• 6328
    bu şekilde hiçbir atraksiyon almadığı müddetçe, " vur kafasına al ekmeğini" mottosuna sık sık maruz kalmaya devam edecek takım. hiçbir şey söyleyemiyorum artık çok iyi oluyor, yönetim bir şeyler yapana kadar bu böyle devam edecek.

    alper ulusoy bu takımı şampiyonluktan ettikten sonra bugün önümüzde ki hafta oynanacak fenerbahçe maçına atanmış.*

    ali palabıyık hali hazırda oynanmakta olan 5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçına var hakemi olarak atanmış.

    son 2 yıldır kurulan düzeni, ceza ödül sistemini kalem kalem geçen hafta buraya yazmıştım.

    (bkz: #2917574) zerre şaşma olmadan devam ediyor.
  • 6329
    bu sene 2019-2020 sezonunun ikinci yarısı dolu dizgin giderken yarasa yiyen bazı embesiller tarafından dünyaya yayılan virüs sonucu arkasına aldığı rüzgarı kaybetmiş seyircisiz oynadığı maçlarda oyuncularının da sorumsuz hareketleri ile nerdeyse her macı eksik tamamlayarak hakemlerin de arsızlığı namussuzlugu ile yarıştan kopan takımımızdır.

    her şeyimizdir. hayatımızın anlamıdır. seneye de fatih hocamla bütün bu olanlar fitil fitil burnunuzdan getirecektir.

    aha da buraya yazıyorum. hakkımız yenerek acı çektiğimiz her sene sonrasında ananızı laciverte boyadık. hazır olun.
  • 6330
    zorlu başladığımız sezon daha da zorlaşmıştır. umarım kendimi frenleyebilirim ama şu saatten sonra ne belhanda'dan ne feghouli'den gelecek para umrumda. aynı şeyi diagne içinde düşünüyorum. kendisine, takımına, takım arkadaşına ve taraftara 1 gram saygısı olmayan şu adamları elimizden çıkaralım yeter. futbol ucuza alınan futbolcularla da oynanır ama galatasaray karaktersiz kenidini bilmezler sahadayken gerçekten çekilmiyor. fatih hocam bu saatten sonra bırak piyasaları düşsün vallaha şu duruma düşüceğimize iki genç oynasın uefa avrupa ligi ön elemesi oynayalım. yazık
  • 6331
    naçizane razı olduğum kulüp. son 10 senede yaşattıkları olağanüstü, sürekli mutlu edemez. iyi gün kötü gün romantizmi de yapmıyorum, revizyon şart ve epey radikal olmalı. birincil olarak yönetim değişikliği olmalı, bir önceki yönetim çok kötüydü vs. diye tolere edilmemeli bir yönetim, varsayımlarla da kötü başkan gelir vs. diyerek de savunulamaz çünkü galatasaray lisesi bu ülkenin en köklü okulu, ünal aysal ve faruk sürenler çıkarmış bir okul, kulünün iki dönüm noktasında liseli başkanlar var. "galatasaray halkındır lisenin değil" bir slogan ve norma dönüştü maalesef, biraz kurcalayan yanıyor. lise eleştirilmeli çünkü ileri düzey toplumlarda olması gereken budur fakat sırf bir önceki başkanın konumu ve liseden ayrı olmak bir yönetimi bu kadar el üstünde tutmamalı. en azından biraz sesimi çıkabilsin; basketbol final maçından çekilebilen bir camia galatasaray, galatasaray türkiye'nin en büyük markası biraz bunu kullanılabilirliği olması gerekiyor. reste rest, fatih terim bel ameliyatı ve covid vakası atlattı yine de koşturuyor, hak arıyor. hak aranmalı, iyi de oynasak kötü de oynasak hakkımız yenemez, bağlam kopukluğu "burada biz ne oynadık" demek. hakem yenmek vs. de safsata bu arada ne yapabillirsin maksimum? bir mersin maçı üzerinden göz yumuyoruz çoğu hak yenmelerine.

    ikincil olarak oyuncu grubumuz bayağı değişmeli, bu kontratlardan nasıl çıkarız bilmiyorum ama bu olmalı.galatasaray'ın iki şampiyonluğunda yer etmiş oyuncu gurubunun bu kadar kötü anılacak olması da onlara yazar, bundan evvel ki son 2 sezondur bir şekilde 2 ay top oynayıp şampiyon olduk ama bu kez olmadı çünkü neden 1 ve 2 zıpladık 3 olmadı, olmaması da doğal sen bayrak adam gibi bakıyorsun o topçu gidip tekme atıyor rakibe, böyle birçok maç söz konusu, bu arada bu ekibin birçok vukuatı var saha içinde. isim isim anmayalım da lütfen siz de efor sarfedin ve bir kulüp arayın kendinize azıcık sevdiyseniz galatasaray'ı yardımcı olun konfor alanını açmasına kulübün.

    taraftarda da yapısal olarak değişiklikler söz konusu ben anlayamıyorum artık, tahammül sıfır, dinlemek yok kimseyi herkes en doğrusu, bir tartışalım diyorsun ondan da verim alman namümkün çünkü herkes kendini en büyük galatasaraylı sanıyor. tribünlere bakıyorsun ya da bakıyorduk ve 11-12, 12-13'ün eseri yok, reaksiyon veremiyoruz, yersiz bir arabesk tavır, yönetim neden eleştirmiyor dediğimizde "elitizim" vs. gibi birçok sap ve saman bağlantısı kurduğum şeyler duyuyorum ama şampşyonluk kutlamalarında arabesk çalıyor 1 saat. grup var artık "galatasaray taraftarı" ve tribünü göremiyorum maalesef.

    son olarak da fatih hocam sizin canınız sağolsun fakat bu yaz kampından iyi dönelim, başarı varsa sizinle var ve sizinle olacak. siz ismi sizinle birlikte anılanlarla rakip bile değilsiniz, sizi eleştirmek de haddime değil ama ne yapacaksanız siz yapacaksanız, her şeyin kaderi ellerinizde.

    iyiyle kötüyle varol gassaray.
  • 6333
    futbolda 2019 2020 sezonunu maalesef şampiyon olarak tamamlayamayacak olan kulüp.

    her yıl yeniden başlatmaktan, yeniden tâkim kurmaktan, ne zaman secim olacak derdinden bıktık usandık.

    kendi iç kavgalarımız rakiplerimiz ile mücadeleye konsantre olmamızı engelliyor. hem saha içerisinde, hem saha dışarısında.

    biri başkana dirsek atar, diğeri monacospor'u kardeş kulüp ilan eder.

    gecin kardeşim bunları. başarıda nasıl kendinize pay çıkarıyorsanız başarısızliginda ceremesini çekmek zorundasınız.

    herseyde hoca. sizin hiç mi hatanız yok beyler. koca galatasaray yönetiminde 4 kişi piyasada.

    kadın baskette kulübün efsanelerinden biri kulüpten ayrılıyor haberiniz yok.

    kriz yönetemiyorsunuz. dünya değişiyor, gelişiyor ancak bizde hala monacospor.

    futbol tarihinim em pahalı fotorafı sebebi ile transfer yapıldı ve bugün de sahada yok.

    4 1 4 1, 3 5 2 , 4 4 2 bunları olur. bugün olmazsa yarın olur. bizim dizilişi değil yönetim şeklimizi, yönetim vizyonunu değiştirmemiz gerekiyor artık.

    futbolcuya sarılıp öpmek ile şampiyon olunmuyor. futbolcu da yerini bilecek.

    başkanımıza da acil şifalar diliyorum. en kısa zamanda da tüm vaktini sağlığı ile ilgilenmesi için kendisine zaman yaratacak kararlar almasını temenni ediyorum.
  • 6334
    şu saatten sonra ufak çaplı bir mucize olmazsa başakşehir şampiyon trabzonspor ligi 2. tamamlayacak. galatasarayın yapması gereken şey elinde imkan varken, derbi maçı falan kalmamışken tertemiz şekilde 3. olup şampiyonlar ligi ön elemesine kendisini atmaktır.

    (bkz: süper lig 2019-2020 sezonu)

    yönetimin gecesini gündüzüne katıp şu transfer işini şampiyonlar ligi ön elemelerine kadar bitirmesi gerekiyor. eskisi gibi çok üst segmentten takımlar gelmiyor artık ön elemelerde. dahası ön elemeyi geçip şu dar boğazda cebe 20 milyon euro'yu koymak rakiplerle aramıza muazzam bir fark koymak demek.

    beşiktaş bırakmam seni kampanyasından bugüne kadar 1 milyon euro bile toplayamadı. fenerbahçe desen transferde bonservise verecek 5 milyon euro'su dahi yok. fellik fellik bonservisi elinde futbolcu arıyorlar. evet şampiyon olamadık ama şu dar boğazda gelecek 20 milyon euro bu sezonun kurtulması, rakiplerle son 2 senede açtığımız makasın korunması anlamına geliyor.
  • 6335
    suçu bir tarafa yığıp şeytan taşlar gibi üzerine gitmenin yanlış olduğunu düşündüğüm ve bu sene dökülen futbol takımına sahip spor kulübü.

    yönetim yetersizdi çünkü hakemler ve tff göz göre göre haksız kararlar verip bizi doğrarken sessiz kaldılar.
    hoca yetersizdi çünkü ilk yarı takım tel tel döküldü, şampiyonlar liginde yokları oynadık ligde ise sadece 27 puan toplayabildik.
    futbolcular yetersizdi çünkü bu sene sahaya ruhunu koyup mücadele eden bir takım görmedik üstüne lakayt ve tembel futbolcularımız pandemi dönüşü bize kabus yaşattı.
    taraftara gelirsek yetersiz demek istemiyorum zira seyircisiz maçlar gösterdi ki galatasaray futbol takımı onlarsız bir hiçe dönüşüyor. belki bu sene bir kaç şampiyonlar ligi maçı dışında tribünlerin genelde uyuması ve maçın en kritik anlarında arabesk şarkılar söylenmesi taraftarın eksisine yazılır ancak yine de bu takımın en büyük parçasıyız bence.

    seneye yabancı sınırı, siyasi savaşlar, hakemler vs derken korkunç bir lig bizi bekliyor şüphesiz.
    şampiyonlar ligi ön elemesi oynayıp en kötü ihtimal avrupa ligine gitmemiz şart oğlu şart.
    bakalım hoca ve yönetim umarım doğru düzgün bir planlamayla sezona başlar ve keyifli bir sezon geçer ancak kendi adıma bu kısıtlamaların ve yasakların olduğu, açıkça müdahele edilen bir ligi, futbol seven bir birey olarak ne kadar izlemek isteriz o da herkesin kendine soracağı sorudur.
  • 6336
    galatasaray, her 4-5 senede bir dibi görüp tekrar zirveye çıkıyor. bunu özellikle 2000'lerin ortalarından itibaren gördük sıkça. normal bir takımın 4-5 senede göreceği absürd olayları bir seneye sıkıştırıyor, sıralamada da, oyuncu performansı anlamında da, hatta ekonomik tabloda da dibi boyluyor. ertesi sezondan itibaren tekrar zirveye yerleşip hem ligde, hem oyuncu performansı anlamında en iyi pozisyona yerleşiyor. açıkçası çok mutluyum bu durumdan. 5 senede bir 6.lık, 7.lik elbette savunulacak şeyler değil, ancak bunu ekstrem şampiyonluklara ve başarılara bir diyet gibi görürsek mantıklı bir açıklama getirebiliyorum şahsen. tam tersi, iki sene öncesine kadarki fenerbahçe gibi yüzüp yüzüp kuyruğuna gelip son bir iki haftada kaçan şampiyonluğun yıkımı daha büyük olurdu. galatasaray'ın da huyu bu, cins işte. yarışa girdi mi bal porsuğu gibi rakip tanımadan, sonunu düşünmeden saldırıyor, gücünün son damlasını da gerekirse kullanıyor ve bir şekilde neticeye ulaşıyor. yok şampiyonluk gelmeyecekse haftalar öncesinden pes diyip hiç beklentileri yükseltmiyor. elbette bunun savunulacak bir tarafı yok. her sene şampiyon olamayabilirsiniz, kupasız geçen sezonlarınız dahi olabilir. ancak birinci olamıyorsanız ikinci, ikinci olamıyorsanız üçüncü olmalısınız. işin lig sıralamasına göre maddi getirisi bir yana, avrupa kupalarına gidilecek tur ve turnuva önemi bir yana, prestiji de hesaba katmak lazım. ben 2014 mayıs ayı dışında galatasaray'ın 2. sırada ligi tamamladığı bir sezon hatırlayamıyorum kolay kolay. bir tek 2002-2003 sezonu var işte. daha öncelerini hatırlamaya yaşım yetmiyor.

    bu 'şampiyon olmayacaksan yarışa dahil bile olmama' muhabbeti açıkçası hoşuma gidiyor, ancak iyi bir şey olmadığı da aşikar. zira bir yerde patlar bu. evet, galatasaray girdiği her yarışta finişi birinci sırada gördü son birkaç senedir, ancak her zaman bu kadar şanslı ve becerikli, tabiri caizse winner olamayız. papaz her zaman pilav yemez.
  • 6337
    2019-2020 sezonunda pandeminin vurduğu tek spor kulübü sanırım. bir tek bizim sporcularımızı etkilemiş.

    bizim dışımızda lig liderinden lig sonuncusuna kadar tüm takımlar top oynuyor. gol atıyor. 9 kişi 10 kişi kalsa dahi maçı bırakmıyor. yense de yenilse de hücum edebiliyor.

    gerçekten yazıklar olsun. yenilmek, şampiyon olamamak hiç önemli değil ama kulübün şu rezil, boş vermiş halini görmek insanı yanlış olanın ne olduğu konusunda sorgulatıyor.

    milyonlarca euro maaş alan sporcular, teknik heyet, mustafa cengizi tenzih ederek yönetici sıfatıyla koltuklarında galatasarayın adını kullanarak oturan kim varsa bu süreçte büyük ayıp ettiler bu camiaya.
  • 6338
    15 temmuz 2020 itibari ile yönetilmeyen spor kulübü. x yönetimi iyi , y yönetici kötüdür demiyorum. yaklaşık 5 aydır yönetilmiyor. kulüp adeta kaderine teslim edilmiş durumda.

    kadın basketbolda en önemli simgen, kaptanın, ne olduğu belirsiz şekilde kulüpten ayrılıyor. ışıl'a ne söz veren var ne de irtibata geçen. ışıl gidince de her zaman ki taktik yapılıyor ve karalama kampanyası yapılıyor.

    erkek basketbolda aylarca koçun kim olacağı belli değil. daha doğrusu her yerde ertuğrul hoca'yla devam edileceği konuşuluyor fakat ertuğrul hoca önce fenerbahçe'den sonra sonra da zalgiris'ten teklif bekliyor. bu teklifler olmayınca bizde kalmayı kabul ediyor. bunu da kendisi açıklıyor. yani yine kendi kendine çözüme bırakılmış bir süreç. koç gitse muhtemelen akşam haberlerinde duyacak bizim sorumlu kişiler. işte kim sorumlu o da belli değil zaten.

    en kötüsü de futbol. tamamen fatih hoca'ya bırakılmış durumda. ligde pandemiden önce başlayan aleyhine hakem hataları pandemi sonrası tamamen kör göze parmak sokar şeklini almış, bile bile, istene istene puanlarımız çalınmış fakat kimseden ses soluk çıkmıyor. ne maç sonrası bir açıklama var ne de bununla alakalı söylem.

    monaco takımının bir sürü oyuncusu kiralık takımlarında devam ediyor fakat bir tek onyekuru'yu geri çağırıyorlar. 2020-2021 sezonunda bunlardan sadece onyekuru'yu takımda tutacaklarını düşünmek bana pek doğru gelmiyor. zaten onyekuru daha fransa'ya varmadan bonservis bedelinin ne kadar olduğu * basında yazılmaya başlıyor.

    diagne gibi senin takımında sözleşmesi olan oyuncuların nerede olduğu belli değil. geçen sene araplara satarız diye aldıkları adamı 7 aydır gezmesine mani olamadılar. luyindama'nın katıldığı antrenmanlara diagne niye katılmıyor?

    maicon'u sözleşmesinin bitip bize katılacağını ve temmuz ayı maaşını istediğini arap gazetecilerden öğreniyoruz. yani nasıl oluyor da orada oynayan ve sevilen bir oyuncuyu bile satamayıp kendimize dert haline getirebiliyoruz.

    lemina ve falcao öldü mü kaldı mı haberimiz yok. 2 hafta önce sahada çalışmalara başlayan falcao evinde mi yatıyor? lemina'nın sözleşmesi bittiği için ingiltere'ye mi gönderdik ne yaptık belli değil. hayır sakatlıkları devam ediyorsa niye bir haber, bir ses, bir seda yok. kadro dışı falan kalmış bile olabilirler.

    oyuncu alımı ve satımını zaten menajerler yapıyor.

    galatasaray bu kadar sahipsiz kalmamalıdır. galatasaray türkiye'nin en demokratik ve şeffaf kulübüdür. bu unutulmamalı ve kendi çıkarları için kullanılmamalıdır. bu kulüpte yönetici olan kişiler sorumluluklarını bilmeli ve ona göre hareket etmelidirler.
  • 6339
    geçenlerde tarkan’ın “kır zincilerini” şarkısının klibini izliyordum. zamanına göre çok iyi bir şarkı ve kliptir.
    eşime dönüp “23 yıl önce bu şarkıyı yapan ve klibi çeken adam bugün yolla diye bir şarkı yapıyor, çektiği klip de malum” dedim.
    aynı şey maalesef kulübümüz için de geçerli.
    1984 yılında derwall’i ikna eden kulüp, bugün belhanda sorununu çözemiyor.
    böyle bir serbest düşüş yok:(
    bu kadar yüksek statüde insan kaynağı olan bir kulübün futbol şube yöneticisi abdurrahim albayrak olmasın.
    bak florya’da bulunsun, oyuncularla ilgilensin, hocaya yakın dursun ama münkünse transfer işlerine daha yetkin ve akıllı birisi baksın.
    ne olur artık daha fazla geri gitmeyelim:(
  • 6341
    yavaştan bataklığa emin adımlarla yürüyen takım.
    hocamız takımın nerede olduğunu görmeden şl hayali kuruyor.
    yönetim halen bir önceki yönetimin yaptıkları ile kıyaslanıp susuluyor.
    üzerine tff saçma sapan kararlar alıyor.
    takım korkunç bir bütçe de ve ortada bir iskelet yok.
    taraftar ise halen anlık transfer haberlerinde dolaşıyor.

    saçma sapan durumlar böyle devam ederse ne fatih hoca kalacak ne yönetim. ondan sonra ne zaman toparlanırız toparlandığımızda ne kadar yeter bu bize bilinmiyor.
  • 6342
    galatasaray hakkinda en cok tekrarlanip en cok inanilan konulardan biri demokratik bir kurum oldugudur. galatasaray sadece mulk sahibi beyaz erkeklerin oy hakkina sahip oldugu 19. yuzyil amerikasi kadar demokratiktir. galatasaray patricianlarin, pleblerin ve kolelerin oldugu roma kadar demokratiktir. bugunun kriterlerinde buna demokrasi denmez. galatasaray kohnemis adetlere koru korune bagliligi gelenek, batinin iki yuz yil oncesinde kalmis kapali orgutlenmeyi batiya acilan pencere, gerontokratik aristokrasiyi demokrasi sanan bir kurumdur.

    galatasarayda gorev alinmaz, verilir derler ya, iste demokraside tam tersi olur normalde. kimse kimseye ilim geregidir diye gorev vermez, gorev vermek kimsenin haddine de degildir, yetkisi de degildir. isteyenler aday olur, halk secer.
  • 6343
    yönetim, teknik heyet falan diye hiçbir ayrım yapmadan söylemek gerekirse gün itibariyle her parçasıyla büyük bir buhran içerisinde olan spor kulübü. sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim ; dingonun ahırını böyle yönetsen dingo dile gelip isyan eder.

    futbolun anahtarlarının tamamen teslim edildiği fatih terim sekmeden haftanın 2-3 günü bodrumda. takımı şu aşamada ne kadar önemsiyor benim bir fikrim yok açıkçası.

    kondisyoneri pandemi sonrası dönmedi bile hala italya'da. takım fizik olarak lig sonuncusuna dahi diş geçiremeyen bir vaziyette. galatasaray bir kondisyoner bulup getirmekten aciz halde.

    hasan şaş kovulmuş. levent şahin-ümit davala ne yapıyor valla bence kendileri bile bilmiyordur.

    dünya para harcanarak kesin şampiyon olur mottosuyla sene başında kurulan takım ilk 5'e girme savaşı veriyor. ve şampiyon olamamanın mali yükü kulübe pranga vurdu tabiri caizse.

    bonservis getirmesini düşündüğün adamların hepsi arıza çıkarıyor. arıza çıkardığı yetmediği gibi dün resmi siteden de kabul edildiği üzere maaş konusunda kulübe ihtarname çekiyorlar. ve yönetim tarafından taraftarın önüne atılıyorlar.

    modern futbolun geldiği seviyede 3 hafta maça çıkmasan bile eksikliği hissederken. 3 senedir top oynamamış 33 yaşındaki ardayı alıp almamak tek gündem meselesi haline gelmiş. başka sorun yok çünkü.

    hem kadın basketbol hem kulübün simge isimlerinden ışıl alben muhatap bulamamaktan kulüpten ayrılmak zorunda kalmış.

    erkek basketbol takımında zaten yaşanan skandallar ayrı bir entry konusu olur. beklediği teklifi alamadığı için mecburiyetten takımın başında kalmış bir koç. suçlu olup olmadığını söylemek benim haddi değil. mahkeme karar verir ama cinsel taciz suçundan daha önce 5 bin 400 lira para cezasına çarptırılan basketbolcu caner erdeniz, kararın istinaf mahkemesinde bozulup hapis cezası almasının ardından hala daha kulübün profesyonel sporcusu. kimden torpilli olduğunu yazamaya gerek duymuyorum. 115 yıllık kulübün en büyük utançlarından biri.

    e-spor takımı için bi para harcanıp bi takım kurulmuş ama takip edenler de biliyor ki o da rezil bir halde.

    bu senenin en iyi çıkış yapan 3-4 yerli futbolcusundan biri olan, bonservisi elinde olan adamı sözde ön sözleşme yapmış olmana rağmen elinden kaçırdın. üstelik önümüzdeki sene şampiyonluk yarışındaki muhtemel en önemli rakibine kaptırdın. üstelik yabancı sınırı gelmişken. üstelik daha 6 ay önce önündevedat muriqi gibi bir örnek varken. transfer işiyle kimler nasıl ilgileniyor?

    1.5 sezon önce 20 milyon euro yatırım yaptığın mbaye diagne senegal'de köyünde kaderine terk edilmiş vaziyette. mesela luyindama'nın da lisansı yok ama florya'da idman yapıyor. babelin de lisansı yok ama florya'ya ziyarete geliyor. diagne en son 6 ay önce maça çıktı, ne yaptığını bilen var mı ?

    çok güzel bir laf var. başarı tamamen şans işidir, inanmazsan başarısızlara sor diye. bunu en iyi fatih terim bilir. yıllarca ilmek ilmek işlediği başarılar bu ülkede büyük bir kesim tarafından şans olarak addedildi.

    şimdi ben kahin değilim ama böyle bir yapılanmanın, böyle bir belirsizliğin, böyle bir başıboşluğun önümüzdeki sene de ligde ve avrupa'da bir şey yapamayacağını öngörebiliyorum. seneye bu zaman da bu takım sezonu kupasız kapatmışsa eğer ne yönetim ne fatih terim bu sene olduğu gibi suçu "şanssızlığa" atmasın.
  • 6344
    yok mudur bir vali, emniyet müdürü falan yöneticilerimiz ziyaret etsinde kendine gelsin. harman kaldılar.

    gün itibariyle artık futbol takımının hakkı yenmiyor. bir takım namussuzlar tarafından alenen aşağılanıyor bu takım. ademin iptal edilen golü yanlış karar falan değil alenen bir mesajdır. adem topu kaptığı anda beto'nun darbesiyle kendini yere bıraksa penaltı kırmızı kart olacak pozisyon galatasarayın golünün iptaliyle sonuçlanıyor. dünya'da bu sene bu şekilde iptal edilen bir gol olmamıştır.

    (bkz: 18 temmuz 2020 galatasaray göztepe maçı)

    (bkz: galatasaray/#2917574)
  • 6345
    onumuzdeki sene iyice dibe vurmaktan baska caresi olmayan kulup. tahminim en az 4-5 sene belini dogrultamayacagi yonunde. kulup aci gerceklerle ne kadar cabuk yuzlesirse gumbur gumbur gelen bu fetret devrini o kadar kisa tutabilir, fakat bu farkindaligin coook uzaginda malesef.

    1) futbol akli
    unutulmamali ki artik "terim gelsin bizi kurtarsin" yok, kalmadi. adamcagizin suyunu cikardik, yoruldu, mecali kalmadi. son 20 seneye bakin- galatasaray'in terimsiz 2 sene ustuste sampiyonlugu yok. bu donemlerde ortaya futbol akli koyulan bir 8 ay var, kalli'nin 2008 galatasaray'i, onun disinda kocaman bir hic. yani galatasaray kongresi, kulubu, sevmedigi, bir turlu gecinemedigi fatih terim'in takimda olmadigi hic bir donemde ustuste iki tas koyamamis.

    2) finans
    "riva'yi florya'yi satarsak tum borclarimiz kapanir" yok. deniz bitti. yapilan kredi anlasmalarinin geri odemeleri basladiginda galatasaray finansal olarak tamamen ucurumdan atlamis olacak. stadyum projesi, riva, florya projeleri dag fare dogurdu'dan oteye gidemedi, gidemez. bu sartlarda bir de utanmadan yillik 70 milyon euronun uzerinde bir maas butcesine ulasilmis.

    3) dunya
    avrupa futbolu ise tam gaz ilerliyor. galatasaray yillardir avrupa'da yok hukmunde, premier lig'in, bundesliga'nin kume dusen takimlarina en iyi oyuncularini satmayi basari kabul edecek kadar bitik. bugun emin bayram'a championship'ten teklif gelse kariyeri icin ayrilmayi dusunur, hakli da olur. eskiden scouting'le yolunu acma sansi olan kulupler dahi artik cidi sikintida, cunku buyuk kulupler en iyi yetenekleri daha 16'da kapip kiralamaya basladi. 10 mac iyi oynayan oyuncularin degerleri 10+milyon eurolarda. ekmek ayni, sut ayni, ama basitinden turkiye ligi oyuncularinin fiziksel durumu yabanci liglere bakildiginda rezil seviyelerde.

    4) taraftar
    basariyla buyumus, simarmis bir nesil. kahramanlari falcao, sneijder, drogba gibi "isimler". gercekten kahramanlari olmasi gereken bulent korkmaz, okan buruk gibi isimlere dudak bukuluyor. transfer acligi had safhada, oyuncu yuhlama, o gitsin bu gelsincilik tavan. zira yol gosteren, kulup kulturu ureten ve bunu yayabilen bir vizyon yok ortada. galatasarayli yoneticiler dahi galatasaray'in buyuklugunu "sneijder'i getirmek", "falcao'yu getirmek" olarak belirlerse taraftar ne yapsin? gercek vizyoner "galatasaray niye daha fazla para harcamasina ragmen her sene avrupa da gelen gecenden 4-5 yiyor?" diye sormuyor- aksine basin toplantisina terim'i, ozan kabak'i yolluyorlar... taraftar da artik galatasaray'i sadece mayis'ta ve agustos 31'de tutuyor.

    5) turkiye
    federasyon(lar) komiklik seviyesinde yetersiz. tek bildikleri yabanci kuralini surekli degistirmek. hakemler rezalet, yapilanma rezalet, zeminler rezalet, futbola dair plan, program, fikir... yok. daha da onemlisi, bunu uretmek bile artik alenen oncelik degil. mantiksizlik o kadar yaygin ki, yabanci kurali 100%'e yakin karsitliga ragmen, bir kontra arguman dahi sunmadan, sezona 2 ay kalmisken yururluge sokuluyor. artik mantikla, akilla fikirle degil, kisisel yararla, ben yaptim olduyla yonetilen bir futbol duzeni. siyaset takim desteklemekte beis gormuyor, taraftari olmayan bir kulup uc buyuklerle ayni butcelere ulasiyor, ve sampiyon oluyor. bu sartlarda galatasaray bir yana, 18 takimin herhangi bir tanesi muthis yonetilse dahi dunya sahnesinde sansi sifir.

    ***

    ben 96-00 donemini futbola aklim basmaya basladigi donemde yasadim. benim galatasaray'li yapan 14 senelik bekleyisi gormus, ustune yapilanmayi, sabretmeyi, vizyonu gormus abilerimdi. o zamanin hissiyati "bizim onlardan farkimiz yok. inanirsak, calisirsak, mucadele edersek, biz de yapariz"di, bize de bulasti.

    bir azim, bir inanc, bir vizyon vardi. en onemlisi bir umut vardi. artik var mi?

    herkesin fikri kendine, ama bence yok. yillar sonra galatasaray'in bir steaua bukres'ten, kizilyildiz'dan farkli anilmasini isteriz. fakat biraz gecmisi gormus, dunyayi ve politik gelismeleri okuyabilen, galatasaray'i takip eden bir taraftarin tutunacagi hangi dal kaldi? bugun galatasaray'li olan bir cocugun galatasaray'i tutmasi icin ne sebep kaldi?

    terim bizi umutlandirdi. bir hayalimiz var dedi. inandik.
    fakat tren kacti.
  • 6346
    türkiye'de en kolay karalanan ve üzerinden algı kasılan spor kulübü.

    18 temmuz 2020 galatasaray göztepe maçından sonra bile göztepe başkanı ve medya sorumlusu bu maçı hakem hatasıyla kaybettiklerini söylediler. türkiye'de bizim maçlardan başka hakem hatası konuşan rakip takım başkanı yok herhalde.

    özellikle 18 temmuz 2020 galatasaray göztepe maçına bakarsak, hangi cür'etle bu açıklamayı yapıyorlar aklım almıyor.

    maçta iki tarafın da iptal edilen golleri var.
    adem'in iptal edilen golü, gerçekten karar vermemin zor olduğu pozisyonlardan biri. eğer bir oyuncu tam topa vuracakken ve top onun hakimiyetindeyken ayağına müdahale olursa bu faul olur fakat, beto ve adem arasındaki pozisyonda top beto'nun tam olarak hakimiyetinde değildir. buna rağmen adem de beto'yu biraz bozmak için ayağını beto'ya doğru hareket ettirmiştir. bence top beto'nun tam olarak hakimiyetinde olmadığı için galatasaray lehine gol kararının verilmesi gerekiyordu. bence %70 oranında yanlış verilmiş bir karar.

    göztepe'nin iptal edilen golünde ise halil topa vurduktan sonra saracchi'nin baldırına basıyor. türkiye'de bazı penaltı ve faul pozisyonlarında, topla oynamanın yeterli olduğu , topu ayağımızdan çıkardıktan sonra ya da topa dokunduktan sonra istediğimiz hareketi yapabileceğimizi düşünen bir güruh var. faul olması için topla oynaman değil, rakibe yaptığın hareket önemlidir. burada kasıt ya da istek olması da önemli değildir. yani her pozisyonda niyet aranmaz. bu pozisyonda da halil saracchi'nin sakatlanmasına, pozisyon boyunca kalkamamasına sebep oluyor. saracchi'nin bölgesine gönderilen topta golle sonuçlanıyor. ayrıca ayağın doğal konumda olduğu söyleniyor fakat uzun top atan bir oyuncunun ayağı nasıl bu kadar açılabiliyor. ya da vurduktan sonra niye rakibe basmaya devam ediyor. bu oyuncuların oto kontrollerinin bu kadar düşük olduğunu düşünmek bana yanlış geliyor. ayrıca 2 nisan 2019 galatasaray yeni malatyaspor maçında luyindama'da topa vurmuş ve ayağı serbest düşüşle rakibine gelmişti. bence hakem doğru karar vererek kırmızı kart gösterdi. o pozisyon kırmızı kart ise halil'in pozisyonu nasıl faul olmuyor onu anlamıyorum. bence bu da %80 oranında doğru verilmiş bir karar.

    maçta ayrıca alparslan öztürk ve atınç'ın atılması gereken bir kaç pozisyon oldu. hemen hemen aynı pozisyonlarda haklı olarak marcao ve donk sarı kart gördü fakat göztepe stoperleri atılmadı. yani yine göztepe lehine kararlar verilmiş.

    yani bunları yazmamın sebebi, bu maçı göztepe'nin kaybetme sebebi hakem hataları değil. buna rağmen çok rahat bir şekilde karalama yapıyorlar. bunu galatasaray'a karşı kaybeden bütün takımlar yapıyor.

    peki, sadece bir örnekle bile bu kadar rahat görülebilen karalama kampanyaları ne işe yarıyor. ? çok basit. galatasaray herhangi bir alanda başarılı olunca direkt olarak hakemler sayesinden olmuştur düşüncesi oluşturuyor. en basit örneği, 2018-2019 sezonu. sezonun başından sonuna kadar aleyhimize kararların verildiği, kulüpler birliğinin toplanıp bizim maçlarda görev yapan hakemleri savunduğu, rakiplerin yüzsüzce ağlama emojileri attığı sezonda iki tane hakem emekli edilerek sanki galatasaray hakemlerle şampiyon oldu algısı oluşturuldu. bunda galatasaray maçlarını kazandıktan sonra rakiplerin söylemlerinin de çok etkisi oldu. hala sosyal medyada 2018-2019 sezonu şampiyonluğu hakkında bir sürü spekülasyon ortada dolaşmakta. özellikle beşiktaşlılar ve fenerbahçeliler bunun böyle olduğuna inanmışlar. çünkü sürekli post-truth mantığıyla akıllarına sokulmuş rakiplerin yaptığı açıklamalar.

    peki biz ne yapabiliriz. işte yönetici farkı burada ortaya çıkıyor. yani konuşsak da fayda etmiyor deyip susarsan haklı iken haksız duruma düşersin. ali koç, kural hatası olmayan maçta bile kural hatası var diye kaç saat açıklama yaptı. sonraki haftalarda luiz gustavo ve serdar kaç kere kırmızı kart görmedi. tabii ki açıklama yaparak hakemler baskı altına alınsın ve bize karşı hata yapsınlar demiyorum. bu asla istemeyeceğim bir şey fakat en azından takım korunmalı, hakkı savunulmalı ve rakipler kadar bu konuda güçlü olmalıyız.

    savunulması ve haklarının korunması gereken kulüp. galatasaray birilerinin maddi çıkarlarından ve işlerinden çok daha önemlidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın