• 482
    neşet ertaş’ın şarkısında da söylediği gibi “biri anam biri yarim” mevzusunu yaşıyorum 14 aydır. seçil yapmak zorunda kaldım ve ben eşimi, çocuklarımı seçtim. çünkü yıllardır “çocuğumu koruyorum çünkü onu çok seviyorum” adı altında ebeveynlerimin bana yaşattığı psikolojik şiddetten bıktım usandım. elbette üzerimde haklarının olduğunun farkındayım. 14 ay boyunca aramadım sormadım. üçüncü kişiler tarafından uçurduları haberlerle “evlatlıktan reddedilme” tehdidine maruz kaldım. belki komik gelebilir ama “esra erol’a çıkarız seni cümle aleme rezil ederiz” tehdidini bile duydum. defterden sildim dedim ta ki geçen cuma babamın hastanede yattığını duyana kadar. şimdi telefonun bir ucunda halini, sağlığını soruyorum. aylar öncesinde yaptığımız tatil programını lanet ekonomik şartlar nedeniyle iptal edemedim. biter bitmez yanlarına gideceğim. yine aynı şeyleri yaşatacaklar mı endişesiyle yaşamaya devam edeceğim. zor sözlük. aslında kolay ama zor olan basit oynamak, futbol gibi…
  • 327
    7 yaşındayken izlediğim bir maçta galatasaray 2 - 1 yeniliyordu. okumaya yeni geçmişim, gördüğüm her şeyi okumaya çalışıyorum o zaman tabi. rakip takımın 2, galatasaray'ın 1 kez ofsayta düştüğünü okuduktan sonra, galatasaray ofsaytta bile yeniliyor diye oturup ağlamaya başlamıştım.

    yaptığım hatanın farkına futbolu ve kuralları öğrendikten sonra varmıştım tabi ama işte olan oldu bir kere.*
  • 336
    sözlük yolda forvet görsem bayıltıp kaçıracak sevieye geldim güçlü kalamıyorum. hala bariyer mariyer sabırlı olun falan diyolar kafayı yicem şimdi. lan ben taraftarım amklarım benim beynim yok zaten kafayı sıyırmışım thierry henry gelsin isterim. benim olayım bu zaten. absürddür isteklerim. taraftarım ben, ben talep ederim lan alıcaksınız o forveti. sağdan gelen ortaya huuaaaamınagoyim diyerek abanan şüşko bodur bi forvete de fitiz biz zaten götler. televizyon da 3 kavanoz bal satan takımlar bile forvet alıyor böyle vaziyetin içine sokiyim.

    forvet istiyoz laaaan :(
  • 487
    sonradan örülmüş duvarlara sahip biriyim. iki kelamım varsa da söyleyecek; perdeler arkasından hayatın kendisine söylerim. kuş bakışı insanları izler, yere konmamaya özen gösteririm. çok büyük bir adaletsizlik karşısında istemsizce yaptığım 90 derecelik karabatak dalışı hariç.

    yalnızlığı ve özgürlüğü seven bir yabani olarak nitelendirilebilirim. bu yola girmemdeki tek sebep ise insan olarak gösterilebilir. herkes için bir kaçış, benim içinse bir başkaldırış.

    sosyal medyada insanlarla iletişim kurduğum yegane mekan da burasıdır. vantrolog gibi içime içime yazar, temasın fazla olduğunu hissettiğim girdilerimi silerim.

    en çok tek başıma boğaza açılıp zoka ile lüfer tutarken mutluyum. geceden merama çapa atıp, sabahın ilk ışıklarıyla içtiğim çay, dinlediğim müzik ve tuttuğum balık ...
    benim için huzur bu.
  • 335
    23 ocak 2019 galatasaray sözlük sinir boşalması olayı, yangıncı taraftar modu falan bende geçti. normalde elim ayağım
    titrer, kıpkırmızı olur, çok agresif yazardım şu şartlarda ama böyle acayip bir rahatlama var.

    yemin ediyorum sözlüğü okurken anlamsız anlamsız gülüyorum, kulübün yaptığı açıklamaya sesli gülüyorum falan.

    bambaşkayım şu anda...
  • 202
    zorunda olmasam evden çıkmam amk. bütün gün yaşam alanım olan üçlü koltuk üzerinde spor kanalları arasında geçiş yapmak en büyük hobim. bi de bira - sigara ikilisi tabi. hatta babam geçenlerde üçlü koltuk üzerinde ''götümün izini çıkarttığımı" belirterek, bahsi geçen koltuğu iş yerime yollamayı teklif etti :(

    üşengeçim amk ne yapayım?*
  • 6
    fotoğraf albümümde rıdvan dilmen'in resmi var! durun hemen ofsayta basmayın. sebebi çok farklı.
    ortaokul yıllarında en yakın arkadaşım fanatik bir fener taraftarıydı. ismi tanzer'di. yaşça benden biraz büyük bir çocuktu. saçları ve kaşları yoktu. ben bunun bir özür olduğunu düşünüyordum o yaşlarda. çok iyi futbol oynardı, ancak çok çabuk yorulurdu. annesi çok kızardı bizimle top oynadığını gördüğünde. herneyse o yıl için okul bitmiş hepimiz karneleri alıp evlere dağılmıştık. yeni ders yılı için sınıfa girdiğimizde sınıfta tanzer yoktu, sırada tek başıma oturuyordum. ders başlarken öğretmenle birlikte tanzer'in annesi girdi sınıfa. çocuklar artık tanzer yanınızda olamayacak, ama hepinize onu unutmamanız için bir fotoğraf bıraktı diyerek bize zarfları dağıttı. fotoğrafta fenerbahçe stadında tanzer, babası, abisi ve rıdvan dilmen vardı. sonra annem detayları anlattı bana. tanzer kan kanseri hastasıymış ve bizimle okuduğu sene kemoterapi görüyormuş. yazın durumu ağırlaşmış, ailesi ne istediğini sorduğunda fenerbahçe antremanına gidelim demiş. atlamışlar istanbul'a gitmişler. işte o zaman o fotoğraf çekilmiş.
    bu nedenle asla albümümden çıkaramadığım bir fotoğraftır benim için. melek ve şeytan aynı karede!
  • 204
    okula gitmek icin metrobusle mecidiyekoy duraginda inmem gerekiyor. haftada 4 gun okula gidiyorum. ne zaman inecegim durak gelse o lanet yer gozume carpiyor. evet eski ali sami yen 'den bahsediyorum. cocuklar gibi aglayasim geliyor sozluk. bazen sirf bilerek yolumu uzatip mecidiyekoy sokaklarinda bos bos yuruyorum okul cikislarinda. bu anlarda kendimi cok yalniz hissediyorum.
  • 520
    taktiksel anlamda futboldan hiçbir sik anlamıyorum. özellikle galatasaray'ın maçlarını izliyorum ama kim ne oynadı nerede oynadı diziliş nasıldı kim çok iyi işler yaptı kim vasattı hiçbir şekilde anlayamıyorum. bu gerçeği bu sene kendime itiraf etmek zorunda kaldım artık. bu gerçek zerre kadar umurumdaysa kahrolayım ancak insan bazen imreniyor.

    (bkz: 19 nisan 2023 başakşehir fenerbahçe maçı) için biri yazmış mesela "arao, crespo, arda ve irfan aynı anda sahada nasıl olur aklım almıyor" demiş bir yazar. ben de izledim maçı ama ben hiç böyle bir çıkarımda bulunamadım. neden olmasın ki yani bilmiyorum.

    garip bir durum. 5 yaşımdan beri kör topal top tepişlerim, futboldan bu kadar anlamadığımı fark etmem 27 yılımı almış.
  • 62
    sizinle paylaşacağım itiraf tam olarak sportif gibi durmuyor ama sözlükle ve benimle alakalı olduğu için ve tutup da arkadaşlarıma ya da aileme anlattığımda " ne diyon la hacı dayı" diyeceklerini düşündüğüm için sizinle paylaşmak daha doğru geldi .

    çok uzun değil yaklaşık 1-1,5 yıldır sözlüğü takip ediyorum. ilk keşfettiğim zamanlar herhangi bir sözlükte yazma merakım olmadığı için " hımmm bu da neymiş ki? bi' takılayım muhtemelen sıkılır giderim" dedim. daha sonra bu deyiş yerini "ya giriyorum işte haberlere falan bakıyorum iyi oluyor yeaa" deyişine bıraktı. hem de sadece 1 günde. daha sonra malumunuz günler günleri aylar ayları kovaladı ben moderasyona mesajlar atmaya başladım "beni de alıııınnn" diye sosyal medyadan yakasına yapıştım onların ama tabi bir türlü yazarlık açılmıyordu ve tam umutlar tükenmişken "yazarlık alımları başlamıştır" duyurusunu gördüm sosyal medyada takip ettiğim sitede. inanır mısın sözlük aklıma boşuna puan harcadığımız şampiyonlar ligi gurubundan nasıl son anda çıktığımız geldi resmen. ve dedim ki " galatasaray bitti demeden hiçbirşey bitmez ve galatasaray'ın olduğu yerde her zaman umut vardır!". yüzümde tebessüm içimde o gururla hemen sözlüğe akın ettim ve yazar* oldum. aslında gerçek itiraf buradan sonrası.

    bunu düşündüğüm için utanıyorum ama sözlük, yazar olmadan önce ve çaylaklık dönemimde düşündüklerim çok sığdı. yani diyordum ki " amaaan sözlük işte girerim yine haberlere falan bakarım. kesin o ne dediler başlığına hep entry giren yazar yine bir sürü entry girmiştir** okur eğlenirim vakit geçer, yazar olduktan sonra da kesin hevesim kaçar doğru düzgün entry bile girmem" diyordum. ve olan yine oldu sözlük yine beni şaşırttı. daha doğrusu şaşırmama sebep olan yazar kardeşlerimdi(u: büyüklere de saygım sonsuz (: ) .

    daha 2 gün önce* yazar olmama rağmen yazdığım entrylerden ötürü bana ulaşan yazarlar sayesinde mesaj kutum farklı farklı konulardan yeşillendi de yeşillendi. az önce bir cevap daha yazdım ve durup düşündüm. "abi ben bu adamı tanımıyorum. daha önce hiç muahbbetim olmamış. zaten yazar olalı 2 gün olmuş epi topu 8-10 entry girmişim takip edip beğenmiş de olamaz. ama abi nasıl oluyor da bu adam tutup benim ağlama duvarına yazdığım birşeyi önemseyip ,bana mesaj atabiliyor. başka bir yazar nasıl oluyor da farklı bir konudaki fikrim için benimle hoş bir muhabbete başlıyor?"

    tabi ki çözmek çok da uzun sürmedi... çünkü bizim aramızda bir bağ var sözlük. ben yazar olmadan önce de vardı hatta daha konuşmayı yeni söktüğüm o çucukluk yıllarımdan beridir var bu bağ bizim aramızda. söylediğim ilk kelimelerden bir tanesinin" cimbom" olduğu yıldan beridir ve hatta hakan şükür ile bülent korkmazın ellerinde kalkan o büyük kupadan beri bizim aramızda bu bağ var! bu ne kan bağı ne de başka bir şey . bu galatasaraylilik!

    sonra döndüm dedim ki sözlük ; iyi ki galatasaraylıyım!...

    iyi ki varsın sözlük, iyi ki varsınız yazar kardeşlerim,arkadaşlarım..
App Store'dan indirin Google Play'den alın