176
haksızlıklar ve bunları yapan, göz yuman, çanak tutan, faydalanan, seyreden herkes.
177
zekasız, düşük iqlu, sesi çok çıkınca haklı zanneden, ahlaksız taraftara sahip futbol takımlarına rakip olmak.
derdini anlatsan zeka yok, zeka olanda ahlak yok, en iyi olanında da algıyla hakka çökme çok. nelerle uğraşıyoruz hissi kaplıyor bünyeyi.
178
futbolculardan çok teknik direktörlerin ön plana çıkması. taktik, oyun planı hepsi muhteşem ama oyuncuları makineleştiren bir yere geldi oyun. bu oyunda şu an yıldızlara, estetik ve spektaküler hareketlere yer yok. yalnızca teknik direktörün şablonuna uygun koşular ve paslar var. bu yüzden futbol biraz sıkıcı artık.
179
kaleciye pas. kaleciye bilinçli pas kesinlikle yasaklanmalı. temponun da oyuncuların da canına okuyor.
180
var'a rağmen yanlış karar verilmesi ve bariz pozisyonlarda var'ın devreye girmemesi.
182
zırt pırt oyunu durduran hakemler, yattı mı kalkmak bilmeyen topçular ve şikeciler.
187
kerem aktürkoğlu’nun kör savunucuları.
188
geriye düştüğün anadolu takımı karşındaki son yarım saat...
herifler zamanı büküyor.
189
kerem aktürkoğlu oyunda olmadığında pozisyona giremediğimizi görmeyip oyuncumuzu değersizleştirmek için her şeyi yapan galatasaray taraftarı.
190
zaman geçiren anadolu takımları, mensubu olduğu eski takımına karşı şapkadan tavşan çıkartan taktiklerle oynamaya çalışan eski futbolcu yeni antrenörler, ve de en önemlisi zamanın ilerisindeki, isviçreli bilim insanlarından bile önde gelen, türkiye’nin yüz akı türk futbol hakemleri.
191
türk spor medyası.
türk futbol hakemleri.
ve tabi ki başkanlar.
uzun zaman sonra bir galatasaray maçını elimde telefon öyle uzanıp izledim. serdar dursun’un golünde hiç tepki vermedim. takımın ve hocanın kötü oyununa sıfır tepki verdim.
192
malum camia ile rekabet etmek.
193
fenerbahçe ve algı operasyonları.
geçen sene mental olarak o kadar yorulmuşum ki kendi maçımızdan başka maç izlemeye tahammül edemedim daha. bjk maçını bile 45 dakika zor izledim.
adamlar lobinin, algının, rakibi karalamanın, iftiranın binbir türlüsünü o kadar iyi yapıyorlar ki kendileri saha içinde mücadeleyi unutuyor. ancak bu olaylar beni mental olarak çok geriye atmış.
allah da kahretmesin galatasaray sevgim yüzünden "lanet gelsin futboluna izlemiyorum artık burada maç" diyemiyorum.
rakibi takip edip analiz etmemiz lazım. ancak hiç içimden gelmiyor. bir de ligi o kadar erken açtılar ki hala daha herkes tatil modunda.
daha maç 1 algı 1 başladık. yok ofsayt yok penaltı değil. bırakın bizi be bir bırakın. toksik bir ortam var futbolda ve bu gidişle birkaç seneye izleyici oranı çok çok düşecek. yeni nesil bizim gibi göbekten bağlı değil. sıkıldıkları an bana ne ya diyerek izlemeyi bırakacaklar.
195
bu entryde biraz içimi dökmek istiyorum.
benim futboldan soğuma sebeplerim ülke futbolunun her köşesinde şımarık, akıldan ve mantıktan uzak, tembel, algıcı, ahlak yoksunu insanların olması. ülke futbolu ekonomik açıdan rezalet durumda kulüplerin para harcaması parası olduğu anlamına gelmiyor üstüne bir de katar'dan arabistan'dan önce son durak mentalesi ile transferler yapılmaya devam edince buraya sürekli doymuş, içinde futbol ateşi sönmüş oyuncular geliyor. geldikleri yerde gördüğü şey bırakın 5 büyük lig temposunu balkanlar, iskandinavya veya belçika, hollanda temposunda bile olmayan, yavaş, halı saha maçından hallice bir futbol ortamı. maçlar sahada oynansa da saha dışında bitmek bilmez bir algı var. herhangi bir takımda 3 maça çıkmış futbolcu kendisini yıldız addediyor. zaten düşük şiddette yapılan antrenmanlar sonrası bireysel çalışma yok. helen herkes ilk üç ay fark yarattıktan sonra ortama ayak sağlayıp sporculuktan uzak bir hale geliyor. bu saydığım her şey aslında kendimize ve yaptıklarımıza saygımız olmadığının bir göstergesi. çalışmaya inanmıyoruz bir şeylerin anca çalışma harici durumlarla olacağına inanıyoruz. aslında kendimize inanmamış oluyoruz. başarılı olmak mı gerekir iyi olduğum için değil iyi algı yaparsam bir şeyler elde ederim deyip algı peşinde koşuyoruz, iyi olduğum için değil kazanmak için her yol mübah zihniyeti ile ahlaksızlık yaparsam başarılı olurum diyoruz, bir şeyi beğenmediğimiz zaman örneğin herhangi bir bölgede futbolcu eksiğimiz var hadi yenisini alalım diyoruz hiç çalışıp daha iyi olalım diye bir derdimiz yok böyle dertleri olanları da tercih etmiyoruz. bize sadece algıları doldurabilecek yıldız, tecrübeli, editlere konu olabilecek kişiler lazım. bu sürekli bir şeyleri satın alarak başarıya ulaşma fikri nedeniyle her şeyi satın alabilerek çözmeyi planladığımızdan gerçekleri de göremiyoruz çoğu zaman. örneğin galatasaray'ın sol bek problemi yok galatasaray'ın orta sahada alan kaplayan orta saha ve sol önde orta saha ve defansa yardımcı olabilecek oyuncu problemi var. ama devamlı sol bek üzerine yorumlar yapıyoruz çünkü o aksıyor gözümüzde. bunun bir takım oyunu olduğunu parçaların birbirine etkisi olduğunun farkında değiliz çünkü bu şımarıklık, bu tembellik bizi kolektif düşünmekten uzaklaştırıyor. bahsettiğim şeyler sadece futbolumuzun sorunları değil. bugün baktığımız zaman zaten konuştuğum şeyler futbol içi durumlar değil biz artık hayata böyle bakıyoruz. cumhuriyet ideali çalışmak ve dünya ile boy ölçüşmek üzerine kurulmuşken bugün çalışanın enayi sayıldığı işini bilen kişilerin makbul olduğu bir ülkede yaşıyorsak 3 maç oynayan topçudan trip de yeriz, gazetecilere haber sızdıran başkan da görürüz, göbek yapıp mabadını yerinden hareket ettiremeyen ama milyonları günü gününe cebine indiren sporcularda görürüz, cebinde üç kuruş para yokken beş kuruşluk bilet, forma, kombine üçgeninde harcama yaptırılan adamların sistem tarafından oluşturulan şımarıklığını da çok görürüz.
196
genel olarak türk hakemleri.
197
algı operasyonları ve diğer takım taraftarlarının eziklikleri. onlara laf anlatmaya değmiyor, çünkü beyinleri uyuşmuş gibiler. bu ezikliklerinden dolayı da sürekli bize haksız ithamda bulunuyorlar. işin kötüsü bunu arsızca, kendilerine bakmadan utanmazca yapıyorlar. hal böyle olunca herkese futboldan uzaklaştığını söyleyip sadece galatasaray maçlarını izlemek en güzeli.
198
başlık futboldan soğumama sebebi olsa daha isabetli olurdu. galatasaray armasına olan aşk dışında futboldaki her şey insanı soğutuyor.
199
sürekli hakem hatası aramak... içine ediyor keyfin.