aşırı popülerleşmeye başlamadan önce, geçen sezonun son düzlüğe doğru takibe başladığım insan. kendine has, tertemiz bir kardeşimiz. mesela videolarda kendine gelen ''şunu alalım, bunu verelim'' tekliflerini bile genelde ''bende var'' diye reddediyor. kendi dünyasında yaşıyor; nişanlısı var, putin'in öldürdüğü köpeği var. kendini tahrik eden galatasaraylı bakkalıyla atışmalarında bile sesiz fazla yükselince ''kırılmadın dimi abi?'' falan diyor. yani gerçekten sevdiğim ve takip ettiğim bir kardeşimiz.
fakat film mevzusu ile işin suyu çıkmaya başladı. korktuğum şey kendisinin toplum gözünde antipatik hale gelmesi. malum tüketim çağındayız ve hızlı bıkıyor insanlar. bir yandan da düşünüyorum, film işinden para kazanırsa hayatı biraz daha rahat hale gelebilir mi? ben o filmden ciddi para kazanacağından şüpheliyim. gişesi falan olur mu mesela, çok zor.
bunun yanında; fenerbahçelilerin genel hissiyatlarını sansürsüz aktarıyor.
(bkz:
#4238172)
bütün o saldırganlık, her şeye bir kara çalma,
okan buruk'u küçümseme, her hamlemizi ankara'ya bağlama falan bu düşüncelerden kaynaklı. mustafa, gizli bir ajandası ve manipülasyon hedefi olmadığı için içinden geldiği gibi söylüyor. diğerleri manipüle etmek ve seslerini daha gür çıkararak konsolide olmak için realiteleri boğmaya çalışıyor, ankara'ya kadar götürüyorlar işin ucunu.
üzücü olan; bu manipülatif söylemler bizim tarafta sanılandan daha etkili. ilk tökezlemede ortaya çıkan
okan buruk hater'larından, sakatlıktan beklenenden bile iyi dönen
icardi'ye gösterilen garip tepki ve ölçüsüz lince kadar. 3 sezondur bizim taraftarın bir bölümündeki bu kırılganlığı çözemiyoruz. neyse gerçi buraya gelene kadar
yağız sabuncuoğlu'na abi abi diye dolaşan
galatasaraylı dolu twitter.