• 3590
    1 gün sonra gelen ekleme edit'i: https://twitter.com/.../1429837090959790083 - bu hamle beklentiler konusunda bazı şeyleri olumlu anlamda değiştirdi.

    https://twitter.com/.../1428993494534828040

    sen git akp'nin ntv'sine "sie" çeken cenk akyol'u teknik ekibine dahil et, akp'yi kışkırt, sonra da "bizi düşman bellemişler" diye akp'nin tff'sine hayıflan. * işin geyiği bir yana cenk'i galatasaray'ı çatısı altında görmek büyük keyif, hoş gelmiş sefa getirmiş.

    bu sezon özelinde takımdan büyük beklentilerim yok, naçizane önerim hiçbir galatasaray taraftarının da ciddi beklentiler içinde olmaması yönünde. geçtiğimiz sezon olduğu gibi düşme korkusu yaşayacağımızı düşünmüyorum ama öyle ligin tepelerini zorlayabileceğimize falan da pek ihtimal vermiyorum. playoff potasını dürteriz gibi hatta içinde de olabiliriz ama o kadar. zaten çıkan haberlerden ve aldığımız duyumlardan anladığım yeni bir yapılanmanın olduğu erkek basketbol tarafında. yani önümüzdeki sezondan ziyade 3-4 sezon sonrası hedefleniyor gibi daha çok. kendi adıma hiçbir problem yok, yeter ki bir plan olsun ve bu planlamaya uyulsun, seve seve desteklerim.

    dee bost ve melo trimble hamleleri risksiz ve iyi tercihler. david kravish bizim seviyemiz için isabetli bir uzun ve her şeyden önce uzun, ribaunt alabiliyor (uzun zaman sonra net ribaunt çekebilen bir uzunumuz oldu). eski göz ağrımız ege arar geçtiğimiz sezon petkim'de çok iyiydi, resmen böyle bir serüvene ihtiyacı varmış kardeşimizin, yerli oyuncu rotasyonuna katacağı değer fazla olacaktır. öte yandan artık fiziği aktif basketbolu kaldırabilecek durumda olmayan barış ermiş'le yola devam etmeyip o rolü eray aydoğan'a verecek olmamız da son derece doğru bir karar oldu. eray fundamental olarak bas bas bağırıyor "ben oyunu biliyorum" diye, yeter ki süre verilsin ve sabredilsin.

    ekrem memnun'u çok seviyorum, hangi galatasaraylı sevmez ki zaten ekrem hocayı; ancak erkek basketbolu için doğru isim olduğunu düşünmüyorum kendisinin. keşke daha doğru bir isme emanet etseydik takımı, hayırlısı...

    forvet rotasyonunda eksiğiz, tercih(ler)i merakla bekliyorum.
  • 533
    gelecek yeni yönetimin, önceliğini futbol takımına verecek olması nedeniyle önümüzdeki sezon muhtemelen biraz daha geri planda kalacak, sezonun en başarılı sarı kırmızısı. belki futbol aşığı bir insan olmadığım için böyle düşünüyorum, belki de doğrusu bu bilemiyorum; ama yıllar sonra ilk defa bu kadar umut veren, bizleri heyecanlandıran bu takıma gereken desteğin verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    oktay hoca'nın (oktay hoca demeyi çok seviyorum, bizlere o kadar yakın görüyorum ki) takıma bir karakter kazandırması, takımı sahiplenmesi, bu dar kadroyla normal sezonu ikinci sırada bitirmesi gerçekten takdire şayan. ancak oktay hoca da merlin * değil. daha iyi yerlere gelebilmemiz için sadece hocamızın iyi olması yeterli değil, takımımızın da biraz daha iyi olması gerekiyor. shumpert, ermal, andric ve tutku dışında hiçbir oyuncumuz euroleague top 16 seviyesinde değil. bu oyuncularımız da her euroleague takımında oynarlar diyemeyiz. buna rağmen geldiğimiz nokta gerçekten muazzam.

    birçok galatasaray taraftarı, galatasaray erkek basketbol takımıyla bu sene ilgilenmeye başladı. belki futbol takımımızın kötü gidişatı da buna sebep olmuş olabilir; ama basketbol takımımızın başarısı (karakteri) da muhakkak etkilidir. böylesine büyük bir koç, artan ilgi ve parke üstünde yarattığımız karakteri her zaman bir araya getiremeyebiliriz; ki yıllar sonra ilk defa getirebildik. birkaç sene önce de ergin atamanlı beşiktaş cola turka'nın bir çıkışı vardı; ama kısa soluklu oldu, devamını getiremediler. sonrasında ergin ataman efes pilsen'e geçti zaten. oktay hoca'nın da daha büyük bütçeli bir takıma geçmesinden çok korkuyorum. sonuçta başarılı ve kaliteli bir koç. ancak, herkes gibi benim de temennim; uzun yıllar bizimle kalması ve beraber başarıdan başarıya koşmamız.

    ülkemizde 5-6 senedir fb ülker - efes pilsen hegemonyası var. daha da geriye gidersek, ülker - efes pilsen... son 5 senenin de en başarılı takımı, ezeli rakibimiz fenerbahçe ülker. biz, bu sene bu paradoksu bozduk. biz de varız dedik! rakiplerimiz efes pilsen ve fb ülker büyük bütçelerle, önemli oyuncularla mücadele ediyor. hakikaten lafta değil, gerçetekten de öyle. birkaç bilgi vereyim, vereyim de oktay hoca ve basketbolcularımızın ne kadar zor bir iş başardığını daha iyi anlayalım.

    fb ülker, yatırımlarını her sene kademe kademe artıran bir organizasyon. 13,000 kişilik yeni salonları da bitmek üzereymiş. fenerbahçe'nin cebinden 1tl bile çıkmadan yapılan muhteşem bir salon. önümüzdeki sezon için de; chuck eidson, - her ne kadar yalanlansa da- bogdanovic, james gist gibi isimlerle görüştükleri söyleniyor. ayrıca nba'den 2 tane yıldız geleceği de sıkça konuşuluyor. bir ara marco belinelli'nin (nba'da yıllık 3 milyon dolara yakın para kazanıyor) adı çıkmıştı. yine aynı şekilde efes pilsen'in de önümüzdeki sezon çok büyük yatırım yapacağı konuşuluyor. ancak, benim tahminim erman kunter'in geleceği yönünde. bu iki takımın yıllık bütçelerinin 20 milyon euro'ya yakın olduğunu duymuştum. hatta tam emin olmamakla şunu söyleyebilirim; rakocevic, arda kadar yıllık maaş alıyor.

    oktay hoca gerçekten büyük antrenör. bunları yazarken kendimi bir an aliağa petkim taraftarı sandım. yahu! biz de galatasarayız. yatırım yapılacaksa biz de yaparız, salonsa biz de yaparız.. sponsorsa biz de buluruz. buluruz değil mi? açıkçası bu seneye kadar çok fazla umudum yoktu; ama şimdi umutluyum, oktay hoca varken umutluyum!.. (gbkz: her ne kadar bu takımın başarısı, futbol takımının başarısızlığının gölgesinde kalsa da, çok büyük iş çıkardılar, çıkarıyorlar.) inşallah zamanla daha iyi olacak...

    bu seneye dönersek, herkes gibi ben de final için en büyük 2 adaydan biri olduğumuzu düşünüyorum. hatta şunu söyleyeyim; efes pilsen bu kadar istikrarsızken, bir de üstüne geçen seneki fb ülker olsaydı, şampiyonluk bile çok çok yakın derdim. belki yine şampiyon olabiliriz; ama benim için önemli olan şampiyonluk değil. olin edirne'ye elensek bile düşüncelerim değişmez. olin demişken, play-offlarda olin'e tahmin ettiğimizden çok daha fazla zorlanırız diye düşünüyorum; ama geçeriz inşallah. her ne olursa olsun biz bu sezonu zaten kazandık. emin olun, o teneke parçasından çok daha fazlasını kazandık.

    son olarak; sıklıkla görüyorum, euroleague'e katılım hakkında yanlış veya eksik bilgiler var. statü hakkında birkaç bilgi vereyim.

    euroleague, şirket mantığıyla yönetiliyor. ticari kaygıları var. bu yüzden mücadele edecek takımları kendileri seçiyorlar. takımlarla sözleşme imzalıyorlar. a - b - c tipi sözleşme şekli var sanırım. fb ülker ve efes pilsen a tipi sözleşmeli. davetiye olmadan euroleague'e katılmanın tek yolu ise, euro cup'ı kazanmak. sonrasında da kalıcı olmak senin elinde. mesela, geçen senenin euro cup şampiyonu power electronics valencia'nın c tipi sözleşmesi var. bu sene çeyrek finale kaldılar. muhtemelen bundan sonra kalıcı olurlar. ayrıca, ön eleme oynayan takımlardan birinin çekilmesi veya sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda ise ön eleme hakkı doğabilir. (geçen sene banvit oynamıştı.) ancak, ön elemeyi geçmek de hiç kolay değil. her şeyin zamanı var, ben ilerleyen yıllarda orada olacağımızı düşünüyorum. şüphem yok, sizin de olmasın.
  • 3397
    son yenilmez armada'dan bu yana ilk defa bunu söyleyeceğim.

    ben bu sene bu takımı gerçekten sevdim. evet kadro yetersiz, evet koçumuz zaman zaman önemli hatalar yapıyor ve takım bocalıyor ama takımda kesinlikle şu var. mücadele ve takımdaşlık. zaman geçtikçe de çok daha iyi olacaklar zaten.

    tai webster'ın geri dönüşü ile lazeric jones kızağa çekildi, çok da iyi oldu. webster iyi bir oyun kurucu değil belki ama iyi bir delici ve oyunumuza bu yönde çeşitlilik katıyor. can korkmaz ise oyununu gerçekten geliştirdi ve koç da ona daha fazla sorumluluk vermeye başladı. webster ve can sık sık aynı anda sahada oluyorlar ve bu da her ikisinin oyununa katkıda bulunuyor. zaman zaman aaron harrison'ın da oyun kurucu pozisyonuna geldiğini görüyoruz ki bu da önemli bir detay.

    harrison demişken, sahadaki duruşu ve oyunuyla bu takım benim diyor adeta. kesinlikle takımımızın lideri. zaten takımdaki en iyi oyuncu da kendisi. sıkıştığımız anlarda, el yakan toplarda da hep harrison var. adamın bir de tuhaf bir sempatikliği var. inşallah uzun süre kalır bizde. şutör guard pozisyonunda harrison ile birlikte yiğit arslan var. yiğit yetenekli ve daha da gelişime açık bir oyuncu. kesinlikle çok yetenekli ve koçun üzerinde durması gerekiyor. zaman zaman hata yapsa da oyununu beğeniyorum.

    3 numara pozisyonunda şu an için elimizde bir tek göksenin köksal var. hala hücumda kısıtlı olsa da savunması ve enerjisiyle takıma katkıda bulunmaya devam ediyor. kısa bir 5'le oynadığımızda aaron harrison ya da yiğit arslan da bu pozisyonda olabiliyor. tabi sene başında sakatlanan marko arapovic de bu rotasyonun içinde yer alacaktı. keşke takımızda bu pozisyonda nigel hayes gibi bir skorer olsaydı. zaten o zaman bir gömlek üstte bir takım olurduk.

    4 numara pozisyonunda takımın en tuhaf oyuncusu olan greg whittington bence yanlış kullanılıyor. elimizde uzun yedeği olmadığı için koç onu auguste olmadığı zaman 5 numarada oynatıyor bu da whittington'ı asıl tehdit yarattığı high post pozisyonundan uzağa çekiyor. halbuki üzerine oyun kurulduğunda son derece etkili olabilecek ve eşleşme sorunu yaratabilecek bir oyuncu. bu pozisyonda oynayan bir diğer oyuncumuz ise ben moore. hücumda nispeten kısıtlı ama pota altı, ribaund ve savunma açısından fena olmayan bir oyuncu. auguste kenardayken genelde whittington ile aynı anda uzun rotasyonunu oluşturuyor. bu arada söyleyemeden geçemeyeceğim. adamın soyadı "mur" diye değil "moor" diye okunur ama nerdeee..

    son olarak pivot pozisyonu maalesef ki takımımızın en büyük eksik yanı. zaten ribaundlarda takımca yaşadığımız sıkıntı buradan kaynaklanıyor. zach auguste atletik, savaşçı ve yüreğini ortaya koyan bir adam ama bu tarz bir adamı dinlendirecek bir yedeğimiz bile yok. ege arar maalesef ki yeterli değil ve daha alması gereken çok yol var. bu durum da hem auguste'un yorulmasına hem de 4 numaradaki oyuncularımızın performansının düşmesine neden oluyor.

    elindeki kadroya koçumuz fena bir rotasyon kullanmıyor. haftada iki maç yapan bir takım olarak daha geniş bir kadro tabi ki çok daha iyi olabilirdi ama maalesef eldeki bu. ama oyuncuların mücadelesi ve birbirleri ile saha içindeki iletişimleri gerçekten iyi. tarz olarak son yılların en çeşitli ve tuhaf oyuncu grubuna sahibiz. ama yürekli bir takımız. yeri geldiğinde şutların girmediği ve çok kötü takımlara karşı farklı kaybettiğimiz maçlar da olacak ama hiç beklenmedik şekilde bizden kat kat güçlü takımlarla başa baş mücadele edebildiğimizi de göreceğiz.

    bir 3 numara şutör ve bir yedek pivot çok büyük fark yaratırdı ama bütçeyi sağlamayanlar utansın, biz desteklemeye devam edelim.
  • 3485
    koca uzatma bölümü boyunca ligin en zayıf takımına karşı tek bir sayı bile bulamayan takım. bir sayı be bir sayı. potaya penetre yok, ikili hücum yok, varsa yoksa dışarıda direk gibi dikil ve top bekle, gelirse boş, el üstü fark etmez, direk fırlat...

    ertuğrul erdoğan bazen beni öyle bir hayal kırıklığına uğratıyor ki bu branşa olan bütün heyecanım solup gidiyor.

    (bkz: 17 ekim 2020 fethiye belediye galatasaray basketbol maçı)
  • 4038
    transfer ettiği söylenen oyunculardan yola çıkarak bütçe arttırımının yalan olduğu veya çok cüzi miktarda olduğu ortaya çıkan takım. izundu yerine bishop demek uzun rotasyonunu upgrade yerine downgrade ediyorum demek. çeyrek finalde sallana sallana elediğimiz nymburk takımının 21 dakika süre alan oyuncusu kendisi. ofansta sıkıntılı biri, muhtemelen tuğla atıyor.

    muhsin yaşar keza takımı yükseltecek profilden uzak. fabian white için nötrüm, bu sezon iyi işler yaptı. yeteri kadar katkı alabiliriz belki.

    ismi çıkan diğer oyunculardan hiçbiri vasat üstü isimler değil. boşta olan eli yüzü düzgün amine noua'ya bile gitmeyerek, endonezya ligine kaptıran bir transfer komitesi söz konusu. takımın hali içler acısı. önümüzdeki sezondan beklentisi olan varsa minimize etmesini öneririm.
  • 2328
    iyi yolda olan, umut aşılayan güzel takım. daha 4 gün önce ligdeki 3 maçlık mağlubiyet serimizi ligin formda ekiplerinden darüşşafaka karşısında hem de deplasmanda sona erdirmiştik.* son 6 maçının 5'ini kazanmış ve kaybettiği tek maçta efes'i elinden kaçırmış darüşşafaka'ya karşı deplasmanda galip gelmek kolay iş değil. üst üste 4. lig mağlubiyetimizi alıp euroleague maçı öncesi moraller düşecek diye ödüm patlamıştı açıkçası. ancak ergin hoca'nın oktay mahmuti karşısındaki üstünlüğü yine devreye girdi, böylece top 16'daki ilk maçımız öncesi biraz olsun moral bulduk. gelelim dün akşamki 30 aralık 2014 galatasaray zalgiris kaunas basketbol maçı'na. zalgiris'i ve alba berlin'i her türlü altımıza alacağını düşünen ergin hoca iç sahamızdaki seyircisiz maçların bu iki takıma denk gelmesini oldukça olumlu karşıladığını söylemişti daha önce. ben ise kendisi kadar rahat değildim. zira seyircinin öyle veya böyle itici gücünden mahrum çıktığımız zalgiris maçını kaybetmek bizim için top 16'da intihar anlamına gelirdi. hatta iç sahadaki zalgiris maçında alınacak mağlubiyetin getireceği moral bozukluğu top 16'da 0 çekmemize bile neden olabilirdi, o derece hayati bir hedef maçıydı bu. neyseki justin carter transferini bu maçtan önce bitirdik de onun da takıma kattığı enerji ile kazasız belasız atlattık bu maçı. üst üste gelen darüşşafaka ve zalgiris galibiyetleri takımı havaya sokacaktır. tek korkumuz 9 kişilik rotasyonun talihsiz bir sakat vermesi. her oyuncu o kadar kilit rol oyuyor ki kadroda biri grip bile olsa takımın tamamı etkilenir, o noktoda şu an bizim takım. basketbolda transfer olayları nasıl dönüyor bilmiyorum ama eğer ergin hoca bizi bir şekilde top 8'e itelerse yönetim insafa gelip bir takviye daha yapar belki. şahsen bu samimi kadroda sadece aleks maric'e ısınamadım. futbol takımımızdaki olcan'ın o asık suratını görünce ister istemez nasıl moralim bozuluyorsa maric'i görünce de aynı duyguları hissediyorum. umarım geçer bu durum da kritik maçlarda kritik katkılar verip sevdirir kendisini. sonuç olarak daha önce de bir entrymde bahsetmiştim: son 5 sezondur galatasaray erkek basketbol takımını izlemenin farklı, güzel bir tadı var. bu sezon başarı gelsin gelmesin bizim takımın hem lig hem euroleague mücadelesini zevkle takip edeceğiz yine. bakalım 2014-2015 sezonundan nasıl hikayeler çıkacak.
  • 3519
    aslında hiçbir şeyi yok da en önemli iki şey olarak söylenebilecek iki temel eksiği olan takım.

    1) şutör yok. rakipler çok rahat alan savunması yaparak oyunumuzu çok kolay kilitleyebiliyorlar. bu savunmaya ceza kezecek bir tane sağlam şutörümüz yok. bu yüzden en zayıf takımlara karşı zorlanıyoruz ve kolay kaybediyoruz.

    2) pota altı oyuncusu yok. ne hücumda ne de savunmada etkili olabilecek bir oyuncuya sahibiz. savunmada pota altını savunacağız diye gömüldükçe rakipler dış şutlarda bizi mahvediyor ve buna engel olmak imkansız. adam adama savunmada da bu sefer pota altı ve ribaundlar rakip için madene dönüşüyor.

    yazık gerçekten bu takıma. inşallah bu sene ligde kalırız yeni yönetim burada bir takıma sahip olduğumuzun farkında olan bir yönetim olur.
  • 335
    eğer yanlış anons değilse evren büker'in geri dönüşü ve preston schumpert'ın yerli statüsünde oynamasıyla muhtemelen son yılların en kaliteli ve geniş yerli rotasyonuna sahip olan takımdır. şimdi poziyon pozisyon inceleyelim:

    taylor rochestie-tutku açık

    tutku bildiğimiz bir adam. pota altına iyi top indirir, ceza şutlarını yüzdeli sokar, tempoyu istediği gibi yükseltir, istediği zaman iyi savunma yapsa da istikrarlı bir savunma performansı göstermez. kişisel olarak da en beğendiğim oyun kuruculardan biridir kendisi.

    taylor'ı ise hazırlık turnuvasında izleme şansı edinebildik. okuduğum kadarıyla kendisini tam olarak beğenmeyenler de var ancak benim ilk izlenimim gayet olumlu oldu. temiz bir şutu var, içeri zorluyor, üst düzey bir savunması yok ama gayet istekliydi bu konuda. bir de solak olmasından mütevellit bazen savunulması sorun yaratabiliyor. şu bir gerçek d-wash gibi sakat sakat 20 sayı atabilecek bir adam değil ancak ondan daha dengeli. potansiyeli olan bir guard. zaten geçen sene oynadığı avrupa kupasında en değerli oyuncu seçilmişti. bu sene performansını en merak ettiğim oyuncudur kendisi.

    joshua shipp-evren büker

    günün sürprizi evren ile başlayalım. sene başındaki belirsizlik ve evren'in de acele karar vermesi, geçen sene en iyi yerli oyuncumuzu kaybetmemize neden olmuştu. ancak şu an geri döndüğü konuşuluyor. eğer geldiyse en büyük iki sorunumuzdan birini en doğru adamla çözmüş olacağız. evren hem tutku-taylor ikilisinin savunma noksanlığını kapatacak hem de oktay mahmuti'nin yabancı rotasyonunu ayarlamakta daha az hesap kitap yapmasına neden olacak. hücumdaki katkısı da cabası. 25 yaşında olduğunu da hatırlatarak umarım transferi de resmileşir derim kendisi hakkında.

    shipp ise geçen senenin en başarılı takımlarından biri olan bornova'nın hücumdaki bir numaralı oyuncusuydu. açıkçası o zaman savunmasını ilerletirse her takımda oynayabileceğini düşünüyordum. galatasaray'a gelmesine en sevindiğim adamlardandır. ama bornova'da olduğu kadar şut kullanmayacaktır ancak atletikliği ile de hücuma çeşitlilik getireceği de aşikar. muhtemelen takım oyuncusu hüviyetine bürünecek burada. umarım bu dönüşümü gerçekleştirebilir.

    preston schumpert-haluk yıldırım

    simas jasaitis gibi oldukça potansiyelli bir oyuncunun boşluğunu doldurmak zor. ancak simas yerine henüz resmileşmese de yerli statüsünde oynayacak daha önce beşiktaş ve efes gibi takımlarda oynamış, uyum sorunu olmayan preston schumpert hamlesi geldi. çok da akıllıcaydı. böylece hem yabancı kontenjanı hakkımız dolmamış oldu hem de kaliteli bir yerli oyuncusu kazanmış olduk. yerli kalitesi bakımından efes ve f.ülker'e yaklaşmamız da var tabi. yine de efes'tekinden daha çok sorumluluk alması gerekecek bu sene.

    haluk yıldırım transferine birçok kişinin burun kıvırdığının farkındayım ancak haluk benim her zaman takımımda görmek isteyeceğim adamlardan biri. çok akıllıdır. top dolaşımının akışını çok iyi sağlar. boş şutları da sokar. belki geleceğe yönelik bir hamle değil ama bu sene kendisinden hem saha içinde hem saha dışında çok şey bekliyorum.

    radoslav rancik-luksa andric-ermal kurtoğlu

    içeriden luksa, ermal dışardan rancik ile bitiricilik sorunu yaşayacağımız zannetmiyorum. ancak içlerinden biri faul problemine girse maçın sonu getirmek zor olur. haluk ve schumpert 4 numara için yumuşak kalırlar. bana göre en büyük problemimiz o bölgede. savunması sert, blok tehdidi olan, hoplayan zıplayan bir uzun takıma cuk oturur. zira hazırlık maçlarında en büyük problemlerden biri 4 numara savunmasıydı.

    bir de melih mahmutoğlu, sertaç şanlı, göksenin köksal gibi genç oyuncularımız mevcut. sertaç'ı sakatlığı yüzünden pek göremedik. melih ise eli ısındığında iyi şut sokuyor. kendisine yapılan en büyük eleştirilerden biri de şutör olarak statik kalması. bu eksiğini giderirse iyi bir rotasyon oyuncusu olabilir. göksenin'in önünde bayağı bir oyuncu olsa da o da yavaş yavaş takıma ısındırılıyor hazırlık maçlarında.

    sonuca geldiğimizde hani oyuncu kadrosuna baktığımızda oktay mahmuti takımı diyemiyoruz. savunmasından ziyade hücumu ön planda olan oyuncılara sahibiz. ancak koç savunma disiplinini takıma monte ederse belki bu sene olmasa bile seneye yukarıdaki ikiliyi üçleyebiliriz. zira yıllar yıllar sonra hem yerlilerle hem yabancılarla yapılan sözleşmeler bir yıllık değil. basketbola bakışın değişmesi bile umutlandırmaya yetiyor... şimdi baktım da uzun bir basketbol entryi olmuş. buraya kadar gelenlere takdirlerimi sunuyorum.
  • 3443
    2019-2020 sezonunda, 2002-2003 sezonundan sonra ilk defa normal sezonda fenerbahçe'ye karşı 2/2 yapmış olan takım.

    (bkz: 27 ekim 2019 galatasaray fenerbahçe basketbol maçı)
    (bkz: 26 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray basketbol maçı)

    enteresan adam ertuğrul erdoğan ve yönetiminde sokak basketbol takımı gerçekten enteresan şekilde maceralarına devam ediyor...
  • 3523
    (bkz: 2020-21 sezonu)

    küme düşer mi? bence düşmez. kalan 9 maç sırasıyla:

    @tofaş
    daçka
    @tt
    bahçeşehir
    @büyükçekmece
    afyon
    @ksk
    bursa
    @fb beko

    sondan bir önceki hafta oynayacağımız içerdeki bursa karşılaşması dışında "kazanırız" denebilecek bir müsabaka yok. hatta takımın 10 şubat 2021 galatasaray aliağa petkim basketbol maçındaki halini göz önünde bulundurursak bursa maçı bile sıkıntılı.

    o halde bu takım nasıl düşmez?

    şöyle ki, ligin dibindeki iki ekip olan fethiye ve ormanspor'la aramızdaki galibiyet diferansı 2 maç. iki takımın da kalan maçları aşağı yukarı bizim karşılacağımız rakiplerle. öte yandan diferans kapansa bile ormanspor'u içerde dışarda yendiğimiz için ikili averaj lehimize, asıl sorun fethiye'yle. diferans kapanır ve iş ikili averaja kalırsa fethiye ikili averajda üstümüze atlar ve biz lig 15.'si olarak küme düşeriz. tabii bir de işin üçlü averaj tarafı var ki tam çorba. haliyle paçayı kurtarmak istiyorsak kalan 9 maçtan en az 2 galibiyet çıkarmalıyız. büyükçekmece deplasmanı ve içerdeki bursa maçı kritik bu açıdan.

    yüksek bir bütçeye sahip değiliz ama yine de ligin en yüksek bütçeli 6. ya da 7. takımıyız. mustafa cengiz yönetimini birçok yönden eleştirebiliriz amatör şubeler özelinde fakat bu takımın bu durumda olmasının sebebi yönetim değil. sorumluluk ve sorun bu takımı sezona berbat bir kadro mühendisliğiyle sokan ertuğrul erdoğan'ın ve teknik ekibinin oyuncu seçimlerinde(ydi).

    bitse de kurtulsak.
  • 2296
    bu takımı bir kelimeyle anlat deseler ''karakter'' derim. hepsi büyük karakterli, kocaman yürekli aslanlardan oluşan takımdır. aslansınız be çocuklar iyi ki varsınız.

    edit: bu da galibiyet fotoğrafı, bana juventus maçından sonraki soyunma odası fotoğrafını anımsattı, tüyler saygı duruşunda;

    https://pbs.twimg.com/media/B5KdAyfCEAAkE11.jpg
  • 3648
    bir galatasaray klasiği olarak yıllar yılı kendi kaderine terk edilip üç beş kişinin oyuncağı haline getirilen, en sonunda sidik zoruyla kümede kalabilince doğru dürüst takım kurabilecek birilerine emanet edilip başarılı bir sezon geçirmesi sağlanmış olan takım.

    kuvvetle muhtemel bu sezon ligi 3. sırada bitiren takım geçen sezon 40 dakika kala kümede tutunabilmiş takımdan daha ucuza sezonu kapatmıştır.

    en geç önümüzdeki sezon sonuna turgay zeytingöz gibi iş bilir adamlar ve erden timur gibi seve seve sponsorluk yapan isimler kaçırtılıp yerine galatasarayımızın parasını har vurup harman savuracak, özde değil sözde galatasaraylılık oynayacak budalalar getirilerek bu sorunlar çözülecektir....
  • 3404
    eurocup'u kazanan ekipten sonra ilk kez bu kadar umut veren bir takımımız var. ikinci yılına giren yabancıların yanı sıra whittington, moore ve yiğit eklemeleri de gayet yerinde. kazanırlar kaybederler o değişebilir ama sahadaki mücadeleleri ve vücut dilleri hep pozitif. ben kendilerini izlemekten büyük keyif alıyorum. bugün için de elinize sağlık aslanlar.

    (bkz: 27 ekim 2019 galatasaray fenerbahçe basketbol maçı)
  • 3450
    şubat ayında yakaladıkları güzel seri ile taraftarı mutlu etmiş olan takım. arka arkaya alınan fener, tofaş ve daçka maçları cidden keyif vericiydi. dolayısıyla bir sonraki sezon için de umut vermiş ve mütevazi hayaller kurdurmuştu bana. koç erdoğan’ın takım istikrarına olan inancını da düşününce bütçemizi bir nebze arttırır, ilk beşe sadece bu sene bursa’da göz dolduran chris jones’u kanayan yaramız pg pozisyonuna ekler, yedeklere de ligin kalburüstü yerlilerini takviye ederek taraftar desteğiyle yukarıyı epey zorlar, euro cup’ta da ses getiririz gibilerinden düşüncelere sahiptim.

    kadro planlamam da şöyleydi;
    ilk beş: chris jones, aaron, yiğit, greg, zach
    yedekler: can korkmaz, göksenin, ismet akpınar, omar prewitt(bandırma), berkan durmaz, muhsin yaşar, oğuz savaş

    hayaller yine tutmadı tabi covid de sağolsun.

    şu an geldiğimiz noktada ise yabancılarımızın tamamı resmi olmasa da oly ve pao tarafından yağmalanmış, yedek guard can’ı da kaptırmış durumdayız.

    bütçemizin düşeceğini de varsayarak, pg için de kendisinin ismi de şu aralar dolanırken işi her sene olduğu gibi uzatmadan, hazır onlar da güzel bir uyum yakalamışken afyon’dan jordan crawford ve ekürileri kısa forvet gregor hrovat ile pivot talib zanna’ya erkenden çökmemiz gerektiğini düşünüyorum. boşa çıkacak olan birkaç vasat üstü yerli ve yedek takımın liderliğini verebileceğimiz archie goodwin gibi bir skorer ile nispeten keyifli bir takım kurabiliriz sanki.

    pg: jordan crawford, can öğüt
    sg: yiğit, archie, rıdvan öncel
    sf: hrovat, göksenin
    pf: stefan jelovac (antep), metin türen
    c: zanna, oğuz savaş, ege

    yani şöyle bir bakınca vizyon biraz sıkıntılı ithamları olacaktır haklı olarak ama şu sıkıntılı yılı iyi kötü idare ettirebiliriz umarım :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın