resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kocaelispor
Yaş:40
Uyruk:Türkiye
  • 2179
    biraz farklı bir açıdan yorum getirmek istediğim oyuncu..

    haftalardır sarı kart sınırında oynuyor.. gelecek hafta oynayacağımız 11 kasım 2012 mersin idman yurdu galatasaray maçında sarı kart görüp cezasını kendi evimizde oynayacağımız kdç karabükspor karşısında çekse iyi olmaz mı? hem maçı kendi evimizde oynuyor olacağız, rakip de nispeten zayıf hem de karabük maçından sonra hafta içinde manchester united ile oynayacağız.

    çok mu şey istedim selçukcuğum? sözlük?
  • 13701
    bazı balık hafızalı yazar arkadaşlara hatırlatmak isterim ki selçuk 2011-2012 sezonunda bize gelmeyip fener'e gitseydi emre belözoğluyla forma rekabetine girmek zorunda kalacaktı. önünde oynayan alex'e falan hiç girmiyorum. yani fener'in orta sahasında maldonado, josico falan yoktu. ayrıca selçuk sadece bir gazetecinin söylemi olan türk futbolunu değiştiren adam falan değildir. galatasaray'a geldikten sonra kendisinden önce yapılamayan neyi yapmış veya kazanmış ki türk futbolunun seyrini değiştirsin ? derwall gibi antreman tekniklerini tamamen değiştiren, fatih terim gibi defans yaparak bir yere gelemedik biraz da biz hücum edelim diyip avrupadan kupa getiren adamlar varken kendisinden önce defalarca şampiyonluk yaşayan bir kulübe gelip yine şampiyon olarak mı türk futbolunun seyrini değiştirdi bu adam? o takımda semih kaya, emre çolak, engin baytar gibi adamlardan faydalanan, ligin başlamasına sayılı günler kala saha içi lideri arda takımdan ayrılınca yerini dolduran fatih hoca selçuk gelmese de oraya birini bulur yine şampiyon olurdu zaten. son olarak eğer türk futbolunun seyrini değiştirdiyse fatih hoca sonrası galatasarayda ve euro 2016da milli takımda kankalarıyla birlikte yaptıklarıyla geriye doğru bir değişim olmuştur zaten daha topun seyrini ileri doğru değiştirmekten aciz bir adamın türk futbolunun seyrini ileri doğru değiştirmesi beklenemez.
  • 12481
    galatasaray'ın teklifini 2010-2011 sezonu bitmeden önce kabul etmiştir. en büyük sebebi de arda turan'dır. fenerbahçe'li menajerinin yoğun ısrarlarına rağmen bize imza atmıştır. hangi takımlı olduğu konusunda kesin bir fikre sahip değilim. ama o dönemin en iyi oyuncularından biri olarak bizi tercih etmesi benim için önemlidir. hizmetini yapmış, karşılığını da fazlasıyla almıştır.
  • 15491
    3 yıllık yeni sözleşme teklif edilse hiç düşünmeden kabul edecek oyuncu. çünkü adamın galatasaray'a zarar vermemek ya da iyi hatırlanmak gibi bir derdi yok.

    hagi futbolu bıraktığı sezon* ligde 11 gol 15 asistle oynamış. bu istatistiklere rağmen ''artık antreman yapamıyorum, iyi hatırlanmak istiyorum'' deyip futbolu bırakmış. aynı şekilde gerrard amerika'da, del piero avustralya'da, de rossi arjantin'de, xavi katar'da, iniesta da japonya'da futbolu bıraktı. bu adamlar kendi kulüpleri için selçuk'tan çok daha önemli olmalarına rağmen ilk 11in parçası olamayacak seviyeye gelince takımlarından ayrıldı. o yüzden bu adamların tamamı taraftarları tarafından büyük ve karakterli futbolcular olarak anılırken selçuk inan kestiği pastalarla, top sürerken ayakta duramayışıyla hatırlanacak.

    bir de ''bu adama haksızlık ediliyor'' diyen tayfa var tam allahlık. selçuk böyle hatırlanacağı için 3 katlı evinin balkonundan ferrarisine ve range roverına bakarak çok üzülecektir eminim.
  • 9617
    vasatın bir tık üstü yetenekte her türk orta saha oyuncusu gibi belli bir dönemde yıldızını parlatıp, o rüzgar dinince azalarak biten abimiz. bunda türk futbol medyası ve izleyicisinin abartılı yaklaşımının da etkileri vardır.

    ayhan akman gaziantepspor'da iken umut verici bir adamdı. o yıllarda anadoludan futbol üçer dakikalık tek kamera maç özetlerinden ibaretti hala. fena olmayan istatistikler, canlı yayınlanan maçlardaki dişe dokunur performans ve "bir ayhan var" eksenli haberler/sohbetler sonrası kapağı beşiktaş'a attı. işler güçler dizisinde de bahsedildiği gibi hücuma yönelik ortasaha olarak geldiği beşiktaş'tan önlibero olarak çıktı. galatasaray ile yeni sayfa açtığında yeteneklerinden ziyade hırsıyla dikkat çekti, bunu o mevki için fazla olan yetenekleri ile birleştirerek hatırı sayılır işler yaptı. yıllar sonra güven vermeyen bir takımda oyun kurucu mevkisine dönmek onu maskara yaptı.

    emre belözoğlu doksanlı yılların türk futbol efsanelerindendi. çocuk yaşta türk futbol tarihinin en efsane kadrosunda yer buldu, dünya karmasına çağrılacak kadar kendini parlattı. yeteneği, sol ayağı ve hagi ile arasındaki usta-çırak ilişkisi sebebiyle çok büyük umutlar bağlandı kendisine. okan ve suat ile birlikte pres kavramına yeni anlamlar getirdiler. hagi gibi bir ustanın kanatlarının altında olmanın ve kendisinden asıl beklenenin doksan dakika boyunca baskı olmasının verdiği rahatlıklar dönem dönem yetenek gerektiren işler yaptı. önce inter gibi dönemin kurtlar sofrası bir takımına, sonrasında ise newcastle gibi "yetenekli orta saha" etiketiyle gidince beklentinin çok büyük olduğu bir ekibe gitti. özgüvenini kaybettikçe o "harika çocuk" yerini sahada deli danalar gibi koşup ona buna atarlanan bir adama bıraktı. türkiye'ye dönüş sonrası yaşadıkları, kariyerini gölgede bırakan agresifliğinin sebebini biraz da bu özgüven kaybında aramak gerek...

    selçuk da 2000'lerin başında türk futbolunun önemli fabrikalarından dardanelspor'da adını duyurmaya başladı. ersun yanal tarafından manisaspor'a alındı. önce bu yazıda sergen yalçın ile birlikte ismi anılması gereken arda turan ile, sonra istikrarsız burak yılmaz ile voltranı oluşturdu. burak ile kader birliği önce trabzon sonra da istanbul'da devam etti. gerek manisa'da, gerek trabzon'da gerçek anlamda patrondu. hata yapma lüksü ve rahatlığı vardı. ne rakip önliberoların "gizli adam markajı" altında boğuluyor, ne de akın akın gelen rakip orta sahayı karşılama gibi bir görev alabiliyordu. galatasaray'a transfer olduğunda meşhur "göbek"teki rakibi sersem eden isimlerin sefasını sürdü. tarihinin en boktan sezonlarından biri sonrası yeniden doğan, hücum gücünü yüksek mücadeleden alan kadroda yeteneklerini sergilemeye devam etti. işler iyi giderken özgüveni daha da arttı, bu da oyun içinde kendisine artı olarak döndü. önce dünya yıldızları geldi, arkasından o rakibi darmadağın eden "göbek" bozuldu. futbol hayatı boyunca yapmadığı işler yapmak durumunda kaldı, yeteneklerinin ve önceki işlerinin hatırına küstürülmemeye çalışılsa da özgüveni her gün biraz daha dibe vurdu.

    özgüven ve cesaret ortalama üstü yetenekli oyuncular için önemli bir güçtür. hem daha özgür düşünmesini, hem de bu düşündüklerini daha iyi uygulayabilmesini sağlar. selçuk galatasaray'da önce patronluğu, sonra saha içindeki rahatlığı, en sonunda da özgüvenini kaybetti. bugün hangi mevkiye hapsedilirse hapsedilsin, bu takımın patronu sneijder. galatasaray gibi bir takımda oynadığı için genellikle kapanan ve orta sahada baskı yapan rakiplere karşı oynamak zorunda sürekli. üstelik ujfa-melo-elmander üçlüsüne alternatif bir göbek dizilimi bir türlü yakalanamadı. birkaç sezondur ligin en kırılgan defans hatlarından birine sahibiz, selçuk'un yapacağı en ufak bir top kaybı kalemizde gol olabilir. nitekim bu da her hatasının akılda kalıcı olmasını sağlıyor. bütün bunları alt alta yazınca kaba tabirle selçuk'tan "hayır beklemek" insafsızlık olur.
  • 15003
    2019 2020 sezonunda daha henüz sezonun başında olmamıza rağmen, futbolu bırakıp fatih terimin yardımcı antrenörü olmalıdır. bu kadar kaotik dönemlerde bile 8 sene galatasarayda kalması, milli takımda kendi yandaşlarının hocayla sorun yaşamasına rağmen hiç bir zarar almadan aradan sıyrılıp kendini kurtarabilmesi, bunlar hep zeki adam hareketleridir, demek ki kafası çalışıyor.

    e biz bu adamın prime halini biliyoruz, oyun zekası üst düzey olan birisi. fiziki 5 senedir kendini bıraktı o da futbolu bırakmak zorunda kaldı.

    senelerdir iyi hocalarla çalışıyor. terim, mancini, prandelli, hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, tudor öncelerde şenol güneş,ersun yanal gibi diğer takım taraftarlarının beğendiği hocalar da var

    son 2 senedir bildiğin kenardan terimi izliyor, oyun içine girdiğinde çok güzel oyun okuyor ve izliyor ki oyunu oynamaya fırsat bulamıyor bu yüzden* illa bişeyler kapmıştır.

    tüm bu herşeyi toplayınca selçuk bi an önce futbolu bırakmalı ve yardımcı olarak işe başlamalıdır.*
  • 7939
    bu gece kendisi oynasaydı da yenerdi bizi atletico. hatta size bir şey daha söyleyeyim gençler. bu akşam bizde pogba oynasaydı da yenilirdik. yahu körünüz göz mü? tek futbolcuya nasıl bağlıyorsunuz onca sorunu? bu takımın sorunu ne bilal, ne sabri, ne umut, ne burak, ne semih'tir. bu takımın sorunu bu adamların bir arada oynamasıdır. bu kadar kötü futbolcuyu hiçbir takım tolere edemez. bu bir. ikinci husus takım fiziken bitik durumda. senin elinde istediğin kadar iyi oyuncu olsun, koşmazsan olmaz. kinetix reklamında diyordu ya hani, "koş yoksa düşersin" diye. işte eğer sen, bu şampiyonlar ligi denen dünyanın en üst düzey futbol organizasyonunda koşmazsan düşersin. astana'da çok mu iyi futbolcu var? adamlar evlerinde -bizi salla- hem benfica hem atletico'dan puan aldılar. (şu an istanbul'da son maçta "abi kesin yeneriz biz bunları" diyebilen var mı aramızda?) fakat adamlar it gibi koşuyorlar. yeteneksizliklerini öyle örtüyorlar. maç 2-0 olunca sinirden kapattım. juventus-city maçını açtım. dakika 81'de bir istatistik ekrana geldi. juve 100 km, city 94 km koşmuş o ana kadar takımca. maç 1-0 bitti. city'nin o muhteşem sterling'leri, de bruyne'leri, agüero'ları ceza sahasına bile giremediler. bol bol yan pas yaptılar, 35 metreden şut çektiler. çünkü juve orta sahasındaki adamlar hem hayvan gibi koşuyor hem de acayip pozisyon alıyorlar. sturaro diye bir bebe vardı mesela. ileride iyi futbolcu olacak. lakin onun yerine bugün juve'de selçuk da oynasa fark etmezdi. çünkü takımın geriye kalanı görevlerini yerine getiriyor. yani genel olarak iyi bir futbolcu topluluğun varsa selçuk iş yapar. fakat biz o kadar kötüyüz ki oynasa da oynamasa da bir şey değişmiyor. sneijder'ın oynaması da bir şeyi değiştirmiyor. hatta başta da dediğim gibi pogba'yı bize getir, gene yenilirdik, gene bir şey değişmezdi.

    onun için bu takımın bu oyuncu grubuyla avrupa'da, bu fizikle de hiçbir yerde başarılı olma ihtimali yok. yok işte abiciğim. ruh muh geçin o işleri. bir yerleri kadayıf olan umut'a 694 tane ruh soksan kaç yazar? adam hala diziyle top kontrol ediyor. selçuk'a gelince sneijder kadar üst düzey değil ama umut, sabri, olcan kadar çöp de değil. selçuk'a gelene kadar daha çoook sorunumuz var bizim.

    bir de rize maçında yediğimiz 4 golü bu adama bağlayanlar var ya, siz yazmayın kardeşim. okuyun sadece.
  • 14997
    azalarak bitmesine şahit olduk adamın.

    eskiden takımı bir orkestra şefi gibi yönetebiliyordu, yönetememeye başladı.
    eskiden savunma yapabiliyordu, yapmamaya başladı.
    eskiden hücum yapabiliyordu, yapamamaya başladı.
    eskiden etkili korner kullanıyordu, kullanamamaya başladı.
    eskiden ölümcül seviyede frikik atabiliyordu, atamamaya başladı.
    eskiden kral penaltıcıydı, selçuk inan penaltısı vardı, bir süredir onu da atamıyor.
    şimdilerde sadece doğum gününden doğum gününe pasta kesebiliyor, fizik kondisyonuna bakınca gördüğüm onun da sonu yakındır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın