resim
Marcos do Nascimento Teixeira
Takım:Sevilla
Mevki:Stoper
Yaş:28
Boy:1.85
Uyruk:Brezilya
  • 3626
    https://twitter.com/...749795703795714?s=19
    dün lazio'nun ön alan baskısını nasıl boşa çıkardığımız görüntülerde başrolü üstlenmektedir. *
    dünkü maçta;
    ileri pas : 33/38
    geri pas : 6/6
    yana pas : 36/36
    uzun pas : 5/7
    3. bölgeye pas : 2/2
    kazanılan ikili mücadele : 10/15
    topla buluşma : 104
    (istatistikler kaideyi taciz eden istisna'dan.)
    istatistikleriyle oynamış. birçok pozisyonda marcao'nun kolaylıkla atabileceği yerde aanholt'un çizgide gitmediğini izledik. aanholt dün biraz daha aktif olsa marcao'nun üçüncü bölgeye isabetli pas sayısı daha fazla olabilirdi. oyunu da daha kolay karşı kaleye taşıyabilirdik. şu ideal dörtlüyü ve hatta takımı beraber oynatabilsek çok daha verimli top oynayabileceğiz.
  • 3628
    demekki galatasaraylı olmayan, yani benim samimi bulmadığım kesimin, milli oyuncuya vurdu gibi söylemler üzerinden takımdan gönderilmesi gerektiğini söyleyen kişilerin bunu hangi amaçla söylediğini dün gördüğümüzü düşünüyorum.
    (bkz: 16 eylül 2021 galatasaray lazio maçı)
    hala birçok eksiği olmasına rağmen kalitesi, azmi ve disiplinine hayran olmamak elde değil.
  • 3629
    kerem* ile yaşadığı tatsız olaydan sonra oynadığı ilk maç olan 16 eylül 2021 galatasaray lazio maçında görücüye çıkmış futbolcu. maçta ekstra motive ve ekstra konsantre olduğu yadsınamaz bir gerçek. varlığının ne derece önemli olduğunu nelsson gibi ayağı iyi bir stoper ile birleşince daha da ortaya çıktı. taylan, marcao ve nelsson üçlüsünü presten rahatlıkla çıkabiliyoruz.
  • 3630
    şu an ingiltere, ispanya, almanya, italya, fransa gibi liglerde ortalama bir takımda oynuyor olsaydı, olası transfer girişiminde kapının 30 milyon euro gibi bir bedelle açılacağı futbolcu.

    bize geldiği dönemde sadece ilk maçını izleyip piyasa değerinin birkaç yıl içinde 12-15 milyon euro bandına çıkacağı konusunda kaliteli bir olta takımına iddiaya girip kazanmışlığım vardır. aynı kişiyle 18-21 milyon euro bandı konusunda hala devam eden bir iddiamız olmakla beraber, avrupa ve başarılı bir türkiye ligi ile beraber bu iddiayı da kazanacağımı düşünmekteyim. bu bedelin altı bir transfer yapması durumunda da gittiği takımda 25-30 milyon euro bedelleri çok kısa süre içerisinde göreceği için iddia konusunda bir endişem bulunmamaktadır.

    szalai' yi beğenen biri olarak, onunla kıyaslanmasını siklet farkı olarak görüyorum. derseniz ki szalai ve nelsson' un gelişimlerini izleyerek kıyas yapmak istiyorum. eyvallah.

    ama marcao, şu an için bu üçlüdeki büyük abidir.
  • 3631
    geçenlerde -geçenlerde dediğim lazio maçının sonrasında- bir arkadaşımla tartışıyoruz.

    marcao'nun takıma olan direkt etkisinin ne kadar büyük olduğunda bahsediyoruz. o benim, marcao-kerem olayında ne kadar yükseldiğimi biliyor haliyle. otoritenin çok önemli olduğunu düşünüyor, marcao konusunda en öncelikli olanın yolların ayrılması olduğunu savunuyordum.

    ben marcao'yu överken, marcao'nun bu takım ve bu oyun için ne kadar önemli olduğundan bahsederken, pekala soruyor bu sefer, "ee noldu, gitsin diyordun!" diye. ona anlattım buraya da yazayım.

    otoritenin bir takım üzerinde büyük bir önemi olduğuna inanırım. bunu ferguson üzerinden anlatmıştım. tahammülü yoktur ferguson'un böyle şeylere. direkt bağları koparır. fakat yine aynı şekilde otorite kurmanın farklı yolları da vardır. daha zordur. daha meşakkatlidir. ki bu fatih terim'in izlediği yoldur. kısa bir süreci yönetmektense, uzun bir süreci yönetmeyi göze almışsınızdır. gelgelelim bir otoritedir. "bu iş bende. barışacaksınız. bir daha da böyle bir şey olmayacak" diyebiliyor, oyuncuları -tüm kadroyu- ikna edebiliyor ve bunu gerçekleştirebiliyorsanız sıkıntı yok.

    ikincisi o gün gönderilmesinden yana tavır koyarken bugün kendimde onu övmekten yana kendimde nasıl bir hak görüyordum? bu övme işi illaki onun kazanılmasından yana tavır koyanların, "biz demiştik diyeceklerin" olmalıydı. eyvallah.

    sorun şu. bahsettiğimiz isim marcao. takımda en beğendiğim, en sevdiğim futbolculardan biri. takım için öneminin ne kadar büyük olduğunu biliyorum. zaten sorun bu. nasıl olabiliyor? marcao gibi bir futbolcu nasıl böyle bir şey yapabiliyor. sevildiğini, bu takım için ne kadar önemli olduğunu bilmiyor mu?

    işte, sevdiğim güvendiğim insanları daha fazla eleştirme eğilimindeyim ben. çünkü onların eksik yönlerini kapatmasını isterim. daha çok gelişmelerini, dünyanın konuştuğu isimler olmalarını isterim. bu yolla mutlu da olurum. bu tür insanların hayal kırıklıkları da büyük oluyor.

    yahu sen bu takım için çok önemlisin. nasıl böyle bir şey yapabiliyorsun? bir ihtimal takımı nasıl sensiz bırakmayı göze alıyorsun?

    bunun birçok örneği var. mesela fatih terim'in milli takıma gitme süreci... acayip kırılmıştım hocaya. küsmüştüm. her zaman eleştiririm hocayı. çünkü severim. övgüye zaten ihtiyacı yok ki hocanın.

    aslında sevip sevmeme meselesi de değil olay. sevmeseydim de överdim, yine eleştirirdim marcao'yu. kör değiliz. gönderilmemesi sonrası acaba nasıl yararlanabiliriz üzerinde kafa patlatırdım.

    arda turan'ı hiç sevmem. takımda ne işi olduğunu sorgularım. ama bu ondan takım lehine nasıl yararlanacağımızı düşünmemin önünde engel değil. ki gerçekten hiç istemedim gelmesini ve yine gerçekten nasıl yararlanabiliriz diye bir şeyler karaladım. ya da aynı şey ryan babel için geçerli. hiç istemiyorum takımda olmasını, sahada görmeyi ama sahadaysa nasıl yararlanabiliriz diye yazdım. bunlar galatasaray'ın futbolcuları ve bizim onlardan bir şekilde yararlanmamız gerekiyor.

    marcao'nun durumu benim nezdimde bu futbolcular gibi değil. onun takımda olmasını, sahada olmasını çok istiyorum. zaten bu yüzden daha sertim ona karşı. çünkü ortada bir hayal kırıklığı var dediğim gibi.

    yarın bir gün, marcao'yu eleştireceğim de belki. o gün geldiğinde bir kısım çıkacak "yahu bunlar marcao gönderilsin diyenler" diyecekler. biliyorum, yaşadık bunları.

    dönelim muhabbetin sonuna. bilirsiniz meşhur bir video vardır. 32. gün zamanları. rahmetli mehmet ali birand'ın, doğu perinçek, ertuğrul kürkçü ve bülent uluer'i ağırladığı bir program. hani doğu perinçek'in "sen abdülhamit'i savundun, sen menderesleri savundun" diye itham ettiği ve sonunda "alçak, puşt!" diye feveran koyverdiği... aha na şu:

    https://www.youtube.com/watch?v=Ct8NxuOF7rA

    bizimki de o hesap: "ama sen marcao'nun gönderilmesi gerektiğini savundun!"

    evet.

    bom dia.
  • 3641
    kendisine o kadar çok kızıyorum ki, sezon başı yaptığı saçmalık olmasa eminim ki şu an çok çok daha iyi bir galatasaray izliyor olacaktık. yanlış bilmiyorsam cezasının bitmesine üç maç kaldı. umarım dönünceye kadar lige havlu atmayız.

    marcao'nun varlığı sadece savunma açısından değil, savunmadan hücuma geçiş için de çok önemli. ayrıca marcao ve nelsson'un olduğu stoper hattına ön alan presi kolay kolay işlemez.
  • 3642
    kendisinin oynamayacağı 8 lig maçı için rakiplerin önde baskı oyununu kırabilmek adına sol kanata mostafa muhammed’i atıp uzun top oyununa dönebilirdik veya farklı anlayışlar deneyebilirdik, biz aksine bu süreçte pas oyununa devam edip sol stoper nelsson, sağ stoper luyindama veya tam tersi ya da alpaslan’ı bu rotasyona dahil ederek pas oyunu oynamaya devam ettik. marcao yoksa pasla çıkışlarda zorlanacağımızı sağır sultan biliyordur.
  • 3644
    cezalı olan oyuncumuz.
    normal bir takımda defans oyuncusu eksikken ne bekleriz? savunmada hatalar, yenilen golde artış…
    ya bu adam cezalı, hem savunma absürt hale geldi hem de hücuma çıkamıyoruz. şaka gibi yemin ederim.
    galatasaray hücuma çıkamıyor, niye? çünkü defans oyuncusu cezalı. güler misin ağlar mısın…
    futbolun veya şöyle diyelim, galatasaray’ın futbolunun geldiği noktaya bak!
  • 3646
    kendisini ön libero olarak görmek istiyorum. takımdaki çoğu ortasahadan iyi derecede pas atabiliyor. harika bir sol ayağı var. hatta berkan ile birlikte sahaya koyar berkan'ın enerjisini daha verimli kullanırdım. berkan da solak. bazen berkan'ın koşmaktan hali kalmadığı için pas ve şut konusunda eksik kaldığını düşünüyorum. marcao berkan'ı da rahatlatır ve lider özelliğiyle bizim sorunlarımızı çözer. stoper ikilisi olarak alpaslan ile nelsson iyidir. alpaslan'ın en önemli özelliği olur olmadık her yerde kaleciye dönmemesi. taca vuruyor ama anlamsız şekilde dönmüyor kalecisine.

    ön libero oynatalım, yeni bir melo kazanalım. berkan'ın işini hafifletecek ve berkan'ın ekstra işlere girmesini sağlayacaktır.
  • 3648
    pasör stoperimiz. 26 eylül 2021 galatasaray göztepe maçında görüldüğü üzere sol stoper oynayan nelsson birçok pozisyonda sol ayağına güvenmediği için oyunu hızlıca sol çizgiye taşıyamadı. çoğu pozisyonda aanholt çizgi üstünde boştu ve birçok atak yapabilirdik oradan ama nelsson doğal olarak risk almadı zayıf ayağıyla.

    ayrıca benim futbol görüşüm her mevkinin önceliklerini belirlemek üzere. mesela stoperin asli görevi savunma yapmaktır. mesela nelsson savunma sertliği noktasında hala yol almalı. marcao'da ise hem oyun kurulumu hem de savunma sertliği var. hatta bazen çok sertlik var. kendisinin en sevdiğim özelliği; takım atak sonlandıramadığında savunmadan hızla çıkıp dönen topları tekrar takıma kazandırarak atak sürekliliğini sağlaması. tek başına koca takımın geri koşmasını önlüyor ve bu çok değerli bir şey.

    nelsson da dünkü maçta* bunu birkaç kez yaptı. onun da gelişiyor olmasını görmek sevindirici. marcao ile oynama alışkanlıkları arttığında ikisine de olumlu etki edecektir bu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın