• 17076
    bir övgü, eleştiri ve alay geçme platformu. en doğru şekilde övmeyi, en doğru şekilde eleştirmeyi ve en komik şekilde dalga geçmeyi bulmak için yazarlar birbirleriyle çarpışıyorlar. şahsen eleştiri ve övgü konusunda beni yazmaya motive eden şey genelde başka yazarların yazdıkları oluyor. yazar arkadaşlarımın eleştiri ve övgülerinde kendimce bir yanlışlık görürsem bu yanlışları vurgulamaya çalışıyorum. övgülerinde abartı görürsem onla alakası yok abartmayın diyorum. başarının erden timur’la alakası az, okan buruk, barış alper şunları şunları yaptı başarı onlarla alakalı, fatih terim çok iyi hoca ama terimball ne alaka abi falan yazıyorum. aynı şekilde ayak tenisi ile dalga geçenlere ne biliyorsunuz ki siz diyorum. okan buruk’un rakibi olduğundan zayıf gördüğünde kaybetmesi şaşırtıcı değil, avrupa’da elenmek normal bu lig bizi kandırıyor, transfermarkt değerleri yanlış falan diyorum. eleştirilerdeki, övgülerdeki hataları bulmaya çalışıyorum yani. doğru bulduklarıma on veriyorum zaten.

    dalga geçme konusunda anketler benim için bir oyun alanı. genelde fenerle dalga geçince eğleniyoruz ama bazen kendi taraftarımı da iğnelemek hoşuma gidiyor. fırsat verilse daha çok yaparım. ama ceza alıyoruz siliniyoruz.

    aslında galatasaray’ın temelde fenerbahçe’den çok da farkı olmaması lazım. galatasaray daha başarılıysa bunun nerden kaynaklandığını herkes biliyor. bu kulüpte demokrasi kültürü daha gelişmiştir. bu bizim şansımız kaybetmeyelim.
  • 17077
    geri döndüğüm mabet. çok kısa süreli bir yazarlık geçmişi ardından kombine, karaborsa ve benzeri şikayetlerden ötürü sözlüğün kullanım amacının dışına çıktığını fark ederek sevgili moderasyona gerekli şikayetlerde bulunup, üyeliğimi sonlandırmıştım fakat yazarlığım öncesinde olduğu gibi sonrasında da hiç kopamadım, hiç vazgeçemedim sürekli okuyucu olarak devam ettim. velhasılı geçtiğimiz gün gspara karta özel açılan kombinelerden birini nasıl olduysa aldıktan sonra, yönetime mesaj attım ve önümüzdeki (bkz: süper lig 2025-2026 sezonu) sezon kombinem olduğunu, gitmediğim maçlar için burada bulunan yazar arkadaşlarla ücretsiz paylaşabileceğimi belirttim. buraya geri dönene dek çok uğraştım, gitmek kolay fakat kalmak zor dedikleri böyle bir şeymiş fark ettim. her yerde radikal fikirlerin anlamlı olmayacağını bazen sineye çekilmesi gereken şeyler olduğunu tecrübe ettim ve konuyu egzajere ettiğimi düşünmeyin, buraya geri dönebilmek için türlü çabalar harcadığım, kan ter içinde uyandığım rüyalar dahi gördüm. gerçekten çok enteresan bir yer, resmen bir kara delik gibi. iyi ki öğrenmiş, iyi ki havasını solumuşuz.
  • 17078
    rams parkla beraber heyecanlı bir bayram havası yaşayan sözlüğümüz. şahane bir atmosfer var. hani böyle bayramlıklarını küçükken yatağının kenarına koyup sabah olmasını beklersin ya dostlar, aynı öyle bir ortam görüyorum burada ve statta. heryer cıvıl cıvıl. bütün yıl bu anı bekledik. ilerleyen dakikalarda da inşallah yaz dostum şarkısıyla 5. yıldızımızı türkiye'nin en büyüğüne takacağız. şimdiden kutlu olsun. iyi ki galatasaraylıyım.
  • 17080
    açılığı 26 ağustos 2008 tarihinden itibaren tam 17 sezon yaşamıştır. bu 17 sezonda; galatasaray tam 8 kere süper lig şampiyonu olurken beşiktaş 4 kez, fenerbahçe ise biri şikeli olmak üzere 2 şampiyonluk görmüştür.

    sezonlar
    2008-09: beşiktaş
    2009-10: bursaspor
    2010-11: fenerbahçe*
    2011-12: galatasaray
    2012-13: galatasaray
    2013-14: fenerbahçe
    2014-15: galatasaray
    2015-16: beşiktaş
    2016-17: beşiktaş
    2017-18: galatasaray
    2018-19: galatasaray
    2019-20: istanbul başakşehir
    2020-21: beşiktaş
    2021-22: trabzonspor
    2022-23: galatasaray
    2023-24: galatasaray
    2024-25: galatasaray

    şampiyonluk sayıları (2008-2025)
    • galatasaray: 8
    • beşiktaş: 4
    • fenerbahçe: 2
    • bursaspor: 1
    • istanbul başakşehir: 1
    • trabzonspor: 1
  • 17088
    eskiden bu kadar fazla reklama maruz bırakmayan ama şimdilerde ne yapsak reklama denk getiren canımız sözlüğümüz. gerçekten her tıkta reklam kapatmaktan entry okuyamaz hale geliniyor. ben sözlüğün reklamsız üyeliği olsa makul ücretler ödeme taraftarıyım ama ne olursa olsun bu kadar reklamın gösterilmesi çok da uygun değil gibi. film sitelerinde bu kadar reklam yoktur herhalde. umarım yönetim bu gibi girdileri dikkate alır. yoksa zamanla sözlükte geçirilen zaman azalacak diye düşünüyorum. az reklam verip sürümden kazanmaya devam edilmesini öneriyorum. aynı zamanda bu kadar fazla reklama maruz bırakılmak, kalitesiz bir site üzerinde vakit geçiriyormuşsunuz hissini veriyor.
  • 17089
    yazmaktan ve okumaktan feci keyif alınan classy sözlük.

    olaylar kısmında yapılan duyuruda reklama dair yapılan şikayetlere cevap verilmiş. uygulamanın yeni versiyonu olduğunu bilmiyordum. duyuruyu görünce eskisini kaldırıp hemen yenisini kurdum. gerçekten muazzam iş çıkarmışlar.

    yeni versiyonda ne bir reklam ne bir takılma. ayrıca twitter linklerine tıkladığımda sorun yaşıyordum, yeni versiyon ile beraber bu da çözülmüş.

    not: android kullanıcısıyım.

    teşekkürler canım sözlüğüm.
  • 17093
    bu kadar üyeye, bu denli akli öndere ve içerisinde her kesimden kaliteli galatasaray taraftarına kucak açmış olmasına rağmen hala sosyal medya ve tribün genelinde nasıl söz hakkı edinemediğini anlamadığım güzide sözlük. burada bulunuyor olmamızın yegane maksadı galatasaray dersek, ekşi ya da birkaç muadili gibi kuvvetler ayrılığı olmamasına rağmen twitter'da bir konuyu tek başımıza ele alıp gündemi belirleme gücünü hala elde edememiş olmamız hayret verici. bununla birlikte bir tribün belirlenip kulüp içerisinde ve tribünde bir takım şahsi menfaatlerini ön planda tutan şahıslara karşı aksiyon gücü elde edilememiş olması da sanırım koordinasyon noktasında yaşadığımız sıkıntıdan kaynaklı. umarım ilerleyen dönemde herkesin hemfikir olduğu noktalarda 3re3ra adlı (tamamen anlık heyecana bağlı uydurma bir isim) bir tribün oluşumu ve bu oluşuma bağlı olarak twitter ve bilumum sosyal medyada kontrol gücü elde edebiliriz.
  • 17094
    osimhen'e 200 milyon euro bağlamayı mantıksız bulanlara vasat sevici, muhasebeci falan diye yaklaşanlar var. ve bunlar kendini saçma sapan biçimde kaptırmış vaziyette. bu vesileyle yine yazayım. galatasaray'ın şu an kadrosunda ahmed kutucu, geri dönecek zaniolo falan saymıyorum 2 tane taş gibi forveti var. üst düzey bir sürü futbolcu var. genc yıldız adayları var. maliyetine göre çöp çekilenler var. yani takım hiçbir dönem olmadığı kadar güçlü kadroya sahip. 200 milyon harcayacak paran varsa; bernardo, felix, leroy sane, ilkay, boey iyi bir stoper, iyi bir kaleci vs. alırım. bunlar gelince vasat olmayız herhalde(!) bunlara bonservis bile ödemezsin. bonservis ile de potansiyelli 3 4 adam toplarım. zaten iyi bir taktik ile bu kadroda her türlü forvetin iş yapar ki, elimizde zaten hayvan gibi iyi forvetler de var. cidden bazıları osimhen'i alınca her şey çözülecek kafasıa girmiş. arkasına takım kuramazsan bir çuval inciri berbat edebilirsin. kaldı ki osimhen'in kötüye gittiği bir senaryoyu kurtaracak bir maddi yapın da yok. buna rağmen ısrarlı bir şekilde saçma sapan yaklaşımlarda bulunmaya devam eden ciddi bir kesim var. daha 3-4 sene önce parasızlıktan bütçe bulamaz iken, şimdi 200 milyon euroyu bir topçuya gömmeye çalışıyoruz ve bu durum normal karşılanıyor. bir taraftan zaniolo'nun maliyeti tartışılıp, erden timur'a laf sokuluyor. gerçekten bu taraftarı bu kadar uçlarda hatırlamıyorum. kimse gitsin mugdat, taylan, etebo vs. ile takım kurulsun demiyor. zaten ortam böyle de değil. sadece kafayı kaldırıp biraz nefes alıp soluklansak mı artık? amacımız olmadan paldır küldür gidiyor gibiyiz...
  • 17095
    burayı toksik sosyal medya odalarına çevirmemelerini bazı yazarlardan rica ettiğim sözlüğümüz.

    bir oyuncuyu çok isteyebilir ya da hiç istemeyebilirsiniz. her ikisi için de argümanlarınızı ortaya koyarsınız. bazen fm’de sizi şampiyon yaptığı için dahi isteyebilirsinzi. bazen kız arkadaşınız çok yakışıklı buluyor diye istemeyebilirsiniz.

    ama insanlara bunlar anlamaz bilmez bu topçu nasıl istenmez ya da bu topçuyu isteyenler şunlara benzer gibi yorumlardan vazgeçin lütfen. galatasaray’a transfer olmuş ya da çok konuşulup olmamış oyuncuların herhangi birinin başlığına göz atın. herkes yanılabiliyor. bırakın bizi ellerinde sayfalarca rapor olan profesyoneller yanılıyor. olabilir yani.

    görüşümüzde ateşli olabiliriz ama bu ateşi bizim gibi düşünmeyenlere sıçratmayalım lütfen.
  • 17099
    kerem aktürkoğlu vesilesi ile arınma gecesi yaşanan sözlük. sadece inandığı dinin peygamberine yönelik karikatürden offend olma hakkını kullanıp bunu zihniyetiniz batsın gibi herhangi bir şiddet içermeyen şekilde kınadığı için hakkında 'arap sevici', 'madımakcı' , 'yobaz' ve 'ibda-c'ci yazılmış.

    ülkenin iki mahalleye ayrılıp tükürmeli deliren partizanları dışında kalan makul insanlar için kendisinin 'eylem'inin böyle bir tepkiye yol açışını izlemek yine de şaşkınlık verici. fakat akp'nin kabileleştirdiği halkımiz artık prensipli düşünme yetisinden yoksun. kerem de gördüğü akp ve ona ibda-c ile aynı kesişim kümesine sokulmadan rahatsızlığını protesto etme hakkı vermeyecek kadar faşist.

    spor toto süper ligde oynayan diğer 72939483 türk futbolcudan kerem'in tek farkı filistin soykırımı için ses çıkarması. diğer 72939483 oyuncu gibi o da 19 mart'ta ekrem imamoğlu'na yapılan iğrenç hukuksuzluğa suskun kaldı. ama bella hadid'inden roger waters'ına pedro sanchez'den mark ruffalo'suna freepalestine demenin cancellama iştahı uyandırdığı yer akp türkiyemiz..

    haklı çıkmak için tektipleştirmede beis görmeyen, sözünün namusu olmayan ve kabilelerine sıkı sıkı bağlı olanların söz ile anlaşılamayacağı zamandayız. en azından doğru yerde durmak ve histeri krizine kapılmamak makul azınlığa çağrımız olsun. bu ülkede herhangi bir camiada cadı avı bitmez.
  • 17100
    dün geceden bu yana gösterdikleri haklı tepki ile her birini alnından öpme isteği uyandıran insanlara sahip sözlük, neden mi? bir insanın dini konularda hassasiyet göstermesi elbette saygıya değerdir. ama bu hassasiyetin sadece dine yönelip, ülkenin bütünlüğüne, ortak değerlerine, cumhuriyete yönelik saldırılar karşısında tamamen sessiz kalması, samimi bir vicdanın ya da değer sisteminin tutarlı bir yansıması gibi görünmüyor. çünkü gerçekten adaletli ve ahlaki bir bakış açısı, sadece kendi inançlarına değil, toplumu ayakta tutan temel değerlere de duyarlılık gösterir. insanların bu çifte standarda tepki göstermesi gayet doğal; çünkü mesele yalnızca 'hangi konuya tepki gösterdiği' değil, 'neden sadece o konuya gösterdiği'. herkesi aynı kefeye koyarak yargılamak, tembelliğin en gösterişli hâlidir. çünkü düşünmek emek ister, ayırt etmek yürek ister. nietzsche'nin dediği gibi, 'insanlar sürü hâlinde düşünmeye başladığında, ahlak susar.' bugün susan bir vicdana değil, seçici bir öfkeye şahit oluyoruz. dini meselelerde hemen ayağa kalkan ama aynı duyarlılığı cumhuriyetin temel değerleri tehdit altındayken göstermeyenlerin samimiyetine dair bir sorgulama yapılınca, buna karşı çıkanlar hemen 'toplum düşmanı' yaftası yapıştırıyor. hayır, kimse toplum düşmanı değil. ama çoğunluk gibi düşünmeyen herkesin düşman ilan edildiği yerde, düşüncenin kendisi tutsaktır. kendi sessizliklerini sorgulamak yerine, sorgulayanları suçlamayı seçenler şunu unutmamalı: gerçek inanç, sadece göğe dönük değildir; yere, insana ve topluma da bakar. eğer bir vicdan, yalnızca minareye gelen zararı görüp adalet sarayının yıkılışına sessizse, o vicdanın pusulası şaşmıştır. herkesi aynı kefeye koyanlara, montaigne’in sözüyle yanıt verelim: 'insanların çoğu, başkalarının ayıplarına kendi suçlarını örtmek için saldırır.' eğer birine kızacaksanız, onun haklı sorularına değil, sizin cevap veremediğiniz çelişkilerinize kızın."
App Store'dan indirin Google Play'den alın