hakan çalhanoğlu için lafı gediğine oturtmuş. helal olsun.
---
alıntı ---
bir futbolcu var.
daha önce sözleşme uzatmayı kabul etmediği için takımından ayrılıp aynı şehrin bir başka ekibine transfer olmuş biri.
zaman geçer, gittiği yerde başarılı olur ve oradan da ayrılmak ister. aslında önceliği bir kulübe gitmek değildir, bulunduğu yerden ayrılmaktır.
futbolcu, babasının sosyal medya paylaşımıyla beraber 'doğal hedef' olarak gördüğü bir kulübe transferi için altyapı oluşturmak amacıyla harekete geçer.
bir takımın sözleşmeli futbolcusu konumundayken bu girişimde bulunur ve takım arkadaşlarından yaptığı hareket sebebiyle tepki görür. o esnada ülkemizde temelinde faydacı zihniyet sahibi olmanın derin etkilerinden muzdarip bir bakış açısıyla 'duruşun sağlamlığı' üzerinden konuşmalar yaşanır.
(kimse bireysel almasın, hemen hemen herkes benzer söylemi üretti, bu bir total zihniyet problemidir)
oyuncu babası aracılığıyla kendini pazarladığı kulübün transfer öncelikleri arasında yer almamaktadır. bir fırsat olarak görülür ama kulübün başka bir oyuncuya yüklü bonservis ödeyecek olması sebebiyle bu işi gerçekleştirebilmek kolay değildir.
oyuncu bir süre bekler. isteğinin gerçek olma ihtimalinin düşüklüğünün farkındadır ve babası aracılığıyla kendini pazarladığı kulüp ile aynı şehri paylaşan kulübün başkanı ile diyaloğa geçer. tanıdık bir hikaye.
burada iki amacı vardır:
1- kendini pazarladığı kulübün taraftarına transfer çalımı yemek üzere olduklarını hissettirerek potansiyel transferi için kulübün üstünde son kez baskı oluşturmak.
2- kendisi için öncelik mevcut kulübünden ayrılmak olduğu için bir başka potansiyel transfer ihtimalini açık tutmak.
sürecin sonunda...
oyuncunun transferi ilk kulübe gerçekleşirse o kulüp kendisine ezeli rakibini de ortaya koymak dahil türlü yollarla baskı kurmaya çalışan bir futbolcuyu transfer etmiş olacak. tuhaf bir şekilde mutlu olan insanlar göreceğiz.
transferi ikinci kulüp bitirirse, pek çok zaman gördüğümüz gibi sonu belki de yine istenilen yere ulaşamayan tarzda bir transfer çalımı hikayesi yazılacak. yine tuhaf bir şekilde mutlu olan insanlar göreceğiz.
futbolcular profesyonel hayatın gereği olarak şartlar oluştuğu takdirde her takımda oynayabilir. bunun hiçbir sakıncası yok. sorunumuz olayların gelişiminden çok isimlere ve söylemlere takılı kalmamızı önceleyen bakış açımızdadır. bu düşüncemi ortaya koyduktan sonra halkımızın klasik temenni cümlesi ile bitirmek isterim:
hayırlısı olsun.
---
alıntı ---
https://x.com/...545382999355418?s=46