancı sınırının olmadığı bir dünyada zaten sneijder kendiliğinden tercih edilecektir.
  • 8124
    eğer bahsi geçen "bütün kulvarlarda devam etme" açıklamasını yapmışsa beni baya güldürmüş, hala daha oynadığı 1 senelik topun ekmeğini yiyen futbolcu.

    bir de yeni bir argüman türüyor sözlükte bilmem dikkatinizi çekti m?
    "ne desin?"

    ex-hocamız hamza bey "umut yeterli", "burak şöyle iyi böyle güzel", "kadromuz şöyle yeterli" der. cevap hazırdır: "ne desin?"

    demesinler aga. boş beleş konuşacaklarına bir şey demesinler de insanların ayarlarıyla oynamasınlar.
  • 8125
    hikaye dinlemek isteyenlere konuşan maestro, büyük kaptan. bugün kendisine hücum sorunu var mı eldeki forvetler yeterli mi diye sorsan burak ve umut yeterli der böyle böyle aynı kafadaki tipler yok olacak. bize güncel durumu kabullenemeyen adamlar lazım. kaptanlık demek selçuk gibi boş laflar sıralamak ama takım içindeki yetersizliği sorgulamamaksa en büyük kaptan o. tabi ya sneijder adam mı o kim?
App Store'dan indirin Google Play'den alın