• 39477
    son samsun ve monaco maçlarında ikinci yarı düşeceğimizi sanırım benim gibi çoğumuz farkındaydı. evet bu farkındalık realize olduğunda işler bka sarıyor işte. çünkü orta saha diye bir şey yok takımda. lemina ve torreira var başka yok. lemina'da da istikrar yok.

    stoper yedeğini ve forvet yedeğini, sağ beki, sol açığı geçtim. sadece orta saha için yazın yapman gerekeni ocak ayında nasıl yapacaksın? yapabilecek misin? hala rotasyonu gereksiz mi göreceksin? ocak ayında işine yarayacak orta saha bulman yaza göre daha zor.

    mevcut kadroya nasıl güvenildi onu bimiyorum. kaan ve berkan'ı yedek orta saha düşünüp onları da sakat olmasa kullanmıyorsun. ya da malaesef kullanamıyorsun çünkü yanına pas yapmak dışında başka numaraları yok. sertlik yok, pozisyon bilgisi yok, mücadele devamlılığı yok, şaş kaza topu kestikten sonra nasıl kullanılır bilgisi ve yeteneği yok, yok yok yok.

    sakatlıklara da hiç girmiyorum. fizik kuvvetiyle oynayan adamları en az eforla oynatsak yine sakatlanıyorlar. osimhen'i stoper oynatalım banko sakatlanır o derece. o konuda hangi ekiple neler yapılmalı konusunda bilgi sahibi olan teknik yönetim biz değiliz.

    geçen sezonlara göre işimiz daha zor. lig denkleminde trabzon da var. sen oyundan düşünce moral olarak da düşeceksin. tff'den ve rakip ajitasyonlarından yiyeceğin iki hamleyle yıkılacaksın. o yüzden sahada güçlü olmak zorundasın. döndük en başa.
  • 39478
    oldukça kötü kurulan ve kibirden dolayı asla fark edilemeyen kadrodur. kaan ayhan ve berkan sağlam olsa bile katkı alabileceğin oyuncular değildi.

    150 milyonluk yatırımın hepsi hiç oldu iki üç detay yüzünden.

    kutucu, kaan, berkan, metehan, arda, yusuf, icardi’den sıfır katkı aldık ve 18 kişiye düştük. bu isimlerin ucl seviyesinde katkı vermeyeceğini bilmek için alim olmaya da gerek yoktu zaten. bakın sakatlanmasalar bile verim alabileceğiniz adamlar değil bu isimler. ağustosta ıcardinin kasımda dönebileceği form tutmasının aralık ocak aylarını bulacağı zaten söyleniyordu. yani en kritik maçları oynadıktan sonra.

    günay ve alperen zaten kaleci 16 kişiye düştük.

    jacobs ve lemina kronik sakat bunların ne zaman yarı yolda bırakacağı belli değil 14 kişiye düştük.

    14 kişiye güvenerek 3 günde bir maç yapılabileceğini düşünen hoca, idari yönetim ve teknik ekibi ayakta alkışlıyorum böyle bir maliyet ziyan edildiği için.

    bu 14 kişi içinde eren ve singo dışında eksik yoktu zaten dün de. 12 kişi + icardi vardı. monaco maçından 2 oyuncu değiştirdik ve 13 kişiyle oynadık. bile bile lades hem de kör göze parmak sokarcasına.

    her sene aralık ocak aylarına gelindiğinde yedek kulübemizde bir düzine u-19 oyuncusu oturuyor.
    şimdi soruyorum prag, az alkmaar, usg ve monaco maçlarındaki sonuç sonuç sürpriz mi yoksa sonsuz bir retronun içinde miyiz? bence hiç de sürpriz değil hatta olağan ve 4 yıldır yaşanan şeylerin tekrarı.

    edit: ekleme
  • 39479
    ideal bir futbol takımı kadrosunda toplamda 25 adet oyuncu bulunur.

    4-2-3-1 düzeninde oynayan bir takım için düşünürsek bunu:

    2 x kaleci
    2 x sağ bek
    2 x sağ stoper
    2 x sol stoper
    2 x sol bek
    2 x 6 numara
    2 x 8 numara
    2 x sağ açık
    2 x 10 numara
    2 x sol açık
    2 x forvet

    toplam 22 kişi. buraya +3 de joker eklersin riskli bölgeler için (ki bu bölgeler orta saha - stoper ve diğer eksik olabileceğini düşündüğün son bölge) ve 25 kişiyi tamamlarsın.

    ama nasıl 25?

    uefa'nın şampiyonlar ligi sayfasında oyuncu kadro kayıt kuralları ile ilgili bir sayfası mevcut, buyrun aynen ekliyorum: https://www.uefa.com/...layer-registration-/

    --- alıntı ---

    who can be on list a?
    no club can have more than 25 players on list a during the season, of whom at least two must be goalkeepers.

    as a minimum, eight of those 25 places are reserved exclusively for 'locally trained players' and no club may have more than four 'association-trained players' listed among those eight places. ıf a club has fewer than eight locally trained players in their squad, then the maximum number of players on list a is reduced accordingly.

    what's a 'locally trained player'?
    there are two categories:

    1. club-trained players who have been registered with a club for three entire seasons (i.e. the period between the first and last official match of the relevant national championship) or of 36 months between the ages of 15 and 21.

    2. association-trained players who have been registered with a club or with other clubs affiliated to the same association for three entire seasons (i.e. the period between the first and last official match of the relevant national championship) or of 36 months between the ages of 15 and 21.

    --- alıntı ---

    çevirisini de ekleyeyim:

    --- çeviri ---

    a listesinde kimler yer alabilir?

    hiçbir kulüp, sezon boyunca a listesinde 25'ten fazla oyuncu bulunduramaz ve bunlardan en az ikisi kaleci olmalıdır.

    bu 25 kişilik kontenjanın asgari sekizi, münhasıran "yerel olarak yetiştirilmiş oyunculara" ayrılmıştır ve hiçbir kulüp, bu sekiz kişilik kontenjan dahilinde dörtten fazla "federasyon bünyesinde yetiştirilmiş oyuncu" bulunduramaz. eğer bir kulübün kadrosunda sekizden az "yerel olarak yetiştirilmiş oyuncu" varsa, a listesindeki maksimum oyuncu sayısı buna göre düşürülür.

    'yerel olarak yetiştirilmiş oyuncu' nedir?

    iki kategori bulunmaktadır:

    kulüp bünyesinde yetiştirilmiş oyuncular: 15 ile 21 yaşları arasında üç tam sezon (yani ilgili ulusal ligin ilk ve son resmi maçı arasındaki süre) veya 36 ay boyunca bir kulübe tescil edilmiş olan oyuncular.

    federasyon bünyesinde yetiştirilmiş oyuncular: 15 ile 21 yaşları arasında üç tam sezon (yani ilgili ulusal ligin ilk ve son resmi maçı arasındaki süre) veya 36 ay boyunca bir kulübe ya da aynı federasyona bağlı başka kulüplere tescil edilmiş olan oyuncular.

    --- çeviri ---

    yani diyor ki 8 tane ülkenden yetişmiş oyuncu koyacaksın bu listeye. mesela ilkay gündoğan bu listeye dahil değil. mesela ahmet kutucu ya da yusuf demir de değil, kaan ayhan da değil. barış dahil, yunus dahil, uğurcan dahil, abdülkerim dahil, eren dahil.

    kulüpte yetişme daha da enteresan. diyor ki sana "bu 8 oyuncunun ancak 4'ü başka kulüplerde yetişmiş olabilir, kalan 4'ü senden gelecek".

    şimdi burayı anladık değil mi? bak bizim yabancı kuralı vs. oralara girmiyorum, tamamen şampiyonlar ligi odaklı düşünüyorum.

    senin bu 8 oyuncun için sende kaç oyuncu var? yukarıda saydık, tekrarlayalım:

    uğurcan çakır (ülkede yetişmiş)
    günay güvenç (ülkede yetişmiş)
    batuhan şen (kulüpte yetişmiş)
    abdülkerim bardakçı (ülkede yetişmiş)
    arda ünyay (ülkede yetişmiş)
    eren elmalı (ülkede yetişmiş)
    yunus akgün (kulüpte yetişmiş)
    barış alper yılmaz (ülkede yetişmiş)

    kağıt üzerinde baktığımızda evet 8 oyuncu. ancak bunun sadece 2 tanesi kulüpte yetişmiş oyuncu olduğu için 2 oyuncu düşeceksin demektir yazdığın avrupa listesinden. yani 25 değil 23 yazacaksın. birinci dez avantajın bu. ki yazdığın oyunculardan birisinin (batuhan şen) galatasaray a takım forması ile 1 (bir) maçı var sadece. yani oynatmak için değil "yazmış olmak için" yazarsın en fazla. ne etti, 22 oyuncu doğru mu?

    biraz önce ilk başta ne dedim, bir takım 1 as 1 yedek 4-2-3-1 olarak tüm pozisyonları doldurduğunda zaten 22 kişi etmeli, doğru mu? tam buraya geldik işte.

    şimdi, pozisyon pozisyon gidiyorum:

    2 x kaleci = uğurcan çakır (ü) - günay güvenç (ü)
    2 x sağ bek = wilfried singo - kaan ayhan
    2 x sağ stoper = davinson sanchez - arda ünyay (ü)
    2 x sol stoper = abdülkerim bardakçı (ü) - ?
    2 x sol bek = ismail jakobs - eren elmalı (ü)
    2 x 6 numara = lucas torreira - mario lemina
    2 x 8 numara = gabriel sara - berkan kutlu
    2 x sağ açık = leroy sane - yunus akgün (k)
    2 x 10 numara = ilkay gündoğan - yusuf demir
    2 x sol açık = barış alper yılmaz (ü) - ahmed kutucu
    2 x forvet = victor osimhen - mauro icardi
    3 x joker = batuhan şen (k) - roland sallai - ? -

    yani kağıt üzerinde aslında bakıldığında doğru bir mühendislik var mı? 25 kişi bile elden geldiğince doldurulmaya çalışılmış, 22 tane biri as biri yedek tüm pozisyonları dolduracak oyuncu var mı elde. kağıt üzerinde yani teoride var.

    ali desidero şarkısında mfö'nün söylediği söz geliyor aklıma: "teoride desen zehir gibi, pratik dersen sallanmakta"

    buradaki as oyuncuları bir kenara bırakalım, yedeklerden de bir adet 11 çıkması gerekiyor ya hani, 22 kişiyiz sonuçta değil mi? hah o yedeklerden çıkacak 11'i batuhan şen'i ya da sallai'yi sol stoper oynatmadan çıkaramıyoruz farkında mısınız?

    yedek 11'e bak: günay - kaan - arda - ? - eren - lemina - berkan - yunus - yusuf - ahmed - icardi

    şimdi bu takım süper lig'de oynuyor olsa bu kadro ile, bu kadronun içerisinden bakarak "yahu şunu alsak şu takımdan bizde iş yapar" diyeceğiniz kim var? sayayım;

    arda çünkü genç ve iş yapabilecek bir stoper
    eren bence iyi sol bek
    lemina evet torreira yedeği olarak iş yapar deriz
    yunus kesin alınsın 11'i zorlar hatta girer deriz
    sallai yazılır yine farklı pozisyonlarda iyi joker
    icardi bi de çünkü tekniği var doğru mu?

    kalanları düşünmeyiz, istemeyiz. hatta alınacak olsalar "napıyoruz" falan deriz. ama bu adamlar senin şu anda 25 kişilik rotasyonlu kadronun içerisinde.

    demek ki neymiş?

    günay - kaan - berkan - yusuf ve ahmed gönderilmeli. net gönderilmeli. 11'deki eksikleri falan düşünmeden doğrudan bu 5 oyuncudan çıkmak lazım. yerlerine de yukarıda 22 + 3 kişilik kadroyu dizerken kimi nereye yazdıysak o bölgelere birer oyuncu alınmalı. hadi bir tek günay sezon sonuna kalsın o iş diyerek tutulsun kadroda ama devre arasında 4 gönderip 4 almamız kesinlikle ve kesinlikle şart.

    peki bu 4'ü tanımlayalım:

    1 - sağ bek: inanılmaz kritik. bak afrika kupası da geliyor, singo oraya gidecek diyelim ki bana o dönene kadar 10 üzerinden en kötü 6.5'luk performans verecek bir oyuncu lazım.

    2 - sol stoper: yukarıdaki oyuncuların içerisinde stoper yok ama zaten kafadan eksiksin stoperde. metehan varken bile eksiktin ki artık o da yok (olmasın da zaten, bahis oynayacak kadar kafası çalışmayan adamın galatasaray'da işi yok) ve sol tarafa kimi koysan abdülkerim yerine olmuyor. bize abdülkerim kadar hatta belki bir tık daha üstte performans verecek bir sol stoper kesinlikle ve kesinlikle şart.

    3 - 8 numara: kanayan yaramız. bugüne kadar gelen hiç bir 8 numara istediğimiz oyuncu değil, oynadığımız oyuna temposu ile girecek oyuncu değil. hem tempolu hem teknik birisini bulmak zorundayız. sara sezon sonuna kadar rotasyonda kalacak ama gelir gelmez sara'yı kesip 11'i alacak bir oyuncu lazım bize buraya da eğer şampiyonlar liginde de devam edeceksek. yok şampiyonlar ligini düşünmüyorsanız sara kadar, daha az maliyetli birisini alıp sezon sonunda sara'dan çıkıp çok çok iyi bir 8 almak zorundasınız.

    4 - 10 numara / sol açık: bu iki pozisyonu da oynayabilen birisini bulmamız lazım. esas pozisyonu 10 numara olacak ama sol açığa koyduğumuzda da işini yapacak. biraz sneijdervari birisi bence, o da oyunu hep sola yıkarak oynuyordu 10'da oynarken bile hatırlarsınız, biraz daha tempolusu olursa kanadı da oynayabilir bence.

    ilk etapta burası. bunlar devre arasında kesinlikle ve kesinlikle yapılmalı. yapılmazsa eğer maçların 2. yarısını çöpe attığımız gibi sezonun 2. yarısını da çöpe atmamız çok olası ki öyle bir durumda mali olarak toparlamamız çok ama çok zor olur.

    gelelim sezon sonuna:

    genç bir kaleci alınıp uğurcan ile rotasyona sokulmalı. jakobs'tan çıkılıp eren ile çekişecek hatta eren'i rotasyona düşürecek bir sol bek alınmalı. lemina'nın genci bulunup genci ile değiştirilmeli. ve icardi ile güzel bir şekilde vedalaşılıp yerine daha dinamik bir forvet alınmalı. 4 de burada transfer lazım.

    4 transfer devre arasında, 4 transfer sezon sonunda. 22 kişinin 8'i değişti, kalan 14 kişi zaten bizim 11'i etrafında çevirdiğimiz 14 kişi, onlarda bir sorun yok.

    artı altyapıdan oyuncuları as takıma yazmamız şart. bakın yazarsak iyi olur falan değil, şart. elin 18 yaşındaki oyuncusu ilk 11 oynuyor, elin 20 yaşındaki topçusuna artık "yetişmiş futbolcu" gözüyle bakılıyor. biz 25'ten küçük oyuncuya "genç oyuncu" muamelesi çekiyoruz. böyle yürümez bu iş.

    böyle 25 kişilik kadroyu tamamlamak zorundayız. yedeği ile birlikte her pozisyon birbirine yakın oyuncular ile dolmalı + 3 tane de iş yapıp fiş çekecek joker oyuncumuz olmalı. başka türlü bu planlama, bu mühendislik, bu müteahitlik adına ne derseniz diyin istediğimiz başarıyı bize getirmeyecektir. zorlayarak da olsa getirmeyecektir.

    osimhen'i almakla, sağ beke 30 vermekle, 30 kaleciye vermekle, 20 orta sahaya vermekle bitmiyor işte iş. senin bu paraları verdiğin oyuncular senin istediğin oyuna ne kadar yatkın, ne kadar bu oyunu oynayabilir bunu da araştırmak zorundayız.

    son olarak:

    bir takımda bu kadar çok kas sakatlığı oluyorsa bunun tek bir nedeni vardır: antrenman.

    singo - jakobs - ilkay - lemina - kaan - berkan hatta ve hatta son 9 aralık 2025 monaco galatasaray maçında uğurcan darbeye bağlı olmayan kas sakatlığı sonucunda oynayamıyorsa ben burada 2 şey ararım:

    1 - bizim antrenörlerimiz oyuncularımızı bizim sistemimize göre antrene edemiyor, oyuncu buna bağlı olarak gerekli kas grubunu geliştiremediği için kas sakatlığı yaşıyor.

    2 - oyuncular zaten müzmin sakat, kendilerine dikkat etmediklerinde sakatlıklar nüksediyor.

    her iki türlü de bu ipin ucu teknik ekibe bağlanır. müzmin sakat ise neden aldınız (ki değiller, bazıları kendine çok bakmıyor - jakobs gibi - ama müzmin sakat değil hiç biri), değiller ise neden bu oyuncuları hazırlamak konusunda sürekli ve sürekli yanlış işler yapıyoruz?

    darbeye bağlı sakatlık yaşayan oyuncumuz victor osimhen, o da milli takımda sakatlandı. sakatlıktan dönen oyuncunun dönüşü de sıkıntılı oluyor, adam yeniden form tutamıyor yeniden adapte olamıyor. herkeste bir gerileme var özellikle fizik anlamında. victor osimhen gibi bir oyuncu bile fizik olarak geriye giderken kimse bana bizim doğru çalıştığımızı falan anlatamaz, yok böyle bir dünya.

    oyuncular erken mi dönüyor? dönmesin. kadronu doğru kur, oyuncuyu ikame edecek adamın dönene kadar ikame etsin. sen kadronu yanlış kurduğun için oyuncun iyileşemiyor ve tekrar sakatlanıyorsa ben zaten cezayı sana keserim, sen de bu cezayı hak edersin.

    durum budur. bunları yaparsak, geleceğe umutla bakarız. yapılmazsa biz daha çok kalp krizleri geçiririz bu takımı izlerken.
  • 39480
    kalecileri saymazsak gün itibariyle güvenip sahaya atabildiği futbolcuları:
    1-singo
    2-sallai
    3-davinson
    4-abdulkerim
    5-jacobs
    6-eren
    7-lemina
    8-torreira
    9-sara
    10-ilkay
    11-barış
    12-yunus
    13-sane
    14-osimhen
    15-icardi

    şeklindedir. en zorda kaldığımız anlarda dahi sahaya atılmaktan imtina edilen berkan, ahmed, yusuf, arda gibi futbolcular rotasyon içerisinde değerlendirilmemiştir.

    dar rotasyon planlaması için dahi 15 oyuncu azken, bir de bu rotasyondan herhangi birinin sakat verildiği durumda takımın uçurumdan aşağı yuvarlanması zaten sezon başı gayet öngörülebilir bir durumdu. iyimser davranarak rotasyon içerisine yazdığım ama kronik sakat ve fizik olarak bitik olanlara girmedim bile.

    sezon başında buraları öngörememek ciddi bir başarısızlık. bugün yaşanan senaryoya kimse talihsizlik demesin. 3-4 sakatı olan monaco da 9 aralık 2025 monaco galatasaray maçı süresince sahaya atabileceği 5 oyuncu bulabiliyor. bu başarısızlık önce teknik heyetin, sonra da yönetimindir.

    bu başarısızlıktan dönebilmenin tek yolu önce devre arasında doğrudan ilk 11'i zorlayabilecek düzeyde 3-4 tane transfer, sonrasında ise atletico'yu mağlup ederek bir şekilde üst tura kendimizi atmaktır. aksi herhangi bir senaryoda geçtiğimiz sezon da olduğu gibi takımımız adına başarısız bir sezon geçmiş olacaktır.
  • 39481
    başlıyoruz.
    bir as sağ bek
    bir as sol stoper
    bir as ön libero
    bir as 8 numara
    bir as sol açık
    bir yedek forvet
    6 net adama ihtiyacı var bu takımın.
    fiziksellik konusunda sürekli sınıfta kalıyoruz. alacağımız her adam uzun boylu, sert, ciğersiz olmak zorunda. bizi yakan yeteneğimiz değil tempomuz. kendi kafamızı kendimiz yiyoruz. sürekli gitgelli bir oyun oynayıp beli dönmeyen adamlara yatırım yapıyoruz.
    gidecek isimler tam liste şu şekilde;
    sara
    barış
    kaan
    metehan
    yusuf
    bu adamlardan en fazla 20 milyon beklentim var. gerisi boş küme. metehan'ın zaten futbol hayatı bitti.
    kendisini vinicius zanneden barış 15 dakikalık performanslarla 20 milyon verirlerse öper başıma koyarım. sara kiralık giderse allah bereket versin. yusuf bedelsiz köyüne gider.
    2 tane içeri çeken adamla osimhen mi besleyeceğiz? 0 hücum katkısı olan beklerle orta mı keseceğiz?
    ne istiyoruz, ne bekliyoruz, ne oynuyoruz? şişir topu, 3. bölgede şok pres yap ve gole gitmeye çalış. can mı dayanır buna?
    1 adam ya 1 adam olmayınca kırılgan oluyorsun.
    kaan var berkan var diyorsun sezon başında ve daha sezonun ortası gelmeden elimde 3 orta saha var diyorsun. ne değişti berkan'da 4 yıldır? neyi göremedin son 4 yıldır da sana 6 ayda vazgeçtirecek duruma geldi mesela?
    osimnhen var icardi var forvete ne gerek var diyenler de vardı misal. ne oldu? içeri atacağın pırpır bir mertens'in olsa boşluklara akıllıca girse, uzaktan biraz şut atma yeteneği olsa fena mı olur? hayır ne kaybedersin geniş kadroda?
    ama biz kulübeyi unutuyoruz, yüzlerini unutuyoruz, oyunlarını unutuyoruz. lisans çıkarmasak fark etmeyiz bile. ahmed kutucu diye bir adam aldık. sev sevme, beğen beğenme adama şans bile veremedik ki doğru düzgün. kulübeye geçen futbolu unutuyor. bu adamları bir şekilde formda tutmak zorundasın. rotasyon adı altında bu adamları serpiştirmelisin.
    şimdi ben 6 futbolcu eksiğimiz var dedim. velev ki kuş taşa çarptı ve yeterli ölçüdeki versatil adamları aldın. hadi 3 transfer yaptın. ee? güven var mı hocaya kulübeyi kullanabileceğinden dolayı? ben artık açıkçası düşünmekten helak oldum. bizim son 4 yılda kulübeden gelip katkı veren adam sayısı 1 diye düşünüyorum.
    o da rashica. sonradan kendini gösterdi ve yunus da formsuz falan gitti ilk sene öyle öyle girdi 11 oyuncusu oldu. barış-kerem-zaha-ziyech-mertens varken misal en fazla rotasyon olan dönemimiz miydi? hangisini o dönem kazanabildik? zaha tripli dedik gönderdik, kerem top kaybediyor dedik yolladık, barış bir girip bir çıkıyordu, ziyech müzmin sakattı.
    ya sürekli problem problem. bugün madrid, city gibi takımlar da problem yaşıyor. ancak adamların bak kadrosuna o kadar yıldızın içinde yine de geleceğe atılmış adımlar görürsün. bizde o da yok. bir oynatabilsek diye heyecanlandığımız adam dahi yok. sıra gelmiyor gelse bak neler yapabilir diyemiyoruz bile.
    sonra kadrom yeterli. ya neye göre kime göre yeterli? socut departmanı 2 tane kreatif genç bruma bulamıyor mu? bulup da almayan kim varsa o zaman ona bu sözlerim.
    düşün galatasaray'ın yakasından. bir salın bizi.
    hocamız ne yazık ki beceriksiz yönetimin gölgesinde çok kalıyor. bu gölge onu yanlışa itiyor. göremiyor, duyamıyor.
    bu takım bu eforlu oyun ile devam edemez. etmesi için her mevkinin en az 2 alternatifi olmak zorunda. olmazsa işte avrupa'nın sıradan takımları seni döve döve yener.
    biz de burada sabahlara kadar uykusuz kalırız.
    kime anlatıyoruz?
  • 39482
    son üç yıldır avrupanın son aylarını kazanamadan bitiriyoruz. bu takım neden yeni yıla girerken düşüyor?

    sallai, lemina, sara ve yunus gibi isimlerin kulübe rotasyonunu oluşturması gerekirdi. ilk 11’de yaşını almamış, dinamik, top sürebilen kaliteli oyuncular olması gerekiyordu.

    rotasyonda kullanmamız gereken isimler bizim ilk 11’imizin değişmez isimleri. hem kaliteyi düşürüyoruz hem de kulübe rotasyonu kurmuyoruz. benim düşüncem yıllardır hâlâ bu yönde.
  • 39483
    mevcut durumu kadro mühendisliğine göre açıklamak bir yoldur ama bence yeterli değildir.

    bu kadro, dört yıllık süre içinde gidenler-gelenler farkını hesaba katarsak maaş hariç 168 milyon euro bonservis ödenerek kuruldu.

    4 yılda 261 milyon euro maaş ödedik.
    2022-23 - 41m€
    2023-24 - 62m€
    2024-25 - 66m€
    2025-26 - 92m€

    bu sene maaşları devre arasında değişir ama şu anda durum bu.

    galibiyet başına 3.4 milyon euro ödemiş bulunuyoruz. sezon sonu bu rakam galibiyet başına 2.95 milyon euro olacaktır...

    buna rağmen hala eksiğiz.
    sezon başına götüreyim sizi. sezon başında sol stoper lazım dediğimiz zamanlarda akanji'nin adı geçerken ısrarla singo istendiği söylendi. okan buruk'a sorulduğunda "sanchez sol stoper oynayabiliyor" dedi.

    buna şiddetle karşı çıkanlar oldu onlardan biride benim.

    ilk büyük sınav frankfurt maçı.
    singo - sanchez tándem maç 5-1 bitti. singo beke, pochi pochi abimiz sol stopere döndü. sonuç singo sakatlandı... neden? kasları stoper olamaya alışmış, bu yüzden yüksek deparlardan dolayı kas sakatlığı yaşamış.

    yani sezon öncesi plan sanchez'in sol stoper olması singo'nun sağ stoper olması.

    buna döneceğiz..

    sezon başı bay çıktı gol ve goller attı. sonra durdu...
    bunun sebebi sadece sözleşme, ben gidiyorum/kalıyorum, siyah ekran storysi falan değildi. barış o maçlarda forvetti. forvet!!

    buna da döneceğiz.

    kocaelispor maçı, icardi ilk 11'de osimhen ile birlikte. beklenti 4-4-2 ama görünen 4-4-1-1 görünümlü 4-2-3-1. sonuç mağlubiyet!

    bu arada sezon başında "kadrom mükemmel kadro yapmakta zorlanacağım" diyen bir okan buruk, buna karşın "apo sakatlansa sol stoperin yok" diyenlere "sanchez oynar" diyenlerin kavgası ile başlayıp, orta sahaya adam bakabiliriz diyen bizim ise eksik değiliz belki ama rotasyona adam lazım diye ısrarla yazan çizenlere son dakika ilkay hamlesi..

    geri döneceğimiz yerlere geri dönelim.

    sanchez'in sol stoper oynamayacağını görmek için alim olmaya gerek yok. bu takımın başındaki adamın sol stoper olmayacağını görmemesi komedidir.

    dünya üzerinde rotasyon yapamayan teknik direktörler dizilişi değiştirir. çünkü bir oyuncu yoksa yada onu rotasyona sokmak isterken yerine alabilecek birisi yoksa bu sefer dizilişle oynarsın.

    misal veriyor;

    sanchez - lemina - apo - kazımcan yapmazsın.

    sanchez - lemina - apo
    barış alper - torrik - ilkay - kazımcan
    sane - osimhen - yunus

    yaparsın. böylece zaten uzun süredir oynamayan kazımcan'ın arkasında bıraktığı boşluğu vermezsin. emre kılınç o çalımı atamaz, samsunspor ikinci yarı, yarını yokmuş gibi gelemez.

    veya trabzonspor maçı..

    eren - apo - lemina - sallai yapmazsın, singo'da varken

    apo - lemina - singo
    eren - torrik - sara - sallai
    sane - osimhen - barış

    yapar, trabzonun merkezini delersin. onlarda senin sane, üzerindeki kanattan gelemez maçı lehine çevirirsin.

    veya beşiktaş maçı. liverpool maçı sonrası..

    takım zaten yorgun iken daha fazla mesafe koşturmak yerine yine değişikliği gidebilirdik. bunu yaparken rotasyonda adam yoksa saha içinde düzenle değişikliğe gider ve durumu toparlayabilir, beşiktaş'ın kontralarını engeleyebilir sanchez'in atılmasının da önüne geçebilirdik.

    apo - sanchez - singo
    jakobs - lemina - ilkay - sallai
    sane - osimhen - barış

    yapabilirdik.
    yunus'u, lemina'yı, eren'i, jakobs'u, apo'yu, barış'ı dinlendirebilirdik.

    4-2-3-1 adeta bir ayet gibi bozulmaz durumda.
    bunu oynamak için çift forvet yerine icardi'yi 10 numaraya koymak gibi gaflete düşebiliyoruz.

    allegri, milan'ın başında forveti yok ama lider.
    sarri, higuain'i kaybettiğinde mertensi'i forvet yapıp sistemi değiştirip serie a'da 90 puan yaptı.
    pep, 3'lü 4'lü hangisi uygunsa rotasyonda eksiği varsa ona göre çıkıp maça herkesi dinlendirebiliyor...

    yani sorun sadece eksik kadro değil.
    sorun biraz kolaya kaçmakta, ezberi bozmamakta, basite indirgemekte.
  • 39484
    okan buruk’un bir a planı antrenörü olmasını cebimize koyalım. oyunumuz belli bizim.

    o planın sağ stoperi davinson sol stoperi abdülkerim. bu planı devam ettirir mi diyeceğimiz tek oyuncu singo. hayatında dörtlünün ne sağ ne sol stoperi oynamamış singo. üstelik as sağ bekin de singo. yani galatasaray’da davinson ya da abdülkerim sakatlanır, cezalı olur ya da formsuz olursa galatasaray’ın düşüş yaşamama ihtimali yok.

    o planın orta alanı tutan ikilisi lemina-torreira. bu planı devam ettirir mi diyeceğimiz herhangi bir isim yok. bu ikiliden oynamayan biri olursa sara oynuyor. bütün planın değişmesi gerekiyor yani. zaten plan da hiç değişmiyor.

    o planın ön tarafını tutan ikili barış-osimhen’in fiziksel direnci. ikisinden biri oynamadığında yerine ilk aday yunus. yunus’un en büyük eksikliği fiziksel direnci. zaten yunus aynı zamanda ilkay-sane yoksa da ilk aday.

    galatasaray’ın başka bir plana sahip olamamasının temel sebebi rakip yarı sahada set oyununun hiç gelişmemesi ve işlememesi. galatasaray rakip yarı sahaya yerleştiğinde ön 5’liye iki bekinden birini bazen ikisini de yolluyor. barış-sane çizgiye basıyor. sallai-jakobs-singo içeri giriyor. baya baya half space kullanımı onlara bırakılıyor. hani şu modern futbolun en çok üretilen mevkisi. doğal olarak burdan üretemiyor galatasaray. orta sahaları o alana girmiyor çünkü. torreira insiyatif alıp yapıyor bazen. mertens insiyatif alıp çok yapardı. ama teknik ekibin böyle bir planı yok. sane-barış çizgide üretmesi ya da kapılan toplar dışında şansımız yok bizim akan oyunda. bu birebirler verimli değil. çünkü ikisi de içe kat ediyor. içe kat ettikleri yerde osimhen dışında tehlikeli alternatif yok. o da stoperlerin kucağında. çizgiye inebilen bekler de yok. orta tehditi de yok. birebirde top kaybedilince hurra geri koşmamız lazım. o yüzden hücum bek kullanamıyoruz. çünkü geçiş birebirlerinde rezil oluyorlar bu oyun sisteminden dolayı. lemina oynadığında bu çıkmaz biraz hafifliyor. çünkü elimizde tek klasik ön libero lemina. o rakip geçişin ilk pasını hızlı okuyup topu kapmayı ya da zaman kazandırmayı iyi biliyor. o yoksa rakibin her geçişinde abuık sabuk yakalanmamız çok doğal.

    özet olarak, a planı verimsiz ve çok maliyetli. bu a planının tüm sezon işlemesi için zeki ve atletik 18 oyuncu lazım bize. orta sahaya da osimhen, savunmaya da osimhen seviyesinde isim lazım mesela. hani bunları idare edecek yedekler falan da lazımda o ayrı mevzu. bizim ise ehven-i şer a planını işleten oyuncularımızın benzeri dahi yok kulübede. o yüzden her sezon bir imza maçımız ve sonra hayal kırıklıklarımız var avrupa’da. tavanımız belki iki basamak yükseliyor bu planla. ancak tabanımız 5-6 basamak aşağı iniyor. üstelik tavanımızın sadece manşet verebilecek kadar yakıtı var. çözüm ise rakip yarı sahada efektif oynayabilen bir takım olmak. bu efektifliği sağlamak için ne kadar fiziksel kaynak sağlayan oyuncudan feragat edersek o kadar az tam saha pres yapabiliriz. bunu kabul ettiğimiz ve üzerine koymaya çalıştığımız ölçüde de aşama kat edebiliriz.
  • 39485
    uzun sürelerdir bir takım "kifayetsiz muhterisler" tarafından yönetilen, potansiyelinin çok uzağında kalan, oysa ki adam akıllı bir yönetim, teknik heyet ve planlamayla avrupa'da bir atletico madrid, borussia dortmund olabilecek durumdaki takım.

    bu kifayetsiz muhterislerin ne amaçla, hangi gerekçeyle bu takıma liderlik ettiğini anlamak çok güç. aslında bir çoğumuz tahmin edebiliyor, ama ülkenin iklimi nedeniyle dile getiremiyor.

    son 10 yılda galatasaray'ın transfer dönemlerinde yapmış olduğu kar/zarar bilanço tablosu aşağıdadır.

    2014/2015 -> -11.59 milyon euro
    2015/2016 -> +10 milyon euro (burak yılmaz'ı çin'e 8 milyon euro'ya satıldığı sezon)
    2016/2017 -> -11.66 milyon euro
    2017/2018 -> -8.09 milyon euro
    2018/2019 -> +2.31 milyon euro (ozan kabak'ın stuttgart'a 11 milyon euro'ya satıldığı sezon)
    2019/2020 -> -1.12 milyon euro
    2020/2021 -> -0.82 milyon euro
    2021/2022 -> -29.92 milyon euro
    2022/2023 -> -31.44 milyon euro
    2023/2024 -> +18.16 milyon euro (sacha boey'in bayern münih'e 30 milyon euro'ya satıldığı sezon)
    2024/2025 -> -22.10 milyon euro
    2025/2026 -> -132.32 milyon euro

    son 10 sezondur transfer dönemlerinde net 218.59 milyon euro zararımız var. son beş sezonda (2021/2022'den itibaren) transfer tahtasındaki toplam zararımız 215.78 milyon euro. üstelik bu paralar sadece bonservisler için harcanan paralar. yıllık ücretlere girmiyorum bile.

    bunun karşılığında galatasaray futbol takımı son 10 yılda şampiyonlar liginde 8 kez boy gösterme şansı elde etmiş, 2 kez ön eleme turunda elenmiş, 6 kez grup/lig aşamasına kalmış. elde ettiği sonuçlar şu şekilde:

    2014/2015 - grup aşaması -> 1 beraberlik, 5 mağlubiyet (arsenal, b. dortmund, anderlecht)
    2015/2016 - grup aşaması -> 1 galibiyet, 2 beraberlik, 3 mağlubiyet (atletico madrid, benfica, astana)
    2018/2019 - grup aşaması -> 1 galibiyet, 1 beraberlik, 4 mağlubiyet (l. moskova, porto, schalke 04)
    2019/2020 - grup aşaması - > 2 beraberlik, 4 mağlubiyet (psg, real madrid, club brugge)
    2021/2022 - 2.ön eleme turu -> 2 mağlubiyet (psv)
    2023/2024 - 3 ön eleme turu + grup aşaması -> 6 galibiyet, 4 beraberlik, 3 mağlubiyet (bayern, manchester united, kopenhag)
    2024/2025 - playoff turu -> 2 mağlubiyet (basel)
    2025-2026 - lig aşaması -> 3 galibiyet, 3 mağlubiyet

    toplamda 11 galibiyet, 10 beraberlik, 26 mağlubiyet. eleme turlarını çıkartırsak 6 galibiyet, 9 beraberlik, 22 mağlubiyet. üç kez ön elemede sadece bir kez grup aşamasına kalabilmiş.

    2021/2022'den önce transfer tahtasında zararımız 20.97 milyon euro, grup aşamalarında elde ettiğimiz galibiyet sayımız iki
    bu tarihten sonra transferde yapılan zarar yukarıda yazılı (215.78 milyon euro) elde ettiğimiz galibiyet sayısı dört.

    2 galibiyet fazla alabilmek için 200 milyon euro harcamak, sadece şovenist, iş bilmez, vizyonsuz, plansız ve programsız bir yönetim/teknik heyetin ürünü olabilir.

    karşılaştırmak amacıyla borussia dortmund'un son 10 yıldaki transfer sezonlarında kar/zarar bilançosu şu şekilde:

    2014/2015 -> -66.4 milyon euro
    2015/2016 -> +22.55 milyon euro
    2016/2017 -> -30.10 milyon euro
    2017/2018 -> +161.36 milyon euro
    2018/2019 -> +23.70 milyon euro
    2019/2020 -> -14.25 milyon euro
    2020/2021 -> -49.65 milyon euro
    2021/2022 -> +64.5 milyon euro
    2022/2023 -> -31.44 milyon euro
    2023/2024 -> -22.6 milyon euro
    2024/2025 -> +68.8 milyon euro
    2025/2026 -> -31.6 milyon euro

    son 10 yılda transferde kar/zarar dengesi +94.87 milyon euro düzeyinde. bunun karşılığında şampiyonlar liginde son 10 sezonda 4 kez son 16, 3 kez çeyrek final, 2 kez grup aşaması, 1 kez final oynama başarısı göstermiş.

    turnuvada elde ettikleri ödül parasını artık sizler hayal edin.

    bu örnek sizlere galatasaray'ın nasıl iş bilmez, vizyonsuz, beceriksiz yöneticiler ve teknik adamlar tarafından yönetildiğinin bir örneği olsun.
  • 39486
    her yaz taraftarın kadro derinliği yok diye bağırdığı, her sene havalar soğuyunca sakatlık ve cezalardan avrupada sallanan takım. tamam yedeklerimiz yıldızlarla dolu olmasın ama en azından potansiyelli gençlerle dolu olsun. tepesi belli olan takımın oyununu düşürecek adamları yedek olmaya ses çıkarmıyorlar diye tutunca olmuyor işte. yedek oyuncunun olayı kendini göstermek istemesidir, bizimkiler oyuna girince çıkandan daha yorgun görünüyor.

    hadi 1 sene yapıldı bu hata 2 sene yapıldı kaçıncı senedeyiz be?
  • 39488
    kısa vadede;

    -şampiyonlar liginde ilk 24’e kalması

    - şampiyonlar ligi sonrası tüm ağırlığı lige vermesi gereken takımdır.

    devre arası;

    -berkan -yusuf - ahmet - icardi(maaş bütçesini açmalıyız) gönderilmeli

    -yaşları 20-26 arası 2 tanesi wonderkid olmak şartıyla 4 transfer yapılmalı. (2 orta saha -1 kanat forvet - 1 sol stoper) yıldız olması şart değil fizik gücü yüksek tempolu ve gelişmeye açık olması yeter.
  • 39489
    ilk 11 diye bir şeyin olmadığını anlaması lazım. ilk 16 gibi düşünmek lazım. gerisi yedekler artık.

    okan hocanın ekibinde dünya standartlarında kondisyonerler, taktisyenler, kaleci antrenörler olmalı. yok maalesef.

    bu takımın ne organize atağı var, ne doğru dürüst hücum taktikleri. bu takım üç kulvarda mücadele ediyor her sene.

    ligde lider, şampiyonlar liginde üst tura çıkıp bitirirse ilk yarıyı en azından rahat bi nefes alırız. ara transfer döneminde de göreceğiz yönetimin performansını.
  • 39490
    iyi bir çekirdek kadrosu hatta bunu genişletirsek 12-13 kişilik iyi bir kadrosu vardır. ama okan buruk'un eline verilmiş yetersiz bir 18-19 kişilik kadrosu vardır. o rotasyon verilse bile rotasyon yapmayı bilmeyen bir okan buruk gerçeği de vardır.

    şimdi galatasaray taraftarı takımı eleştirecem diye elma ile armutu bazen ayıramıyor.
    uğurcan yağlı kazık, sanchez eskisi gibi değil, abdülkerim buranın oyuncusu değil, lemina futbolu bırak kardeşim... yapılan eleştiriler artık buraya kaymış durumda. adam elindeki iyi parçaya da sallıyor. kusursuz ana kadro real madrid'de bile yok emin olun. ama kimse sıkışık sezon takviminde 12-13 kişilik rotasyonla oynamıyor. kimse ana oyuncu grubuna bu kadar yük bindirmiyor. galatasaray'ın sorunu rotasyon sorunudur. okyanusu geçiyoruz, derede boğuluyoruz. 3 sezondur böyle, aynı hikaye.

    kasım milli arasından çıkmışız. 5 maç arka arkaya oynamışız.
    örneğin sane milli takımı da sayarsak 7 maç arka arkaya 90 dakika oynamış.
    abdülkerim sanchez ikilisi öyle. hatta 2 maç davinson sağ bek bile oynamış.
    torreira öyle, barış öyle. sallai cezalı olmasa dinleneceği bir seçenek yok ki güya sezon başında yedek oyuncuydu. eli yüzü düzgün tek rotasyon oyuncusu bile rotasyon yapılamaz hale gelmiş.
    sara bir maç 84'de çıkmış, diğer maçların hepsi 90 dakika, o bile rotasyonsuz.
    şimdi 9 aralık 2025 monaco galatasaray maçının kadrosuna bir bakın.
    emin olun ilk 11 iyi bir 11, ilk yarı bunu da gösterdiler. ama bunlar insan kardeşim, yoruluyorlar.
    takımın yarısı yorgun, diğer yarısı da sakatlıktan çıkmış hazır olmamış şekilde oynuyor.
    sanchez, abdülkerim, torreira, sara, barış ve sane yorgunluktan geberiyor. çünkü bunlar bir kez bile dinlenemememiş. ayrıca sadece kendi yorgunlukları problem değil, takımdaki hazır olmayanları da taşıyorlar.
    ilkay, jacobs, osimhen ve yunus da sakatlıktan yeni çıkmış hazır olmayan futbolcular.
    bir tek sallai yorgun değil, o da 2 maç cezalı olmasından dolayı.
    lemina'ya neden sakatlandın diyoruz ya sakatlanmasa zaten verim alınamayacak. sakatlanmaması zaten oyuncu yapısıyla da mümkün değil.
    sadece 3-4 tane daha sağlam yedekle ve rotasyon yapmayı bilen bir hocayla biz bu problemi aşabilirdik.
    bu takımın tek yedeği var, o da sallai. o da ne kadar yedek tartışılır. 12-13 kişiyle buraya kadar. o 12 kişi sana şampiyonlar liginde 9 puan alıyor. ama kasım-aralık ayında patetes oluyorlar. bu tesadüf değil.
  • 39491
    erden timur’dan sonra yönetimi tarafından ihanete uğrayan takım. transfere harcanan pornografik paralara, gelenlere gidenlere bir bakalım:

    -24-25: ziyech, sara, jelert, sallai, jakobs, batshuayi, osimhen, eren, cuesta, morata, ahmet, lemina, frankowski.
    harcanan bonservis: 61 milyon euro.

    -25-26: osimhen, singo, uğurcan, sane, ilkay.
    harcanan bonservis: 148 milyon euro.

    209 milyon euro harcamışız, 27 milyon euro’luk satış yapmışız. net 182 milyon euro eksideyiz.

    bir de üç yıllık planlama sezonu, erden timur’un son sezonu ve güncel galatasaray’ın maaş bütçesini karşılaştıralım:
    21-22: 35 milyon euro
    23-24: 62 milyon euro
    25-26: 93 milyon euro.

    bakalım erden timur varken kaç milyon euro bonservis harcanmış:
    22-23: 47 milyon euro.
    23-24: 35 milyon euro.

    toplam 82 milyon euro para harcanmış, marcao ve boey hariç 25 milyon euro satış yapılmış (onlar dahil 68 milyon euro). yani iki yılda erden timur’a göre hatipoğlu ve kavukcu, 150 milyon euro daha fazla para harcayıp maaş bütçesini yüzde elli artırmış. bonservisiyle gidenler hariç 2 forvet, 3 kanat, 2 sağ bek, 2 sol bek, 3 orta saha katılmış takıma. hala orta saha eksik, hala sağ bek eksik, hala forvet eksik. hala ligde şampiyon olup avrupa’da mart ayını göremiyoruz. sadece çok daha fazla para harcıyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın