• 668
    bambaşka bir figürdü. mvp ödülleri, tarihe geçen istatistikleri, winner karakteri, yüzükleri... michael jordan ve lebron james'le birlikte aynı potada benim nezdimde. ayrıca "estetik" abi, prime vince carter'ın smaçlarındaki o smooth estetik kobe'nin oyununda vardı komple.

    2019 fiba basketbol dünya kupası elçisi. önümüzdeki günlerde sık sık göreceğiz kobe'yi.
  • 374
    sezona bomba gibi giren 33 yasindaki nba'in en buyuk 2. basketbol oyuncusu.
    dun aksam da clevland karsisinda 42 sayi atarak takimini galibiyete tasidi.
    su dunyada en cok hangi sporcuya haksizlik yapildi diye sorulsa ilk adini verecegim sporcudur. nba tarihinde bu kadar ust duzey yetenegi olup da bu kadar az reklami yapilan baska basketci yoktur.
    adam ilk cikti vince carter ile kiyasladilar. t. mac, pierce, iverson, carmelo.... asla en iyisi demediler. hep onune yeni birini koydular. ve bu adam hepsini tek tek devirdi.
    sampiyon olmamasi icin onune surekli engel koydular.
    en son olan ise c.paul takasina engel olunmasi. neymis dengeler degisecekmis, takim sahipleri istememis. o takim sahipleri lebron,bosh,wade yanyana gelirken neredeydi?
    hatta espn gecen sitesinde nba tarihinin en iyi 7. (yedi) oyuncusu oldugunu soyledi. resmen dalga gecer gibi bu haberi yaptilar.
    tamam, kendisi cok sempatik bi adam degil. yalniz resmen nefret duyuluyor adama. o ise butun nefrete ragmen atmaya, yuzuk takmaya devam etti. su an facia bir kadro icerisinde takimini tasimaya devam ediyor. belki bi daha yuzuk takmayacak. ama bu zamana kadar yaptiklariyla fazlasiyla saygiyi hak ediyor.
    velhasil jordan'in yanina bir isim yazilacaksa bu adam kobe'dir. yasi artik 33 kac sene icinde basketi birakir bilmem. ancak insallah basketi biraktiktan sonra gereken saygiyi gorur.
  • 833
    çok üzgünüm! şok edici!

    basketbol oyununa yön veren, oyunun evrilmesine basamak koyan, bir neslin basketbolu, sporu sevmesine sebep büyük bir efsane. sen ve kızın gianna ve kazada hayatını kaybedenler huzur içinde uyuyun.

    kobe'yi yalnızca bir sporcu olarak görmüyorum, kendi şirketlerinin başında gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri ve yakın tarihte ülkemizde yaşanan soma maden faciasına duyarsız kalmaması onu insan olarak da ayrı bir yere koymuştur benim için.

    birçok basketbol sever onun maç içindeki hareketlerini kendi semtindeki asfalt saha, demir pota da oynarken taklit etmeye çalışırdı. aileden gizli gizli kurulan alarmlar ve izlenen lakers maçları..

    2000'li yıllarda ülkemizde yeni yeni yaygınlaşan görsel ve yazılı nba yayınlarından tarihi geçmiş istatistiklerine bakıp ''vay be kaç sayı atmış'' der istatistiklerine saygı duyardım. o dönem satılan pivot dergisinden kestiğim fotoğrafları duvarımı süslerdi. renkli çıktı alabileceğin bir tanıdığın varsa daha güzel fotoğrafları (tabii eğer bulabilirsen) printerdan çıkarıp a4 kağıdına baskılı alır heyecanla duvarda görebileceğim bir köşeye asardım. o yokluğun içinde sana hayal kurduran, dili dönmeyen 8-9 yaşında bir çocuğun aksanıyla ''ben los an ge les la kers lıyım abi'' dedirten bir idoldün.

    belki hepimiz sokaklarda iki taştan yapılmış kalelerde futbol maçına meraklıydık ama şundan eminim ki futbol topuyla basketbol oynadığımızda mahalledeki bütün çocuklar ''ben kobi bır yan tım'' diyerek top sürerdik.

    bilenler bilir yine 2000'li yıllarda ev içi duvara asılacak plastik potalar olurdu. o dönem ki adıyla kablo tv'de ingilizce yayın yapan nba tv'de kobe'nin top 10 hareketlerini gösteren programları izledikten sonra o 10 liralık potaları kaç defa kırdığımı ben unuttum.

    sadece basketbol değil büyük bir spor ve sporcu ahlakıydın. tekrar huzur içinde uyu black mamba. seni özleyeceğim...
  • 899
    sabaha sabah önüme düşen bir instagram videosu ile aklıma gelen efsane. chris bosch kendisi hakkında konuşurken ''milli takım kampında kahvaltıya herkesten önce inmek için erken kalktım ve indiğimde kobe oradaydı.'' diye anlatıyor, ''dahası dizlerinde de buz vardı. yani sadece benden önce kalkmamıştı, antrenmanını da yapmıştı. ve bu adam daha birkaç gün önce finallerde oynamış biriydi. finallerde elendikten birkaç gün sonra bu özverisi inanılmazdı. o gün bana şunu öğretti. efsaneler başarıları ile değil, başarısızlıklardan nasıl döndükleri ile tanımlanır.''

    rip black mamba
  • 768
    çocukluğumda basketbola fazla bir ilgim yoktu. taki birgün kuzenim bana 10 yaş hediyesi olarak kutusunda nba 98 oyununu alana kadar. sabah 3 e kadar yaz tatillerinde uzayan bilgisayar oyunu maratonlarında fifanın yerini yavaş yavaş nba almaya başlamıştı. kuzenim oyunu o kadar iyi oynuyorduki ben bir türlü maç kazanamıyordum. taki lakers ı seçene kadar. kobe ile bir maçta tam 27 üçlük atmıştım. işte o gün bu adam benim efsanem olmuştu.

    basketbol deyince en sevdiğim 5 oyuncuyu sayacak olursam kobe en tepededir sonrasında shaq, jordan, garnett ve iverson gelir. ne mutlu ki karakterli ve iyi oyuncular hep bizim çocukluk dönemimize isabet etmiş. 2002 yılının sonunda geçte olsa basketbol kariyerime başladığımda her attığım baskette onun adını söyler her maçı olduğu gece alarmı kurar onun için uyanırdım. yaşlandıkça üzülür ve kariyeri bittiğinde bir daha böyle bir efsaneyi parkede izleyemeyecek olmaktan dolayı kahrolurdum.

    bizlere basketbolu sevdirmiş adam maalesef hayatını kaybetti. iiyi basketbol için gecesini gündüze katmış ve para için değil basketbolu sevdiği için oynamış olan bu adam artık yok. hayatının 2. döneminin başında, çocuklarına ve kendine daha fazla zaman ayıracağı daha uzun yıllar vardı önünde. ama olmadı. güle güle basketbolun en büyük efsanesi.
  • 562
    12 yaşında nba 2003 ile tanıştım kendisiyle. hiç anlamazdım basketboldan ama iyi oynardım lakers ile. sonra aradan 2-3 yıl geçti ben kanalları gezerken 200 lü kanallara gelmişim ne oluyor lan derken bir de ne göreyim nba tv. hem de şifresiz o zamanda hiç bir yerde yokken ben ntv den premier league izleyeyim diye biss ayarlarıyla meğer onu da açmışım. tam 15 tatilin ilk günleri denk geldim ve son gününe kadar o kanal hiç kapanmadı. bir gün dediler ki lakersın maçını yayınlayacaz ben de hayatımda ilk defa lakers maçı izleyeceğim. maç sabah 5 te ve 5 e kadar bekleyip maçı izledim. malesef lakersın en berbat dönemlerinden biriydi ve kobe sakat olduğundan oynamıyordu. sonra eski maçlar videolar derken hazırlığın ilk döneminde alıştığım ve kendimi geliştirmeye başladığım voleyboldan dönüp basketbol oynamaya karar verdim. hiç eğitim almamış ve sadece izleyerek bir şeyler görmüş biri olarak bir anda basketbol tutkunu biri olmuştum. geliştirdikçe geliştirdim kendimi ve bir yaz programı sonrasında lise ikinci sınıfta okul takımı seçmelerinde hocadan şu soruyu almıştım. "sen geçen sene niye gelmedin seçmelere?". artık sadece nba takip ediyorum maç oldu mu kaçırmıyorum tv de. gözler pert bir şekilde okula gidip gelmeler dışında hayatıma bir sürü katkı vermişti bu olay. bildiğin okul takımında ilk 5 oynuyordum ve bu benim için bir rüyaydı. bu rüyayı ise sadece kobeyi izleyerek ve onun yolundan giderek gerçekleştirmiştim.

    her rüya gibi bunun da sonu vardı ve bunun sonu benim eve getirdiğim karnemin takdir yada teşekkür belgesini soran babamla başladı. bölgesel lig için antrenmanlara bile çağrılmışken bir anda unumu eleğimi asmak zorunda kalmıştım. sadece kobeyi izleyerek basketbola doyuyordum artık. üniversiteyi kazandıktan sonra ev arkadaşlarımın benim sabahın beşine kadar bekleyip lakers maçlarını izlememden etkilenmeye başlamışlardı. öyle ki ben salonda uzanırken maç saatinde arkadaşlarım odadan boston celtics tezahüratlarıyla çıkarak maçı izlemeye geliyordu. maçta kobenin top ile yaptığı her hareketi detaylıca tekrar tekrar izliyordum.

    2003 yılından beri her nba oyununda bana lakers'ı seçtiren adam. en büyük hayallerimden biri bir gün seni oynarken izlemek . ama ne yazık ki zaman daralıyor ve benim amerikaya gitme şansım yok denecek kadar az. o değil de sen atlayıp gelsene cimbomla maç yaparsınız. evi boşaltırım eşyalarını taşırım ama ne olur bir kez göreyim seni oynarken
  • 862
    20 yıl boyunca la lakers forması giydi. muhteşem bir sadakat.

    2012 yılında bir günlüğüne bizim formamızı giydi. ben kendisinin başka bir takım formasıyla fotoğrafını hiç görmedim. kendisinin lakers haricinde giydiği ve poz verdiği tek forma bizimki olabilir.

    lebron james eğer kendisine saygı duymadan rekorunu kırsaydı lebron için çok kötü bir ders olacaktı.

    muhtemelen çok farklı hayalleri vardı. spor dışında da başarılı bir kariyer çiziyordu. oscar ödülü kazanmıştı. o kadar hatasız ve mükemmel yaşamaya çalışıyordu ki bu hayata fazla geldi adeta.

    edit: barça forması da giymiş
    edit: milan forması da giymiş. hatta altyapısında oynamış. bence hala çok az bir sayı. :(
  • 797
    26 ocak 2020 san antonio spurs toronto raptors maçında iki takım da 24 saniye hücum etmeyerek kendisini andı. herkes ayakta alkışlarla ve kobe sesleri ile eşlik etti. becky hammon ve tim duncan da gözyaşlarını tutamadı. ama ondan sonra hiçbir şey olmamış gibi maça devam ediliyor, salonda müzik çalıyor, tribünler hiç yapmadığı gibi tezahürat yapıyor ya da bana öyle geliyor.

    oyuncular ve teknik heyet için çok zor oynaması ama nba yönetimi ve tribünler için herhangi bir sıkıntı yok. muhtemelen de diğer maçlarda da aynı şekilde anılacak ve şov devam edecek. oyunculardan da robot olmaları beklenecek.
  • 560
    bismillah deyip başlayalım.

    kobe bryant 23 ağustos 1978 doğumlu basketbolcu. şu ana kadar yaptıklarıyla zaten kendini tekrar tekrar kanıtlamış bir süperstar.
    ama benim gözümde kobe'yi bu kadar özel yapan şunlardır :

    kobe üniversiteye gitmeden direkt olarak nba'e geçmiştir. tabiri caizse alaylıdır. nba'e charlotte 13. sıradan draft edilmiş ve lakers'a takasla verilmiştir. kobe o zamanlar da ileride iyi bir oyuncu olacağı tahmin edilse de, kesinlikle bu kadar büyük bir oyuncu olacağı kimsenin aklından geçmemiştir diye düşünüyorum.
    24 yaşında 3 tane yüzük takan kobe'nin daha sonra shaq ile olan kavgaları ve tecavüz davası filan herkes tarafından malum.
    ama amerika basını ve bir çok basketbol sever ondan hep nefret etti. çünkü kıyasa mahal vermeyecek bir oyuncuydu.
    yahu carter var dediler tokatladı, t-mac dediler hassiktir lan dedi, iverson ve artık kariyerinin sonlarında sonunda karşısına streoidli bir beygir çıkarmayı başardılar. ancak emin olun lebron james kadar pompalansaydı, reklamı yapılsaydı ya da hakemler tarafından kollansaydı kobe'yi haşa huzurda jordan'dan daha iyi diye lanse ederlerdi.

    neyse gelelim kobe'yi gözümde efsane haline getiren hallerine. adamın kimseye eyvallahı yok. ben bu takımın süperstarı hatta ben bu parkelerin aktif en iyisiyim diye bağrıyor. en zor zamanlarda, en kritik anlarda topu eline istiyor. maçlarda gözlerinin içine bakın, yani rakibi olmak istemezdim. aynı cümleyi barkley jordan için kurmuştu. '' gözlerine bakmaya korkardım'' diyordu. aynı hırs, inat, mücadele ruhu ve kazanma açlığı kobe'de de var. örneğin geçen sene miami şampiyonluğa giderken lebron'un kritik anlarda ellerinin ne kadar titrediğini herkes gördü. ama bu adamın titremiyor. 50 tane atış kaçırsın, o 51.'yi atmak için topu eline istiyor.

    bu adam 2 sene çatlak parmakla basket oynadı. kendini parkelerden 1 1,5 yıl uzak bırakacak sakatlığı olmasına rağmen, serbest atışları kullanıp yürüyerek kenara geldi.
    bu adam 36 yaşında artık. son zamanlarını izliyoruz. ama ben 24 yaşındaki hırsını 36 yaşında da görebiliyorum bu adamda. o yüzden çok özel ve jordan'dan sonra en iyisi.
    sakatlığı ardından, şu an kadro olarak facia olan takımını hala taşımaya çalışıyor. belki playoff bile göremeyecek ama ben 35 yaşında 1 yıllık sakatlık sonrası oynadığı ilk resmi maçında 31 sayı atan, ikinci maçında (estetik olmadığı iddia edilse de) http://i.imgur.com/kLMM6AK.gif şöyle bir sayı atan adamı izlemeye devam edeceğim.

    ileride çocuklarıma hey gidi bizim zamanımızda şunlar vardı derken kesinlikle onun da adı orada olacak : jordan, michael schumacher, thierry henry, mike tyson, federer, martina hingis, gheorghe hagi
App Store'dan indirin Google Play'den alın