• 6278
    hayat, aşk, tutku, sevda, asalet..

    amacı doğrultusunda emin adımlarla ilerlemiş ve bu doğrultuda uefa kupası ve uefa süper kupa'yı alarak türkiye'de hedeflere ulaşabilmiş tek spor kulübü. tüm zorluklara göğüs gerenlerin, asla vazgeçmeyenlerin buluştuğu nokta.

    her ne kadar dünyanın bir çok ülkesinden taraftara sahip olsa da, çıkış noktası olduğu için türkiye cumhuriyeti devletinin sahip olduğu en önemli markadır galatasaray. bu da aslında galatasaray taraftarlarına büyük bir sorumluluk yüklemektedir. bu sorumluluk asaletinin sürekli olmasını ve tüm dünyaya yayılmasını sağlamaktır.

    başarılı veya başarısız olup olmamasına bakmadan sadece aşk-hayat-tutku üçgenini ifade etme yoludur galatasaray.
  • 6279
    ülkede galatasaray haricinde şampiyonluk sayısı, kupaları ve tarihi belli takım yok.

    biri daha beş yıl önce "19. şampiyonluğumuzu kutluyoruz, el ele 4. yıldıza" gibi söylemlerde bulunurken şampiyonluk yarışında ezeli rakiplerinin gerisine düşünce 8 takımın oynadığı bölgesel kupaları lig şampiyonluklarına eklemeyi düşünecek kadar küçülmüş sözde ezeli rakip

    diğeri ağlaya zırlaya iki şampiyonluğu oynamadan kazanmış oda yetmemiş bir tanesini daha kazanmak için şu günlerde tekrar ağlamaya başlamış, aldığı kupayı iade edip, at kullanarak şike yapmaya çalışan ve bize şikeci diyen küçük şikeci

    öteki 10 yıldır aynı davanın peşinde kendini mundar etmiş, bu süreçlerde kendisine en büyük desteği veren ve kendisini adam yerine koyan galatasaray camiasını karşısına almış kendisinden başka her takımın şikeye bulaştığını düşünen, kendisinin ak kaşık olduğunu iddia eden ne olduğu belirsiz bir takım.

    dış düşmanlar yetmiyor bir de içimizde şu günlerde arda turan gibi eli silahlı bir magandanın savunucuları karşısında yönetimi hedef alınıyor. sanki biz kendi düşmanlarımızla mücadele ediyormuşuz gibi bir de bunlarla uğraşıyoruz.

    gel de bu büyük takımların (!) arasında galatasaraylı olma.
  • 6280
    julius caesar'a benzettiğim takımım. kuşgiller brütüs-cassius ikilisi, diğer kulüpler de öbür yardakçı senatörler. aşağılık kompleksinden kırılırken - yolsuzluk yüzünden takvimi bile saptırıp halkı aç bırakan da bu "cumhuriyet timsali" senatörlerdi - sahada kazanmaya doymayan ve halka mal olanı masa başında indirmek, meyve veren ağacı taşlamak için aynen brütüs gibi onur kisvesine sığınmak, eşitlikten dem vurup kendi paspal hallerini halkın gözünde manipülasyonla aklamak (bkz: cumhuriyet takımı, halkın takımı, vs.), şikeyle adam ayartmak dışında bir halt yapmıyorlar. umuyorum ki sezar'ın ismi nasıl hala yaşıyorsa bizimki de payidar kalacaktır.
  • 6282
    gurur duyduğum takımım. futbolda ülke içindeki rakiplerinin son dönemde artık azmış bir halde kötü olan her şeyi galatasaray'a iftiralar atarak yükleme çabası, her konuda olumsuz algı oluşturmaları, alnının teriyle sahada kazandığı başarılarına "çamur at izi kalsın" mantığıyla yaptıkları rezillikler vs.

    bunların hepsinin tek elden yönetildiği ve diğer eziklerin organize şekilde destek verdiği o kadar bariz ki. fatih terim'in bahsettiği organize kötülük işte tam da bu. her yerdeler. sosyal medyayı trol ordusuyla çöplüğe çevirdiler. kendi başarısızlıklarını bu şekilde örtmek istiyorlar ve ne yazık ki kendi taraftarları da bunlara alet oluyor. ne yazık ki diyorum çünkü adam gibi muhabbet edebileceğimiz rakip taraftar kalmadı etrafımızda. futbol veya herhangi bir spor dalını konuşamaz hale geldik. yemin ederim onları dinlerken ben utanıyorum.

    olur da 2019-2020 sezonu tamamlanır ve biz şampiyon olursak düşünemiyorum olacakları. şuna da adım gibi eminim ki bu organize kötülük bizim şampiyon olmamamız için her türlü pisliği yapar ve yapacaklar da. işte bu noktada tek güvencemiz her zaman olduğu gibi fatih terim. allah yardımcımız olsun.
  • 6283
    40 sene sonra kulübün götünü kurtarıp ezeli rakiplere karşı 2-3 boy öne geçirecek olan riva arazisine hem onay verip hem de araziyi kulübe kazandıran başkanı genel kurulda "galatasaray'ı kandırıyor mu" diye suçlayarak indiren bir manyak camia. böyle bir birikim ve dinamizm oldukça içten yanmalı bir motor gibi sürekli ayağa kalkacaktır bir şekilde.

    kendine has yapısıyla bir şekilde doğru yolu bulmayı başarmaktadır galatasaray. liseciler, alaylılar, gerçek aydınlar, kendince monşercilik oynayanlar... üyeliği aile whatsapp grubuna girer umursamazlığında alanlar ya da törende kalp krizi geçirecek kadar heyecanlananlar...

    tüm bunların sentezi aslında galatasaray dediğimiz şey. kısa vadede bu yapısının zararlarını en çok çeken kulüp gibi görünse de uzun vadede hep kazanmayı başarıyor. bunun içinde entellektüel birikim var, liseden gelen kültürel altyapı var, liyakat var, fikir teatisi var, öncekilerin açtığı yol ve bıraktığı gelenek var. bazı antika huyları, kendine has saçmalıklarına rağmen türkiye'deki kulüplere kıyasla bambaşka bir konumdadır galatasaray. ki muhtemelen dünyada da sayılı kulüplerdendir arkasında böylesine bir kollektif akıla sahip olan...

    derin galatasaray, fetösaray, mehmet ağar, uefa lobisi gibi bir sürü söylem atılıyor ortaya hep ezeli rakipler tarafından. eksik, spekülatif ve çaresizce görüyorum bunları. çoğu zaman tuzağa düşüyoruz, bunlara cevap vererek onların çektiği çamura düşüyoruz. aslında çok büyük bir çaresizlik ve aciziyetin ürünü bu sataşmalar...

    derin galatasaray dediğimiz hadise aslında bu yazının da çıkış noktası olan yapı. öyle hakikaten bir izbe binaya toplanıp karar verecek merciyi çağırıp gözdağı veren maskeli bir topluluk değil... burdaki kelime oyunu, mehmet ağar'ın galatasaraylı olmasıyla da bağdaştırılmaya başlandı bazı sivrizekalı kanaat önderleri tarafından. kenan evren de fenerbahçeliydi, fenerbahçe darbeci faşist mi oluyor yani?

    gerçi atatürk'ün fenerbahçe'li olması hikayesine çapa atmış bir camia, uefa kupasına bile zamanında olsun biz atatürk'ün takımıyız diye cevap vermişlikleri var. o mantıktan beklenecek bir çözümleme...

    keza fetösaray muhabbeti de aynı. neymiş uefa kupası bile fetö'nün nefesiyle gelmiş. insanın gerçekten sinirden kendini sikesi geliyor böyle gerizekalılık karşısında. hakan şükür dediğimiz adam, lisede sakaryaspor ile birinci ligde oynarken yeni açığa pankart yaptırıp asan bir adam. bu adamın galatasaray taraftarı olup ilerde taraftarı olduğu takımda oynaması kadar doğal ne olabilir? hakan şükür'ü sakaryaspor'dan kim niye transfer etsinmiş... tuncay şanlı fenerbahçe'ye gelmeden önce nerede ne yapıyordu acaba?

    hadi onu da geçtik, bir sürü forvetin hakkını yemiş, önünü kesmiş. 500 lig maçında 250 gol atan, literatüre hakan şükür tipi santrafor tanımını sokan bir forvete forma şansı verilmesi başkalarının hakkının yenmesi, önünün kesilmesi oluyorsa doğrudur hakan şükür'e yol açmak için birilerinin önü kesilmiştir.

    hey allahım yarabbim...

    neymiş efendim futbolcuları sohbete götürmüş. emre belözoğlu, bekir irtegün, zafer biryol da sohbete katıldılar, himmet parası verdiler. üstelik fetö sonrası tüm mahkemeler de bu eylemlerin yapıldığı hükmüne vardı. ancak nasıl oluyorsa oluyor onlar bugün suçlu olmuyor, fetöcü galatasaray oluyor...

    daha ihsan kalkavan'a falan girmedik bile...

    uefa'da lobi konusu var bir de... bu da tamamen bir cahillik ürünü. galatasaray'ın uefa'da lobisi varmış, galatasaray ceza almıyormuş ama rakibi kim varsa bir şekilde ceza veriliyormuş. lobi dedikleri de yönetimin uefa ile ilişkilerde görevlendirdiği profesyoneller. ligi komple satın alabilecek dolar milyarderi arap şeyhlerinin lobisi yoktu ama galatasaray'ın var. şampiyonlar ligine eş dost vasıtasıyla sponsorluk vererek cezadan yırtma planları yapacak kadar paranın gücüne inanıyorlar ama paranın içinde yüzden arap şeyhlerinde olmayan lobinin galatasaray'da olduğunu söylemekten çekinmiyorlar. allah kurtarsın orospu çocukları diye pankart açıldığında eleştirilmişti ama az bile söylenmiş...

    galatasaray bir sene men cezası aldı diye iktidarla ilişkileri iyi olan, lisecilerin mutlak destek verdiği dursun özbek'i indirebildiği için az ceza alıyor. bir müteahit 20 sene kulübü çiftlik gibi yönetip batıramadığı için, zengin bebesinin biri kulübü borç karşılığı(!) üzerine geçiremediği için bugün bu halde. galatasaray 2000'lerin başında tam gaza basacakken geleceği görüp uefa kriterlerine yapabildiğince uyum sağlamaya çalıştığı için bugün bu halde. o günlerde cefa çeken galatasaray taraftarı bugünlerde sefa sürüyor. o günlerde yapılan yardım kampanyalarına gerinerek gülenler de eninde sonunda yardım kampanyaları yaptılar, hem de defalarca...

    14 sene şampiyonluk hasreti biter bitmez tribüne yetmez bize bir kupa hedef artık avrupa pankartı asabilen bir camia. kimileri türkiye'de transfer şampiyonluğu kovalarken şampiyonlar liginde statü değiştiren bir camia... 10 sene şampiyonluk göremezken avrupa şampiyonu takımın hocasını ikna edebilen, 1996'da hagi'yi havaalanından çevirebilen, drogba gibi bir adamı yıllar sonra bile kulüple iletişim halinde tutabilen bir vizyon. bu lobiden ziyade bir ilişki yönetimi. ünal aysal'ın dediği gibi arzu edilmesi gereken seksi bir kulüp olma hali. bunu işte parayla dönemle isimlerle açıklamak imkansız...

    galatasaray hep bir adım önde. bazı rakiplerinden birkaç adım önde. bunu sağlayan da bu kendine has yapısı. bunu parayla satın almak imkansız. belki iyi bir planlama ve yatırımla iyi çalışacak organizasyonlar kurmak, dönemsel başarılara ulaşmak mümkün. ancak galatasaray'ın sahip olduğu kollektif akıl ve onun devamlılığına sahip olmak imkansız...

    bunu kabullenip buna göre plan program yapmaktansa türlü masallara, hayali düşmanlara inanıp gündelik çözümlere yönelmek ezeli rakiplerimizi bir kısır döngüde debelenmeye mahkum ediyor...
  • 6284
    türkiye'nin en büyüğüdür, aşkımızdır, sevdamızdır galatasaray. diğerlerine inat, stad peşkeşine bağlı fanatik politikacılardan almaz adını. büyük mazisi, şanlı stadının adında yatar. ruhu vardır, kağıttan camialara inat. kupaların, ilklerin, başarıların öznesidir. taçsız kralı vardır herkes tarafından saygı duyulan. imparatoru vardır, adı rakiplerinin tarihinden büyük olan.commandate'si vardır alayına kıskançlıklar yaşatan. gerçekleri vardır, sonra başkalarının hayallerinin bittiği yerde başlayan. aydır, yıldızdır kalplerde gönüllerde parlayan. saşktır, sevdadır işte bizde, nasıl anlatalım şimdi size...
  • 6285
    2020-2021 sezonunda, futbol harici branşlarda dibi görmeye kararlı kulüp. her sene zaten kadro kurmakta geç kalıyoruz. yine her sene bütçe düşürüyoruz. ama artık kadroda tutabileceğimiz isimleri bile tutamıyoruz ve düşüre düşüre bütçe mütçe kalmadı elimizde.

    erkek basketbolda iki senedir rakiplere oranla iyi bir kadromuz yoktu. buna rağmen yabancı oyuncularımız iyi maçlar çıkardı ve biz de fena olmayan bir görüntü sergiledik. ama sonuca baktığımızda; 2 senede de eurocup'ta felakettik. ve türkiye'de de kupa almaya yaklaşamadık.

    seneye ise tam bir belirsizlik hakim. muhtemelen hiçbir yabancı oyuncumuz takımda kalmayacak. zaten elde tutmamız zordu. bir de covid-19'dan sonra oyunculardan yüzde 30'a varan indirim talebi geldiği söylendi. hal böyle olunca ve oyuncuların bizden daha iyi talipleri olunca sonuç böyle oluyor.

    yerli oyunculardan ise zaten çok da iyi verim alamıyorduk. göksenin köksal'ın kontratı biraz yüklü. indirir mi indirmez mi, yola devam eder miyiz etmez miyiz bilmiyorum. can korkmaz elimizden kaçtı. diğer oyunculardan elle tutulur bir yiğit arslan kalıyor. onun bile bugün gitme ihtimali olabileceğini duydum.

    bahçeşehir ve telekom seneye bizim önümüzde olacak. karşıyaka, efes ve fener zaten bizden iyiydi. daçka ve tofaş da var. herkes yeni sezon için çalışırken biz daha koç ile devam edecek miyiz onu bilmiyoruz. işler hiç iyi gözükmüyor.

    kadın basketbolda bu seneyi şampiyon tamamlayabilirdik. takım gerçekten iyi oynuyordu. daha doğrusu 4+1 oyuncu. maalesef lig tamamlanamadı. eurocup'ta ilk turda elenirken hiçbir şey yapmayan yönetim yeni sezon için de hiçbir şey yapmıyor.

    burada en büyük rakibimiz fenerbahçe. iki sezondur bütçemizi yüzde 30-40 düşürdük diyorlar ama yine 2020-2021 sezonu için çok iyi takım kurdular. izmit belediye yine seneye iyi bir takım ile başlayacak. covid-19'dan dolayı iyi yabancılar uygun fiyata geliyor ülkemize. ama biz sadece bekliyoruz.

    yabancı oyuncular ile ne olacak bilmiyorum. çok da önemli değil aslında kalıp kalmamaları. sadece bria hartley önemli bizim için ama henüz konuştuğumuzu sanmıyorum.

    yerli oyunculardan tilbe şenyürek ve ışıl alben'in bile durumu belli değil. zaten koç daha başlamadık, şu an sadece oyuncu izliyoruz diyordu. izlesinler bakalım. ama yine en son kim boşta kalırsa onlara yöneleceğiz gibi duruyor. bu arada seneye euroleague'de olacağız. tam bir euroleague takımı gibi hareket ediyoruz.

    kadın voleybolda zaten hep 4. oluyorduk. birkaç kere cev kupasında iyi sonuçlar aldık ama 2019-2020 sezonunda iyi değildik. 2020-2021 sezonunda ise küme düşmemiz bile şaşırtmaz.

    voleybolda kadroda yabancı oyuncumuzun olmayacağı söylendi. yerli kalitemiz zaten iyi değildi. bir de aslı kalaç gitti. elde bir şey kalmadı. hazal selin arifoğlu ve ergül avcı geldi ama ikisi de yeterli oyuncular değil. başka da bir hareket olmadı. olacak gibi de durmuyor. genç oyuncularla yola devam edebiliriz ama çoğu güven vermiyor. bizden daha kötü durumda bir takım olur umarım. yoksa rezalet bir sezon geçirme ihtimalimiz yüksek.

    erkek voleybol ise en iyi durumda olan branşımız. 2019-2020 sezonunda 3 kupa alabilecek bir kadromuz vardı aslında. ama kupalar tamamlanmadı. sezon içi bir hamle yapmamız gerekiyordu ama yapmadılar. sezon tamamlanmadığı için de bir şey kaybetmedik. çok iyi yerli oyuncular getirmiştik ve kontratları devam ediyor. batuhan avcı ve murat yenipazar hamleleri de fena değil. ama keşke yabancı bir pasör çaprazı da alsak. eğer alırsak yine iyi bir sezon geçiririz. ama almazsak ziraat bankası ağır favori olur. en azından bu branşta şampiyonluk kovalayalım.

    tekerlekli sandalye basketbolunda ise ne olacak merak konusu. dünyanın en iyi takımıyken, 2 yıllık fenerbahçe ligde şampiyon olmuştu. 2019-2020 sezonunda da fenerbahçe ile yarışacaktık muhtemelen. diğer branşları düşününce, en az ilgilenilen bu branşımız için çok iyi düşünemiyorum. en azından kadromuzu koruruz umarım.

    sonuç olarak futbol sezonunun bitmesini bekliyoruz anladığım kadarıyla. yine her sene olduğu gibi bütçelerin düşmesi de kaçınılmaz. eskiden avrupa'da başarılı olduğumuz branşlarda da artık ilk turdan elenir olduk. mustafa cengiz yönetimi finansal açıdan sınıfı geçse de, futbol dışı branşlarda son yönetimler içinde en kötüsü olmayı başardı. burada mustafa cengiz direk suçlu demiyorum. ama bu branşlarla, özellikle basketbolla ilgilenen yöneticiler hala koltuklarında oturuyorsa ve sponsor bulma konusunda bütün rakiplerin gerisinde kalıyorsak, kendisi de büyük oranda suçlu oluyor. her sene umarım seneye böyle olmaz demekten de bıktım açıkçası. bu branşlarda başarılı olmak istenilmiyor resmen. bu da kabul edilebilir bir şey değil. fenerbahçe ile sürekli dalga geçiyoruz. bizi kıskandıklarını düşünüyoruz. ama ben de fenerbahçe'yi çok kıskanıyorum. tamam, erkek basketbolda ülker ile birleştiler ama diğer branşlarda nasıl böyle olabiliyorlar? onlar da bütçe düşürüyor ama her sene kafaya oynayabiliyorlar. hem de bunu ali koç olmasına rağmen bile yapabiliyorlar. ben de futbol dışı branşlar için rahat düşünmek istiyorum, keyifle maçlarını izlemek istiyorum, başarılı olsunlar istiyorum, en azından bir düzene sahip olsunlar istiyorum. ama olmuyor ve olmayacak da. maalesef.
  • 6286
    asaletin, gücün, kültürün, beraberliğin, kardeşliğin simgesidir. marşı bile diğer takımlardan farklıdır. ezeli rakibi yaşa fenerbahçe derken kendisi kültür simgesi der. iki takım arasındaki en büyük farklardan biridir bu. kültürdür galatasaray. 1481 yılından gelen bir tarihi vardır. içinde bulunduğu okul sadece türkiye’ye değil osmanlıya bile insan yetiştirmiştir. türkiye’nin en aydın, en donanımlı, en bürokratik insanlarını yetiştirmiştir yüzyıllarca. rakibi daha halen üniversitesini açmak için devletten izin bekliyor. farka bakar mısın?

    sembolü aslandır bir kere. boşuna demiyorlar “aslan intikam almaz, bedel ötedir” diye. galatasaray da öyle. son 30 yılda öyle bir domine etmiştir ki ligi, şu an yakınında bile bir rakibi yoktur. doğadan örnek vereyim. aslan en dominant hayvandır toprak üzerinde. en güçlü olduğundan değil bu, kaplan ondan daha güçlü bir kedi türü mesela. ya da zürafa daha uzun. bufalo daha ağır ama ormanlar kralı derler çünkü gücün sembolüdür. kardeşlik bağı çok güçlüdür. sürünün egemenliğini alan erkek aslanı yeryüzünde indirebilecek bir hayvan yoktur ama buna rağmen çok kavga etmez gerekmediği sürece. ne zaman sürüsünü tehdit edenler çıkar ya da dişi aslanlar avlarını yakalayamazlar, o zaman devreye girer. gider avını yakalar. yakalamakla kalmaz parçalar. internette meşhur bir video var timsahla aslan vs timsah. mutlaka izlemişsinizdir.. izlemeyenler için aşağıya linkini bırakacağım. başından kuyruğuna kadar kasla dolu timsah suda avlanan aslanlara atar yapıp yiyeceklerini çalmaya çalışıyor, dişi ve yavru aslanlar korkuyor timsahtan karşılık verseler de belli, ama sürü lideri erkek aslan timsaha öyle bir kükrüyor ki timsah far görmüş tavşan gibi kalıveriyor. sonra geri vitese takıyor. ha güçsüz olduğu zamanlar olmuyor mu, tabi ki oluyor. sırtlanlar bile öldürebiliyor bazen ama dediğim gibi sürü liderliğini eline alan yetişkin bir aslan yenilmez. doğuştan savaşçıdır. boşuna kral demiyorlar...

    galatasaray da öyle. itin, çakalın, sırtlanın diline düştüğü zamanlar az değildir ama o seviyeden öyle bir kalkmıştır ki hemen ertesi yıl bütün rakiplerini sinirden kudurtmuştur. ahmet çakarın serengeti örneği verirken o kadar doğru noktalara değiniyor ki, kelimesi kelimesine doğru. hedefine odaklanmış, birlik beraberliği sağlamış bir galatasarayın önünü kesemezsiniz. yıllardır böyle oldu. bunu o kadar içselleştirdiler ki rakipleri, resmen 20 puan geride olsak bile en büyük tehdit olarak bizi görüyorlar çünkü biliyorlar biraz bile çıkış ışığı varsa çıkarız. o kupayı döve döve alırız. bu sene ilk yarı kötüyken rakip taraftarlara diyordum, açabildiğiniz kadar puan farkı açın sonra ikinci yarı dönüp koyuyoruz ve ağlıyorsunuz diye. öyle de oldu. o sıralar tırı vırı yapanların şu sıra sesi bile çıkmıyor. halen gerideyiz üstelik. önümüzdeki en zorlu fikstür bizim ama şampiyon olmuşuz modunda hepsi. bu psikolojik üstünlüktür. öyle 20 senelik kadıköy yenilmezliği gibi değildir. o yenilmezlik serisinde evinden kupayla dönmüş bir takım bu. 20 seneyle falan ölçülebilecek bir üstünlük değil bu. rakip taraftarların torunlarına bile sirayet edecek bir üstünlük bu ve bunu yavaş yavaş öğreniyorlar...

    iyi ki varsın ve iyi ki galatasaraylıyım...

    bahsettiğim aslan vs timsah videosu;

    https://youtu.be/dbm-P7jaa_c

    bu da ahmet çakar’ın serengeti videosu (fener maçı daha oynanmamıştı bu video çekilirken)

    https://youtu.be/v7AximzqwdI
  • 6287
    sürekli başarıyı ve bu başarıya olan açlığı, karakterinin bir parçası haline getirmiş olan, bu ülkede güzel kalabilmiş nadir şeylerden birisi. sanırım kendine rakip olmaya çalışanlarla arasındaki en büyük fark da budur.

    futbol takımı 4 ay boyunca teknik direktörsüz kalsa, taraftarlar galatasaray lisesi'nin duvarlarından zombi akını gibi içeri dalmaya çalışırlar muhtemelen.

    kaos'tan kazançla çıkmasını bilmede bir dünya markası.
  • 6288
    tanımlamaya tek bir entry'nin yetmeyeceği çocukluk aşkı, hayatın anlamı. (bkz: 6 şubat 2011 galatasaray eskişehirspor maçı)'nda açılan, dünya rekoru 315 metrelik dev pankartta yazanlar takımımızla ne kadar gurur duymamız gerektiğini biraz olsun gösterir nitekilte:

    "106 senelik muhteşem tarihi, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı sayısız başarıları, müzesinde rakiplerinin iki katı kupası olan, türk sporunda ilk ve teklerin takımı, varolduğundan beri türk olmayan takımları en çok yenen türk takımı, ülkesinin medar-ı iftiharı, uefa ve süper kupa sahibi, dünyanın en büyük taraftar oluşumu ultraslan’ın gururu, 1481’den beri kültürün simgesi, 1905’den beri sporun beşiği anlı şanlı galatasaray."
  • 6290
    bu kulübün futbol takımı hakkında daha önce yazdığım kısa ve öz entry'i şuraya bırakıyorum.

    (bkz: #2827741)

    buna ek olarak da şunu ekleyeyim.

    bu sezon gitti artık zaten, ayrıca 2 sene üst üste şampiyon olduktan sonra bu sene şampiyon olamama lüksümüz vardı. belki bir ihtimal ts şampiyon olur, biz de ikinci olursak bu sezonu kurtarırız; ama artık lütfen bu takımda yılda 3-4-5 milyon kazanıp sahada boş boş gezen adamlar olmasın. bu adamlarla şampiyon olunca şampiyonluk parası direk bunlara gidiyor, olamayınca da ekonomik olarak kötüye gidiyoruz hatta dibi gördüğümüz de oldu. e ben ne anladım bu işten o zaman.
  • 6292
    neden umudun kesilip vazgeçilmeye başlandığını anlayamadığım takımım.

    haftaya rakiplerimizden 2 tanesi** düşme potasında, 1 taneside* avrupa kupaları iddası bulunan bir takımla deplasmanda oynayacakken biz görece iddası kalmayan* bir takımla içerde oynayacağız. kaldı ki doğrudan rakiplerimiz olan 2 takımlada maçımız var ve bir rakibimiz* hafta arası tansiyonu yüksek bir kupa maçı oynayacak. haftaya kazanıp işleri değiştireceğimizden şüphem yok. muslera'nın sahada olması elbette çok önemli ama olmasa bile hoca takımı muslera etrafında toplayıp motive edebilir. keza ben okan koçuk'a güveniyorum.

    pes etmek yok.

    düzeltme: yazım hataları.
  • 6294
    kendisinin futbolda bu sezon ki şampiyonluğu için henüz tüm ihtimallerin tükenmediği kulüp. yani, eğer elin kılıç tutuyorsa hala, kaybetmiş sayılmazsın.

    (bkz: 2019-2020 sezonu şampiyonu galatasaray/#2908820)

    (bkz: galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır/#2908977)

    sen şampiyon olacaksın

    çünkü

    kupalara layıksın sen şanlı galatasaray!
  • 6295
    o kadar seviyorum ki önemsemekten uykularımı bile kaçırdığım oluyor.

    14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçı bittiğinden beridir düşünüyorum. 2 saatlik mesafede arkadaşa gidip orada izledik, dönerken yola çıktım başladım düşünmeye halen düşünüyorum. boşa koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum almıyor demiş ya eskiler. tam öyle.

    onlarca entry okudum, belki yüzlerce. onlarca twite baktım, onlarca twit attım. ama yok abi olmuyor. ben çözüm bulamıyorum.

    (bkz: #2906601) burada yazdım, bizim transfer durumumuz zaten o kadar sıkıntılı ki onun bile içinden çıkılmıyordu.

    şimdi bir de bu üzerine tuzu biberi oldu resmen.

    fernando muslera çok önemli. hani bir reklam filminden alınma görüntüsü vardır ya "galatasaray benim" yazar altında, hakikaten ona yakındır. çünkü önünde biraz derli toplu oyuncular olduğunda muslera alır seni şampiyon yapar.

    öte yandan daha bu sezon bitmeden belli oldu ki bizim önümüzdeki sene öyle bir kadroya sahip olmamız lazım ki hakem 1 penaltı veriyorsa bizim rakibe bunun karşılığında 3 atmamız lazım. rakibe çalınan uyduruktan her bir penaltı için 3 atacağız abi lamı cimi yok bu işin. ne yapıp edip bu kadroyu kurmamız lazım.

    lazım da işte burada aziz yıldırım'a bağlıyorum. (yok konuştuğum cümle anlamında, yoksa allah saklasın evlerden ırak)
    https://www.youtube.com/watch?v=4bETxR6sRLE

    --- alıntı ---

    neyle yapacaksın kardeşim neyle? parayı nereden bulup getireceksin? gel burada anlat.

    --- alıntı ---

    lemina'yı almamız lazım. opsiyonu 16 milyon euro. maşallah.
    onyekuru'yu da almamız lazım. 10'dan aşağı istemez bu monaco. 10 isterse de mükemmel gerçi ama neyse.
    etti 26. elde var diagne, babel, belhanda, feghouli. ancak bunları satarak iskeleti bozmadan transfer yapabilecek duruma geliriz. 26 çıkar mı buradan? çok düşük de olsa var böyle bir ihtimal. ancak çıksa çıksa 26 çıkar be abi. ki o da satıştaki pazarlıkları menajere falan bırakmadan alıcı kulübün yönetimleriyle kora kor pazarlıkla. ki o da imkansız bu yönetimle. ama hadi diyelim çıktı.

    ee kaleci?

    muslera gibi bir kaleci daha bulalım desek kapıyı 15 milyon eurodan aşağıya açacak bir kulüp bulamayız. alt kalite alalım desek tamam hadi alınır da abi en az ilk yarı yok muslera. 17 maçta daha alt kalite bir kaleci ile çıkınca o sezon da gidiyor doğal olarak. sözleşmesi bitenlerden bakalım desek doğru düzgün sözleşmesi biten kaleci yok (baktım abi transfermarkt'tan hakikaten yok). okan'a güvenelim desek, allah saklasın ya o çocuğa da bir şey olsa?

    abi kabus gibi ya. yemin ediyorum altından girip üstünden çıktım bütün gün şu durumun. elle tutulur bir yerini bulsam yeminle onu yazacaktım ama yok, yok ben bulamıyorum deli çıktım çıkacağım.

    takımda herkesin yedeği var diyorduk, nando'yu unutmuşuz, gerçi unutmak da değil hani allah saklasın 2-3 maç bir şey olsa nando'ya okan'la gider bu takım diyorduk. ama abi en erken 6 aydan bahsederken sezonun ilk yarısını kaldırıp atıyoruz. anadolu'dan alalım birilerini desek, biliyorlar zordayız ebelerinin yastık altında sakladığı paranın 2021 katı bonservis ister bunlar.

    şaka maka 2-3 maç için bile korkup "okan 2-3 maç gider" derken adamı 6 ay kaybettik abi düşündükçe afakanlar basıyor içime.

    ne diyorsunuz var mı çözüm?
  • 6297
    türkiye liglerindeki hemen hemen bütün takımların hedefindeki takım. süper lig tamam da alt ligler ne alaka diyebilirsiniz. yakın tarihteki tuzlaspor maçı en güzel örnek. daha önce balçova bilmem ne spor da var. tek tek değil de paket olarak bakalım olaya. bize karşı müthiş bir nefret var çünkü hiçbiri ama hiçbiri bizden büyük değil ve olamayacak da.

    kulübümüz özellikle anadolu kulüplerinin canını yakacak hamlelerde bulunmalı:
    1- yapılacak yayın ihalelerinde aziz yıldırım’ın yaptığı gibi en büyük payı galatasaray ve fenerbahçe’ye istemeli. yok türk futboluymuş yok milli takımmış yok alt yapıymış geçelim bunları.

    2- en iyi oyuncularının aklını çelmeli. ve en yakın rakibimin en iyi oyuncusuna sulanmalı bayern münih gibi. hiç etik diye gelmeyin lütfen. mert hakan, emre kılınç ve vedat muriç’i biz isteyince oyuncunun aklı çelinmiş oluyor ama fener isteyince gayet normal karşılanıyor. yok ya!

    3- sözleşmesi bitecek oyunculara başlarını döndürecek teklifler yapmalıyız. dorukhan gibi oğulcan gibi. biz alamasak bile yüksek miktarlara fener’e gitsinler.

    4- hiçbir kulüp başkanını ağırlamamalıyız, onlara yemek yedirip plaket vermemeliyiz. rize’yi plaketle uğurladık. sonuç: albayrak’ın oğluna yumruk attılar, muslera ve andone’nin ayağını kırdılar. ve buna da ilahi adalet dediler.

    5- kulübe en ufak bir hakaret veya imada hemen mahkemeye gitmeliyiz.

    6- yönetici, teknik heyet ve futbolcularımızı en büyük hatalarında bile büyük bir mücadeleyle kamuoyu önünde savunmalıyız. adamlar ırkçılık yaptı yahu. çıkıp basın toplantısıyla örtbas ettiler.

    7- kol kırılır yen içinde kalır felsefesiyle hiçbir sorunumuzu basın önünde konuşmamalıyız. kendi içimizde her türlü çözeriz çünkü.

    8- kulüpler birliği toplantılarına yönetici değil de personel göndermeliyiz mesela.

    örnekler çoğaltılabilir. arkadaşlar isviçre’de değil ortadoğu çukurunda yaşıyoruz. bunların anladıkları dil bu. ve biz böyle yapmazsak daha çok oyuncumuzun ayağını kırarlar.
  • 6299
    ne zaman afrika temalı belgesellere denk gelsem aklıma gelen kulüp. özellikle bu belgesellerdeki hayvanları görünce aklıma direkt galatasaray geliyor ve ne yazık ki bunun sebebi aslan değil. hani bu hayvanlara bakınca vücutlarına yapışmış bilumum kene, pire, bit vb. yiyici asalaklar görürsünüz ya işte ben bu hayvanlarda galatasaray'ı görüyorum. galatasaray da tıpkı bu hayvanlar gibi paraziti bol bir canlı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın