• 5029
    son şampiyonlar ligi maçını 5 aralık 2006'da liverpool'a karşı oynamış olan takımdır. 5 seneden fazla oluyor. 2011-2012 sezonunu şampiyon tamamlayıp şampiyonlar ligi'ne kalırsak aşağı yukarı 6 sene sonra takımımızı tekrardan devler liginde göreceğiz.

    çok lan, vallahi çok... çok açtık arayı bu sefer bence, gerçekten çok özledim...

    o değil de 2006-2007 sezonunda biz nasıl gruplarda sonuncu olduk lan? yazık günah amk, rakipler de psv, liverpool ve bordeaux'muş, o zaman farklıydı tabi şartlar ama şimdi bakıp da iç geçirmemek elde değil... gaza gelmiş gibi olmayalım ama şu an bu gruba düşsek 1. çıkarız yani lokum gibi falan yazılır orada burada.

    ya şey geldi bir de aklıma, biz 2007-2008'de şampiyon olduğumuz halde neden direkt katılamadık şampiyonlar ligi'ne lan? hadi katılamadık da ön eleme oynadık, steaua bükreş'e elenecek ne bok vardı? ah ah... statüyü de, ülke puanını da eşekler kovalasın...

    formata uysun diye değil, yürekten tanım: en kısa sürede avrupa'nın kulüpler bazındaki en prestijli turnuvasında tekrardan görmek istediğim takımım, temsilen değil ha, 3. olup da avrupa ligi hesabı falan aman, başarılı böyle, eski günlerdeki (2000-2001) gibi...

    edit: şike nanesi yüzünden bu süreç uzarsa her şey daha da bir boktan olacak...
  • 5030
    süreci yaşayarak, öğrene öğrene, hazmederek yoluna devam ediyor. tabuları yıkıyor.

    7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı: şampiyonluk yarışındaki en büyük rakibine,
    ezeli rakibine karşı psikolojik avantaj yakaladı.

    7 ocak 2012 samsunspor galatasaray maçı: geriye düştüğü maçta ikinci yarı maçı sürklase ederek
    geri dönüşü yaptı.

    26 şubat 2012 galatasaray beşiktaş maçı: amacının kazanmak olduğunu gösterdi beraberlik yetmez.
    bireysel hatayı* takımın çabasıyla telafi etti. maçı son saniyesine kadar kovaladı.
    istediğini alarak bütün camiaya efsanevi bir sevinç yaşattı. daha da kenetleneceğiz...
  • 5031
    bir an önce şampiyonlar liginde fatih terimin önderliğinde türk telekom arena'da oynadığını görmek istediğimdir. hayatımda çok az şey için bu kadar sabırsızlık hissetmişimdir, yemin ederim en büyük rüyam durumunda şu anda.. ankarada yaşayan bir galatasaraylı olarak 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçına, yeni stadımızda ilk derbidir diye gelmiş, o sıralar hayatımda kötü giden her şeyin değişmesi için bir başlangıç olarak görmüştüm. tarihin en kötü sezonunu geçiren takımım, maça da iyi başlamış ama mağlup olmuştu. çöküp kalakalmıştım, sonra da büyük bir yemin ettim o ruh haliyle, bu stada geleceğim ilk maç şampiyonlar ligi maçı olacak diye.. yani koca bir sezon beklemek zorundaydım en az. şu ana kadar yeminden dönmedim,* playofflarda becerebilir miyim yeminimi korumayı bilemiyorum. lakin hala aklımda şampiyonlar liginde orada oluşacak atmosfer var. hele ki bu yıl abdi ipekçi'de eurolig maçlarındaki atmosferi gördükten sonra, hele bu yıl derbilerde yaratılan atmosferleri gördükten sonra, arena'da şampiyonlar ligi atmosferini hayal edemiyorum.. ait olduğumuz yere dönmeye çok az kaldı...
  • 5033
    onumuzdeki sezon icin bilhassa sampiyonlar liginde oynayacagi dusunulurse cokca eksigi olan takim. kesinlikle sol bek, sag-sol acik ve melo'nun bonservisi alinmayacaksa orta sahanin ortasina oyuncular alinmasi gerekiyor. bunlarin ilk onbir seviyesinde oyuncular olmasi lazim ve bir de tabii ligimizde yabanci sinirlandirmasi oldugu icin bu transferlerin olabildigince yerli oyuncu olmasi lazim. orta saha ve sag acik icin ornegin ispanya'da tutunamayan nuri sahin ve hamit altintop alinabilse cok derdimiz cozulur, sampiyonlar liginde de ciddi iddiamiz olur. sol beke hasan ali'yi kadroya katmak da bizim icin nimet olurdu. sol acik icin yabanci transferi icin hakkimiz olabilir bu tarzda bir transfer politikasiyla birlikte.
  • 5038
    gelenekleri doğrultusunda yaşayan takımdır. basit bir futbol takımı nazarında değildir. yaşayan, yaşatan takımdır. sevgi, saygı ve coşkuların yaşadığı bir his takımıdır.

    bir fotoğraf ya da 8-10 saniyelik bir görüntü bir anafikri ve bir temayı kolaylıkla gösterebilir. duygulara hitap etmesi açısından, binlerce kelime yazmaya, kitaplar ciltler oluşturmaya gerek duymadan kısa bir fotoğraf ya da bir görüntü size herşeyi anlatabilir.

    bizler bu kısa görüntüleri ya da değerli fotoğrafları çoğu kez gördük. sevdalanır ya insan, kısa bir ısınır için. aslında galatasaray'ın yüzyıllar boyunca devam etmesi gereken geleneğinin ne olduğunu göstergesidir bu görüntüler.

    http://gss.gs/48z - binlerce yürek kalp kalbe, en güzel duyguları yaşatan fatih hocasına hislerini gösteriyor.

    ve bir de son dakikada atılan gollerimiz var... sabri'nin bordeaux'a attığı gol, hasan kabze'nin beşiktaşa attığı gol ve bugün yıl dönümü olan 27 şubat 2008 tarihli galatasaray fenerbahçe türkiye kupası maçının son dakikasında ümit karan'ın attığı gol... hepsinde de doğal olarak tüm takım oyuncuları kenetlenmiş vaziyette seviniyorlar. buna bir yenisi eklendi o da dün beşiktaş maçında elmander'in attığı gol idi.

    video'ya 01.53 - 2.03 arası dikkatli bakın. haftalardır oynamayan gökhan zan havalarda, aykut çocuklar gibi şen, malzemecisi, görevlisi havada uçuyor, ulan tercüman bile havalarda uçuyor be! var mı böyle güzellik!

    http://www.youtube.com/watch?v=lpP-vzif3co

    işte böyle hislerin takımıdır galatasaray!
  • 5040
    muhteşem bir sezon geçiriyoruz. geçen seneki ideal 11'den sadece hakan balta kalmış, kalan 10 oyuncusu yeni olmasına rağmen bu başarı takdir edilir ancak.

    yine de bu başarı öngörülemez bir başarı değildi. ne de olsa terim başımıza gelmişti ve bu sene tarlalar nadasa bırakılacak, inşaatlar geçici bir süreliğe duracaktı. e o zaman da terimli galatasarayın önde gitmesi hiç de sürpriz değildi. bu öngörüye bir de yayıncı kuruluşun ısrarları eklenince play-off denen bir feneri şampiyon yapma oyunu tezgahladılar sene başında. bugün durup baktığımızda bu oyunun ne kadar iyi planlanmış olduğunu görüyoruz.

    terim her basın toplantısında açık açık bu sisteme sayıyor. boşuna değil bu öfkesi. fenere 9 puan fark attık. gerçekten süper bir fark. ama play offlarda olası 1 mağlubiyet 1 beraberlikle fener şampiyon olacak. bu kadar basit yani. fenerin kadıköy karnesinin ne kadar iyi olduğunu bilmeyen yok. ama hakem, ama taraftar, ama şansla herifler kadıköyde 3'te 3 yapmayı planlıyorlar. deplasmanda alınacak bir trabzon veya kardeş takım beşiktaş galibiyeti ile " 9 puanlık muhteşem fark" birden kapanacak noktaya geliyor.

    4 haftalık çok zor bir periyoda giriyoruz. sivas, gençler, fener ve trabzon. hepsi birbirinden zor karşılaşmalar. nedense bütün medya bizi şimdiden şampiyon göstermeye başladı. herkes bitti modunda. emin olun buna en çok terim kızıyordur. ne bitmesi, daha yarılamadık bile.

    iyiyiz, hırslıyız hak ettiğimiz şampiyonluğu istiyoruz ve buna kenetlendik. ama herşey bitti şampiyon olduk moduna girmek için çok erken. zaten bizim olan ay mayıs değilmiydi hem?
  • 5044
    takımın dibidir. ligin en iyisidir. yine de ciddiyeti elden birakmamak lazim. son manisaspor maci disinda kolay mac yok. manisaspor da o zamana kadar duser diye dusundugum icin kolay diyorum. onun disinda fenerbahce ve sivas deplasmanlari hic kolay degil. icerde ise trabzonspor, ikinci yarida muthis cikisa gecen ve kume dusecekken ilk 8'e girerek uefa hedefi olan orduspor ve ilk 4'u zorlayan bir genclerbirligi maci var.
  • 5047
    ligin en iyi takımı. ömer üründül'e selam olsun, ligimizin en kolektif oyununu oynayan ekip. ciddiyim lan, dalga geçmiyorum.

    şampiyonluk yürüyüşümüz emin adımlarla devam ediyor. yapmamız gereken tek şey, ciddiyeti ve disiplini elden bırakmamak. dokuz puanlık fark, normal şartlarda "şampi..." diyebileceğimiz bir avantajdı ama malum bu sezon play-offlar var. ayrıca, lig henüz bitmedi ve önümüzde zorlu maçlar var. fatih hoca'nın bu doğrultuda uyarılar yapacağına, hatta zaman zaman -kendi deyimiyle- "uyarının koyusu"nu devreye sokacağına adım gibi eminim. 2002-03 sezonunda kaçırdığımız şampiyonluk için "kendimize gereğinden çok güvenmiştik, o konuda hata yaptık" özeleştirisinde bulunmuştu fatih hoca. ama bir gerçek var ki, fatih terimin önderliğinde, bu ekip şampiyonluk kupasını fazlasıyla hakediyor.

    gelecek sezona da değineyim, -eğer şampiyon olursak, ki umarım olacağız- albert riera ve milan baros da dahil olmak üzere hiç bir yabancı futbolcumuzu göndermemeliyiz. şampiyonlar ligi'nden gelecek gelirle yedek kulübesinde yabancı futbolcu oturtma lüksüne sahip olacağız. ayrıca riera da, baros da zaman zaman fazlaca eleştirilse de, takımın önemli iki silahı. melo konusuna değinmiyorum bile, ne yapıp edip -gerekirse 13 milyon euroluk bonserivisi gözden çıkartıp- melo'yu burada tutmalıyız.
  • 5048
    gelecek sezon yüksek ihtimalle avrupa şampiyonlar liginde oynayacak olan takımımız; bu kadronun şampiyonlar ligi için yeterli olduğu yanılgısı var sanırım taraftar arasında. herkesin şikayet ettiği 4-3-3 oyun düzeni geri dönecektir gelecek sezon ve transfer işi bu varyasyona göre şekillenecektir. ben de 4-4-2 varyasyonunun en iyisi olduğunu düşünsem de, avrupa'da iş yapabilmek için kalabalık bir orta sahanın gerektiği aşikar. dikkat ettiyseniz ligde bir sezon başarılı olup avrupa'ya giden takımlar sonraki sezon ligde oldukça başarısız oluyor son senelerde. bunun sebebinin avrupa ile ligde oynanan futbolun arasındaki farklılık olduğu gün gibi belli. bu açıdan önümüzdeki sezon zor bir sınav bekliyor bizi. bence sadece deplasmanlarda 4-3-3 taktiği kullanılmalı, geri kalan maçlarda 4-4-2 varyasyonuna devam edilmeli; tabii bu iş için özel futbolcular ile anlaşmak gerekiyor transfer sezonunda.
  • 5050
    sivas - galatasaray
    galatasaray - gençlerbirliği
    fenerbahçe - galatasaray
    galatasaray - trabzonspor
    galatasaray - orduspor
    manisaspor - galatasaray

    şeklinde bir fikstüre sahip olan takımdır.

    arena'daki maçlardan hiç korkmuyorum açıkçası. ilk 20 dakikada kuracağımız baskıyla alamayacağımız maçlar değil çünkü bunlar. trabzonspor deseniz, küçümsemek gibi olmasın ama burak'ı tuttuktan sonra ne hallere düştüklerini gördük. olcan var bir de, eboue'ydi melo'nun markajıydı falan derken yenilmeyecek bir takım değiller.

    sivas, fenerbahçe ve manisaspor kalan deplasman maçlarımız. daha önce de sözlükte yazdığım gibi beşiktaş - sivas maçlarından alınacak 6 puanın hayati olduğunu, bu 6 puanı hanemize yazdırdıktan sonra oynayacağımız fenerbahçe maçının skorunun benim için hiç önemli olmadığını düşünüyordum, hala da bu fikirdeyim. sivas deplasmanı bize ters gelen bir deplasman, ayriyeten grosicki falan ne yapacağı belli olmayan oyuncular ve bana göre çok kritik bir deplasman sivas deplasmanı. allah'ın izniyle bu maçı da aldık mı fenerbahçe bizi kadıköy'de yense bile umrumda olmaz açıkçası.

    evimizde puan kaybedeceğimizi düşünmüyorum dediğim gibi, sivas maçını da alırsak en kötü fenerbahçe deplasmanında 3 puan kaybederiz. bu 3 puanı telafi edebilir miyiz, tabii ki evet. fenerbahçe kendi sahasında da olsa gençlerbirliği, bursa ve antalya ile oynayacak biz hariç. bu üç takım da akıllı bir şekilde oynadıklarında fenerbahçe'yi yenebilecek, en kötü puan alabilecek takımlar. bunun dışında deplasmanda yokları oynayan, defansı dökülen bir fenerbahçe ile avni aker'de burak'lı trabzon oynayacak. bu maç üç ihtimale de gebe, ama en az yüzdeli ihtimal fenerbahçe galibiyeti olur.

    sözün özü, sivas maçını alıp evimizde puan kaybetmeyelim yeter. bu dediğim olursa play-off denen zımbırtıya ikincinin en kötü 4-5 puan önde başlarız. he, bana soracak olursanız deplasmanda alınacak bir fenerbahçe galibiyeti çok çok büyük bir galibiyet olur ve belki de şampiyonluk anlamına gelir. ama dediğim gibi, sivas maçını alıp evimizde puan kaybetmeyelim yeter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın