• 168
    eğer defanstan kısa pasla çıkmaya çalışmak pas futbolu olarak adlandırılıyorsa bunda herhangi bir problem yok. slovakya ligi orta sıra takımı değilseniz bir zahmet topu ileri şişirmek yerine defanstan kısa pasla çıkarsınız. hele ki takımınızda marcao gibi bir oyuncu varsa en mantıklı oyun tarzıdır. burada kritik nokta bu oyunun nasıl oynanmaya çalışıldığı. zamanında fernandonun savunmayı üçlediği (serdar - fernando - maicon ) düzende de bu şekilde oynuyorduk ve gayet de başarılıydık sonuçta topu ileri şişirmiyorduk. ayrıca oyun kurulumu konusunda bizi çok rahatlatan mariano gibi bir bekimiz de vardı. bana göre bu oyun doğru oyundur. yanlış olan oyunculardır. taylan ve berkan gibi vasat oyuncular takımımıza doluşturulmasaydı o zamanki sistemi oyuncu bazında yenileyerek başarımızı devam ettirebilirdik. taylanı pulgar ile güncelledik ki kendisi topla geriden çıkmak için gayet yeterli bir oyuncu. berkanı da gedsonla güncelleyecektik ama olmadı.

    bana göre şu anki durumda en doğru düzen cicaldaunun 8e geçip 10 numarada morutanın oynaması. keremi sola emreyi sağa atarak son yerli zorunluluğunu da sol bekte berkandan yana kullanmalıyız. ömer bayramdan kötü olmayacağı kesin. şu an takımımızın en verimli olacağı 11 bu olacaktır.
  • 171
    bu garabeti oynayacağız diye 3 senedir çile cekiyoruz ve kadrodaki hemen hemen her oyuncu yetersiz görünüyor, hepsinin yerine transfer isteniyor. diğer yandan aynı kadro marsilya'ya başka bir oyunla 4 atıyor. ınat etmek yerine her oyuncudan onun yetenekleri doğrultusunda bir şeyler istesek ve o isteklere uygun bir oyun planı yaratabilsek başka hiçbir şeye gerek olmadan pek çok şey düzelecek oysaki.
  • 46
    geçiş oyununun zirvesini oynayan jürgen klopp liverpool'unun bile bu oyunda top class seviyeye çıkmadan önce başarısının olmaması bu oyunu oynayabilmenin ne kadar önemli olduğunu kanıtlıyor. 2017-2018 sezonunda şampiyonlar ligi'nde finale kadar yükselen liverpool ligde 75 puan toplayıp 4. olabilmişti. bunun en önemli sebebi ise nispeten kolay maçlarda kilidi açamamalarıydı. 2018-2019 sezonunda bu problemi pas futbolu'nda ustalaşarak aşmışlar ve 2018-2019 sezonunu 97 puanla lig 2.si olarak tamamlayıp şampiyonlar ligi'nde de şampiyon olmuşlardı. 2019-2020 sezonunda da 99 puanla (ki kaybettikleri 15 puanın 13'ünü ligi koparttıktan sonra kaybettiler) 2.ye 18 puan fark atarak şampiyon oldular.

    bu sadece tek bir örnek, zirvedeki takımlar arasında pas oyunu oynamayan bir tane bile takım sayamazsınız. zaten herhangi bir maçlarında top %70 bu takımlarda kalıyor, sıkıysa oynamasınlar pas oyununu. zirvedeki derken psg, bayern münih, manchester city gibi dünyanın zirvesindeki takımlardan bahsetmiyorum sadece. bir olympiakos da kendi çapında gayet iyi pas oyunu oynuyor, bir shakhtar donetsk de. 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı'nı hatırlayalım, rangers'tan yediğimiz özellikle 1. gol pas oyunu sonucunda mı geldi, geçiş oyunu sonucunda mı? her şeyi geçtim, yakın dönemde ligimizi domine eden takımları hatırlayalım, pas oyununu beceremeyen bir tane takım var mıydı? 2016-2020 arası başakşehir, 2015-2018 arası beşiktaş, 2011-2013 arası galatasaray, hatta doldur boşalt kullansa da 2013-14 fenerbahçe. hepsi ağırlıklı olarak geçiş değil pas oyunu oynayan takımlardı. çünkü buna mecbursun. güçlü takım sensen, büyük takım sensen topu almayayım, presle rakibin açıklarını bulayım eksik yakalayayım diyerek ancak bir noktaya varabiliyorsun. komple bir takım olmak, ligini domine edebilmek için takır takır pas oyunu oynaman gerekiyor, gerekti, gerekecek.

    bu demek değil ki geçiş oyununu bir kenara bırakıp tamamen pas oyunu oynayacağız. zaten öyle bir dünya yok. ekseri galatasaray taraftarını en çok anlamadığım noktalardan biri "abi terim pas oyunu oynatıyor, geçiş oyunu oynatsa çok daha iyi oynayacağız ama inatla pas oyunu oynatıyor." söylemine bu denli hak vermeleri. bu söylem geçiş oyunu ve pas oyununu tamamen birbirinden ayırıyor ve 2'si arasında bir tercih yapılıyormuş gibi bir hava estiriyor. elbette eldeki oyuncu grubu ve oyun içi planına göre biri diğerinden daha baskın olacaktır ama asıl amaç ikisini de hakkıyla oynamak ve hibrit bir yapıya sahip olmak.

    düşünelim mesela, pas oyunu oynadığı söylenen 2018-2019 2. yarısı galatasaray'ın göztepe (0-1 kazandığımız maçtaki tek gol), erzurumspor (1-1 biten maçtaki tek golümüz), bursaspor (2-3 kazandığımız maçtaki 3. golümüz), beşiktaş (2-0 biten maçtaki ilk golümüz), rizespor (2-3 kazandığımız maçtaki ilk golümüz) ve daha bir sürü golü geçiş oyununun harika örneklerini göstererek son derece klas bir şekilde atmadık mı?

    ya da son 7 senenin en iyi futbolunu oynadığımız 2020 ocak-mart arası döneme gidelim. hatta spesifik olarak 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı'na gidelim. o gün skor 0-0'ken hem pas hem geçiş oyunuyla pozisyon bulduk, 1-0 geriye düşünce topu aldık, mükemmel pas oyunumuz sayesinde baskı ve pozisyonlar geldi, duran top becerilerimizi de kullanarak skoru 1-1'e getirdik (o dönemde öyle bir becerimiz vardı* (bkz: #3008129)). 1-1'den sonra yine hibrit bir oyun oynadık, 1-2 sonrasında da rakibi kontra ataklarla vurduk ve 1-3 kazandık. görüldüğü gibi ortada 2 oyunu da oynayarak ve duran topları da iyi kullanarak kadıköy derbisi kazanmış bir takım var.

    zaten olay da bu, ben pası ya da geçişi seçiyorum, sadece bunu oynayacağım diyemezsin, ikisini birden iyi oynamak zorundasın. bizim özellikle 2019-2020 sezonundaki sıkıntımız pas oyunu oynamak değil, pas oyunu oynayamamaktı. 2019-2020 sezonu yaz transfer dönemi'ndeki oyuncu tercihlerimizi, 2 sene boyunca (17-18 ve 18-19 sezonları) geçiş oyununda iyi ama sette sıkıntı yaşayan takımı sette daha iyi kılmak adına pasa daha yatkın oyuncular yönünde kullandık ama çuvalladık. sebepleri ise birçok oyuncumuzun geç gelmesi ve yaz kampında çok eksik olmamız, tempo yapabilecek oyuncu eksikliği (buradaki hata da geçiş oyununu tamamen bir kenara bırakmaktı), yaz kampında fiziksel çalışma konusunda tamamen sınıfta kalmamız (direkt hocaya yazar bence) ve buna bağlı ya da bundan bağımsız yaşanan sakatlıklardı.

    sonra 2 oyuncu transferi (saracchi, onyekuru) ve 2 haftalık kampla oynadığımız futbol son 7 yılın en kötü futbolundan son 7 yılın en iyi futboluna evrildi. hatta uzun yılların belki de en ezici deplasman performansını gösterdiğimiz 9 şubat 2020 kasımpaşa galatasaray maçı'nda onyekuru 65'te oyuna girdi, saracchi ise 4. dakikada sakatlanıp yerini linnes'e bıraktı. yani ilk yarıdaki kadro 0 takviyeyle de müthiş futbol oynar hale gelebilmişti. çünkü pas oyunu ile geçiş oyununu harmanlamayı başarmış, duran topları da etkili kullanır hale gelmişti.

    uzun lafın kısası pas futbolu "öcü" değildir, "modern futbola aykırı" değildir. hatta modern futbolun 1 numaralı öğesidir. bu oyunu oynayamayan takımlar kadro kaliteleri ne olursa olsun belli bir seviyenin altında kalmaya mahkumdur. ve tabii ki geçiş oyunu da modern futbol oynama iddiasında olan takımlar için olmazsa olmazdır. ancak bu 2'sini bir arada oynayabilen takımlar için "modern futbol"un gerekliliklerini yerine getiriyor diyebiliriz.
  • 22
    duyduğum en saçma terimlerden birisi olabilir futbol adına. yani "yumurtalı menemen" demek gibi bir şey. millet bayılıyor terim uydurmaya. doğrusu pas değil, "possession"dır. yani topa hakim olma oyunu. bunu oynaması da öyle kolay değildir. zira futbolda kazanmanız için gol atmanız gerekir. topa hakim olmanız değil, rakip yarı sahada topa hakim olarak rakibi hataya zorlama ve bu hatayı değerlendirme konusunda çok çalışmanız gerekir.
  • 38
    plase dergi bünyesinde kaydettiğimiz bir podcast var, kaos futbolu. viral reklamı olsun bu da hatta ki bu cümleyi yazınca olmadı ya neyse, onun son bölümünde bir şey söyledim bununla ilgili. programı tekrar dinlerken söylediğim o kadar çok hoşuma gitti ki buraya da taşımak istedim;

    pas oyunu özünde bir pozisyon alma oyunudur. galatasaray'ın bu oyunu becerememesinin nedeni bu oyunu oynayabilecke düzeyde ayakları olmaması değil. nihayetinde galatasaray oyuncularının teknik ve pas becerileri türkiye ligi ortalamasının üzerindedir kesinlikle. ancak pas oyunu oynayan bir takımda 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçının henüz 25. dakikasında etebo orta sahada ellerinin açıp da ''kime vereyim, kimse yok'' demez. pas oyunu oynayan bir takımda bu olmaz, olmamalı.

    bir ikinci nokta hücum pres ki bunu söylediğimde programda arkadaşlar koptular zaten. 3 4 oyuncu ileride topa doğru koşuyor(özellikle beşiktaş'ta daha belirgin bu) rakip 3 pasta senin kalene geliyor. sen hücum pres yaptığını zannediyorsun da rakip 3 pasta kalenin önüne geldiğinde bir şey yapamamış olmanı o noktada anlamış olman gerekiyor artık. 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçında 1 0 gerideyiz, uzatma dakikalarında pas yapacağız diye kendi yarı sahamızdan çıkamadık, maç orada bitti.

    bizim iki stoperimizden marcao zaten avrupa için bile elit bir pasör, luyindama ise bu lig için hayli hayli yeterli bir pas becerisine sahip; bu iki stopere rağmen biz pasla çıkmakta zorlanıyoruz. çünkü bu entrynin başında dediğim şey; pas oyunu bir pozisyon alma oyunudur. biz pozisyon alamıyoruz ki pas yapalım.

    podcasti de koyayım, zira sonunda bu sözlükte gördüğüm bir cümlelik bir entry de kullandım etobo ile ilgili. yazarın nickinin hatırlayamadım, kusura bakmasın. https://twitter.com/.../1313150108792487940
  • 41
    bülent korkmaz'ın evelemeden gevelemeden uzun oynarak arif erdem'i kaçırdığı ya da hakan şükür'ün çevresindekilere indirip pozisyonlar yarattığı, hatta bazen de golle sonuçlandırdığı topları özlememize yol açan oyun stili. hiçbir şey olmazsa ileride karambol oluşuyordu ki kulüp olarak zaten kaosa bayılırız.

    yalnız, harbiden kaptan da popescu da milimetrik uzun toplar atardı. hakan, arif, hagi... hepsi epey faydalandı bu özelliklerden. takımımızda hatırladığım en son top şişiren stoper ise emre güngör. :(
  • 119
    hiç şaka yapmıyorum, hava alanında pankart mı açarız, soyunup sahaya mı gireriz orasını bilmiyorum "pas oyununa hayır" diye bir isyan başlatması lâzım bu taraftarın. hocanın bir şeye taktı mı takması bende artık tiksinti yaratıyor. midem kaldırmıyor. başka bir hoca olsa bunu yapan, gırtlağına çöküp boğazlardım fırsatım olsa. bir insan hiçmi esnek olmaz, hiçmi bir b planı olmaz. bir maçı kazanmanın onlarca formülü var. niye ısrarla tek bir yol denerki bir insan. bu nasıl bir bağnazlıktır. pas pas pas içimiz şişti, illallah artık. koca maçta bir forvete bir tane mi orta gelir, yazık günah.(bkz: 19 ağustos 2021 randers fc galatasaray maçı)
  • 11
    yalnızca geniş alanda oynanabilen futbol sistemidir. eğer dar alanda kalırsanız rakibin 8li orta saha savunma bloğu arasında erir gidersiniz. guardiola orta sahalarını bile oyunu genişletmek için kullanıyor.silva ve de bruyne sürekli çizgide topla buluşuyorlar. bizse pas oyununu oyunu daraltan babel feghouli nagatomo gibi oyuncularla oynamaya çalışıyoruz. ya kanatların ya da beklerin oyunu genişletmesi lazım. beklerimiz zaten 33 yaşında, bitik. orta sahalarımızdan ömer bayram dışında çizgiye yaklaşan yok ki onu da hoca bu akşam oynatmıyor*, babel zaten second striker oynuyor. bu durumda da oyun sıkışıyor ve pas yapamıyoruz aynı euro 2016da türk milli takımının başına geldiği gibi
App Store'dan indirin Google Play'den alın