• 101
    önce düzenli olarak şampiyonlar ligine katılım sağlamalıyız.
    hedefimiz arka arkaya çeyrek final, ve sonrasında yarı final görmek olmalı.
    birkaç defa yarıfinal görürsek bunlardan en az biri final olacaktır. ve işte o zaman finallerin takımı olarak sahneye çıkacağız.
    tahminen o yıl da dünya kupası ya da avrupa kupası sebebiyle maçların mayısta oynandığı bir yılda olacak.
  • 104
    lionel messi ve cristiano ronaldo isimli makinelerin 2004-2018 arasındaki 14 yıllık prime dönemlerine bakarsanız ronaldo'nun 5 defa* messi'nin 4 defa* bu kupayı aldıklarını kalan 4 sezonda ise diğer takımların**** ancak kazanabildiğini görürüz. bu ikisi gerçekten inanılmaz adamlardı. yıldızlar üstü yıldızlardı. şu an futbola biraz daha denge geldi. bu ikisinin prime olduğu dönemde şu inter final göremezdi. manchester city'nin rakibi real ya da barça olurdu.

    günümüze gelince galatasaray futbol takımı adına bakarsak 2022-23 kadrosunun aynen korunduğu ve abdülkerim, mertens, oliveira ve potansiyeline inandığım ancak boey gibi çıkış yapamazsa kazımcan yerine icardi, zaniolo, toreira ayarında 3-4 transferle gayet alınabilme ihtimali olan kupa.

    gerçekçi olursak bu kadroyu tamamen korumak ve aynı sezonda bu kadar büyük transferleri üst üste yapmak çok zor. o zaman da 96-2000 dönemi gibi 3-4 sezon birbiriyle oynamış, ezberlemiş makine gibi takım lazım. imkansız diye bir şey yok. başta belirttiğim gibi prime messi, ronaldo dönemiyle avrupa'nın devleri bile baş edemezken bizim için imkansız gibiydi. ancak şu an ihtimal biraz daha arttı.

    ben havada 96-2000 kokusunu alıyorum ve nedense bana da çok uzak değil gibi geliyor. ilk işimiz icardiyi almak olmalı. hagi gibi etki etti bu sene. gerçek bir süperstar. bakalım kısmet.
  • 105
    abi çok iyi yaa...

    yemin ediyorum gözlerim doluyor, iyi ki galatasaray’lıyım diyorum şurada bir avuç insan toplanıp bu kupaya dair ciddi ciddi hayaller kurup yorum yapınca. hiç olmayacak belki ama, şu hayali, şu vizyonu aklından geçirebilmek bile ne kadar büyük bir ayrıcalık. iyi ki varsınız be, iyi galatasaray var.

    hayallerimiz dünyadan büyük

    hayallerimizi süsleyen kupa.

    pardon duygusallaştım bi an… *
  • 106
    2023 kupasında başat (barca, juve, madrid, bayern) takımların iyice düştüğü düşünülürse bizim şu kadromuz ve oyunumuza iki transfer de eklesek baya baya çeyrek veya yarı final oynayacak bir takımımız vardı. ama ne üzücü ki makas açıldı dedikleri şu olsa gerek; elimizde hiç şampiyonlar liginde oynamamasına rağmen tutamayacağımız oyuncular söz konusu. icardi, nelson ve boey...

    (bkz: gitme burdan sen olmadan ben asla yaşayamam.)
  • 107
    galatasaray için kısa ve orta vadede hala gerçek dışı bir hedeftir.

    bunun söylememin iki temel sebebi var.

    1- finansal güç ve istikrar:

    ülke ekonomisi bu kadar berbatken kulübün ekonomik istikrara sahip olmasını beklemek olmaz zaten. fakat kulübün ekonomisi de ülkenin durumundan bağımsız olarak içler acısı halde olduğu için bu hedefin önündeki en önemli engel olarak görülebilir. bizi hedeflerimize ulaştırma potansiyeli olan oyuncuları bonservisiyle alamıyoruz, kiraladığımızda parlatıp sonraki sezon yeni oyuncu bakıyoruz. oyuncuyu bir şekilde bonservisiyle transfer etsek bile kulübün ekonomik yapısının kırılganlığından, mevcut sezonda gerçekleşecek olası bir başarısızlıkta iflas etmekle burun buruna yaşıyoruz. bu durum da kulübün hareket alanını inanılmaz daraltıyor. ortak bir akıl ve planlama olmadığı için her yönetim ve teknik heyetin yatırım yaptığı futbolcuların bir sonraki yönetim ve teknik heyet göreve geldiğinde tazminatla gönderiliyor olmasına değinmiyorum bile. kısacası bu hedef finansal imkansızlıklar sebebiyle bizim için uzun bir süre imkansız görünüyor.

    2- kulübün planlaması:

    yine de asla, asla dememeli insan. kulübü finansal istikrara kavuşturmak için yapılan çalışmalar var elbet. bunlardan en önemlisi, kulübün son zamanlarda scouting ve transfer faaliyetleriyle potansiyelli futbolcuları satın alarak, bonservisinden kar edebilecek şekilde satma eğilimi olarak gösterilebilir. bu kısa vadede (her şey yolunda giderse) kazançlı bir yöntem olarak kalıyor ama orta ve uzun vadedeki risklerine kimsenin dikkat etmediği kanaatindeyim. bunu biraz açalım...

    şimdi galatasaray kulübünü bir şirket olarak düşünelim. şirketler eleman alımı yapacakları zaman göz önünde bulundurdukları kriterler vardır. x şirketiyle sabancı grubuna ait bir şirketin üst seviye eleman/yönetici alımında aynı kriterlere sahip olmasını beklemezsiniz. örneğin; x şirketine başvuracak kişilerde 5 yabancı dil şartı aranmazken, sabancı grubunun bir yönetici pozisyonunda bu şart elzem görülebilir. bu sebeple mesleğe yeni başlayan birisi, ilk başvurusunu sabancıya yaptığında red yanıtı alacağını bildiğinden daha alt kademe şirketlerde çalışarak kendisini bir gün sabancıya başvuru yapabileceği seviyeye getirebilmeyi hedefler.

    son yıllarda transfer piyasasındaki hareketlerimize bakınca bizim kendimizi tıpkı x şirket gibi konumlandırdığımızı görüyorum. bunu sasha boey'in ropörtajından da anlayabiliyoruz aslında. bu duruma markalaşma perspektifinden bakınca, (eğer hedef şampiyonlar ligini kazanmaksa) çok dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. zira sporcular kariyer planlamasında galatasaray'a yer vereceklerse kulübün prestji ve konumunu da göz önünde bulunduruyorlar. bu durum bizim oyuncu al-sat ile ekonomik olarak güçlenmemizi sağlarken (ki tüm sorunların çözümü yine olamaz) aynı zamanda şampiyonlar ligini kazanmak için bünyemize almak istediğimiz sporcuları bizden uzaklaştırabilir. o yüzden bu stratejiden ne zaman vazgeçilmesi gerektiğini iyi hesaplamak gerekir.

    fakat yarın öbür gün memlekete bir meteor düşer, akıllar başa gelir, biz hem politik hem de sportif olarak hiç olmadığımız kadar iyi yönetilmeye başlarsak ve bu durum da standart haline gelirse, o zaman yukarıdaki nedenler geçersiz olacaktır.

    e hadi inşallah...**

    edit: yıldızlı bakınız eklendi
App Store'dan indirin Google Play'den alın