*

resim
Gheorghe Hagi
Görev:Hissedar
Takım:FCV Farul
Yaş:60
Uyruk:Romanya
  • 5877
    ilk entrylerimi hangi başlıklara girmeliyim diye düşündüğümde aklıma ilk gelenlerdendir. türkiye’de resmen bir devir açmış bir devir kapatmış yegâne bir futbol ilahıdır. canlı izleme şansına sahip olmuş bir nesil olarak belki de bu yüzden hiçbir futbolcuyu kolay kolay beğenmiyoruz çünkü oynadığı futbol değil bambaşka bir şeydi. onu anlatmaya kelimelerin yetmediği gerçek bir galatasaray efsanesidir. oynadığı dönemlerde tüm taraftarımız hatta medya bile acaba galatasaray hagi’ den sonra nasıl olacak diye merak içindeydik ve gördük ki hem türk futbolu hem de galatasaray sadece hagi’ den ibaretmiş. suyun karşı tarafı yıllarca pohpohladığı hatta hagi’ den bile daha iyi dedikleri çakmasını arkasına teneke bağlayarak gönderdi. nasıl türkiye’nin bu karanlık dönemden kurtulması için herkes bir mustafa kemal atatürk bekliyorsa bizde galatasaray’ımızın tekrar eski görkemli günlerine dönebilmesi için yeni bir hagi bekliyoruz. işte sadece bu sebeple bile faruk süren efsane başkanlarımızdandır. vizyon sahibi ve iş bitiriciydi. düşünün ki hagi o zaman barcelona’dan alındı. messi‘yi 30 yaşında buraya getirebilecek kimse var mı acaba şu dünyada veya ronaldo’yu. değil 30 yaşında 40 yaşında bile buraya getirebilecek babayiğit yok. işte 20 senede galatasaray vizyonunu beceriksiz yöneticilerin getirdiği nokta burası. fatih terim’e tanınan imtiyazlar ve gösterilen sabrın %10’u hagi’ ye teknik direktörlük yıllarında tanınsaydı eminim ki şuan çok farklı bir galatasaray izliyor olabilirdik. 5 yıl boyunca bizlere yaşattığın tüm güzel anlar ve izlettirdiğin resital için sana binlerce kez teşekkür ediyorum. ne güzeldi seni izlemek, ağızda kalan bir parmak bal tadı misali.
  • 5878
    namıdiğer “gica” , ''karpatlar'ın maradonası'' . rumen futbolunun bugüne kadarki en iyi oyuncusu olarak gösterilen gheorghe hagi, 1965 doğumludur. yaşayan efsane hagi, romanya'da “yüzyılın futbolcusu”, türkiye'de de yıllarca “yılın futbolcusu” olarak gösterilmiştir. orta saha 10 numara mevkisinde oynamıştır. futbolculuk dönemi boyunca uzun mesafe golleri ve frikikleri ile her zaman en iyiler arasında gösterilmiştir. aktif futbolculuk yaşantısının ardından günümüzde teknik direktörlük yapmaktadır.
  • 5879
    sanat, yaratıcılığın ve hayal gücünün ifade ediliş biçimidir. kendisi bir çift gözün, usta ayakların ve fit bir fiziğin içerisinde neler döndüğünü neler düşündüğünü yuvarlak bir cisim olan top vasıtasıyla tüm dünyaya konuşan, oyun sayesinde farklı bir dille iletişim kuran bir sanatçıdır. sanatçılar savruk olur ama disiplin konusunda hassastırlar. agresif olurlar ama hemen kırılırlar, liderlik vasfı taşırlar ama yalnız olmadıklarını hissetmek isterler, uzmanlıklarında en iyisi olduklarını hissederek hizmet ederler ama en iyisi olduklarını hissederek yaptıkları işin bile onaylanmasına ihtiyaç duyarlar. sen burada onaylandın üstelik yeterlilik açısından seni onaylayacak konumda olmayanlar tarafından bile anlaşılarak. teşekkürler galatasaray efsanesi seni sevmek galatasaray'ı sevmeye çok yakın bir his.
  • 5880
    bu adam türkiye’de oynadığı süre boyunca ailesi ile örnek bir aile tablosu çizmiş, saha dışında hiçbir falsosu görülmemiş, türkiye ekonomik kriz üzerine kriz yaşarken görgüsüzlük abidesi futbolcu tayfasının aksine fiat tempra araba kullanan, takım elbisesi ile antranmandan eve evden antrenmana yaşayan bir futbolcuydu. bugün ortaokul/lise ve futbolu dahi bir arada yürütemeyenlerin aksine takım seçimini üniversitesine göre yapan, antrenmanlar, maçlar ve üniversiteyi bir arada götüren bir futbolcudan bahsediyoruz.

    kazandığı para ile ülkesinde futbol takımı sahibi oldu, bölgenin en büyük futbol akademisini kurdu, oyuncu yetiştiriyor, şampiyonluğa oynuyor.

    saha içindeki tavırları ise tam bir katalizör görevi gördü. "takımı kaybettiği zaman ağlamayan yıldız değildir." diyebilecek bir ruhu vardı. fatih terim de saha içerisindeki bu etkisini çok iyi kullandı.

    türkiye’de oynamış gelmiş geçmiş en iyi oyuncu, galatasaray efsanesi.
  • 5882
    https://youtu.be/3_S2SHdLuLU

    socrates dergi youtube kanalının belgesel tadında içeriği olan ne topçuydu ama!' nın son bölümünde incelenen efsanesi. programı atahan altınordu ve ercan taner ikilisi sunuyor.

    atahan: ercan abi bu bölüm ben çok az konuşayım, sen
    ercan: yoo baya konuşalım, soru cevap yapalım. yeni kuşak televizyondan seyrediyor, youtubedan bakıyorlar. biraz daha bilgi sahibi yapalım. ne dersin?

    sözlükte kıyaslamaya girildiği bir güne denk gelmesi de sanırım ayrı bir güzel oldu.
  • 5884
    efsane lakabının* isim babasının ebediyete intikal edişinin ardından söylediği sözler şu şekildedir:

    --- alıntı ---

    futbol ve tüm insanlık için yas günü... adaletsizce ve hızlıca kaybolan bir dahinin ölümünden büyük üzüntü duyuyorum. huzur içinde uyu, tek, diego maradona!

    --- alıntı ---

    https://www.facebook.com/...ts/3436206919749047/

    allah sana uzun ömürler versin el commandante!
  • 5886
    benim için, futbol takımımıza gelmiş ve gelecek olan yegane büyük isim olarak kalacak bir yıldızdır kendisi.

    100. yılda 2 ay önce vefat eden dedemin aldığı formamın arkasına yazdırdığım isimdir ayrıca. ondan sonrasında aldığım hiçbir formaya da isim yazdırmadım, yazdıracağımı da düşünmemekteyim.

    benim en çok sevdiğim golünü de burada paylaşmadan edemeyeceğim. herkesin ilk 5 gol arasında sayacağı gibi taksi tutsan 20 lira yazacak mesafeden monaco'ya attığı gol izlediğim en şıklarındandı.

    sen bari çok yaşa karpatların maradonası...
  • 5888
    türkiye'de, doğal olarak galatasarayımızda futbol oynayan tüm zamanların en özel futbolcusudur. gerçek bir dahidir. bunu her galatasaraylı ve dahi her fenerbahçeli bilir fakat fenerli olan kendine bile itiraf edemez. alex de souza'nın türkiye'de fenerbahçe formasıyla oynamış ve suyun karşı tarafının dandik standartlarına göre başarılı olmuş olması da hagi'mizin adı için belki de bir şanstır. alex'i sürekli komutanımızla kıyaslamaları, onun gerçek bir fenomen olduğunun gizli ispatıdır. rıdvan "şeytan" dilmen bunun herkesten önce farkında varmış, gündeme gelen gelmeyen her yabancı forvet arkası için "bi alex değil" kalıbını uydurarak bu süreci kopyalamaya çalışmıştır.

    hagi karşılaştırılacaksa ancak maradona ile kıyaslanabilir. bunun öncelikli sebebi, hagi öyle alex de souza, cassio de souza soares lincoln, wesley sneijder, sergen yalçın gibi mevki ismiyle tanımlanabilecek bir futbolcu değildi. hagi tüm sahanın ayrılmaz bir parçasıydı, saha da hagi'nin. tahtaya bakmadan satranç oynar misali top ayağındayken kimsenin düşünemediği hamlelere karar verir, bununla kalmaz uygulardı. hagi'nin bir şey denediğini göremezdiniz. o yapardı. attığı şut, çalım başarıyla sonuçlanmadığında bunun sebeplerini üstüne düşünmeksizin çözerdi, yüzünde taze ofsayta düşmüş ümit karan bakışı, köşeye atmaya çalıştığı top z sırasına gitmiş hakan şükür bakışı gibi yavan şeyler göremezdiniz.

    temmuz '96 sonunda bir gün show tv'de altyazı geçti. "galatasaray hagi'yi istanbul'a getirdi. ayrıntılar az sonra..." başında gheorghe falan yok. o hagi'yi abd '94 dünya kupasında izlemiş, futboluna aşık olmuştuk. o olduğuna inanmadım. inanamadım daha doğru. babam birkaç günlüğüne şehir dışına gittiğinden haberleri takip edemiyordu. bir süre sonra ev telefonundan yaptığımız konuşmayı tüm detaylarıyla hatırlıyorum:

    - kimseyi aldık mı oğlum ya? takım çok iyi olmadı sanki.
    - valla baba hagi'yi getirmişler.
    - barcelona'dan mı?
    - bilmiyorum ki.
    - yok ya değildir oğlum o başka bir hagi'dir. durduk yere heyecan yaptırıyorsun.
    - olabilir haberim yok. var mı ki başka hagi?
    - ben de bilmiyorum.
    - neyse.

    meğersem barcelona'daki hagi'ymiş. imza töreninde görene kadar inanmadık.

    iyi ki geldin hagi. keşke seni daha detaylı aktaracak kadar teknik bilgim olsa. ama 5 sezon izledim ya her hareketini. o da yeter.
  • 5892
    sene 1994-95 filan, küçüğüm daha o zamanlar. ilk defa bir arkadaşımın evinde yatılı kalmak için son hazırlıklar yapılıyor evde. şortlar tamam, tişörtler tamam, ayakkabı, terlik her şey tamam. heyecan zaten tavan yapmışken telefon çalıyor, arayan malum arkadaş ve top oynar mıyız diye soruyor. oynarız tabi diyorum ama içimden de iki taştan kale, bir tane dandik plastik top ne var bu kadar büyütecek diye geçiriyorum. neyse bizimkiler beni bıraktılar arkadaşın evine. akşamüstü saat 6:30-7:00 civarı, antalya sıcağında top oynanacak en güzel vakitlerden. ayağımın tozuyla çıkıyoruz top oynamaya. ben dar bir asfalt yol, karşılıklı taştan iki kale ve plastik bir top beklerken, karşımda toprak ama yer yer çimen denemeyecek yeşilliklerin olduğu, engebeli, derme çatma da olsa kale direkleri olan bir saha buluyorum. sevinçten çıldıracağım resmen, bir an önce takımlar kurulsun maça başlayalım diye sabırsızlanıyorum. düşünsenize üç korner bir penaltı değil çünkü korner kullanılabilecek bir alan var, taş üstü, adamın gol diyor, bel üstü gibi tartışmalar bir kenara bırakılıp sadece futboluna odaklanabileceğin bir ortamdasın. o zamanlar için inanılmaz bir lüks. neyse maç başladı. ben klasik forvet arkası, 10 numara pozisyonunda akıyorum. goller, asistler filan derken, etrafta kim bu yabancı çocuk fısıltıları yavaş yavaş yüksek sesle dillendirilmeye başlıyor. hafiften bir gurur var ama ben bozmuyorum oyunumu, kulağımı dışarıya kapamış mücadeleme devam ediyorum. sonra bir korner pozisyonunda seken topa gelişine vuruyorum, iyi de yere gidiyor namussuz. gol! o an içlerinden biri (benden biraz daha büyük olduğunu düşünüyorum) “abi adam haci gibi” diyor. o büyülü ismi ercan taner’in anlatımında önce ilk defa orada duyuyorum ama anlam da veremiyorum bir yandan. kim acaba bu haci diye düşünüyorum. kafama yatan en makul senaryo; o sıralar gaziantepspor’da oynayan hacı diye bir orta saha var, onu kastetti heralde diyorum ve uzatmıyorum konuyu. zaten istesen de uzatamıyorsun, o sıralar ne bilgisayar var ne de internet. evdeki en teknolojik aletler televizyon ve telsiz telefonlar. aradan biraz vakit geçiyor. 1996 yılının temmuz ayının sonu hagi diye birini transfer ediyoruz. ilk maçında, ayağının tozuyla frikikten trabzon’a golünü atıyor. maçın özetini izledikten sonra “abi adam haci gibi” sekansı bir an gözümün önünden geçiyor. daha kim olduğunu bilmeden seninle aynı cümlenin içinde anılmak, seni kanlı canlı izleyebilmek ve bizlere yaşattığın tarifi olmayan mutluluklar… iyi ki bizimleydin gica.
  • 5897
    kariyerinde toplam 23 kupa şampiyonluğu bulunan galatasaray efsanesi.

    futbolcuyken 19 kupa kazanmıştır:

    3 romanya lig kupası
    2 romanya kupası
    4 ispanya süper kupası
    4 türkiye lig kupası
    1 türkiye kupası
    2 türkiye süper kupası
    1 uefa kupası
    2 uefa süper kupası

    teknik direktörken 4 kupa kazanmıştır:

    1 türkiye kupası 2004/2005
    1 romanya lig kupası 2016/2017
    1 romanya kupası 2018/2019
    1 romanya süper kupası 2019/2020

    an itibariyle fc viitorul constanta takımında hem başkanlık hem teknik direktörlük yaparak kariyerine devam etmektedir.

    kaynak 1: https://www.transfermarkt.com.tr/...erfolge/spieler/7939
    kaynak 2: https://www.transfermarkt.com.tr/...i/erfolge/trainer/85
  • 5898
    basardiklari bir yana, gol kacirdiginda ya da istedigini yapamadigi anlarda gösterdiği hirsi, söylenmeleri, cirpinislarina esas asiktim. zaten şimdilerde en büyük eksiklik de boyle hırsla ve istekle mücadele edenleri pek göremiyor oluşumuz degil mi? bambaşka bir boyuttaydı ve bize çok ulaşılmaz rüyaları yaşattı. hala özlüyorum stat hoparlorunden "10 numara gheorgheeee" anonsunu duyup karsiliginda "hagiiiii" diye inleyen tribünleri.
  • 5900
    yetenekleriyle insanlara futbol resitali izletmenin dışında lakabıyla coğrafya bilgisi de aşılayan efsane.

    hagi, nam-ı diğer karpatların maradonası. bunu merak eden her çocuk karpatlar diye araştırır ve karşısına şu bilgi çıkar:

    "karpat dağları, doğu avrupa’da bir dağ silsilesi. viyana yakınlarında bratislava’da başlayıp kuzeydoğuya doğru bir yay biçiminde uzanarak polonya’nın güneyinden ve ukrayna’nın güneybatı kesiminden geçip güneydoğuya, romanya topraklarında ramnicu sarat yakınlarında batıya kıvrılır ve tuna üzerinde demirkapı denilen bölgede son bulur. macaristan'ı çok geniş ve açıktan çevreleyen bir yay biçimindedir."

    her galatasaraylı karpatların yerini avucunun içi gibi bilir. hagi sayesinde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın