10655
benim oğlan 24 ocak 2020'de doğdu. babasının 21 yıl boyunca göremediği kadıköy galibiyetini daha 30 günlükken, 23 şubat 2020'de yaşadı yani. tabii o sırada ali koç'tan daha fazla altına doldurmakla meşgul olduğu için pek bir şey anlamadı ama olsun. ayağı uğurlu geldi keratanın.
6 şubat 2021. benim oğlan, 1 yaşını dolduralı 2 hafta olmuşken 2. kadıköy galibiyetini yaşadı. ben evde maçlara bağırıp çağırdığım için korkudan ağlayarak karşıladı zaferi ama olsun. suyun karşı yakası gibi çirkeflikten ağlayacağına sevinç kaynaklı ağlamak daha evla değil mi zaten?
8 ocak 2023. 3. yaşını doldurmasına 16 gün kala 3. kadıköy zaferini gördü oğlan. babalar "benim yaşamadıklarımı evladım yaşasın" der ya, o hesap. 3 yaşa 3 kadıköy deplasman galibiyeti sığdırdı velet. artık ufaktan maçları, galatasaray'ı anlamaya başlamıştı. o dönem yaşadığımız yer de silme galatasaraylı olunca konvoylarla, sokaklara taşan sevinç gösterileriyle zehir artık kanına girmeye başladı diyebilirim.
30 mayıs 2023. takım ankaragücü deplasmanında şampiyonluğunu ilan ediyordu ve biz kısa bir süre önce ankara'ya taşınmıştık. takımı uğurlamaya havaalanına gittik. 3,5 yaşındaki oğlum hayatında ilk defa şampiyonluk gördü, galatasaray takımını havaalanında karşıladı, aşkın olayım tezahüratlarına eşlik etti, icardi diye bağırdı, kerem aktürkoğlu'na taraftarı selamlaması için seslendi. etrafta duyduklarını taklit ediyordu sadece ama meşaleler, sevinç gösterileri, şarkılar ve esenboğa'yı boyayan sarı kırmızı artık onu geri dönüşü olmayan yola sokmuştu. net bir şekilde bir aslan doğuyordu.
7 nisan 2024. o sezon kadıköy galibiyeti göremesek de fenerbahçe'ye karşı yine epik bir hikaye yazıyorduk. benim oğlan artık sarı kırmızı forması içinde, kendi uydurduğu "en büyük cimbombom abiler" tezahüratıyla ekran başındaydı. bir buçuk ay sonra şampiyonluk kutlaması için sokaklardaydık. 4,5 yaşındaki oğlum 3'ü kadıköy'de olmak üzere 5 fenerbahçe galibiyeti görmüş, yanına 2. şampiyonluğunu eklemişti.
entry tarihi itibariyle 5. yaşını dolduralı 3 ayı biraz geçti. bu süre zarfında formasından eşyalarına kadar tam bir galatasaray donanımı edindi, evin yanı sıra kreşteki arkadaşlarından ve youtube'dan galatasaray'la ilgili bir sürü şey öğrendi. arada osimhen formasını giyip "cimbom galatasaray" marşlarıyla evde terör estiriyor. benim bilmediğim yeni nesil trap marşları bile ezberden söylüyor. tabi 2 kadıköy galibiyeti daha ekledi hafızasına. bir aksilik olmazsa 1 ay sonra 5,5 yaşında 3. şampiyonluğunu görecek. inşallah ilk ztk kupasını da.
çocuk şimdi youtube'dan ne zaman rastgele bir galatasaray maçı açsa ya fenerbahçe'yi yenişimizi izliyor, ya da sıradan bir anadolu takımına 5-6 atışımızı. arada tottenham galibiyeti denk geliyor. galatasaray'ın dünyadaki en büyük takım olduğundan çok emin, mağlubiyete neredeyse hiç denk gelmedi çünkü aklı ermeye başladığından beri. olanları da yol kazası sayıyor, bir sonraki maçta kazanacağız diye hırslanıyor.
sıradan bir galatasaray taraftarının gelişimini kendi oğlum üzerinden anlatmaya çalıştım. çünkü hikaye hep benzer. ben o yaşları yaşarken, yani 80'lerin sonlarında ve 90'ların başlarında durum buna yakındı. 90'ların sonunda doğanlar avrupa zaferine açtılar gözlerini. 2000'lerde doğanlar rakip takım yüzünden biraz üzülse de 2010'lu yıllarda acılarını fazlasıyla telafi ettiler ve babalarından duydukları hikayelerin doğruluğunu teyit ettiler. o yüzden, rakip takımlar ve taraftarlar açısından şu sorunun cevabı yok:
taraftarı bu hikayelerle büyüyen bir takımı nasıl geçeceksin?
geçemezsin işte. o yüzden de geçemiyorlar.
6 şubat 2021. benim oğlan, 1 yaşını dolduralı 2 hafta olmuşken 2. kadıköy galibiyetini yaşadı. ben evde maçlara bağırıp çağırdığım için korkudan ağlayarak karşıladı zaferi ama olsun. suyun karşı yakası gibi çirkeflikten ağlayacağına sevinç kaynaklı ağlamak daha evla değil mi zaten?
8 ocak 2023. 3. yaşını doldurmasına 16 gün kala 3. kadıköy zaferini gördü oğlan. babalar "benim yaşamadıklarımı evladım yaşasın" der ya, o hesap. 3 yaşa 3 kadıköy deplasman galibiyeti sığdırdı velet. artık ufaktan maçları, galatasaray'ı anlamaya başlamıştı. o dönem yaşadığımız yer de silme galatasaraylı olunca konvoylarla, sokaklara taşan sevinç gösterileriyle zehir artık kanına girmeye başladı diyebilirim.
30 mayıs 2023. takım ankaragücü deplasmanında şampiyonluğunu ilan ediyordu ve biz kısa bir süre önce ankara'ya taşınmıştık. takımı uğurlamaya havaalanına gittik. 3,5 yaşındaki oğlum hayatında ilk defa şampiyonluk gördü, galatasaray takımını havaalanında karşıladı, aşkın olayım tezahüratlarına eşlik etti, icardi diye bağırdı, kerem aktürkoğlu'na taraftarı selamlaması için seslendi. etrafta duyduklarını taklit ediyordu sadece ama meşaleler, sevinç gösterileri, şarkılar ve esenboğa'yı boyayan sarı kırmızı artık onu geri dönüşü olmayan yola sokmuştu. net bir şekilde bir aslan doğuyordu.
7 nisan 2024. o sezon kadıköy galibiyeti göremesek de fenerbahçe'ye karşı yine epik bir hikaye yazıyorduk. benim oğlan artık sarı kırmızı forması içinde, kendi uydurduğu "en büyük cimbombom abiler" tezahüratıyla ekran başındaydı. bir buçuk ay sonra şampiyonluk kutlaması için sokaklardaydık. 4,5 yaşındaki oğlum 3'ü kadıköy'de olmak üzere 5 fenerbahçe galibiyeti görmüş, yanına 2. şampiyonluğunu eklemişti.
entry tarihi itibariyle 5. yaşını dolduralı 3 ayı biraz geçti. bu süre zarfında formasından eşyalarına kadar tam bir galatasaray donanımı edindi, evin yanı sıra kreşteki arkadaşlarından ve youtube'dan galatasaray'la ilgili bir sürü şey öğrendi. arada osimhen formasını giyip "cimbom galatasaray" marşlarıyla evde terör estiriyor. benim bilmediğim yeni nesil trap marşları bile ezberden söylüyor. tabi 2 kadıköy galibiyeti daha ekledi hafızasına. bir aksilik olmazsa 1 ay sonra 5,5 yaşında 3. şampiyonluğunu görecek. inşallah ilk ztk kupasını da.
çocuk şimdi youtube'dan ne zaman rastgele bir galatasaray maçı açsa ya fenerbahçe'yi yenişimizi izliyor, ya da sıradan bir anadolu takımına 5-6 atışımızı. arada tottenham galibiyeti denk geliyor. galatasaray'ın dünyadaki en büyük takım olduğundan çok emin, mağlubiyete neredeyse hiç denk gelmedi çünkü aklı ermeye başladığından beri. olanları da yol kazası sayıyor, bir sonraki maçta kazanacağız diye hırslanıyor.
sıradan bir galatasaray taraftarının gelişimini kendi oğlum üzerinden anlatmaya çalıştım. çünkü hikaye hep benzer. ben o yaşları yaşarken, yani 80'lerin sonlarında ve 90'ların başlarında durum buna yakındı. 90'ların sonunda doğanlar avrupa zaferine açtılar gözlerini. 2000'lerde doğanlar rakip takım yüzünden biraz üzülse de 2010'lu yıllarda acılarını fazlasıyla telafi ettiler ve babalarından duydukları hikayelerin doğruluğunu teyit ettiler. o yüzden, rakip takımlar ve taraftarlar açısından şu sorunun cevabı yok:
taraftarı bu hikayelerle büyüyen bir takımı nasıl geçeceksin?
geçemezsin işte. o yüzden de geçemiyorlar.