1
galatasaray camiasını yanılgıya düşürüp, gerçeklerden koparan sözdür.
girişi şöyle yapayım;
galatasaray’ın savunma anlayışı, son yıllarda berbat bir hale geldi. savunma oyuncularının bireysel hataları bir yana, takım savunması ve disiplin anlayışı da ciddi anlamda eksik. hücum gücüyle takımı zirveye taşımak kolay olabilir, ancak savunma hattının bu kadar kırılgan olması, sadece ‘şampiyonluk’ değil, ‘istikrar’ adına da büyük bir risk.
bu söz daha önceden oyun stilimizi anlatan bir sözdü. altın gol kuralının devrede olduğu uefa finalinde 10 kişi kaldıktan sonra bile hücum yapmaya devam etmiştik. daha doğrusu asla sinmemiştik. keza 2012-2013 sezonunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.
bugüne baktığımızda ise gerçeklerden uzaklaşmamızı sağlayan söz olmuştur.
futbolda çok güzel bir cümle vardır: "hücum maç kazandırır, defans şampiyon yapar."
biz ise sanki avrupa'nın en büyük kulübüymüşüz gibi davranarak "defans ne ya?" modunda takılıyoruz.
cidden gerçeklerden tamamen uzak yaşıyoruz. skoru korumayı, kompakt oynamayı sanki küfürmüş gibi algılıyoruz. neymiş, sürekli hücum yapmalıymışız!
abi sen real madrid, barcelona, münih, city değilsin. kendini dev aynasında görme! gerektiğinde 90 dakika boyunca pür dikkat defans yapmayı da öğrenmelisin. atl madrid bu işin piri. herifler çok mu küçük kulüp de defans yapıyor? yo tam tersi, sırf bu defansif mükemmellikle nice başarılar yakaladılar. 2 kez avrupa ligi kupasını aldılar, madrid-barça gibi dünyanın en büyük takımlarının olduğu ligde 2 kez şampiyon oldular, şampiyonlar ligi finaline kaldılar...
bu başarıların hepsi hücum değil, savunma performansının eseriydi.
o yüzden bu cümleyi bir an önce aklımızdan çıkarmalıyız. sırf hücum yapmak için hücum oyuncularını defansın herhangi bir yerine koymakla veya başka bir şey yapmakla hücum mükemmelliyeti yakalayamazsın. bunun yerine defansif başarıyla sonuca gitmek daha kolaydır.
girişi şöyle yapayım;
galatasaray’ın savunma anlayışı, son yıllarda berbat bir hale geldi. savunma oyuncularının bireysel hataları bir yana, takım savunması ve disiplin anlayışı da ciddi anlamda eksik. hücum gücüyle takımı zirveye taşımak kolay olabilir, ancak savunma hattının bu kadar kırılgan olması, sadece ‘şampiyonluk’ değil, ‘istikrar’ adına da büyük bir risk.
bu söz daha önceden oyun stilimizi anlatan bir sözdü. altın gol kuralının devrede olduğu uefa finalinde 10 kişi kaldıktan sonra bile hücum yapmaya devam etmiştik. daha doğrusu asla sinmemiştik. keza 2012-2013 sezonunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.
bugüne baktığımızda ise gerçeklerden uzaklaşmamızı sağlayan söz olmuştur.
futbolda çok güzel bir cümle vardır: "hücum maç kazandırır, defans şampiyon yapar."
biz ise sanki avrupa'nın en büyük kulübüymüşüz gibi davranarak "defans ne ya?" modunda takılıyoruz.
cidden gerçeklerden tamamen uzak yaşıyoruz. skoru korumayı, kompakt oynamayı sanki küfürmüş gibi algılıyoruz. neymiş, sürekli hücum yapmalıymışız!
abi sen real madrid, barcelona, münih, city değilsin. kendini dev aynasında görme! gerektiğinde 90 dakika boyunca pür dikkat defans yapmayı da öğrenmelisin. atl madrid bu işin piri. herifler çok mu küçük kulüp de defans yapıyor? yo tam tersi, sırf bu defansif mükemmellikle nice başarılar yakaladılar. 2 kez avrupa ligi kupasını aldılar, madrid-barça gibi dünyanın en büyük takımlarının olduğu ligde 2 kez şampiyon oldular, şampiyonlar ligi finaline kaldılar...
bu başarıların hepsi hücum değil, savunma performansının eseriydi.
o yüzden bu cümleyi bir an önce aklımızdan çıkarmalıyız. sırf hücum yapmak için hücum oyuncularını defansın herhangi bir yerine koymakla veya başka bir şey yapmakla hücum mükemmelliyeti yakalayamazsın. bunun yerine defansif başarıyla sonuca gitmek daha kolaydır.
