• 395
    aynen öyle. bütün dünya bize düşman. büyük resmi iyi görmek lazım.
    young boys gibi okan hocamın oyununa ters gelecek ve kadrosu gizli dünya yıldızlarıyla dolu bir takımla eşleşmemiz tesadüf olamaz. üstüne üstlük hakem ataması. sinsi herif durum çakılmasın diye saranın son dakikada yaptığı penaltıyı vermedi.

    ayrıca kamera hileleriyle ve teknoloji sayesinde takımın oynadığı muhteşem futbolu ekran başında sanki kötüymüş gibi gösteriyorlar.

    işte bunlar hep hocamı kıskandıkları için oluyor. o yüzden gerekirse avrupadan yüz çevirip yerli ve milli ligimizde rekorlar kırsak daha iyi olur.
  • 360
    günümüzde tamamen kültüre yönelik yapıldığını düşündüğüm eylem.

    mesela benim 3 tane siyahi komşum var, apartmanda bütün problemler bunlardan çıkıyor. gürültü, başka dairelere gelip giden kadınlara sarkıntılık, ortalığa çöp bırakmalar, merdivenin ortasına kişisel eşya bırakıp sakatlığa davetiye çıkartmaları ve en önemlisi de rahatsız edici olduklarının farkında olmayıp laftan da anlamamaları.

    sebep? a-genetik bir salaklık, ki buna ihtimal vermiyorum. b- kültürel. hiç önyargısız durumdan ben kendi yaşadıklarımda bir daha amerikalı siyahi komşum olmasını istemem, 3 tane örnek benim için gayet yeterli bir küme.

    çözüm? her seferinde polis çağırmak, çünkü bunlar amerikalı ve ölümüne korkuyorlar, travmatik bir etkisi var üstlerinde..

    öyle ya da böyle, ülkedeki durum da buna benzer. türkiye belli ölçüde muasır bir yer ve her ülkenin çöpleri buraya uğradığı için çatışma ve nefret -hele de böyle sınırlı istihdam döneminde- kaçınılmaz. afganı, suriyeliyi buraya koysanız da sorun çıkar, buradaki adamı oralara götürseniz de sorun çıkar, olay bu kadar basit..

    not: sosyolog değilim, sadece kişisel ilgi ve gözlemlerim. lütfen confirmation bias ve groupthink denen tuzakları öğrenin, ayrıca social dilemma’yı izleyerek “like” algoritmasının sizi nasıl esir ettiğini de öğrenebilirsiniz.

    farkındalık iyidir.
  • 354
    maalesef sistematik sekilde pozitif ayrimcilik ve buna karsi gelisen tepkiyle irkcilik 20.yy basindakinden daha tehlikeli hale donusturulmek uzere.

    woke kulturu aslinda bu sistematik degisimin en ust noktalarindan biri. korkulmasi gereken durum ise; her etkinin karsit ve denk gucte tepkisi felsefesinden olusmus olan nefret.

    bunu niye anlattigima gelirsek, ukrayna'da son 8 yildir almanya gibi bazi ulkelerde de dikkat cekmis neo-nazi gruplarin varligini guclendirip, beyaz nato tarafindan destek gormesi bizi buyuk bir yikima surukluyor olabilir.

    rusya'nin yaptigi saldiri dogru degil, ancak sebebi bos degil. asil sorun ise abd'nin gozardi edilmesi icin ugrastigi sey, yani ayni orta doguda yillarca yaptigi gibi hukmetmek istedigi bolgedeki radikalleri silahlandirip, onlarin istedigini yapabilecegi bir siyasi iklim olusturmasi.

    2014'te secilmis hukumetin devrilmesi icin darbeye destek verip, darbe sirasinda azov battalion gibi neo-nazi gruplari silahlandirdi. bunu yaparken milliyetci ukraynalilara da ruslara karsi sizi savunuyorlar diye hikayesi yazildi. sonrasi malum, donbass ve cevresinde 20.000 sivil olduruldu, 2016'dan beri bircok aile donbass'ta yeraltinda yasiyor. maalesef putin'in istilaci yaklasimi, rusya'yi kotu adam yaparken nato uzerinden abd'nin yaptigi kirli isleri ve en onemli bu irkci neo-nazi gruplari hali altina atti.

    simdi korkunc bir tablo var olusabilecek. orta doguya musallat olmus taliban, hizbullah vs gibi bir cok orgut, nato silahlandirmasi sonucu ortaya cikmis orgut, bunu biliyoruz. aynisinin avrupa sinirinda, hem de aryan irk takintili bir orgut tarafindan yapildigini dusunun. 3. dunya savasi baslamayacak olsa bile avrupa sinirlarini bozacak bir irkci dalga gelmek uzere. bunun homofobik ve anti-semitik slavlardan olmasi da sasirtici degil tabi ki.

    nato'nun istedigi daha fazla musteri, bu kesin. ancak uzun suredir radikal islamcilarin akin ettigi isvec'i, rusya'nin surekli tehdit ettigi finlandiya'yi ve genel olarak iskandinav ve baltik ulkelerinin son halini dusunurseniz, bu irkcilik dalgasi bir cok yere, dusunebileceginizden daha guclu carpabilir.
  • 363
    (bkz: arap acentelerine bilet satıldığı iddiası)

    bu akşam olası bir olumsuz skorla tribünler muhtemelen karışacak. sadece barcelona'yı izlemeye gelenlere karşı yapılacak tepki oldukça muhtemel ve benim nezdimde haklı olacaktır. bazı ılık politik doğrucu kişiler bunu tasvip etmeyecekler biliyorum. ancak tribün öyle bir yer değil. tribün ilkel, dürtüsel ve direkttir. her ne sebeple olursa olsun barcelona forması giymiş ev sahibi tribünü seyircisini bağrımıza basmayalım. o kadar da ılımayalım.

    (bkz: 17 mart 2022 galatasaray barcelona maçı)
  • 272
    türkiyede olan, toplumun içinde yerleşmiş kalıplaşmış bir durumdur.

    ülkemizde, yunan, ermeni, yahudi ve gavur bir insanı aşağılamak için kullanılıyor. dini inanç, mezhep farklılıklarına göre evlilikler olmuyor... bunlar toplumun en dibine yerleşmiş, hemen herkesin duyduğu bildiği şeyler.

    siyah, beyaz ayrımı da var. herhangi biriniz, kız evladınızı siyahi bir arkadaş istese ne düşünürsünüz? çok basit bir soru, sorun kendinize, cevabını bulun.
  • 251
    https://twitter.com/.../1191082115569528837
    mario balotelli'nin "tekrar" maruz kaldığı eylem. ırkçılık hastalık mıdır?

    ırkçılık hastalıktır tezini yanlış bilmiyorsam malcolm x ortaya attı, ya da popüler olmasını sağladı. eylemi bireysele indirgemek ve psikolojik olarak "tedavi" aramak ise ırkçılığın bitmeyen bir sorun olmasını sağladı. ırkçılığa hastalık olarak baktığımız sürece de hiçbir zaman son bulmayan bir sorunu yaşatmaya devam edeceğiz.

    ırkçılık ideolojiktir. hastalıklı bir ideoloji olduğunu söyleyebiliriz ama az önce de dediğim gibi ırkçılığı "hastalık" olarak bireye indirgemek çözüme ulaştırmıyor bizi. ırkçılığı toplumsal olarak ele almalı ve onu yaratan, propagandasında kullanan "zihniyete", örgüte, toplumsal olana karşı mücadele etmemiz gerekiyor. ırkçı söylem ve eylemleri eğitim seviyesinden bağımsız olarak herkeste görebiliriz ve bu kişiler genellikle birey kimliklerini bırakıp toplumun bir parçası oldukları zaman eyleme dönüştürürler söylemlerini. sosyal statü olarak kendini toplumun diğer bireylerinden üstün görme durumu olarak öne çıkar. kendi ırkını başka ırklardan üstün görmek de ırkçılıktır, ten rengi farklı olanı "insan" olarak görmemek de.
  • 158
    sadece siyah ten beyaz ten ile alakalı bir durum değildir. ülkemizdeki en alt tabakadan en üst tabakaya kadar her kesimde bu özelliğe sahip insanlar var.

    ben kürt bir vatandaşım. aman aman öyle bir kürtlük damarım yok. ama sosyal medyaya, oraya, buraya bakıyorum ki insanların içine o pislik öyle bir şekilde işlemiş ki düşünmeden konuşuyor. yok kürtten dost olmaz, kürt şöyledir, kürt böyledir. ulan aşağılık herif ben bu güne kadar kimseye kötülük yapmadım, ailem de yapmadı, sülalem de yapmadı. e ben de kürt birisiyim. evet pkk var, çok can aldı ama piç herif ölen sadece türk mü? o şehit olan askerlerin içinde kürt yok mu? sen de biliyorsun ki eskiden de vardı şimdi de var. bu ırkçılığın bir şekilde silinmesi gerekiyor ama gel de anlat işte andavala.

    insanı eleştir arkadaşım. türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının hatrı sayılır kısmı kötü ki ülkece belimizi doğrultamıyoruz.gerçekler bu kadar aşikar iken zırvalamanın manası ne? konya maçı öncesi taraftarımız gasp eden piçler ülkü ocakları üyesi. o ocakların hepsi de böyle aşağılık insanlarla dolu. irkçı bir insanın şerefli olması gibi bir ihtimal yok zaten. tüm ırkçıların şerefine sokayım.
  • 332
    bu satırları yazarken hala daha birçok şeyden emin olmadan yazıyorum. dolayısıyla biraz kavam kargaşası yaşadığımı önceden belirtmeliyim. daha doğrusu kavram kargaşası da değil, neyin ne olduğunu bile bilmiyorum belki de.

    pierre webo'nun 8 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçında dördüncü hakem ile olan diyaloğunda maruz kaldığı durumla ilgili ortada muğlak kalmış birden fazla durum var. maçın dördüncü hakemi constantin sebastian coltescu'nun kendisini nitelemek için* kullandığı "negru" kelimesinin ırkçılığa çıkan bir şey olup olmadığını bilmiyoruz. her ne şekilde olursa olsun, ırkçılık anlamıyla da söylese, nitelemek için de söylese kullandığı kelimenin sıkıntılı bir duruma gidebileceğini bilip, ona göre kelimelerini seçmesi gerekirdi. en azından burası kesin. bir kere yaptığı iş ciddi profesyonellik gerektiren bir şey. uefa'nın resmi müsabakalarda hakemler için belirlediği dil ingilizce ve ingilizcede bu ayrım kesin çizgilerle ayrılmış durumda. sırf bu yüzden bile hakeme kuralları çiğnediği için bir ceza gelmesi gerekiyor.

    olayın kendisine gelelim. burada anlamadığım ilk kısım geliyor. mesela negro, negru, nigger gibi çeşitli formda olan ve birkaç harfin değişerek birçok dile geçen bu sıkıntılı kelimenin rumencede de bu şekilde kullanılması dördüncü hakemin biraz şanssızlığı olmuş. bu maçta olmazdı ya, türk bir hakemin yönettiği maçta böyle bir duruma maruz kalındığını düşünelim. pierre webo'nun türkçe bilip bilmediğini ben bilmiyorum. fakat oradaki dördüncü hakem türkçe "siyahi oyuncuya kırmızı kart göster" dese bu kadar hassas olunacağını pek düşünmüyorum. n, e, g ve r harflerinin herhangi bir tanesinin bile bulunmadığı bir kelime "siyahi". bu açıdan bir türk hakemin yönettiği maçta böyle bir kullanım olsa, bu akşam yaşanılan bir durumu asla göremeyebilirdik. türkçe bilmediğini varsaydığım webo, kendisi için kullanılan siyahi kelimesine, "negro" kelimesini duymuş kadar tepki gösterebilir miydi? tabi tepki gösterip göstermemesi önemli de değil, ne amaçla kullanıldığı mühim, burasına elbette katılıyorum.

    kaldı ki türkçe, rumence veya en azından negru kelimesinin rumencede çok masum bir anlama gelip gelmediğini webo dahil hiçbir dünya vatandaşı bilmek zorunda değil. hakemin, eğer ırkçı bir mana gütmediyse de bunu bilmesi gerektiğini düşünüyorum. bu tarz hassasiyetlere değinilmesi gerekiyor. yan hakem webo'yu nitelerken başka bir sıfat kullanabilirdi.

    kullanabilirdi, ama neyi? işte bu kısmı hala aşamıyorum. 10 kişiden fazla yardımcının bulunduğu bir toplulukta, diğer 9'undan daha kolay ayırt edilmesini en kolay sağlayacak bir özelliğinden dolayı, tamamen masumane, saf bir niyetle o kişinin ten rengi belirtilemeyecekse, acaba ne tür bir ifade kullanılmalıydı? mesela yine aynı 10 erkek arasında bulunan bir kadın yardımcıya gösterilecek bir kırmızı kart için yardımcı hakem "kadın olana kırmızı göster" dese cinsiyetçilik mi olacaktı?

    bunu kimseye laf çarpıtmak için değil, bilmediğimden ötürü soruyorum. ya da derdimi şöyle özetleyeyim, "bu hakem webo'yu en kibar tabirle nasıl tarif edebilirdi?"
  • 277
    neredeyse nüfusunun yarısı çocuğunun evleneceği kişiye ırkı yüzünden karşı çıkabilen bir ülkede, yani türkiyede vardır. türkiyede ırkçılık yok diyince ırkçılık olmuyor olsa ben de söyleyim, türkiyede ırkçılık yok. bitti mi ırkçılık? bitmedi. sözlükte bile var yahu.

    adam yiyen orta saha tanımı bile bence ırkçılıktır da, hadi onu geçiyorum. burada futbolcumuza vahabi köpeği de dendi, ırkı yüzünden çirkin yakıştırmalarda da bulunuldu. inkar etmektense sorunu teşhis edip tedavi etmek daha sağlıklı. ırkçılık hastalıktır. ve türkiye de hastadır.
  • 189
    medeniyetin henüz pek uğramadığı, eğitim seviyesinin düşük, doğurganlık oranının, geçim sıkıntısının, kompleksli insan sayısının yüksek olduğu bir coğrafyayla ilgili tespitlerde bulunmak o kadar da ırkçılık değil yav. :)

    afrikalı futbolcular mental olarak eksikler diye bin tane entry vardır bu sözlükte. bunu söyleyince ırkçılık yapmış olmuyorsunuz. araplarla hazırlık maçı yaptığında işte 11 tane o mental yönü sıkıntılı oyuncudan kurulu bir takımla oynuyorsun. bunu eleştirmek de aynı mantık.
  • 375
    kökeninde araplık olan türk oğlu türk biri olarak hem suriye sınırı olan ilimde hem de ülkemde kadınları taciz eden, boş boş dolaşıp milleti rahatsız eden, ülkeye kaçak olarak girip üstüne silah sokan, ülke vatandaşlarını tehdit eden hiçbir insan istemiyorum.

    eğer bu ırkçılık ise dünyadaki en ırkçı insan benim. neye dönüşüyor olduğumuzu gözlerine perde inenler görmüyor zaten de bari tatlı su hümanistleri meczup meczup davranmasın!
  • 347
    ayrımcılığın bir türü olan ırkçılık bir insanlık suçudur. alt metni bir kişinin doğumla kazanılan ırksal özelliklerinden dolayı yaşama ve kendini geliştirme hakkının sınırlı olduğu savıdır. belki de dünyadaki en iğrenç suçtur. pek tabi ki kast ile işlenir. bu suç için kast olmazsa olmazdır. şekle değil de manaya bakmak gerek. çok şık bir hareket de ırkçılık içerebilir bu durumda veya tam tersi lafzı ırkçı olan bir cümle aslında ırkçılık içermeyebilir. dediğim gibi önemli olan kasttır.

    9 aralık 2020 paris saint germain başakşehir maçının hakemi tüm dünyada linç edildi. muhtemelen de kariyeri bitti. peki bu adamın webo'ya olan ifadeleri az önce bahsettiğim kastı taşıyor mu? bence bir insanı gerçekten boşu boşuna yok etti populer kültür. herkes ben ırkçı değilim şovunu yaptı. hakem bir hata yaptı, tüm dünya üzerine piranha sürüsü gibi üşüştü, oysa hatası en fazla patavatsızlık, üsturupsuzca ve düşüncesizlik olarak nitelendirilebilir. webo'yu olmayacak şekilde tarif etti orta hakeme. bence çok talihsiz bir andı kendi adına. webo rahatsız olmuş olabilir, demba ba, kimpembe ve hatta neymar rahatsız olmuş olabilir. ama bu tavır ırkçılık kavramını sulandırıyor. içini boşaltıyor. ırkçılık kastı gütmeyen birine sırf kullandığı yanlış bir ifade yüzünden sen ırkçısın demek gerçekten büyük vicdansızlık. bu adam hayatının sonuna kadar bu etiketi taşıyacak.

    tüm dünya saçma sapan bir konuda el ele verip 1 "bir" kişinin talihsizliğinin üzerinden ırkçılık karşıtıyım etiketini kendine taktı. bu etiketin ne kadar sahte olduğunu ise azıcık hafızamızı zorladığımızda görüyoruz.

    zokora'ya pis zenci denmesi ne de güzel halı altına süpürüldü.
    ya da galatasaray futbolcularına muz sallayan taraftar basın toplantılarıyla ne de güzel savunuldu.
    olimpiyat bayrağımızı kimin taşıdığını hatırlatmaya gerek dahi yok. bakın bu konularda bizim federasyonlar uyudu ama uefa, fifa gibi uluslararası organizasyonlar da kıllarını kıpırdatmadılar.
    tüm basın el ele verip hande sümertaş'a saldırırken ayrımcılığın bir başka cinsi olan cinsiyetçiliği nasıl da sindirdi.

    önce millet bilinç altını temizlesin. siyah tenli olmak ayıp değildir. bir insanın siyah tenli olduğunu tahkir kastı içermeden belirtmek de ırkçılık değildir. oldum olası böyle gösterilerden nefret etmişimdir. bu şovu yapan insanların çoğu gerçekten tepkilerine ihtiyaç duyulduğunda ortada olmadılar, bundan sonra da olmayacaklar.

    saçma sapan bir tiyatro oynandı, en azından türkiye'de. isteyen alkışlayabilir. bence rezalet bir performanstı.

    bu sözlükte de benzeri hatalar yapıldı, yapılıyor... mesela kuzey afrikalı futbolculara. herkes biliyor ki bir hakemin rumen olması nasıl ayıp değilse futbolcunun da kuzey afrikalı olması ayıp değil ama bu sporculara doğdukları bölgeden dolayı disiplinsiz damgası vurmak ırkçılık olmasa da net bir ayrımcılık. çünkü tabiyeti negatif bir sıfat ile bağdaştırıyorsun. takıma kuzey afrikalı futbolcu transfer edilmesin lafı ise bireyin var olma hakkına saldırı olduğu için ırkçılığa daha yakın bir tutum. aslında kasıt disiplinsiz futbolcu almayalım... ama ifadeyi ölçüp biçmek şart. maksadını aşıyor ve objektif olarak ne ifade ettiği önem kazanıyor. napalım şu kelimeleri kullanmış bir çok yazar var, karmalarını ırkçı diye mi değiştirelim?

    bir insanı ırkçılıkla itham çok ciddi hadisedir. o yüzden bu ithamı yaparken karşıdakinin kastından gerçekten emin olmak gerek.

    netice itibarıyla ırkçılığın bir tanımı var ama bir hareketin ırkçılık içerdiği, bir kişinin ırkçı olup olmadığı somut olayın koşulları doğru şekilde değerlendirildikten sonra belirlenmeli. her olay kendi koşullarına bakarak nitelendirilmeli. tabi kaypakça değil. kaypakça yaptığımızda ne oluyor? ırkçılık sahaya yansımadı denip üzeri kapatılıyor.

    eyorlamam bu kadar.
  • 256
    türkiye futbol federasyonu tarafından belirlenen, futbol disiplin talimatı 42. maddesi gereğince malum takımın obi mikel'e yaptığı ırkçılık eylemlerine karşı ki, geçmişlerine bakarsak tek ırkçı eylemleri değil;

    şu tür cezai işlemlerin uygulanması gerekmektedir;

    --- alıntı ---

    madde 42 – ayrımcılık ve ideolojik propaganda

    (1) irk, dil, din, etnik köken ayrımcılığı veya herhangi bir şekilde ayrımcılık yaparak insanlık onurunu zedeleyen,

    (a) futbolculara 4 ila 8 müsabakadan men cezası,

    (b) kulüp yöneticilerine ise 45 ila 90 gün hak mahrumiyeti cezası ve süper lig kulübü yöneticileri için 26.000.-tl’den 105.000.-tl’ye kadar, 1. lig kulübü yöneticileri için 13.000.-tl’den 52.000.-tl’ye kadar, 2. lig kulübü yöneticileri için 10.000.-tl’den 20.000.-tl’ye kadar, 3. lig kulübü yöneticileri için 6.500.-tl’den 13.000.-tl’ye kadar para cezası,

    (c) görevlilere ve diğer kişilere, 4 ila 8 müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı, veya 30 ila 60 gün arasında hak mahrumiyeti cezası, verilir.

    (2) mensupları ve taraftarları 1. fıkrada tanımlanan fiili gerçekleştiren kulüplere ise ayrıca süper lig için 65.000.-tl’den 200.000.-tl’ye kadar, 1. lig için 40.000.-tl’den 100.000.-tl’ye kadar, 2. lig için 20.000.-tl’den 40.000.-tl’ye kadar, 3. lig için 10.000.-tl’den 20.000.-tl’ye kadar para cezası verilir.

    (3) ayrıca ihlalin ağırlığına göre veya tekerrür halinde, kulübe bir veya daha fazla müsabakayı seyircisiz oynama, saha kapatma, hükmen mağlubiyet, puan silme ve ihraç gibi ek cezalar da verilebilir.

    (4) müsabaka öncesinde, esnasında ve sonrasında her türlü ideolojik propaganda yapmak yasaktır. bu yasağa uyulmaması halinde bu maddede belirtilen cezalar uygulanır.

    --- alıntı ---

    eğer ki bu tür yaptırım yetkileri kullanılmaz ve örf pas edilirse, ülkemiz genelinde sporda ırkçılığın önü açılabilir. doğru kararlar alınarak caydırıcı cezaların uygulanması durumunda türk sporu adına doğru bir adım atılmış olur.
  • 355
    rus sporculara (hatta münih flarmoni orkestrası şefi de kovulmuş) yapılanlar ırkçılık gibi görünüyor. 1. dünya savaşı sonrası almanya’ya imzalatılan ayarsız versay anlaşması nedeniyle 2. dünya savaşı çıkmış ve bir delinin politikaları sonucu (o saçma sapan fikirleri milyonlar desteklemiş) bütün dünyada milyonlarca insanın ölümüyle bitmişti. rusya’ya yaptırım uygulanabilir (bir şekilde savaşın önüne geçmek lazım) ama bu kişiler üzerinden acımasız bir şekilde uygulanırsa ancak düşman bir rus halkı yaratılır. putin eninde sonunda tüm dünya bize düşman savıyla desteğini arttırır, yarın finlandiya, isveç (hatta polonya) işgale devam eder. bunun dünyada kimseye faydası yok, kişiler üzerinden iyileşmeyen yaralar yaratmamak gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın