19476
her durum tespiti, yaşandığı dönem ve çevre koşulları çerçevesinde değerlendirilmeli.
lig için yeterli bir kadromuz var şu an.
yeterli olmadığı düşünülüyorsa;
-ligde bizden yeterli durumda olan hangi takım var?
-veya bizden daha yeterli olan takımlardan hangisinden kötüyüz?
sorularının cevaplanması lazım.
ben bizim tr için en iyi durumda olan camia olduğumuzu düşünüyorum,
-yönetim
-hoca
-kadro
-taraftar (ama yangıncı ve ırkçılar hariç)
faktörleri aynı potada düşünülünce en avantajlı takım biziz, ve bizden iyi durumda olan yok.
ki tek başına kadro olarak bakarsak da en iyi durumda olan biziz.
19477
en az 1 yedek kaleci, 1 stoper, 1 orta saha ve 1 forvet alması gereken takımım.
carole ile yolları ayırdığımızı varsayarsak 2 yabancı hakkımız var. kaleciyi yerli alacağız orası kesin. peki diğer yerli hakkımızı nerede kullanacağız? orta saha sorununu sadece emre akbaba takviyesiyle çözebilecek miyiz?
bunların dışında takımdan gidecek yabancı olması da yüksek ihtimal. öyle bir durumda takviye sayısı artacak ama bu yabancı sıkıntısı yine çözüm bulamayacaktır çünkü gidenin yerine alınacak isim yine yabancı olacaktır.
19479
tunus'ta yapılacak olan kampın kuzey afrika pazarına açılmak isteğiyle bir ilişkisi olup olmadığı sorusunu düşündüren futbol takımı, canımız ciğerimiz.
19481
transfer sezonu başlayalı 2 ay oldu ama aldığımız orta saha oyuncusu = 0.
n'diaye'ye mi güveniyorlar bilmiyorum ama stoke city'nin bırakmaya pek niyeti yok, sanırım n'diaye'nin alternatifi falan da yok inşallah katabiliriz kadromuza.
2017-18 sezonunda çok zorlanarak şampiyon olmuş bir takımın 1 sene daha yaşlanmasıyla birlikte mücadele edeceği kulvar sayısının 3'e çıkmasını göz önünde bulundurursak; orta saha almamak demek intihar olur, baştan kaybederiz.
19482
stoper, kaleci ve zaten 2 kişi dışında ayakta duracak hali olmayan orta saha mevkilerinden birer kişi eksilmiş, geçen sezonun en iyi işleyen rotasyonu kanatlardan bir etkisiz eleman eksilip iki artmış 2017/18 sezonu şampiyonu.
mevcut kadroya şöyle bir göz atmak gerekirse:
kaleci: fernando muslera, ismail çipe
sağ bek: mariano, martin linnes
stoper: maicon, ahmet çalık, serdar aziz
sol bek: yuto nagatomo, lionel carole
orta saha merkez: selçuk inan, ryan donk, fernando reges
ofansif orta saha: younes belhanda
kanatlar: garry rodriguez, sofiane feghouli, henry onyekuru, sinan gümüş, muğdat çelik
forvet: bafetimbi gomis, eren derdiyok
geçen sezon şampiyon olmuş olması, mevcut kadronun defolarını kapatmıyor. takviye şart oğlu şart.
denayer gitti, dönmesi zor. tolga ciğerci kalsa bile artık katkı alman mümkün değil. carole küme düşmeme yarışındaki anadolu kulüpleri için ideal. selçuk için kelime harcamaya gerek yok. eren hem sisteme uymuyor, hem onu özel yapan özellikleri yavaş yavaş yitirdi. gomis basına yansıdığı kadarıyla problemli. feghouli yine aynı. ahmet çalık'a forma 3 gömlek büyük geliyor. belhanda için hashtagler açılıyor. altyapıdan gelen kardeşlerimizi kadroya bilerek dahil etmedim, rotasyonda kullanılacaklarını pek zannetmiyorum.
günler yavaş yavaş ilerliyor ve ağustos ayının başına geldik artık. sezonun ilk resmi maçına 1 haftadan az kaldı. son güne kalırsak muhtemelen çer çöp toplarız. as takıma yapılacak hamleler ekseriyetle yapılmalı. dünyada tek orta saha ndiaye, tek stoper denayer'miş gibi davranmayalım.
şampiyon takımdır, yine şampiyonluğun en büyük adayıdır. fakat önündeki ligi domine etme fırsatını çer çöp etme şansı yoktur. en az 3 takviyeyle lige başlanması gerekir. aksi halde 3 kulvarda da tek güvencemiz fatih terim olur, allah kerim fatih terim diyerek sezonu takip ederiz.
19483
3 kuruş para alacak diye hazırlık döneminde ordan oraya hazırlık maçı yapmaya koşan takımım. üstüne bir de dayak yiyip geldi en son afrika'dan. harika valla.
19484
2018-2019 sezonunda bize güzel bir gözlem potansiyeli sunacak takımdır.
şimdi ben çekinmeden şunu söylüyorum, fatih terim'in başında olduğu galatasaray'ı beğenmiyorum. fatih terim'in yapmış olduğu transferleri genel olarak beğenmiyorum. ikinci döneminde takıma enkaz bıraktığını düşünüyorum. neyse bunlar zaten bilinen fatih terim karşıtı yorumlar.
2017-2018 sezonuna dönelim. sezon başında sırf sneijder'i gönderdi diye takımda istenmeyen bir hoca vardı. yani tudor hiçbir zaman taraftar desteğini arkasına alamadan 16 hafta takımın başındaydı. ağır yenilgiler aldı ki bence bunun en büyük sebeplerinden biri(tek sebebi demedim) taraftarın desteğini alamamasıydı. taraftardan alınamayan bu destek tudor'u işleyen takımı bozmaya, daha garantici oynama isteğine sürükledi. deplasmanda büyük maçlarda beraberliğe razı olmaya, puan farkını korumaya çalıştığını düşünüyorum. sonraki süreci biliyorsunuz, kovuldu.
gelelim fatih terim dönemine, bence gerçekten şanslı bir hoca. türk futbolunda itibarı çizilmişti, kariyeri düşüşteydi, kişisel problemleri sıkça medyada gündeme geliyordu. resmen imdadına galatasaray yetişti. şunu da kabul edelim, fatih terim de galatasaray'ın imdadına yetişti. ilk maçında kendi evindeydi. öncelikle taraftarın desteğini sağladı. zaten sağlayacaktı ama ilk maçını deplasmanda oynayıp kaybedenilirdi. her gün sol frame'de sneijder ulan diyen tayfanın sayısını bir hayli azalttı. oyuncu ıslıklamasını ne yaptı ne etti azalttı. sırf isminden dolayı azalttı. önündeki fikstüre baktığımız zaman kaybedilen 3 derbiyi kendi evinde oynadı. sonuç olarak takımı şampiyon yaptı. hak ederek şampiyon oldu. bu arada bence şampiyonluktaki payı yüzde 60.
şimdi gelelim 2018-2019 sezonuna. bu sezon şu anlamda çok kritik. transfer yapamıyoruz, elimiz kolumuz bağlı. takım eksik. ancak rakiplerimize baktığımızda bizim kalitemiz şu an onların üstünde. yani kağıt üstünde başında fatih terim'in olduğu bu galatasaray kadrosu, rakiplerinin üstünde. şimdi fatih terim'in bu sezon enkaz bırakma şansı yok. transfer döneminin sonuna kadar da zamnediyorum 2 ucuz transfer yapılır. sorulacak sorular belli, fatih terim bu takımı şampiyon edebilecek mi? fatih terim'e verilen destek devam edecek mi? adının bile yeteceği maçlar olacak mı? bunu görebilmek için harika bir sezon. inşallah diyorum ya inşallah ben yanılırım. inşallah şampiyon oluruz da beni utandırır. inşallah şampiyon olur da bir daha gece yatarken başımı yastığa koyduğumda kafam rahat bir şekilde fatih terim adam eder ya diyip uyurum.
yeni sezon öncesi tek yanlışı şuydu bunu da belirteyim, taraftarı şampiyonlar ligi'nde başarı beklentisine soktu ancak kulübün ekonomisini gayet de biliyordu. hiç gerek yoktu böyle bir şeye.
neyse, tüm bunların cevabını sezon sonunda göreceğiz. bundan önceki fatih terim dönemlerinde önüne hep güzel şeyler sunuldu. bu sefer o tecrübesini katacak. ben 1 numarayım diyecek.
hakkımızda hayırlısı.
19485
koruduğu kadrosuyla önümüzdeki sezon ciddi sıkıntılar yaşayabilecek takımdır. 1 orta saha, emre akbaba, 1 stoper ya da denayer ve 1 tane de gomis'i çok zorlayacak santrafor almamız lazım. şampiyonlar ligi için değil. lig için.
19486
transfer sezonunun kapanmasına hemen hemen 1 ay kalmışken hala yedek forveti, iki yönlü orta sahası (bence iki tane lazım), yedek stoperi, yedek sol beki ve yedek kalecisi olmayan takımdır.
öncelikle yedek forvet için ahmed musa ve silva isimleri bir adım önde gibi gözüküyor. bu iki oyuncu arasında ahmed musa'yı tercih ederim ancak gerek mali durum gerekse musa'nın dünya kupası performansı bu transferin maliyetini arttırdı. umarım son güne kadar bekleyip olumsuz bir durumda panik transferi yapmayız zira bu sene şampiyonlar ligi gibi üst düzey bir turnuvada olacağız, gomis'e güvenip yola çıkamayız. eren futbolu kafasında bitirmiş ondanda umudum yok, sinan ve muğdat kupa maçlarında bu bölgede oynayabilirler. mutlaka ama mutlaka yedek forvet almalıyız.
orta sahaya bence badou tarzında ama topa daha çok hakim, pas organizasyonu kurabilen iki yönlü bir topçuya ihtiyacımız var. badou elbette iyi ama şampiyonlar liginde bana göre zorlanabiliriz. bunun sebebi top kontrolünün zayıf olması, pas yapmada sorunlar yaşaması ve bazen orantısız sertliği ile takımı yalnız bırakma olasılığı açıkçası beni ürkütüyor. fatih hoca ve ekibi mutlaka badou'dan daha iyisini araştırıyordur ancak mali yapı nedeniyle bir şekilde badou'yu alacağız gibi duruyor. bunun yanında fernando ve donk dışında orta saha rotasyonunda takıma katkı verebilecek oyuncu yok. selçuk'tan verim almayı beklemek için ciddi manada delirmek lazım ayrıca tolga ile de kulübün bağları koptuğuna göre buraya bir as bir yedek iki oyuncu elzem gözüküyor.
stoperde serdar, maicon ve ahmet dışında donk'uda katarsak 4 stoperimiz var. bu sayı rotasyon açısından sırıtmayabilir ancak oyuncularımızın kalite, performans, sakatlık ve tecrübe gibi konularda ciddi problemleri var. öncelikle serdar'dan başlamak gerekirse kalite, performans açısından çok faydalı ancak her an sakatlanma ihtimali kafada soru işaretleri bırakıyor. inşallah hiç sakatlanmazda güven içinde onu izleyebiliriz. maicon için söylenecek çok şey yok gibi her şey ortada. 4'ü 5'i bulan bir teklif varsa hemen satılmalı yoksa ileride elimizde patlayabilir. ahmet tam bir hayal kırıklığı bu nedenle ya kiralanmalı yada 4. stoper olarak takımda olmalı ama asla ahmet'e göre plan yapılmamalıdır. donk ise eğer ahmet-maicon ikilisinden biri giderse 4. stoper olarak değerlendirilebilir. kısaca kim gelir bilemem ancak ahmet ve maicon tatmin edici teklif geldiği anda gönderilmeli, yerlerine 2 stoper alınmalı bu çok net gözükmektedir.
sol bekte carole fiyaskosunu bir önce gönderip gerekirse adam almadan nagotomo tek başına götürsün ama yinede bu sözde topçu takımda kalmasın. aziz behich yedek için biçilmiş kaftan olabilir nabız yoklamak gerekir diye düşünüyorum.
yedek kaleci olarak ismail yeterli diyenler var. bence ismail bir yıl daha kiralanmalı daha sonra değerlendirme yaparak geri dönmelidir. bu yıl için mutlaka sinan bolat tarzı maksimum 3-5 maç oynayacak kalitesi belli kaleci alınması bize yeterli olacaktır.
bu istediklerimizin hepsi olmayabilir evet ancak en önemli olanları çözmek zorundayız yoksa avrupada çok can sıkıcı sonuçlar alabiliriz.
19487
son iki haftadır kıymetli basınımızın üzerine olumlu tek bir haber yapmadığı kulübümüz.
işin gerçeği şu ki fenerbahçenin ali koç ile yakaladığı ivme ile açıkladığı içler acısı hali bile son kertede fenerbahçe bunların üstesinden kalkabilecek güçte diyerek bağlayabilen basınımız benzeri durumlarda galatasaray'ımız için hasta adam benzetmesi yapıyordu.
beşiktaşın son 2 yıldır oyuncu satışını gerçekten iyi yapıyor olması takdir edilmesi gereken bir olay. fakat bunun yanında yaptığı abartılı sözleşmeler yine galatasarayımızın abartılı sözleşmeleri kadar gündeme getirilmemekte.
bunun iki sebebi var zannımca, birincisi medya içerisinde galatasaray aleyhine haber yapmakta olan istek, ikincisi ise galatasaray muhabirlerinin art niyetli haberleri. burada isim vermek ne kadar doğru bilmiyorum ama nevzat dindar ve savaş çorlu'nun geçmiş dönemlerde yaptığı haberler ortada durmakta. bu isimler pek tabi çoğaltılabilir, ve ne yazık ki yönetimimiz medya mensupları ile ilişkilerini diğer kulüplerde olduğu gibi ayarlayamamakta.
fakat bu sezon için işler başka bir hale bürünebilir zira fatih terim'in basına gerek transfer gerekse de kulüp haberleriyle ilgili uyguladığı net bir tavır söz konusu. bu tavır sonucudur ki transferde adı geçen oyuncular için kimse net bir ifade kullanamamakta.
çizilen bütün negatif manzaraya karşı sezon sonu yine şampiyon olacağımıza olan inancım tam. hep beraber kutlayacağız inşallah.
19488
2018-2019 sezonunda rakipleri kendinden daha fazla güç kaybettiği için yine şampiyonluğun bir numaralı adayıdır. beşiktaş en önemli oyuncularını sattı henüz bırakın yerlerini doldurmayı hala satma peşinde.
fener ise rakip olmaktan çok çok uzak. ibb hepsinden daha büyük rakip bize hem koruduğu kadrosu hem devam eden sistemi ile.
şampiyonlar ligi için ise durum iç açıcı değil.
o rakiplerle zaten iyi kadrolar ile mücadele etmek zor iken bu kadro ile büyük sıkıntılar olacağını düşünüyorum.
fakat bu sene bence bizim için önemli olan şampiyonlar ligi olmamalı, tekrar şampiyon olup katılım sağlanmalı.
bu ekonomik koşullarda türkiye ligi bizim için daha önemli.
19489
sanki karsısında yıldızlar toplulugu fener ve bjk var da, ligde sans verilmiyor kendisine.
ikisinin kadrosunu toplasan galatasaray’ın 11 seviyesine yaklasmıyor lan. birisinin kalesinde tolga zengin olacak, ötekisinde volkan ve berkecan mı ne var. birisinin forveti hala negredo, ötekisinin soldado. bakın diger bölgelerini saymıyorum bile.
bu sene de vurup gececek takımdır. acıtacak mı acıtmayacak mı tartısılması gereken nokta bu.
19490
önceliği oyuna karakter katacak, dinamik, iki yönlü oynayabilen, oyun bilgisi yüksek bir ortasahaya ihtiyacı olan takım. kadromuzun çok ciddi bir potansiyeli olduğunu ama ortasahamizdaki eksiklik yüzünden bunu yansıtamadığımizi düşünüyorum.
elimizde şuan maicon serdar ve ahmet dışında net bir stoper (donk ve ozan'dan stoperde ne alabileceğimiz belli değil) yok. maicon ve ahmet'ten de şimdiye kadar istenilen verim alınamadığını düşünürsek ikinci önceliğimiz bu bölgeye yapılacak geriden oyun kurabilecek, hızlı bir sol stoper transferi olmalı.
gomis, eren, sinan, henry, garry ve mugdat'i forvette kullanabileceğimizi ve yeterli olacağını düşünüyorum ancak bu bölgeden bir satış gerçekleşirse gomis'e ciddi bir alternatif alınması da elzem hale gelebilir.
19491
2018 2019 sezonuna başlarken bir adet ndiaye tarzı iki yönlü orta sahaya ve hızlı dribling atabilen santrafora ihtiyacı olan takımım.
19493
rakiplerin durumu ic acici olmayabilir fakat galatasaray da gecen seneden farkli olarak zorlu sampiyonlar ligi oynayacak. 2017-18 sezonunda besiktas sampiyonlar ligi oncesi sonrasi maclarinda abuk puan kayiplari yasamasaydi ligi onumuzde bitirirdi. rakipler gucsuzlesti favoriyiz diye bakmak hataya dusmektir.
orta sahada cift yonlu oyuncu eksikliginden rakibi ortadan delemiyoruz, akici hucum edemiyoruz. bambambam isleyen bir sistem yok, hala zorlamayla gider goruntudeyiz.
arzu ettigim galatasaray'i en son gecen sene basindaki tudorlu bir kac haftalik periyotta gordum. deli fizik gucuyle rakipleri bogdugumuz zamanlar. o zamandan beridir istedigini alan ama keyif vermeyen haldeyiz. baskili futbol goruntusunden epey uzaktayiz.
bu sebeple mutlaka orta saha, forvet ve bir de sol stoper transferlerini yapmak durumundayiz. yoksa nefes yetmez.
19494
orta saha için japon honda serbest. kısa süreli bir sözleşme ile bu dar boğazda işimizi görebilir. yaşı 32 fakat yuto dan malum bu japonların yaş ile bir sorunu olmuyor.
19495
bu sene umarım 4-1-4-1 dizilişini benimser diye umduğum canım takımım..hala çok dinamik bir orta saha kuramadık, ancak transfer olursa kesinlikle 4-3-3 dizilecektir..
19496
birkaç hafta önce söylediklerimin arkasındayım: kesinlikle iki stoper, bir merkez orta saha, bir de yedek forvete ihtiyacı olan takımım.
mali durumumuz rezalet bu artık herkesin bildiği bir şey. hadi yedek kaleci işini içeriden halletik fakat iki stoper alma durumumuz olmayabilir. elbette hoca en iyisini düşünür ama donk'un stopere çekilmesi beni tatmin etmiyor. koskoca üç kulvarlı sezon, serdar aziz - maicon - denayer(gelirse) - donk ile yürümez. ahmet çalık zaten bitik olduğu için saymıyorum bile.
orta sahada adam yiyen bir 8 numaraya ihtiyaç olduğu çok açık. badou, hocanın profiline tam uyuyor ama olmazsa keşke imbula'yı alabilsek. aslında bakarsanız imbula, badou'ya göre daha zor bir transfer ama insan umut ediyor işte.
yedek forvet olarak da eğer gomis kalacaksa, hem gomis'i hem tehdit edebilecek hem de yeri geldiğinde rahatlıkla rotasyona sokabilecek birine ihtiyaç var. andre silva bunun için uygun isim gibi duruyor.
sözün özü; sezona en oturmuş takım olarak biz ve başakşehir giriyoruz fakat hâlen çok eksiğimiz var. ilk 11 neyse ama rotasyon için elimiz çok kısıtlı. eğer kimseyi alamayacaksak, celil, yunus, ozan kabak gibi gençler mutlaka kadroda değerlendirilmeli.
19497
hala, hala ve hala niçin ilk aradığımız şeyin bir on numara olmadığını anlamıyorum.
sadece denayer tekrardan kiralandığı takdirde ismail, muslera ikilisi kaleyi; linnes, mariano, nagatomo üçlüsü denayer'in de yardımı ile bekleri, yine zorunluluktan da olsa serdar, denayer, donk, ozan kabak dörtlüsü stoperi kapatır. reges, donk, celil üçlüsü 6 numarayı; onyekuru, rodrigues, sinan, feghouli dörtlüsü kanatları gomis'in arkasına kiralanacak bir forvet de forveti kapatacaktır.
bu durumda elimizde 8 ve 10 numara olmadığını görüyoruz. deplasmanda kilit açamayan bir takım olarak belhanda'yı: özellikle de mecbur isek 8 numara olarak görmeyi tercih ediyorum. öte türlüsü belhanda'nın on numara olduğu bir üçlüde hücuma en yakın iç orta sahanın belhanda olduğunu hayal edince hafakanlar basıyor şahsımı. hagi'nin, sneijder'in, alex'in, sergen'in yaptığını yapacak bir adam lazım galatasaray'a. en azami olarak quintero klasmanında bir oyuncu.
19498
transferleri için eylül 2018’e kadar vakti olan takım. o zamana kadar da mevcut kadro işi gayet rahat götürür. belli ki kulübe oyuncu menajerlerinden gelen onlarca teklif var ve bu sayı ağustos sonuna doğru iyice artacağı için fatih terim acele edilmesini istemiyor. ben de olsam istemem zira iyinin de iyisi var. son ana kadar beklemek büyük fırsatlar doğurabilir. zaten bizim teknik olarak piyasanın iyi oyuncuları için avrupa’nın balinalarıyla yarışacak gücümüz yok, dolayısıyla da kasmaya gerek yok. ayrıca genç oyuncuların umut vadeden çıkışları da teknik heyetin şansı oldu ve elini her anlamda güçlendirdi. bence arkanıza yaslanın ve keyfinize bakın. başımızda bu işleri çok iyi bilen ve yöneten bir teknik kadro var ve en büyük gücümüz de onlar.
19499
2018-2019 sezonunda kadro derinliği oluşturamayacağız gibi duruyor. bu durum çok korkutucu. gerekli hamleleri yapamazsak çok üzüleceğiz.
19500
tudor'un yaratmak istediği galatasaray, 4-1-4-1 ile baskıya dayalı, yırtıcı bir takımdı. topa hükmetmeden sadece ileriyi düşünen bir anlayış yerleştirdi. fakat burada büyük bir sorun vardı, zira anadolu takımları, topu rakibe veren, defansif bir yapıyla kontra bekleyen takımlardı.
buna çözüm olarak bloklar arasında büyük kopukluk oluşturdu. defansı daha geride tutarken, orta sahayı ileride tutuyordu. bu şekilde rakibe daha çok alan bırakarak, tabiri caizse yem atarak oynadık. bu anadolu takımları için, inanılmaz bir hamleydi. yemlediğimiz topa baskı yapıyor, istediğimiz alanı sürekli şekilde buluyorduk. bu yöntem, takımın 65 de bitmesini sağlıyor olsa bile, gerekli farkı çoktan yakalamış oluşumuz rakibi söndürüyordu.
açık olmak gerekirse galatasaray tarihinde izlediğim en keyifli 2 aydı. ardından rakipler son çare olarak fernando'yu kapatmayı denediler. yeterli miydi? bence hayır. ama doğru atıştı. bu tudor'a öyle bir panik yaptırdı ki, kendi ayağına sıkarak tüm sistemi olabilecek en yanlış şekilde dağıttı.
şimdi aradan neredeyse bir sene geçti.
başımızda fatih terim. son hazırlık maçına çıkıyoruz fakat ne oynuyor olduğumuz, ne oynayacağımıza dair zerre emare yok. belli olan tek şey geçen seneki tek düze futbolun devam ettiği. zevkli mi? hayır. doğru mu? evet, fakat sadece büyük takımlara karşı.
en kritik maçlarımız, beşiktaş, trabzon, başakşehir ne kadar rahat geçtiyse, gençlerbirliği, alanya, konya maçlarımız bir o kadar zor geçti. fakat mevcut fixtürümüzde o kadar zor maçlar vardı ki, asıl zor geçenlerden habersiz bir şekilde rahat geçen derbi üstünlüğümüze odaklandık. acaba fatih terimle başlayan bu büyük maç karnemiz, aynı futbolun küçük takımlara olan etkisine dair yanlış bir düşünceye mi sürükledi diye düşünmüyor değilim.
tudor gibi tek tercihli. işlevini kaybettiği ilk anda boşluğa düşecek bir takım kurmak ne kadar mantıklı bilemiyorum.
denayer'in gelip gelmeyeceğinin henüz belli olmadığını düşünürsek, defans tandemimizin oynayabileceği tek bir oyun stili var.
ortasahamız direkt olarak tek yönlü. beklenen ndiaye transferi gelse dahi, diğer oyuncuların hepsi aynı profilte olduğu için, tek sakatlıkta aynı yavan futbola geri dönecek.
sadece tek bir santraforumuz oluşuna hiç değinmiyorum zaten. o ne oynayabiliyorsa onu oynatmak zorundayız.
taktiksel anlamda elimiz kolumuz ligdeki diğer rakiplerimize oranla bile daha bağlıyken, şampiyonlar liginde mücadele edecek olmamız kafamı karıştırıyor.