• 22827
    an itibariyle 2019-2020 cemil usta sezonunda 7. hafta sonucunda kendisinden daha az sayıda gol atan futbol takımı bulunmamaktadır! maşallah tek maçta ulaşılabilecek gol rakamına 7 hafta sonucunda ancak ulaşabildik. sözde sezona başlarken belki de drogba ve sneijderli sezon da dahil olmak üzere son 20 yılın kağıt üstünde en kaliteli kadrosunu kurmuştuk. gerçekten bu takıma nasıl bu kadar kötü futbol oynatılabilir aklım almıyor. hatırladığım kadarıyla son 20-25 sezonda daha kötü bir sezon başlangıcı bilmiyorum. emeği geçenleri tebrik ediyorum.
  • 22828
    7 haftadır top oynamamasına rağmen ki bunu takım uyumuna ve imparatorun ufak yanılgılarına bağlıyorum, lig 1.sinin 4 puan gerisinde, şampiyonluk yolunda sözde rakibinden ise 1 puan geridedir.
    bakın arkadaşlar bu adam bu takımı şampiyon yapacak. daha umutsuz senelerde de yapıldı.
    evet ortada iyi bir oyun yok fakat kopmuşluk da yok.
    şuanda futbolculara ve teknik heyete hakaretlerle daha da negatif hava oluşturmak yerine, tatlı eleştirilerle beraber destek olmak en büyük görevimizdir. bu konuda belhandayı hariç tutuyorum keza kendisinin farklı sorunları var.

    bu takım bu sene şampiyon olacak.
  • 22830
    "kötü oynayan" ama "kötü olmayan" futbol takımıdır.
    ilk onbirindeki her futbolcu potansiyeli kadar oynasa avrupada kupa kaldırır.
    son maçın ilk onbirindeki bazı şahıslardan bahsetmiyorum (bkz: #2764516)

    teknik adamı, futbolcusu, yöneticisi, taraftarı topyekün formsuz. ancak türkiye liglerinin çok üzerinde bir kadroya sahip. silkinip kendine gelmesi lazım. o da benim işim değil. egoyu tavana vurdurmaya, had bildirmeye, işgüzarlik yapmaya, kaos çığırtkanlığına biraz ara verip odaklanmak lazım.
  • 22831
    toplam piyasa değerimiz 125 milyon euro.

    seri, lemina ve nzonzi gibi kiralık oyuncularımızın toplam piyasa değeri 55 milyon euro civarında. yani 3 kiralık oyuncumuz piyasa değerimizin neredeyse yarısını karşılamakta. dolayısıyla buradan kimse 500 milyonluk takımız demiyor, sadece kaliteli bir takım olduğumuzu söylüyor.

    öte yandan yaş mevzusuna gelelim;

    muslera: 33 yaşında
    mariano: 33 yaşında
    nagatomo: 33 yaşında
    babel: 33'e basmak üzere
    donk: 33 yaşında
    falcao: 33 yaşında
    adem: 32 yaşında
    selçuk inan: 34 yaşında
    ekstra 2-3 tane isimde 30 yaşında.

    e bu kadroya yaşlıdır demek suç mu yani? ilk 11'imiz de ki ortalama 8 ismin yaşı 30+ olmuş durumda. temposuz ve yavaş oyunu özetleyen bir tablo bu. dolayısıyla maalesef ki yaşlı bir takımız.

    galatasaray takımı olarak gerçekten kötü bir performans sergiliyoruz. ilk 7 haftada 6 gol atıp 10 puan toplayan bir takımdan kim memnun olabilir ki? doğru yolu bulmak için eleştirmeye çalışıyoruz ama galatasaray'ın iyiliğini bizden çok daha iyi düşündüklerini sananlar tarafından türlü türlü benzetmelerle sınanıyoruz. bu yüzdendir ki, yönetim ve fatih terim arasında çıkan tartışmada taraf tutmaya zorlanıyoruz.

    öncelikle şunu söyleyeyim; fatih terimde hatalı, mustafa cengiz yönetimi de.

    fatih terim hatalıdır, çünkü elinde kısıtlı imkanlarla alınmış top class oyuncular var. bu oyuncuları alanda yönetimdir. sen şimdi kalkıp saha içindeki hatalarını, sırf konuşmuyorlar diye yönetime atarsan kusura bakma ama sonuna kadar haksız olursun. genel olarak konuşursak; linnes'i almak varken mariano'yu, taylan antalyalı veya ömer bayram varken selçuk inan'ı, emre taşdemir veya yine ömer bayram varken nagatomo'yu, emre mor ve andone varken haftalardır bitik halde olan feghouli ve babel'i, yine haftalardır berbat olan belhanda'yı oynatacağım diye seri'yi tribüne alıyorsa hatalı yüzde yüz fatih terimdir. öyle hemen yönetimi de zan altında bırakmamalı. saha dışında ne yaşadıklarını bilemem çünkü beni saha içi ilgilendiriyor. saha içine baktığımda da yönetimlik hiçbir şey görmüyorum, tamamen hocanın hatalarından kaynaklı berbat bir top oynuyoruz. zamanında eren gol atamıyor diye laf ediyorduk, ligin gol kralı geldi o da atamadı sonra gittik dünya çapında bir forvet aldık ama o da atamıyor. taktik ve sistem hataları yok çünkü yönetim gol attıramıyor değil mi? ayrıca hatalı olduğu ve kızdığım diğer bir nokta ise sürekli medya önünde yönetimden hesap soruyor. medya zaten fırsat kolluyor, fatih terimde bunu çok iyi bilecek tecrübede. e ne diye bu kozu veriyor ki onlara? iç meselemizi başkalarına anlatıp mesaj vermek yerine, kendi aramızda konuşmamız gerekmez mi? artık bunlara bir son vermemiz lazım.

    şimdi mustafa cengiz yönetimine gelelim;

    geçen sezon* ligin ilk yarısını onlar sayesinde forvetsiz kapattık. ara transfer döneminin son gününe kadar da forvetsiz bir galatasaray takımı vardı. transferleri geciktirdikçe geciktiriyorlardı. gerçi hala da geciktirmeye devam ediyorlar. şimdi bu yönetimin bir diğer hatası da ağızları laf yapmaması ve düşmanlara karşı bizi pek savunmamalarıdır. rakip takımın başkanları her türlü açıklamayı yapmakta beis görmüyor ama bizim yönetimimiz aman ali rıza bey tadında geçiştirmelik laflarla meydanı yine boş bırakıyor. senin takımın başındaki hocaya etmedikleri laf kalmıyor ama sen gidip onlarla fotoğraf çektirip yemek yiyorsun. federasyondan tut, tahkime kadar herkes bütün pisliği yapıyor ama bizim yönetimimiz bir kez bile sert açıklama yapmadığı gibi neredeyse özür dileyecek hale geliyor. önceden de belirttiğim gibi, saha dışında ne yaşandığını bilmiyorum ama yönetimin artık bu efendi rolünü bırakması lazım. efendiliğin ülkemizde hiçbir değeri yok. bu futbol ortamında karşında önünü ilikleyen insan istiyorsan masaya yumruğunu vuran sert bir kişilik olman lazım. öyle geçme namert köprüsünden, ko aparsın sel seni gibi laflarda nedir allah aşkına? hani matematik sınavında bilmediğin bir soruya sırf puan alabilme umuduyla sorunun aynısını yazarsın ya, hah işte bizim bu yönetimde öyle. bir şey söyleyeyim de, bir şey söyledi desinler ayağında.

    şimdi ben neden ikisini de eleştirdim?

    bir takım kötüyse suçlu sadece futbolcular değildir. aynı şekilde sadece fatih terim veya yönetimde değildir. doğrudan ve dolaylı yollardan herkes suçludur. bir takım kupalar kaldırdığı zaman herkes iyi, her şey güllük gülistansa; kötü bir dönemde de herkes kendisinde pay bulacak ve buna göre kendine çeki düzen verecek. taraftar olarak da suçu tek bir kişide bulursak diğer hataları kendi elimizle örtmüş oluruz. dolayısıyla galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. mottomuz buysa, lütfen buna göre hareket edelim.
  • 22833
    2019-2020 sezonunun 7. haftasını geriden bırakan ve bu 7 haftalık süreç içerisinde şanslı olan takımımızdır. berbat oyuna rağmen liderle arasında 4, şampiyonluk yarışında çekişmesi muhtemel trabzonspor ile 2, fenerbahçe ve başakşehir ile 1 puan fark bulunmaktadır. beşiktaş'ın ise 2 puan önündedir.

    eğer fatih hocam inatlarından vazgeçer ve takımı toparlarsa ki bunu yapacağına inanıyorum, ilk yarı bitmeden liderliğe yükseliriz. avrupa maçlarının temposunun azalması ile birlikte de ikinci yarıda daha rahat olabiliriz. kötü oyun moralleri bozup hepimizi sinirlendirse de henüz kaybedilmiş hiç bir şey yok.
  • 22834
    bu sene gerçekten kötü başlayan takımımız. bu bir gerçek. muslera sayesinde yarıştan erken kopmadık. hepimizin bildiği gibi takım çok ağır oynuyor. forvetimizi besleyemiyoruz, çizgiye inemiyoruz, verkaçlar ile ortadan da ceza sahasına giremiyoruz. orta sahamız aslında güçlü bize lazım olan tempolu ve hızlı bir iki oyuncu ve bu oyuncular kadroda var. hepimizin bildiği gibi fatih hoca güvendiği oyuncudan kolay vazgeçmez ama verdiği şansları kullanmazsa oyuncu onu kesecektir. bir sonraki maçta bunun olacağını düşünüyorum. bu takımı yine hocamız toplarlayacak.
  • 22835
    2019-2020 sezonu özelinde, en kötüyü geride bıraktığını düşündüğüm takım. en azından fatih hoca artık neyin olmadığını gördü, taraftar içindeki öfkesini boşalttı, hoca özeleştirisini yaptı.

    en kötü halimizle zirveden kopmadık, ağır sakatlık yaşamadık, şampiyonlar ligi'nde de çevrilemeyecek bir yerde değiliz; bunları cebimize koyarak yolumuza bakabiliriz. alberto bartali, takımın fiziksel olarak kasım ayı'nda (2019) en üst noktaya ulaşacağını söylemişti sezon başında; az sabır. bir seri yakaladığımız anda kendimize güvenimizin geleceğini düşünüyorum.
  • 22836
    2019-2020 sezonun ilk 7 haftasında ne keyif/zevk alan ne de izleyene keyif veren takımdır.

    futbolu sekse benzetirim. eğer sevgiline/eşine karşı görev bilinciyle seks yaparsan şişme bebekten farkın kalmaz. ancak isteyerek yaparsan zevk alırsın. keza bunu karşındakine de yaşatırsın. takım istemiyor. kendi oynarken zevk almıyor. belki farklı bir galibiyetle bir maçtan zevk alabilirlerse, bunun tadına varabilirlerse darbeli matkaba dönüşüp önüne geleni yenebilirler. ancak bir işaret göremiyoruz kendilerinden. öyle kısır bir futbol var ki sanki futbolculara maç başlamadan sorsalar beraberliğe kabulseniz oynamayalım diye, bizimkiler kabul edecek gibiler.

    oynanan futbolun kısırlığından dolayı rakbimiz kim olursa olsun aynı maçı izliyor gibi oluyoruz. aynı futbolu süper kupa finalinde akhisar'a karşı oynadık. ligde gençlerbirliği'ne karşı da. kötü olduğumuzu kabullendik. ancak psg'ye karşı oynadığımızda iyiydik gibi geldi fakat yine kısırdık yine kötüydük. tek fark biraz daha bireysel olarak mücadele edildi, çırpındı oyuncular.

    olumlu yan olarak, golü geçtim atak bile yapamıyor olsak da gol yememiz kağıt üzerinde daha zorlaştı gibi görünmekte. ancak maçları izleyenler bilir ki bunu muslera'ya borçluyuz. ya da rakibin beceriksizliğine. ligde 8. haftada sahamızda sivasspor'u konuk edeceğiz ve bu milli arada düzelmezsek sivasspor bizim sahamızdaki yenilmezliğimize son verecek bir takım görünümünde. becerikli oyunculara sahipler ve güzel goller de atıyorlar. biz de bu tür golleri yemeye hazırız. sivasspor'un savunması iyi değil bence ama kalecileri fena değil. ancak biz atak yapamadığımız için savunmaları juventus savunması gibi görünecektir o maçta. tabi bir de sivassporla oynanacak maçtan 3-4 gün sonra oynanacak real madrid maçı var. oyuncular kendilerini o maça saklamak isteyecektir maalesef. sivasspor maçıyla ilgili tüm göstergeler o maçta yenileceğimizi gösteriyor. maalesef. sahamızdaki yenilmezlik serimiz o maçla son bulacak gibi. belki de takımın cidden kendine gelmesi için bu mağlubiyete, hatta farklı bir mağlubiyete ihtiyacımız vardır silkelenebilmemiz için.

    dediğim gibi, öyle ite kaka 1-0 öne geçip golün üzerine yatmak yerine bir maçtan farklı galip gelebilirse, bu zevki tadarsa önü açılabilir takımın.

    edit: her şeye rağmen yine de çok şanslıyız. 4 büyük dediğimiz takımlardan biri eski sezonlardaki gibi bir 7'de 7 gibi bir seri yapsaydı şampiyonluk şansımız şimdiden kalmamıştı. herkes takılıyor, herkes kötü neyse ki. bu açıdan hiçbir şey için geç değil. kadromuz güçlü ve rahat şampiyon olabilecek kapasitede. her şey bizim elimizde hala. sivasspor, real madrid ve beşiktaş maçları sonrası hedefimiz daha da netleşir.
  • 22837
    bundan sonraki transfer dönemlerinde artık son kurşununu atmaya gelen oyunculardan vazgeçmesi gereken takımımız. arap coğrafyası ve çin'den tek farkımız takımımızın uefa organizasyonlarında mücadele edebiliyor olması. bunun haricinde transfer politikamız o ülkelerin takımları ile aynı. hal böyle olunca ilgilendiğimiz futbolcular ve menajerleri de bizi böyle görüyor. galatasaray emekli futbolcu mezarlığı olmamalı. elbette bizim bütçemiz avrupa'daki dev kulüplerle çekişmeye yetmiyor. hiç bir zaman yetmeyecek belki de. hele başımızda ffp yaptırımı varken durum iyice sıkıntılı hale geliyor. ama bu sıkıntıları yaşayan tek takım değiliz. avrupa'da seviyesi bizimle aynı olan takımların yaptığı transfer hareketlerini takip edebiliriz. onların transferde kullandığı pazarlara girmeyi deneyebiliriz. juventus'un yaptığı transferi yapamayız ama halihazırda cl grubunda rakibimiz olan club brugge'un, anderlecht'in, feyenoord'un ve benzeri seviyede mali gücü bize yakın olan takımların yaptığı transferleri yapabiliriz. yaşı ilerlediği ya da formu düştüğü için üst seviyede tutunamayıp çöpe atılan isimli oyuncular yerine gerekirse onlara nazaran daha alt kalitede ama son kullanma tarihi geçmeyen oyuncuları tercih etmemiz gerekiyor.
  • 22839
    ryan babel ve feghouli ikilisinin kanatlarda denenmemesi gereken futbol takımı. feghouli oldukça yavaş bir oyuncu. illa onu oynatacaksan sol kanat oyuncun ya onyekuru, garry rodrigues, bruma ekolünden bir fişek olacak ya da sol ayaklı, iyi orta yapabilen bir oyuncu olacak. mariano ve nagatomo zaten orta açma özürlü biz bi de nagatomo varken topu sağa çekip vuran statik babel’i oynatıyoruz sonra falcao’ya kimse orta yapmıyor diye ağlıyoruz. onyekuru geçen sezon açık alandaki hızıyla rakibi ekarte edip içeriye pas çıkartabiliyordu ama babel bunu yapamaz. babel’i de bunu yapamadığı için suçlamam ama o da normalde yapabildiği şeyleri yapamaz oldu son zamanlarda.
  • 22840
    uçuyor kaçıyor denilen fenerbahçe’den 1 puan geride, seçim yapacak olan beşiktaş’tan 2 puan öndedir.
    evet gol atma sıkıntısı vardır ama oynadığı 10 resmi maçta geride oynadığı süre toplam 85 dakikadır.
    ligde sadece 44 dakika geride oynamıştır.
    son 6 resmi maçta sadece 2 gol yemiştir.
    seri-nzonzi ikilisi ligde sadece 150 dk beraber oynayabilmiştir.
    evet hücum anlamında büyük bir sıkıntımız olduğu kesin ama işin savunma kısmında da ligin üzerindeyiz.
    bardağın dolu tarafını da göstermek istedim.

    (bkz: 2019-2020 sezonu)

    edit: muslera faktörünü ben de biliyorum ama bu sezon ki takımın defansif olarak daha sağlam olduğu gerçeğini değiştirmez.
    2018-2019 sezonun ikinci yarısından beri ligin en az gol yiyen takımıyız.
    bunu sadece muslera’nın başarısı olarak görmemek lazım.

    --- alıntı ---

    5 - bu sezon süper lig'in ikinci yarısında en az net gol pozisyonu ile karşılaşan takımlar:

    başakşehir - 24
    galatasaray - 25
    bursaspor - 26
    alanyaspor - 28
    göztepe - 30

    --- alıntı ---

    24 mayıs 2019 sivasspor galatasaray maçını hesaba katmazsak (çünkü yedek kadroyla çıktık) verdiğimiz gol pozisyonu sayısı 18 filan oluyor.
  • 22841
    savunma kısmında da iyi olmadığımızı görmemiz gereken takımımız.
    muslera en iyi sezon açılışını yapmasaydı şu anda ne fenerbahçe'den 1 puan gerideydik ne de beşiktaş'tan 2 puan önde.
    aynı şekilde muhteşem, süper, olağanüstü oyun oynadık denilen psg maçında da 5-0 yenilmediysek muslera'nın olağanüstü performansı sayesindedir.
    ortalığın tamamen yangın yerine dönmesiyle aramızda sadece muhteşem bir muslera var.
    hoca ve takım kendini toparlamazsa o da nekadar dayanır bilemem.
  • 22842
    kalesinde son sekiz yildir fernando muslera degil de leo franco ayarinda bir kaleci olsaydi yen az iki sampiyonluk daha az alirdi bu takim. yonetim ve teknik kadrodan da cok daha fazla sayida istifa gelirdi. muslera'nin bizi ipten aldigi maclari entry halinde kayit tutan bir yazarimiz var mi acaba cok merak ediyorum. kafamda saymaya baslayinca bitmek bilmiyor cunku.
  • 22845
    eskiden "asker futbolcu" diye bir tabir vardı. takımdaki "generallerin" yükünü taşır, koşar, basar, yeri gelir tuvaleti temizler yeri gelir patates soyar, yeri gelir izmarit toplardı bu askerler. artık futbol böyle bir oyun değil dememe gerek yok zaten. bunu bilmeyen ilkokul öğrencisi kalmadı. artık şampiyonlar ligi seviyesinde bizim kendimize yakın görebileceğimiz takımlar 11 tane subayla oynuyorlar. özel yetenekli oyuncunun ardını toparlayan düz ama çalışkan topçular tarihe karıştı.

    bize gelirsek. kadro mühendisliğimiz ne yazık ki yanlış yapıldı. takımın yaş ortalaması transfer dönemi boyunca günden güne artarken hepimiz öylece izledik. pres gücü düşük bir takım olacağımızı bile bile görmezden geldik. şu kadroda falcao, seri, feghouli isimleri yazmasaydı da fatih terim'in pres oyununu oynayabilecek no-name isimler yazsaydı şu an rezil fenerbahçe ve beşiktaş'ın yanında değil tepedeydik.

    fatih terim pas oyununu oynatabilen bir hoca değil. fatih terim'i severim, desteklemeye devam ediyorum, kendisiyle galatasaray'ın başarisı dışında bir derdim yok. hocam bize hep şok presi iyi yapan, top kapma süresi kısa, dinamik takımlarla güzel futbol izletti. topa sahip olmaya çalışınca hiç güven veremedi. şimdi ise bu ısrarın zirvesini yaşıyor. hareketsiz yapıda oyunculardan kurulan, sahaya kötü yayılan, enerjisi düşük, maç içi reaksiyonları kötü veren bir yıldızlar karmasıyla pozisyona giremeden maç bitirmeye ve patır patır puan bırakmaya devam ediyoruz. işin kötüsü maç seçmeye meyilli de bir kadroya sahibiz. bunu psg ve gençlerbirliği maçlarında gordük. kısıtli enerjisini vitrin maçlara saklayan isimli oyuncular tehlikelidir. her maç kendini kanıtlaması gereken mücadeleci ve yetenkli oyuncularla şampiyonlar ligi maçına daha çok asılmasını anlayışla karşılayabilecegimiz kadar kariyerli oyuncular arasındaki dengeyi iyi kurmak gerekirdi. simdilik bu dengeyi kuramamış görünüyoruz. takımdan ümidim yok değil, ama kötü futbol izlemekten gerçekten bıktım.
  • 22847
    2019 - 2020 futbol sezonunun ilk 7 maçında 10 puan toplayabilmiş 0 averajı olan kulübümüzün gözbebeği takımımız.

    öncelikle belirteyim bu yazıyı plase dergi'de yazacaktım, yazar kadrosu içerisinde takımın kötü oyununu incelemek ve hakkında bir yazı yazma görevi verilmişti 1 ekim 2019 galatasaray paris st. germain maçından önce ve seve seve de kabul etmiştim. hatta psg maçından sonra "takım iyi toparladı ne yazacağım ki şimdi?" diye düşündüğüm bile olmuştu ama 5 ekim 2019 gençlerbirliği galatasaray maçından sonra ilk 7 haftadaki sorunların devam ettiğini görerek bu konuları incelemiş, analiz etmiş, hafta sonunu bununla yemiş ve pazartesi yazıyı hazır etmiş tam onaya verecektim ki yazdıklarımın yalan olduğu, takımın kötü oyununun tamamen terim'in sadakatsizliğine, egosuna vs. bağlayan o yazı girildi. diğer bekleyen yazılarımın yayınlanmaması gibi bir sorun zaten varken (tam 38 gün boyunca bir yazım hakkında hiç işlem yapılmadı) bir de bana verilen bir konu hakkında yazmam beklenmeden 9 sezonda 8 şampiyonluk görmüş, avrupa'dan kupa getirmiş bir hocayı öylesine suçlayıcı bir yazı yayınlanınca içlerinden ayrıldım ki hiç de pişman değilim. terim'i "ego sahibi" diye suçladıkları bir ortamda terim'in egosunu eleştirecek egoyu kendilerinde bulanlar galiba 23 tane şampiyonluk sahibi, en az 5 avrupa kupası sahibi olmalılar. ki abdullah avcı bile yakın zamanda "benim teknik direktörlüğümü eleştiremezsiniz" diyebildi. 0 kupa ile. herhangi bir başarı olmadan. gerisini sizin takdirinize bırakıyorum bu konuda.

    bu kısmını açıkladığıma göre işin inceleme kısmına geçebiliriz:

    1 - mariano filho ve yuto nagatomo'daki düşüş

    ligdeki 7 maça bakalım,
    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı: mariano 5 orta denemiş 0 isabetli. nagatomo 3 orta denemiş 1 isabetli.
    25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı: mariano 6 orta denemiş 3 isabetli. nagatomo 5 orta denemiş 0 isabetli.
    30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçı: mariano 3 orta denemiş 1 isabetli. nagatomo 1 orta denemiş, 0 isabetli.
    13 eylül 2019 galatasaray kasımpaşa maçı: mariano 5 orta denemiş 1 isabetli. nagatomo 4 orta denemiş 0 isabetli.
    22 eylül 2019 yeni malatyaspor galatasaray maçı: mariano oynamamış, nagatomo 45 dakika oynamış 1 orta denemiş 0 isabetli.
    28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçı: mariano hiç orta denememiş, nagatomo 2 orta denemiş 0 isabet.
    5 ekim 2019 gençlerbirliği galatasaray maçı: mariano 5 orta denemiş 2 isabetli, nagatomo hiç orta denememiş.

    (maçkolik.com maç+plus opta verilerinden alınmıştır)

    bu tabloya göre mariano %29,16, nagatomo %6,25 ile orta yapıyor bu sezon. %6,25. yani 100 orta alsak nagatomo'dan 6'sı belki ceza sahasında birisi ile buluşacak ki bunun da istediğimiz isimle yani radamel falcao ile buluşup buluşmayacağı bir muamma. mariano da ise 100 orta yaptırsak 29'u isabetli olacak.

    orta sahaya değindiğimde zaten bahsedeceğim, merkezde yaratıcı oyuncusu eksik bir takım galatasaray. eldeki kadro ile merkezden ceza sahasına top getirmek çok ama çok zor, falcao ile buluşturmak asistin asistcisi belhanda varken ya da penaltı atarken pas atar gibi, pas atarken ise top ayağına sadece değmiş gibi davranan selçuk oynuyorken imkansız. bu yüzden kanatlara bağımlıyız topu rakip ceza sahasına getirmek anlamında. açık oyuncuları ters ayaklı, zaten sadece içeriye kat ediyorlar. bu anlamda kenardan gelecek topları içeriye çevirme görevinin büyük bir çoğunluğu bek oyuncularının sırtına biniyor ve bu görevi de başaramadıkları aş`ikar. bu topun hücuma çıkmasını engelliyor ve rakip ceza sahası içinde topla buluşma` oranının çok düşmesine neden oluyor.

    2 - luyindama ve marcao'nun arasındaki boşluk

    burada sözlükteki bir çok yazar da bahsetti, bir çok blog yazısında - incelemede - twitter flood'unda da aynı şeyi okudum. luyindama ve marcao arasındaki boşlukta rakip forvetler alan bulabildikleri için bir savunma zaafiyeti oluşuyor. haklı tarafı da var bu konunun. ancak bunun nedeni de özellikle mariano'nun ve aynı zamanda nagatomo'nun geri dönüşlerde çok sıkıntı yaşaması nedeniyle luyindama'nın kanadı kapatmak için iyice sağa, marcao'nun da sola açılması. bakın 3 ısı haritasında bu çok net görülebilir.

    16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı: https://gss.gs/DJD.jpg
    30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçı: https://gss.gs/KEo.jpg
    22 eylül 2019 yeni malatyaspor galatasaray maçı: https://gss.gs/Wum.jpg

    yani bizim tüm savunma zafiyetimiz yine bekler kaynaklı, beklerin dönüşte sıkıntı yaşamalarından kaynaklı. nagatomo'da bu yine biraz daha anlaşılabilir, geldiğinden beridir hiç dinlenmediği gibi (sezon - dünya kupası - sezon ilk yarı - asya kupası - sezon ikinci yarı gibi bir trafikteydi) mariano'da bu ciddi anlamda bir düşüş sinyali. ha keza paris maçında bu sıkıntının olmama nedeni ryan donk'un o pozisyonu kapatıp iki stoperin arasında üçüncü bir stoper koyulmasıydı. böylece luyindama ve marcao istedikleri gibi kanatlara açılsalar bile donk pozisyonunu koruyarak açılacak boşluğu önledi ki maçına göre kesinlikle doğru bir hamleydi bu.

    3 - ideal orta saha kurgusu & belhanda + selçuk inan verimsizliği

    4-1-4-1 gibi görünüyor kağıt üzerindeki sistemi takımın. ama 4-1-2-2-1 gibi sahaya diziliyor. böylece 1 ön libero 2 merkez orta sahaya ihtiyacımız var. ön libero zaten belli, steven nzonzi. ki şu andaki kurguda bana kalırsa kağıt üzerinde muslera'dan bile önce yazılması gereken bir isim. bir diğeri de jean michel seri. aktif akan oyundaki pas bağlantılarını çok iyi sağlaması bir yana, iki yönlü ve süratli bir oyuncu olması nedeniyle çok faydalı olabiliyor takıma. kaldı 3. alternatif. bu bölge için elimizde lemina - belhanda - selçuk - taylan ve sol bekten devşirme, girdiği maçlarda iyi futbol gösteren ömer bayram var. (donk da var ama donk bence ön libero yedeği olarak düşünülmeli) bu bölgede de bu 7 maçtaki performanslara bakarak 1. alternatif lemina olmalı ama hiç hazır bir görüntü vermiyor ki southampton'la bir sezon başı kampı geçirmediği görülüyor, zamana ihtiyacı var. bu durumda ya umursamaz belhanda, ya penaltı atarken pas gibi atan, pas atarken top ayağına çarpmış gibi davranan, top kontrol etmeyi unutmuş selçuk inan * *, ne vereceğinden emin olamadığımız çünkü hiç göremediğimiz taylan antalyalı ve son olarak ömer bayram var.

    bu dörtlü içerisinden (lemina hazır olmadığı için) yapılacak tercihin ömer bayram olması daha mantıklı şu süreçte. çünkü hem topla - topsuz iyi hareketleniyor, hem en azından çizgiye inmeyi düşünüyor (nagatomo hiç çizgiye kadar inmedi bu sezon, inse bile sağına çekip orta yapmayı deniyor nedendir bilinmez) hem de nagatomo'nun dönüşlerde sıkıntı yaşadığı anlarda bek pozisyonuna yardım ederek 2. maddedeki o boşluğun oluşmasını kısmen önleyebiliyor.

    belhanda'yı beğenmediğimi burada bilmeyen yoktur. yani asistin asistini yapması benim için bir anlam ifade etmiyor. galatasaray'da sırtına 10 numaralı formayı giyen bir oyuncu sahadaki futbola isyan etmiyorsa o 10 numara o oyuncuya büyük gelir. belhanda yetenekli olabilir belki (ben bundan da ciddi anlamda şüpheliyim) ama yeteneklerine ihanet ediyor umursamazlığıyla. sadece yeteneklerine ihanet etse yine bir nebze, takıma da ihanet ediyor maç içerisindeki kopmalarıyla örnekte görülebileceği gibi; https://twitter.com/.../1180770876175896576

    selçuk inan hakkında zaten artık konuşmak istemiyorum. kaç sene oldu futbol onu bırakalı ben unuttum. keşke sözleşme teknik ekibe katılması için yenilenseydi.

    merkezde daha yaratıcı bir oyuncuya ihtiyacımız olduğu da belirgin. sneijder gibi ama göbekte oynayan hali, kilit pasları başaracak, top kontrolü üst düzey, oyunun temposunu bile dikte edebilecek bir merkez orta saha. ancak ffp varken hem bek oyuncuları hem bu isim alınması zor olasılık. iki bek daha öncelikli şu anda.

    4 - feghouli ve dinlenme problemi

    2018 - 2019 sezonu bitince feghouli afrika kupasına gitti. finale kadar yükseldi, hiç dinlenmeden geldi süper kupa akhisar maçı ile sezona başladı. kamp görmedi. kondisyon yüklemesi yapılamadı. bu yüzden de vücudu ve kondisyonu istediklerini yapmasına engel oluyor. devre arasında da dinlenmesi için izin mi verilecek, yükleme mi yapılacak? her halükarda sıkıntılı bir durumda feghouli'nin durumu.
    ki bir de kaslardaki yorgunluktan sakatlık sıkıntısı var. allah saklasın bu tempoda bu seviyede zorlamaya devam edilirse kas sakatlığı geçirmesi riski var. yerine emre mor ya da jimmy durmaz monte edilmeli bir süre bence.

    5 - babel ve bencillikleri

    brugge maçı - karşı karşıya özgüven fazlalığından kaçan gol ve cl'de kaçan 2 puan.
    yeni malatya maçı - 3'e 1 başlayan pozisyonda arka direkte andone bomboş pozisyondayken daha kolay pas opsiyonu olan lemina'ya oynaması, savunmadan dönen topu yine boş olmasına rağmen andone'ye vermeyip kendi vurması sonucunda kaçan 2 puan.
    psg maçı - hepimizin ezberinde 3 kişi üzerindeyken belhanda boş koşuyu yapmışken dönüp vurma çabası sonrası kaçan 1 puan.

    yani son derece net. babel ya golü kendisi atıp kendisi yıldız olmak istiyor ya da takım için daha kolay olan opsiyonu bir yana bırakıp kendisi için daha kolay olanı deniyor. özellikle paris maçındaki yaptığı asla ama asla kabul edilebilir değildir ve takım oyunu oynaması için terim'in o iyi bildiğimiz "uyarının biraz daha ötesinde" bir müdahalesine ihtiyaç duyduğu açık.

    5 maddede toparlayabildik. çözümlere gelirsek,
    sağ ve sol bek pozisyonlarına net 2 tane transfer. bu bekler tercihen hücum beki görevinde ama geriyi de asla ihmal etmeyecek dönüşlerde sıkıntı yaşamayacak genç oyunculardan bulunmalı. devre arasına kadar da şener - ömer (ya da emre) veya nagatomo sağda denenerek ömer (ya da emre) denenmeli.

    orta saha kurgusu netleşmeli. nzonzi - seri - lemina üçlüsü birlikte oynama alışkanlığı kazanmalı. bek pozisyonlarına bütçe yaratılması için belhanda satılmalı ki artık taraftarlarla arasındaki bağı da koptu kopacak 3-5 savunanı bile 10 numaraya ihanet ettiğini görebiliyor.

    feghouli dinlenmeli, yerine emre mor eğer yetersizse jimmy durmaz forma giymeli.

    babel uyarılmalı, uyarı yetmezse kızağa çekilmeli ve yerini adem büyük'e bırakmalı.

    bakın, forvetinde falcao olan bir takım falcao'yu net bir şekilde 5 maçta 2 kere (3 lig maçı 2 cl) topla buluşturabildi adam geldiğinden beridir. birisi kasımpaşa maçı ki attı zaten, diğeri fener maçı yine attı ama ofsayttı. bizim oyun planımızı bu forvet üzerine kurmamız gerekli. adam gelen pozisyonu affetmiyor çünkü. sorun ona pozisyon getirilmesinde.

    falcao'yu daha fazla kullanmanın yolları ise kenarlardan gelen ortalar. yani takımın onu beslemesi. bunu yapmıyoruz şu anda bunu çözdüğümüz anda işin rengi tamamen değişecek. ki zaten 7 maçın 3 maçında falan orta saha birlikte oynayabildi, falcao iyi bir kamp geçirmedi. bunları da hesaba katmak lazım.

    bunlar düzelir, devre arasında 2 bek alınırsa biz 23'ü de alırız bu kadroyu koruyarak 25'i de. arada bir de cl çeyrek final yaparız en kötü.
  • 22848
    2019-2020 sezonu ilk yarısı kalan 10 haftada ligde sürekli olarak aşağıdaki şekilde ilk 11 çıkmasını umuyorum.

    .............falcao....x.......................
    .....................x...........................
    .............seri........lemina...............
    .................nzonzi.........................
    x.............x..........luyindama..........x
    .................muslera........................

    dizilim bu, banko yazılacak adamlar bunlar. x yerine kim formdaysa o oynar. 7. hafta gençlerbirliği deplasmanı kabusu sonrası benim mevcut form durumunda ideal 11'im:

    .............falcao....andone.............
    ...................adem......................
    ..............seri.......lemina...........
    ...................nzonzi.......................
    yuto......donk..........luyindama...şener
    ..................muslera........................

    lemina 90 dakika çıkaramıyor mu? seri hasta mı? koyarım taylan'ı, donk'u; stopere marcao'yu devam ederim. ne sistemi bozarım, ne selçuk'la belhanda ile uğraşırım.
  • 22849
    son zamanlarda şeffaflıktan uzak bir şekilde yönetilen futbol takımı.

    özellikle sakat olan oyuncularımız hakkında bilgi verilmemesi, antrenmanlara kimlerin katılıp kimlerin katılmadığının açıklanmaması, transferlerde bonus söylentileri, şeffaflıktan çok uzak olduğumuzu gösteriyor ve bu galatasaray gibi kültürü olan bir takıma yakışmayacak bir durum.

    örneğin 11 ekim 2019 antrenman günlüğünde ne lemina'dan, ne falcao'dan ne de luyindama'dan söz edilmiştir. falcao'nun sakatlığının ne olduğu zaten bilinmemekte.

    umarım şeffaf ve ne olduğu açıklanan bir takım haline tekrar geliriz.
  • 22850
    sezona oldukça kötü başlamış futbol takımıdır. geçen süreçte görüldüğü üzere 4-3-3 veya onun türevi olan 4-1-4-1 sisteminin takımı adeta mahvettiği tüm açıklığıyla ortaya çıkmıştır. bu oyun taktikleri yerine futbolcu özellikleri de dikkate alınarak tıpkı 2011-2012 sezonu gibi takımın omurgasında tandemler kurabiliriz. stoperde marcao-luyindama, orta sahada seri-lemina ve forvette falcao-andone ikililerinin çok iyi tandemler olabileceğini düşünüyorum. belhanda mutlaka sol kanatta kullanılmalı ve mümkünse sahanın orta bölümlerinde olmamalı. sağ kanatta da güçlü bir feghouli bize çok katkı sağlayacaktır. babelin sadece forvet yedeği olabileceğini düşünüyorum. beklerden de mariano yerine şener değerlendirilebilir. kadromuz çeşitli ve doğru formasyonu kurabiliriz. umarım en kısa sürede toparlarız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın