*

  • 9353
    25 temmuz 2023 zalgiris galatasaray maçından sonra suni cimi, kampi bahane etmeyin takim yerlerde surunuyor diyenleri adeta galatasarayliliktan aforoz eden, zaten bir sonraki mac 5 atacagiz diye herkesi bastiran kesmi ne dusunuyor cok merak ediyorum. bir de bu ustun ongoruye sahip arkadaslar olimpija ljubljana'ya kac atacagiz soylerlerse ona gore rahat mac izleyelim. mevcut durumda ben baya gerginim.
  • 9354
    2 ağustos 2023 galatasaray zalgırış maçı'nda hiç etkili değildik. taraftarda rehavete kapılmış biz bunlara beş sallarız diye mi düşündüler bilemiyorum. dakika 80 takım göt zoruyla hücum ediyor rakip basıyor tribünler hala beste giriyor sanki 5-0 öndeymişiz gibi. bizim top yekün bi reset yememiz lazım yoksa çok üzülürüz. hull city maçının 10'da birini oynasak adamları kevgire çevirmiştik. 1 ayda bu kadar geriye gitme normal değil. kadroda değişiklik de yok aynı oyuncular atom karıncamız dışında.
  • 9357
    2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı‘nda tribünde bulunan ve başını ultraslan’ın çektiği büyük bir grubu ağır sıçmış olan taraftardır. rakip son dakikalarda baskı kurmuş beraberliği arıyor, biz iyice geriye yaslanmışız, önce telefon ışıklarını yaktılar. yetmedi yerine sevemem söylediler. yetmedi, ne alakaysa aşkın olayım söylediler ya. ve bunların hepsini 80+’dan sonra yaptılar.

    güney tribününde maça mı gidiyorsunuz kapalı ortam kahvehaneyi mi giriyorsunuz belli değil. açık havada o kadar sigara içiliyor ki, nefes almak çok ama çok zor. zaten hava nemli, dün bir ara resmen nefessiz kaldığımı hissettim. kombinesini doğu üst’e taşıyan arkadaşımla maç sonunda buluştuk. sizin tribünde durum nasıl diye sordum, orası da aynı dedi, açık havada diye zıkkım gibi sigara içiliyor ve hiçbir şekilde sigara içmeyen insanlar düşünülmüyor. anlayacağınız, sigara içmiyorsanız ve bu sıcaklarda maça gitmek gibi bir niyetiniz varsa, gitmeyin. galatasaray’ı ne kadar sevseniz de gitmeyin zira hiçbir şey sizin sağlığınızdan kıymetli değil. galatasaray yönetimi’nin de bu duruma acilen çare bulması gerekiyor.
  • 9358
    2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçında tribün net sınıfta kalmıştır. ilk maçta 3-5 bin kişiyle zalgiris taraftarının yaptığını yapamamıştır. rakip mi hafife alındı yoksa ilk maçın skorunun gerilimi mi vardı bilmiyorum ama ikisi de birbirinden kötü. rakip hafife alınıyorsa telafisi olmayan bir maç olduğunu hatırlamak gerek. ilk maçtaki skorun gerginliği var ise daha kötü, o zaman taraftar neden maça gider? görevi nedir? rakibi boğmadıktan sonra tribünün ne anlamı var?
  • 9359
    dünkü maçta berbat bi' performans sergilemiş taraftar. storyci tayfa ağırlıktaydı tahmin ediyorum. tabii ki eski ali sami yen ile kıyaslamak çok yanlış orada maçı yeni açık ya da kapalı üstte izleyeceğim deyip de tezahürata katılmazsanız kafanıza tokmak yerdiniz ama dün gece kendi vasat performansının da altında kalmış. git gide cehennem de çıkıp rakipler için adeta cennete dönüşüyor. buna bi' çare bulmak lazım.

    (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı)
  • 9360
    tatil ve ekonomik durumundan mütevellit büyük ihtimal tribünü gurbetçiler doldurmuştur.
    çok fazla dert etmeyelim, sezon başladığında fabrika ayarlarına dönecektir.
    dönmezse de yapacak bir şey yok, bu ekonomide tribün kitlesi de değişir.
    tıpkı ali koç geldikten sonra malum takımın tribünlerinin değiştiği gibi.

    (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı)
  • 9363
    28 yıl olmuş maçlara gitmeye başlayalı, benden çok daha eski başlayanlar var lecce gibi.
    sambaci arif var mesela.
    neyse konumuza dönecek olursak, sezonun ilk maçları hep böyle olur.
    takım isteksiz, taraftar baygın olur.
    yani mesela kasım ayındaki maç gibi olmaz sezonun ilk maçı.
    o agresiflik, o hissiyatı alamazsınız.
    o yüzden 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçındaki taraftara laf söylerken bunları da bir düşünün derim.
  • 9364
    https://twitter.com/...057238253346817?s=20

    416'da izledim maçı. elemanın biri önümde belki de neredeyse her korneri videoya aldı. sadece bu gol hariç ahahahaha

    (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı) taraftarı hakkında da birkaç kelam edeyim. hava o kadar sıcak ve nemliydi ki yapış yapış oluyordun tribünde. e öncesinde de alkol vs. varsa baygın şekilde gitti maça normal olarak. ilk maçlar bu şekilde oluyor zaten. hava hafif serinlemeye başlasın ve lig ilerlesin de o boğucu gücü göstermek zor değil.
  • 9365
    bazen iyi bir genç futbolcu gördüklerinde "biz teklif yapmayalım değeri 12-13 milyon euro olunca teklif yaparız" gibi kendimize laf sokmalı paylaşımlar yapıyorlar.

    öncelikle bu tip futbolcular atıyorum porto, benfica, ajax gibi takımlara zaten ilk transferlerini en az 8 milyon eurodan başlayarak yapıyorlar. öyle 1 veya 2 milyon euro arası gidenlerin büyük bir kısmı tutmuyor çoğunlukla.

    bir genç futbolcu gördüğümüzde; bunun mali koşullarının çok düşük olmayacağını ya da oyuncuyu ikna edemeyeceğimizi bilmesi gerekiyor taraftarımızın.
  • 9366
    elbette zalgiris'e elenmek gibi bir düşünce aklımın köşesinden geçmedi.
    (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı)
    östersunds-vol2 olurdu gerçekleşseydi.
    lakin öyle "dışarda 3 içerde 5 atarak" elememizi de istemiyordum.
    çünkü hazırlık kampı başlayalı 1 ay civarı oldu, bir yandan sürekli yapılan yüklemeler, bir yandan havanın sıcaklığı, diğer yandan devam eden transfer süreci, hala takıma katılması hedeflenen isimler, belki bir ya da birkaç oyuncuyla vedalaşma durumları....vs...
    beklentim bu karışık dönemi en az hasarla (elenmeden) atlatabilmek ve bunu mümkünse uçan kaçan bir oyuna evrilmeden (tabi şimdilik) yapabilmekti.
    çok şükür şu ana dek öyle de oluyor.
    ben oldum olası yazın gelene geçene 3-5 tane sallayan bir takım görmek istemeyen biri oldum. takım yavaş yavaş ritmini bulmalı, ve düşük eğimli bir eğri ile ekim-kasım döneminde hatırı sayılır bir seviyeye gelmeli.
    ha, bu süreçte önemli olan ne kadar hasar alacağımız.
    kendimizi kasım'a minimum hasar ile, ligde potadan düşmeden, avrupa'da hedefsiz kalmadan atabilirsek sonrasının daha iyi olacağını düşünüyorum.
    bu anlamda galatasaray taraftarından da sabırlı olmasını bekliyorum...
    (bkz: 2023-2024 sezonu)
  • 9369
    düzgün yönetim gelince ayarları bozulan taraftar grubu.

    yönetim o kadar iyi işler yapıyor ki kadro anlamında(özellikle oyuncu tercihleri) artık aldığımızdan daha fazla gitmesi gereken veya gitmesini istediğimiz "potansiyelli" oyuncular konuşuluyor. her mevki için şu parayı veren alsın, şu kadar eder, takıma uyumsuz, disiplinsiz, bu takım için yetersiz(bu yazılanlar spesifik bir kişiye gönderme değildir.) gibi bir çok argüman ile gönderilmesi istenen ya da düşünülebilen oyunculara sahibiz. bence bu yönetim taraftara yaramadı. oturup karar verecek kişiler yönetim ve teknik ekip zaten. aslında arkaya yaslanıp yapılanmayı izlemek yerine bu ne olacak şu gitmeli bu gelmeli diye diye kendimizi yoruyoruz. ben kendi adıma saldım, erden timur da okan buruk da aklı başında insanlar ve iyi çalışıyorlar. transferde de her anlamda koordineli bir çalışma sergilediklerine eminim. güvenip arkaya yaslanınca o kadar rahatlıyor ki insan, hele bir de güvenebileceğimiz yöneticiler olunca, cidden iyi geliyor. bu şekilde iyi çalışan bir yönetim-teknik ekip ikilisi zor bulunur, tadını çıkarmak lazım...
  • 9370
    iki senedir ne istediyse olmasına rağmen hala mutlu olmayan taraftardır. yıldız oyuncu istediler kralı geldi, güzel oyun istediler kralı oynandı, derbi galibiyeti istediler sadece bir derbi kaybettik, yardımcı antrenör dediler en iyisi alındı, hakemi de yenmek istediler koca sezon yene yene bir hal olduk, arazi istediler hepsi alındı, tesis istediler o da yolda, stat koltukları boyansın dediler o da yapıldı, sponsor dediler şehir efsanesi socar dahi sponsor oldu, bu transfer döneminde kim isteniyorsa alındı... ee daha ne isteniyor ben anlamadım. ciddi manada bir şımarıklık hali mevcut. "galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri sevmez" diyen koca koca adamlar efekan, berke can, elina nur, damla su, jujitsu, ebubekir sıddık bebek gibi şımarıyor. az biraz kendinize gelin artık.*
  • 9371
    şımarıklıkla itham edilen kesimi genellikle kulübün mali ve sportif geleceği açısından daha temkinli gitmeyi doğru bulan, yorganı ayağına göre uzatma tarafında olan taraftarıyken; bu kesimi şımarıklıkla itham eden kesimi, "madem ki taraftarım, o zaman en büyük yıldızların hepsini aynı anda sahada görmek benim hakkım" kafasıyla düşünmektedir.

    nitekim hepimiz galatasaray'ın iyiliğini istiyoruz. bu suçlayıcı tondan çıkıp, polarize olmayı bırakmamız lazım.
  • 9372
    şımarıklık, kibir vs. gibi şeylerden ziyade hedef belirleme hususunda sadece bir sene içerisinde yoğun dalgalanmalar yaşayan bir taraftar topluluğuyuz. bunun aslında istisnası yok, her bir galatasaray taraftarı hemen hemen bu problemi yaşıyor. galatasaray taraftarı 12 aylık zaman diliminde galatasaray futbol takımı açısından başarı kriteri belirlemede ve ortaya hedef koymakta her zaman sıkıntılar yaşamıştır. kendimi bildim bileli hedefler arasında hep uçurum olmuştur.

    2005-2006 sezonunda mucizevi bir şekilde şampiyon oluyoruz, 2006 yaz transfer döneminde yöneticiler de taraftarlar da "hedef atina" diyerek bir sonraki sezon şampiyonlar ligi finalinin oynanacağı şehri işaret ediyorlar. 2005 yaz'ında bir sonraki sezon için lig şampiyonluğunu bile çok zor gören, sezon içerisinde tromsö'ye elenen takımın taraftarı olarak, bir şampiyonlukla hedefi şampiyonlar ligi finali olarak belirliyoruz. 2007-2008 sezonunda teknik direktörsüz, çok zor şartlar altında, gerektiğinde 11 türk ile sahaya çıkarak olağanüstü bir şampiyonluk kazanıyoruz; 2008 yazında 2008-2009 sezonu için hedefi şampiyonlar ligi şampiyonluğu olarak koyuyoruz, kadıköy'deki uefa finalini kötünün iyisi olarak değerlendiriyoruz. ikisi de olmuyor tabii. bu bakış açısının en yoğun olduğu dönem ünal aysal'ın başkanlık dönemi. 2010-2011 sezonunda birçok "acaba" yaşamış, ligi güç bela sekizinci bitirmiş bir takımın taraftarı, 2011-2012 sezonunda kazanılan bir türkiye şampiyonluğuyla, 2012 yaz aylarında şampiyonlar ligi şampiyonluğunu hedef olarak koyuyor bir sonraki sezon için. bu da tabii ister istemez kısmi bir burnu büyüklük yaratıyor. "fatih terim ile ulusal düzeyde olur ama şampiyonlar liginde olmaz", "şampiyonlar liginde oynayacak takımın transferleri burak ve amrabat mı olur" gibi eleştiriler başlıyor birden. çok hızlı, kontrolsüz ve anlamsız bir şekilde hedefler belirlenince, bu tuhaf hedeflerin altında kaldığı düşünülen hamleler memnuniyetsizlik yaratıyor.

    2023 yaz dönemini 2012 ve 2013 yıllarının aynı takvim dönemine çok benzetiyorum. ünal aysal yok, dursun özbek ve erden timur var. fatih terim yok, okan buruk var. 2021-2022 sezonunu 13.sırada bitirmiş, bir ara ciddi olarak bir alt lige düşme tehlikesini yaşamış takımın taraftarı olarak, geçtiğimiz yılın temmuz ve ağustos aylarında 2022-2023 sezonu için türkiye ligi şampiyonluğunu dahi ulaşılması zor bir hedef olarak görüyorduk. bu hedefe ulaştık, şampiyon olduk; sezon biter bitmez 2023-2024 sezonu için hedef şampiyonlar liginde yarı final/final vs. olmaya başladı taraftarlar için. bu hedef doğrultusunda kafa yorulmaya başlandı, hayaller kuruldu. bu denli büyük dalgalanmalar, hedefler arasında sadece bir sezon içerisinde oluşan uçurumlar bana mantık dışı geliyor. 2022'nin yaz aylarında transfer edebilsek herkesin havalara uçacağı isimler, 2023'te "bunlarla mı şampiyonlar liginde finallere yürüyeceğiz?" şeklinde eleştirilerin muhatabı oluyor. angelino, k. demirbay, bakambu vs.

    10 sene önce ortaya konan hedeflerin absürtlüğü yüzünden eleştirilen isimler başkaydı ama işleyen mantık bugünkü ile aynıydı. bir sene önce lig şampiyonluğunu çok isteyen ve bunu başarı hedefi olarak ortaya koyan bir takım, bu şampiyonluğu elde ettikten sonra bir sonraki sezondaki hedefini şampiyonlar ligi şampiyonluğu veya uefa avrupa ligi şampiyonluğu olarak koyamaz. futbol bu kadar basit ve kolay bir spor dalı değil. bu hedefler arası uçurumdan dolayı bazı transferler memnuniyetsizlik yarattığı gibi, okan buruk için de "lig için idare eder, ligde zamanında hamza hamzaoğlu da yetmişti. ama avrupa'da sınıfta kalacak, vasatlığı ortaya çıkacak" gibi mırıldanmalar başladı. bu mırıldanmaların benzeri on sene önce fatih terim için yapılmıştı. "lig için iyi ama şampiyonlar ligi için sıradan". bu yanlış. makul değil, mantıklı değil. galatasaray kısa vadede gerçekleşmesi imkansız hayallerin peşinden sürüklenirken; bu mantık dışı hedefleri baz alan taraftarlar, yöneticiler ve bazı kongre üyeleri galatasaray'da başarılı olan ve ortaya makul hedefler konulduğu takdirde daha da başarılı olma potansiyeli yüksek isimleri yıpratıyorlar. yoruyorlar, hedef tahtası haline getiriyorlar. okan buruk'u, erden timur'u, diğerlerini. bunu yapmamalıyız. buna önayak olmamalıyız. kademeli bir gelişime inanmalı, bu doğrultuda ortaya çok daha gerçekçi hedefler koymalıyız.
  • 9373
    galatasaray'ın yüksek fiyata oyuncu satamaması ve lucas torreira başlıklarından sonra nereye yazacağıma emin olmadığım için bu başlığın daha doğru olduğunu düşünerek buraya yazıyorum.
    yazacaklarım tartışmalı, sinir bozucu gelebilir ama fark ettim ki gözden kaçırmamamız gereken bir gerçeklik.

    tanım: ruhunun fakirleştirilmesine izin vermemesi gereken taraftar gurubu.
    bunu yaparken de organize propogandalarla yıpratacak yalı politikalarına kanmaması gereken tutku paydaşlarımız.

    ülke şartları herkesin içinden geçiyor, geleceğinde bir bölümü çoktan çalındı. bunlarda hem fikiriz, fakat şartlar ne olursa olsun insan ruhunun fakirleştirilmemesine izin vermemelidir. basit zevkler, müzik, kitap, yürüyüş...

    ne olursa olsun ruhunuzu beslemeniz gerekir.

    aksi takdirde en ufak bir keyifte aman o böyle bozulabilir endişesiyle başka bir konforunuzu feda etmeye başlarsınız. aman burada üyelik var öbürü de olmasın, aman a var o zaman b'yi kapatayım.
    neden ikisinin de keyfini sürmeyesiniz ki?

    bakın televizyonlarda bik bik konuşanların çoğu ruhu fakirleşmiş, hayatı solmuş insanlar. cebinde para olsa bile keyifle harcamayı kendine zulüm gören insanlar. etrafınızda da vardır çok, deli gibi para kazanır ama ot gibi yaşar. zevk aldığı birşeye harcama yapınca pişman olur filan. (bu cimrilik değil, cimriler keyfine para harcar ama başka şeylerden kısar vs vs ama keyfine çatır çatır harcar, bir de borç vermez * , herkese 1 doz lazım )

    bunları niye yazıyorum; müthiş bir kadro kuruluyor da ondan. bakın öyle böyle bir mevzu değil, tüm fm, fifa fanatiklerinin wildcard'ı artık galatasaray . normal şartlarda oyunlarda bile kurulamayacak çeşitlilikte ve çeşnilikte bir kadro kuruyoruz.

    joa felix sequeira için yüz ekşitme konforuna sahibiz. ama neymiş oyuncu satmalıymışız... hayır efendim hayır, gayette para girişi var ve aciliyetimiz yok. neden kasamıza para yağarken icralık olmuş gibi pes edip değerlerimizden vazgeçelim?

    bakın (bkz: #3672960) burada yazdım, bu akışkanlık böyle giderse bu sene çok ciddi bir gelir elde edeceğiz, o çok yüksek olan maaş yükünü katlama derecesinde...

    bu sebeple bize ruhumuzu fakirleştirmeyi telkin edenlere kulak tıkayıp "ânın keyfini" yaşamamız gerekiyor. nicolo zaniolo gibi bir yetenek ve wild ace! varken neden onu üç otuza satalım. neden torreira'yı satalım( ki oyunun göbek taşı, göbek taşı çekilirse köprü çöker) ? eğer karşı politika unusuru elemansanız bunları millete papağan gibi tekrar edersiniz.

    neden kazanırken keyfini sürmeyelim? işler terse dönerse tamam bir iki satış ile gene dengeyi yakalarız. bakın gene lüksümüzü koruruz...
    şu an için herşey iyi gidiyor. gelecek transferden çok sponsorluk haberlerini bekliyorum yalanım yok, çünkü her ek gelir ile keyfim artıyor, algı çalışmaları yapan kiralık kalemlerin kalemi düşüyor.

    ruhumuzu zenginleştirelim renktaşlarım. fantastik bir kadro kuruyoruz, çatır çatır keyfini çıkarmamız gereken. galatasaray'ın yükümlülükleri artıyor doğru ama gelirleri de ona paralel olarak daha hızlı artıyor...

    keyfine bakması gereken taraftar gurubu biziz. sosyal medya, youtube, tv kanalı şaklabanlarını dikkate almayın.
    bir kağıt kalem alın ve kadromuzu yazın, sonra 2 sene önce 13. olan kendinize bu kadroyu mektup olarak gönderdiğinizi düşünün *

    arkanıza yaslanın, tepsileri kapatın ve kemerleri bağlayın.
  • 9374
    bir galatasaray taraftarı olarak daha birkaç sene önce ilk onbire alınan vasat topçuları bile övecek bir şey buluyordum. bugün fred, parades beğenmiyorum.

    ergen değilim, transfer obezi değilim ama geldiğimiz noktadan büyük haz alıyorum. galiba ilk defa bir transfer döneminde hiç olmadığım kadar rahatım.

    biliyorum ki alınabilecek en iyi oyuncular için, en uygun bedeller ödenmesi için bekleniyor.
  • 9375
    futbolcuları için "üçe beşe bakılmadan satılması lazım.", "bilmem nereden bilmem nereye kadar sırtımda taşırım." gibi ifadeleri sıklıkla kullanan bir kesime sahiptir. kendi futbolcusunun değerini düşürmek için bu kadar çaba sarf eden başka bir topluluk yoktur. bu arada kur fırlamış gitmiş. yerine göre 10 bin euro bile önemli para bizim için.
App Store'dan indirin Google Play'den alın