• 77
    ya mocuishle efendi, biz senin sözlügü birbirine kenetleyen, sampiyonluk alameti gibi, liglerin bitmesine 10 hafta kalan konsantrasyon entarilerini bekleyip sinerji yaratirken, fark acilmaya baslayinca birden kibir ortaya cikar; kimi bunlar hebele hubele der, öbürü konsantrasyon tayfasi da cok olmaya basladi bi kafa ütülemeyin der. ama varsın öyle olsun... biz yine duruşumuzu bozmayız. yolumuz belli, inancımız tam. tepeye varip amacimiza ulastigimizda, eglencenin dibine de vururuz, rakibi kizdirmasini da.
  • 78
    fenerbahçe mevcut başkanının en öne çıkan özelliği
    bu tavrını teknik direktörlerine, gelirken dünyaca ünlü futbolcu diye tanıttıkları veda eden futbolcularına, taraftarına her kesime ayrı ayrı yapmıştır.

    şimdi ise ona karşı çıkan tüm camia üyelerine ve taraftarlarına karşı ağır hakaretler ederek bu kibirli tavrını harlayarak sürdürmektedir.

    https://x.com/...054740520841551?s=46
  • 79
    sözlüğü ele geçiren duygu.
    özellikle sane transferi sonrasında burnumuzun çok kalktığını düşünmekteyim. sözlükte kimse kimseyi beğenmiyor. sane'ye bile burun kıvıranlar oldu. tabi olacaktır da. beş parmağın beşi bir değil.
    sane sonrası beğenilmeyen isimler hakan çalhanoğlu, ilkay gündoğan, ander ter steigen, emiliano martinez, uğurcan çakır gibi isimler.
    tek tek bakarsak burada en kariyersiz ve ne vereceği belli olmayan isim uğurcan.
    bu sene bizim avrupa da eksiğimiz neydi diye kimse konuşmaz. tamam kendi oyuncularımızı gömmeyelim de ne izlediğimizi biz biliyoruz. bu avrupa başarısızlığı sadece okan hocaya mı yazacak? futbolcuların misal hiç mi suçu günahı yok? sözlükte sara övülmelere doyulamıyor. içerde oynadığımız göztepe maçından sonra hangi maçı süpürdü? duran top olmasa çoğu zaman ismini bile unutacağız. akan oyunda, oyun kurulumunda, kilit pas ve şut anlamında eksikleri var bu adamın. kilitli oyunda açamama sebebimiz sara'nın hücum varyasyonlarının eksik olmasıydı. nasıl ki mertens kreatiflik kattığı için oyun onu istiyordu sara'yı da istemiyor. hakan ile sara kıyas edilebilecek bir durumda değil. sara gelişim basamaklarını daha yeni çıkıyor. maliyet konusunda bir şey diyemem ama hakan-sara versusunda sara hakan'ın ayakkabılarını taşır.
    ilkay bitik dahi olsa en kötü ligimizde iş yapar. mertens 35 yaşında geldi. 3 senede neler başardı gördük. ben ihtimal dahi vermeyip transferine karşı çıkıyordum. ne yapacağız, nerede oynatacağız 35 yaşındaki adamı diyordum. yeri geldi kerem'i kesti, yeri geldi defansta son adam kaldı. aidiyet ve futbol tutkusu onu efsanelerimizden yaptı.
    osimhen dünya yıldızı mı? bu yaşta buralara gelmesi bile çok mucizevi bir olay değil mi? iki soruya da evet demeyecek adam yoktur. tamam biz galatasaray olabiliriz de geçmişimiz de belli şimdimiz de.
    sneijder geldi 28 yaşında dünya yıldızı benim hatırladığım en genç son 20 yılda. var mı daha genci?
    yaşlı transferine herkes her zaman karşı. ben de zaten bu taraftarlardan biriyim. net performans veremeyecek adamı içeri almaman lazım yüksek maliyetlerle. ancak 31 yaşında kendini kulüp bazında 3 kere kanıtlamış bir adama istemezük çekmek de biraz ayıp oluyor artık. gerçeklerden uzaklaşmamak gerekli.
    sane transferine de yazmıştım burada da yazayım. kimi istiyoruz biz? valverde, vitinha, rodri falan mı gelecek bize? bütçemiz dahilinde iş yapabilecek adamları çekip almamız şart. hakan çalhanoğlu da bana göre bunlardan bir tanesi.
  • 80
    herkes farkına varmalıdır ki, kibir bizim düşmanımızdır! herkes en az sizin kadar başarıyı istiyor. burada hepimiz aynı takımı destekliyor ve canımızdan çok seviyoruz. ama kimse canından çok sevdiği kulübe, saçma sapan baskılar kurup yanlış işler yaptırmasın.

    galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez...

    baba gündüz'e saygılar.
  • 81
    yıldızlar topluluğu olarak çıktığımız sezonun ilk haftasında alınacak şok bir mağlubiyetle herkesin arınacağı duygu. önemli olan bunu yaşamadan o zehirden kurtulmaktır. maç sahada kazanılır. bazen premier ligli zaha değil de keçiörenli barış alper çıkıp şampiyon yapar seni. o yüzden yapılan transferler kimseyi sarhoş etmesin. fenerbahçe 20 yıldır bu sarhoşlukla sezona başlayıp tokatlanıyor.
  • 84
    türk takımlarının kendini dev aynasında görmesinin sebebi. öncelikle kafamıza bizim artık arabistan seviyesinde kulüpler olduğumuzu sadece onların biraz daha düşük bütçeli versiyonları olduğumuzu yerleştirmemiz gerek. bizim tek farkımız bulunduğumuz coğrafya nedeniyle avrupada oynuyor oluşumuz.

    1- overpaid transferler:

    bu dönemi biz başlattık, rakibimiz cevap verdi. ardından beşiktaş bu kervana rafa silva, immobile gibi oyuncularla katıldı. overpaid transferler, takım içi maaş dengesinin bozulmasına yol açtı. ama bunun öncesi overpaid transferler “yıldız” sanılan oyuncuların ligimize gelmesini kolaylaştırdı. osimhen bunun istisnası. saymaya başlayalım; zaha, ziyech, ndombele, talisca, immobile. bu örnek sayısı uzar gider ve 50’ye dayanır. içlerinde birkaç tane osimhen gibi isim vardır belki ya da yoktur.

    sallai şuan bundesligada alacağı maaş’ın 4-5 katını alıyor neredeyse. bu durum sadece yıldız sanılan oyuncularlada sınırlı değil.

    2-disiplin sorunu:

    icardi örneğinden yola çıkalım. ilk sezonu için konuşacak olursak sudan ucuz maliyetle gelmişti. bunun yanı sıra psg’den geldiği için form durumu ve fiziği neredeyse top seviyedeydi. ilk sezonu müthiş bir performans, taraftarın onu efsane mertebesine ulaştırdığı bir yıl oldu. ardından yaşadığı sakatlıklar, özel hayatı derken bugün geldiğimiz noktada kilo fazlalarıyla şampiyonlar ligi maçı oynamaya çalışıyor. bunun 3 sorumlusu var; okan hoca, icardi ve az bile olsa taraftar. okan hoca sen oyuncunu disipline etmek zorundasın çünkü ona bu konforuda sağlayan sensin. icardi’ye gelecek olursak; sen bu takımın kaptanısın. sana bakan oyuncular takımın kaptanı bu kadar rahat davranıyorsa senden bahane bulur. diğer konu ise bu taraftar seni efsane mertebesine ulaştırdıysa senin onlara gösterdiğin saygı artmalı. taraftar olarak ise sıkıntı hala kral çıplak denilmekten çekilmesi. sarhoşken atıyor, sakatken atıyor her türlü atıyor ama nerde? eyüpspor maçında icardi’nin kilo fazlasıyla gol atması aslında olumlu bir şey değil. senin ligin kilo fazlası olan icardi’ye gol krallığı imkanı sağlıyorsa senin avrupa kupalarında başarılı olma ihtimalin yok. biz taraftarların sorunu, burda problem aramayıp nasıl olsa lig şampiyonu olalım icardi veya x nasıl gol atıyorsa atsın sorunu. çünkü fenerbahçe, galatasaray arasındaki nefret son yıllarda öyle bi noktaya ulaştıki artık önem sadece 3 puan oldu. oyun? boşver. disiplin? salla gitsin. gidilen yoldan çok sonuç önemli olduğu için hiçbir zaman avrupa seviyesine ulaşamayacağız.

    3- yıldız sanılan bitik oyuncuların transferi:

    bizde bir şey var. diğer liglerde var mı bilmiyorumda muhtemelen yoktur. transfer sezony şampiyonluğu. yeter ki yıldız isim gelsin. özgeçmişi iyi olsun. mesela çoğu kişi aslında son sezonunda ne yaptığını bile bilmez oyuncunun. kulübüyle disiplin sorunları var mı yok mu önemsiz. önemli olan o oyuncunun 4-5 yıl önce yaşadığı prime dönemine dönebilme umudu. ndombele falan geldiğinde burda defalarca kez almayın demiştim. hem disiplin sorunu olan hemde performansı dipte olan bir oyuncuydu. sonuç ne oldu? 0 katkı. he ama sözleşmesinden kurtulduk, büyük başarı. o sene bize ekmek su gibi orta saha lazımken zar attık. zar öyle bir zardı ki üstündeki tüm sayılar silikti ama ona rağmen attık işte. talisca mesela, buraya gelirken arabistanda bile istenmeyen oyuncu konumunda ama yorumcular ya sana “bitirici” lazım diyordu. tonlarca maaş ödediğin oyuncu 2 penaltıyı atamadı ve puan olarak geriye düştün. oyun içi katkısına, avrupa seviyesinde olmamasına girmiyorum bile. bunun yanı sıra, böyle adamları transfer ettikçe disiplin sorunların daha da artıyor. sane mesela; icardi’nin bu haliyle bile ligi kırdığını görünce sizce bu ligi ne kadar ciddiye alıyordur? ndombele’yi gören adam forma yarışına giriceğini düşünüyor mudur? yarış yok ki ortada. ziyech; geriye yardım etmiyorsa diğer oyuncular demez mi ben miyim buranın enayisi?

    4- oyun planı:

    mesela bizde avrupada had bilme yok. 2021-2022 sezonunda vardı en son. torrent bile o oyun planını devam ettirdi. o takım ligde şampiyon olamazdı çünkü geçiş oyunu oynuyordu ve ligde topa sahip olduğunda bitirebilecek bir forveti yoktu ama avrupada gol yemeden maçlar geçirdi. evet gol yemeden. avrupada maça çıkıyoruz maçta öne geçiyoruz hala hücum hala hücum. niye? biz büyük takımız bütçeli takımız ya. okan buruğun mesela ben hiç beraberliğe oynadığını görmedim. bir iki fenerbahçe maçı dışı çok nadirdir. frankfurt deplasmanında mesela beraberliğe oynayacak oyun neden yok? öne geçtiğimiz maçları neden tutamıyoruz mesela? cevabı belli; biz kendimizi dev aynasında görüyoruz.

    uğurcan’ı overpaid alıp trabzon’un kaptanını aldım demekte kibir, icardi kilo fazlasıyla atıyor demekte kibir, avrupada lozan’a elenmekte kibir, yıllardır şampiyonlar ligi play-off aşamasından ötesini görememekte kibir. avrupada neden bakamıyorsunuz üstten? neden wifi parolası gibi takımdan 6 yiyip senin yarı bütçende bile olmayan olimpiakos’a eleniyorsun? neden prag, lozan gibi maçları kaybediyorsun.

    türk takımlarına önce disiplin gelmesi lazım. disiplin gelmedikçe hangi sistem hocasını getirirsen getir bir birlik sağlayamazsın. sonra kendisinin bulunduğu konumu net anlaması lazım. bu ligde bir takım bu kafa devam ettikçe 10 yıl üst üste bile şampiyon olsa bu ligin bayerni olmayacak; bu ligin en al-hilal’i veya al-ittihad’i olacak en fazla.
  • 85
    futbolun da galatasaray futbol takımının da maalesef bitmeyen gerçekliğidir. kafamda hep şöyle zalimce bir senaryo olur, hani ekşi sözlük’teki “diktatör olunca yapılacak ufak şımarıklıklar” başlığı gibi. acaba futbolcuların kendilerini veya ailelerini rehin alsak, “şu maçı kazanmazsanız vuracağız” desek acaba nasıl oynarlardı diye. örnekler çoğaltılabilir tabi benimkisi sadece bir senaryo. işte bizim takım 30 eylül 2025 galatasaray liverpool maçında cidden öyle oynadı. eminim liverpool sözlük’te isyan çıkmıştır “vay efendim eintracht’a young boys’a sparta prag’a az’ye karşı niye böyle oynamadınız yoksa teşvik mi aldınız!” diye. şaka tabi… insan doğası ezikliğe gelemiyor, kendinden üstün olana ayarsız bir şekilde bileniyor, aynen anadolu takımlarının bize yaptığı gibi, halbuki liverpool bize küfretmemiş saygısızlık yapmamış yani adamların günahı ne ki silindir gibi ezdik, fakat şu da bir gerçek ki insan doğası kibir pençesine düşmeye çok yatkın, kendinden zayıf olana karşı böbürlenip ciddiyetini kaybederek zor duruma düşüyor, işte nice lig ve kupa maçında biz… her maçı liverpool maçı gibi oynasak, belli ki herkesin yeteneği ve kapasitesi de buna fazlasıyla müsait, şaka yapmıyorum her haftayı 12-0’la falan geçeriz. ya da bu kadar gazla çalışmasak en azından, makine gibi bir standardımız olsa keşke, ama işte insan doğası…
  • 86
    30 eylül 2025 galatasaray liverpool maçından sonra bazı taraftarlarımızda gördüğüm.

    (bkz: 4 ekim 2025 galatasaray beşiktaş maçı) her ne kadar içeride oynayacağımız bir maç olsa da takım oldukça bitkin olacaktır.

    kadro kalitemizle beşiktaş arasındaki fark da bu sebeple bu maç özelinde kapanmış oldu.

    sergen yalçın bu tip maçları sever.

    milli ara öncesi kazanıp 8'de 8 için tek gerekli şey,

    kemer burgazdaki çimlerden okan buruk'a kadar her hücremizle konsantrasyon!
  • 87
    okan buruk ilk 24'e giremezse alacağı şampiyonluğa rağmen başarısız olur diyen zihniyettir kibir.

    adam 4. senesinde rakiplerle değil sistemle mücadele edip dize getirerek yoluna devam ediyor.

    her hafta türlü hakem skandalları ile karşı karşıya.

    siyasi baskı nedeniyle destek rüzgarını arkasına almış rakiplere sesini çıkaramayan yönetimlere rağmen olağanüstü bir puan ortalaması tutturuyor.

    şampiyon olmadan şampiyonlar ligi'ne gidilmiyor.

    dolayısıyla 3 sezon üst üste şampiyon olmuş üstelik büyük takım futbolu oynatarak bunu yapmış teknik adamı beğenmeyip linç etmeye çalışmaktır kibir. eleştiri kültürüyle burnu bir karış havada linç kültürü arasındaki ince çizgiyi görememektir kibir.

    aptallık kibiri getirir bu dünyada. fenerbahçe trollerinin gazıyla hiçbir şeyi beğenmeden hocasına futbolcusuna saldırmaktır kibir.

    kibir, öfke, açgözlülük, şehvet... bunlar kontrol altına alınmazsa aklı maskeleyen, en akıllı insana bile büyük ahmaklıklar yaptıran duygulardır. türkiye'de malesef bu ahmaklıkları yapan çok fazla insan var. onlardan biri olmamanızı temenni ederim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın