• 15
    neden izin almamız gerektiği grande terim tarafından (bkz: mete arat/#2387643) nolu entry de anlatılmış.

    https://twitter.com/.../1038780561668620288
    “ ttarena teknik bir stadyum. gerek yapımında kullanılan malzemeler gerekse teknik yapısını dışa yansıtan özelliği var.bu stadın estetiğinin kati süretle bozulmaması lazım. “
    "dış çephesinin boyanması stadın özelliğini ve bütünlüğünü tamamen bozar ki buna kimse müsaade etmemelidir.
    -yalın- bir şekilde muhafaza edilmelidir. stadın içinde sert futbol oynandığının bir bakıma aynasıdır"

    1938 doğumlu mimarın stadımız hakkındaki görüşleri de bunlarmış. eğer son 1 yılda fikirleri değişmediyse stadın dışının boyanmasını beklemeyelim. ama kendisine bir çift lafım var:

    bak beyim. ben sade bir galatasaray taraftarıyım. ne zaman stadın yanından geçsem hala stad yapım aşamasındaki bir bina, dış cephesi yapılmamış bir inşaat gibi geliyor. içinin o sarı kırmızı şenliği ne kadar güzelse dışının ruhsuz hali bir o kadar kötü. karışma bizim stadımıza, karışma bizim renklerimize. izin ver boyansın vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı ile içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarıya.
  • 28
    entry tarihi itibarı ile ismi rams park olan stadyumumuzun mimarı olması hasebiyle, ölüp gittikten üç sene sonra bir ağustos sabahı sol frame'de arz-ı endam eden kişi.

    stadımızın dış cephesi malum beton zeminlerden ve taşıyıcı elemanlardan ibaret. sadece idari bölümlerin ve lounge ya da loca tarzı yapıların bulunduğu orta kesimde camlarla örtülmüş, giydirme diye tabir edilebilecek yüzeyler bulunuyor. bu konu da açılıştan beri taraftarın tepkisini çekiyor. hatta sözlüğümüzde farklı isim sponsorlukları döneminden iki başlık bile açılmış.

    (bkz: ali sami yen dış cephesi)
    (bkz: türk telekom arena'nın dış cephesi)

    kendisinin "brütalist" esintilerle yapmaya çalıştığı ancak sıradan çinko karbon vatandaşın gözünden bakınca "yarım inşaat" yorumu yaptığı bir tasarım var ortada. dünyada ve taraftarın dilinde ise allianz arena ile başlayan ve bugün anadolu'da yenilenen pek çok stadda bile gördüğümüz bir giydirme stad trendi var. herkesin dıştan bakınca uzay mekiği gibi görünen, rengarenk panolarla aydınlanan bir stadyum hayali bulunuyordu.

    tasarım aşamasında çatının komple açılıp kapanan bir şekilde yapılması öngörülüyordu. bu türkiye'de örneği olmamakla birlikte, eski ali sami yen'in kapalı ve numaralı tribünlerinin balkon şeklinde çözülmüş çatıları ya da son yıllarında eski açık'ın üstünü kapatan ve tribün önündeki kolonlarla çözülen hafif çelik denebilecek çatısıyla kıyas kaldırmayacak yükler anlamına geliyor.

    bu yüzden stadın dört köşesinde dört süper kolon, bu kolonları birbirine bağlayan devasa makaslar ve tribün arkalarında çatıdan koridorlara kadar inen aktarma elemanları var. bunların pek çoğu kolay kolay gizlenemeyecek boyutlarda olmakla birlikte aslında kendi içinde bir estetikle birbirini tamamlayan çizgiler halinde tasarlanmış. zaten bir tepenin üzerine kondurulmuş olan stadı silüet olarak daha da heybetli gösterdiği de bir gerçek.

    ancak taraftar gözüyle bakınca dış cephedeki "beton" görüntüsü, hele bir de servis yolları ve devasa yaya merdivenleri eklenince iyice göze batıyor. en pratik fikir olarak ortaya çıkan stadın boyanmasının etki edebileceği kısım, görselin tamamı içerisinde çok küçük bir yer olacak. komple stadın bir giydirme cephe ile kapatılması ise ya çok maliyetli ve uzun bir inşaat sürecine götürecek, ya da çok dandik ama hızlı bir çözümle "beton daha mı iyiydi" düşüncesinde hemfikir yapacak.

    bunun ortası bir çözüm ne yazık ki mümkün değil...

    kaldı ki az biraz mesleğin içinden biri olarak, tüm bunları göz önüne alınca, tepkilere cevap olarak mete arat'ın taraftarın önüne atılması da biraz kolaycılık gibi gelmiştir bana şahsen. bir tasarımın, tasarımcının onayı ve görüşü haricinde değiştirilerek uygulanması; yönetmeliğe aykırı olması bir kenera o tasarımcıya mesleki ve etik değerler açısından yapılmış bir hakaret olur. bir tasarımcıya gidip de "ya biz bunu beğenmedik, önünü boyasana bize" denmesi bir forvet oyuncusuna gidip ben seni orada beğenmedim git bizim kalenin önünde stoper oyna demek gibi bir şey aslında....

    üstelik mete arat 55 bin kişilik bir stadı tribün açılarındaki müthiş ayarlamayla hem yüksek seyir zevki hem de akustik açısından gayet de taraftarın konforunu ön plana alarak asgari bir oturum büyüklüğünde çözümlemeyi başarmıştır. stadın ulaşımı konumunun etkisiyle çözülemeyen bir çiledir belki ama stadyumun çeperine bir şekilde varıldıktan sonrası taraftar açısından azami keyif ve konforu içermektedir. üstüne ek olarak kulübün talep ettiği tüm mekanlar da bu tasarım içerisine yerleştirilmiştir. kulübün müzesi, televizyon stüdyosu ve tüm idari birimleri stadyumda yer almaktadır.

    yani aslında yerildiği kadar övülmeyi de hak eden bir adamdır. "mete bey olmasa dış cepheyi taraftarın istediği gibi yapardık" lafı gaz almaya yönelik olsa da içi boş bir topu taca atma cümlesidir.
  • 21
    bildiğim kadarıyla bizim yağlı surat görevi devretmeden stadyumun üst kullanım hakkını almıştı. stadyumun üst kullanım hakkı bizdeyse ve hala stadyum'un dış cephesinin boyanmasında mete bey'den muvaffakiyet almamız gerekiyorsa bu edinme hakkına ve hukuka aykırı bir durum teşkil etmez mi?

    hukukçu değilim sonuçta kulübümüzünde hukukçuları var ve ilgileniyorlardır muhakkak ama sırf stad projesini çizdi diye kendisinden izin almamız gerekiyorsa ve kanunlar da buna müsade ediyorsa o kanunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünürüm.

    bizim stadyumdan bağımsız konuşuyorum, mal benim mülk benim mimardan ücreti karşılığında bir hizmet almışım ve bedelini de ödemişim. iş tesliminden sonra mimarın benim mülküm üzerinde böyle bir tasarrufunun olmasının mantıklı açıklaması ne olabilir ki?
  • 12
    "fikir ve sanat eserleri kanunu" gereği bir yapıda olusturulacak tadilat/degisiklikler icin proje müellifi olan mimarindan muvaffakat alinmasi gerekir. bu nedenle mete bey istemedikce arenanin dis cephesine civi bile cakamayiz. bu yuzden bu dis cephe mevzuu henuz proje asamasindayken taraftarin gorusu daha interaktif bir sekilde ogrenilip mimarin bu isteklere paralel fikirler uretmesi istenmeliydi. suan ne yazikki mimarini ikna etmekten baska caremiz yok. sad but true.

    edit: kanuna gore mimar ölürse mimari eserleri hakkindaki kararlari yasaminda tayin ettigi bir baska mimar veriyor.
  • 8
    galatasarayımız, aslantepe stadının üstünü kapatacak parayla transfer yapmak zorunda kalınca galatasaray düşmanlığı yaparak stadın dış cephesinin giydirilmesini hatta boyanmasını bile yıllardır engellemeyi başarmış mimardır. mesele eserinin çatısının yapılmayarak eksik kalmasına gönül koymak ise sen de aynı eserini çıplak bıraktırmış olmuyor musun dedirten fantastik şahsiyettir.

    ayrıca stadı en azından boyatmak isteyen ünal başkan'a tirad şeklinde bir atar yaptığına dair efsanevi bir rivayetin de kahramanıdır...
  • 10
    renkdaş yazarların sorması üzerine işbu entryde anlatacağım olayın başkahramanı mimardır. yıllar önce yeşilyurt north shields'te adnan başkan ile adnan sezgin'i kahve içerlerken görmüştüm yandaki eski peugeot sinemasının yanındaki (çınar otelinde) d&r'dan çıkıyordum merhaba filan deyim diye düşünüp sürünerek yanlarına gittim o ara mete arat'ın stadın dış cephesini bitirmeye çalışan ünal aysal'a nasıl atar yaptığı mevzunu anlatırken adnan başkan illallah deyip yaka silkme hareketi yapmıştı ardından ünal başkan ile alay etmişlerdi ibra filan olayları daha sıcaktı o zamanlarda.

    sözün özü galatasaray'ı estetik cahili gören kafayı bizimle bozmuş, can hıraş yıllardır yönetimlerimizle maalesef başarıyla mücadele eden mimardır.
  • 5
    beton ile sıva ayrımını yapabilip yapamadığını merak ettiğim mimar. bilmediğim alandan adama vurmak da istemiyorum aslında. ama;

    doğru kamusaldır. bireysel doğruların rasyonel bir geçerliliği yoktur. insanlar bir şeyin doğru olmadığına karar veriyorlarsa senin o şeyde diretmenin mantığı yoktur. ayrıca birilerini bir şeye ikna etme çabası da hiç etik bir davranış değildir. ikna etmek kısırdır der walter benjamin. bizce de öyle.

    kafasına brüt beton yemeden önce inadından dönmesi gereken mimar. tamam mete bey düşüncesinin çok fütüristik, orjinal ve değerinin o hayatta değilken anlaşılacak olduğunu düşünüyor olabilir ama biz seni hayattayken sevelim be müdür.
  • 11
    tt arena'nın dış cephesinin boyanmasına karşı çıkan mimar. kendisi tt arena'nın da mimarı.

    kardeşim anladık mimarsın, emeğine ve zevklerine elbette saygı duyuyoruz. da bu stadı da biz kullanıyoruz. nerede görülmüş bir mülkün sahibinin kendi mülkünü boyarken, ekleme çıkarma yaparken mimardan izin aldığı. nezaketen sorulur o kadar. mülk senin olsa sen ne dersen o olur ama dediğim gibi stadı biz kullanıyoruz.

    bugün oturduğumuz evin dış cephesini mantolamak istesek apartmanın mimarından izin mi alacağız yani? o izin vermezse yapmayacak mıyız? olur mu öyle şey?
App Store'dan indirin Google Play'den alın