• 4
    riva ve florya arazilerinin peşkeş çekilmesi (ki düpedüz peşkeş çekilmişlerdir) nedeniyle galatasaray'a birkaç şampiyonluk lütfedilmesi fikri (göksel gümüşdağ kadar (!) büyük bir galatasaraylı olamasam da) kabul edilemez. çünkü böyle bir komplo teorisinin herhangi bir şekilde meşru zemine çekilmesi, galatasaray spor kulübünün tüm tarihini ve başarılarını tartışmalı hale getirir ki, bu, büyük küçük tüm galatasaraylıları rahatsız eder. (etmeli)

    komplo teorileri yerine galatasaray tarihi okumaları yapsak çok daha anlamlı olacaktır. galatasaray'ın ne anlama geldiği tarihimizde saklı çünkü. yeni ekilen çimleri kuşlardan korumak için nöbet tutan başkanımızın verdiği gurur hangi şampiyonlukla ölçülebilir ki? galatasaray tarihini okuyun ve gurur duyun galatasaraylılar. inanın şampiyonluklardan, başarılardan çok daha fazla gururlanacağınız hikayeler bulacaksınız.

    göksel gümüşdağ kadar büyük bir galatasaraylı olmayabilirim belki ama şahsen beni en çok gururlandıran şampiyonluklarımızdan birine ait kupanın yarısı yoktur mesela.

    (bkz: 25 nisan 1955 galatasaray fenerbahçe basketbol maçı)
  • 48
    içerisinde sadece futbol değil, ekonomik ve siyası olarak da kapalı kapılar ardında planlar yapıldığını düşündürten fikirler bütünüdür. gerçek ya da yalan olduğu ispatlanamaz.

    2019-2020 sezonundaki en büyük teori, toplumun büyük bir kesimi tarafından, şampiyon yapılacağı idda edilen bir kulübün çevresinde şekillenmektedir. benim teorim ise eğer 28 haziran 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçıgalatasaray galibiyeti ile sonuçlanırsa, şampiyonluk için adı geçen kulübün kalan maçlarının hepsinin küme düşme adayı olduğu için bu takımları rehavete sürüklemek, dirençlerini azaltmak, kafalarını karıştırmak için yüksek ihtimalle bazı satılık ve çıkarcı külüp başkanları tarafından, covid salgını nedeniyle bu sene ligin küme düşmenin olmadan tamamlanması şeklinde açıklamaların gelmesini takiben kamuoyu oluşturulacağı şeklindedir. burdaki en kritik eşik bugün alınacak bir galatasaray galibiyetidir.

    her galibiyetinde yabancı sınırı konuşulan bir takımın alacağı galibiyet ile karşı reaksiyon olarak, küme düşmenin iptal edilmesini gündeme getirmesine sebep olması muhtemeldir.
  • 78
    ülkemizde futbola olan ilginin azalmasına dair bir komplo teorim var.

    malumunuz ülkemizde halk her açıdan kontrol altına alınmaya çalışılıyor; tek yönlü haberler, karşıt görüşte atılmış twitlerin sahiplerinin tutuklanması vs gibi etkinliklerle de uygulamaya konuyor.

    futbol ise ülkemizde geniş kesimlere hitap eden bir spor dalı. üstüne üstük büyük paraların döndüğü, kolayca da paraların yenebilecegi bir düzene sahip bir ortam.

    galatasaray üzerine oynanan oyunlar ve başakşehir'i şampiyon yapmak için yapılan uğraşlar esnasında, 2019'da istanbul belediye seçimlerinde hükümet büyük bir yenilgi aldı. pek çokları da bu yenilginin futbolla bir bağlantısı olup olmadığını sorguladı. buna ek olarak, statlarda protesto isliklamalari, gezi parkı olaylarında futbol takımı taraftar gruplarının çok aktif bir rol oynaması vs gibi futbol seyircisinin bir mualif gruba evrilebilecegini de gördük.

    şahsi fikrim, bu ihtimalden dahi rahatsız olan bazı kesimlerin, ülkenin futbola olan ilgisini azalatmak için bilinclice bir çalışma içerisinde olabileceği yönünde.

    düşündüğüm zaman aşağıda listeledigim aktiviteler de sanki bu fikri destekliyor gibi.

    kulüpleri bankalar birliği anlaşması ile himayen altına al, federasyon başkanlarını dilediğin gibi ata, ligi 21 takımlı yap, yabancı sınırı getir, bazı takımları ki bunlar 3 büyükler değil, kasıtlı olarak kayır (başakşehir, trabzon, rize vs.) ve 3 büyükleri de her hafta hakem hataları ile doğra.
    şimdilerde de spor yasası çıkararak yine orantısız cezalar getir ki gönüllü yönetici değil 'atanmış' yöneticilerle büyük kulüpleri de daha net bir şekilde kontrol altına al.

    hedefe ulaşılırsa ne olacak; futbol artık toplumsal ayaklanmanın mümkün olabileceği bir alan olmayacak çünkü artık insanlar takımlarla eskisi gibi bir gönül bağına dolayısıyla da öteki taraftarla ortak paydaya sahip olmayacak. üstüne üstük hala büyük sayılabilecek, yenebilecek bir futbol piyasası pastası da ortada daha sahipsiz bir şekilde duruyor olacak.

    keske bari futbolumuza dokunulmasa.
  • 24
    içerisinde zerre kadar gerçek barındırmayan hikayeler bütünü. herhangi birini üç yaşındaki kızıma anlatsam “baba geç oldu, yat uyu istersen” der. gel gelelim kocaman adamlar, söke söke şampiyon olduğumuz sezonun ardından, paragraf paragraf saçmalayabiliyor.

    eğer bu sezon* için bir komplo teorisi yazacaksınız yazının başlığı hüseyin göçek ve arkadaşları olmalı ki en azından bir inandırıcılığı olsun.
  • 5
    bana göre komplo teorisi; takım olma ruhu, tecrübe, güzel oyun, stresi yönetebilmek, karakteri büyük futbolculara sahip olmak, iyi ve işi bilen kurt bir teknik adama sahip olmak, gerektiğinde masaya yumruğunu vurabilen ya da işini bilen yöneticilere sahip olmak, ilahi adalet( inanırım ), camianın tüm yüreğiyle istemesi, sinerji, karma etkisi vs. uzar gider... futbolu fifa, pes, fifa menajer gibi oyunlardan ibaret görmek tamamen yanlıştır zaten, dinamizmi çok fazla olan bir oyun, futbolun sadece futbol olmadığını bilenlerdenim ayrıca... bu konulara girmek istemiyorum... benim anlatmak istediğim; bir futbol topu, 3 direk arası kale, 22 futbolcu, teknik heyetler, taraftarlar ve dış etken olarak yöneticiler...

    3 temmuz şike sürecini bilmeyenimiz yoktur herhalden. türkiye ile bağı olan herkes bir şekilde duymuştur. üniversitede bölüme devam ederken; çok koyu fenerbahçe taraftarı, gfb üni başkanı çok samimi olmasa da, ayak üstü veya aynı bölümde olduğumuz için cafede karşılaşınca arkadaş grupları ile sohbet ettiğim bir arkadaşım vardı. ne zaman kendinle aynı ortamda olsam; hep bir şekilde konuyu fenerbahçe ve şikeye getirirdi. bir keresinde anlatıyor; cumhurbaşkanı'nın oğlu helikopter ihalesine katılmış da, yok sonra aziz yıldırım'da katılınca düşman olmuşlar, o yüzden kumpas kurmuşlar falan... ama; öyle bir anlatıyor ki gerile gerile, adamı tanımasam mit'den sanacağım, o derece... sonra aradan bir kaç ay geçti başka bir hikaye anlattı... bir sene geçti, bu kez başka bir hikaye anlattı falan... en son dayanamadım, kolay kolay da anlatılan hiçbir şeyi unutmam; ulan dedim sürekli hikaye anlatıyorsun, hiçbiri birbirini tutmuyor, bari kendi içinde tutarlı ol dedim. baktım, savunmaya falan geçti, öyle demedim dedi, beni suçladı falan.. yahu de ki en başta; ben şikeye inanmıyorum, kumpas falan... olsun bitsin... niye altını doldurma çabasına giriyorsun ki; çünkü vicdanının bir tarafı ile inanıyorken, diğer tarafı ile bastırıyorsun işte...

    yine bölümden nasıl denk geldim bilmiyorum ama, 3- 5 fenerli arkadaşla cafede oturuyoruz, bu konuyu kendi fenerli kuzenlerim ile de çokça tartiştığım oldu ayrıca... şöyle bir konu geçti; neymişte fenerbahçe'ye son haftada 3 şampiyonluk kaybettirilmiş. biri malum denizli faciası, biri 2-2 faciası, diğeri de süper final sezonunda bizle olan final maçı... içlerinden en koyusu; o kadar konuyu saptırıyor ki, hadi denizli ve süper finali anlarsın çünkü rekabet bizimleydi de... adam bursaspor ile yarıştıkları sezon kaybettiği şampiyonluğu, neymişte son hafta trabzonspor - bursaspor- galatasaray; fenerbahçe'ye şampiyonluğu kaybettirmek için hükümet ile birlikte lige heyecan getirebilmek adına anlaştığından kaybetmişler...

    kusura bakmayın da; bizim sözlükte başlığı açıldığı ve bence tuhaf teorilerle desteklendiği için dayanamayıp yazmak istedim... arkadaşım; futbol topu yuvarlaktır, atanın da tutanın da iyiyse bir şekilde kazanırsın... bu işin lamı cimi yok... hea o topun canı ister, kaleden girmezse yapacak bir şey yok... daha bu hafta 17 mart 2019 kayserispor başakşehir maçında 40 tane şutun başakşehir adına gol girmemesi, visca gibi bir adamın karşı karşıya 15 şut kaçırması, başakşehir'in sol bekinin ve gökhan inler'in direkten dönen topları; 09-10 sezonu son haftası fenerbahçe- trabzonspor maçında, belki de türkiye ligi tarihinin en iyi iç saha performansını gösteren fenerbahçe'nin 4 topunun direkten dönmesi, sayısız şutunu onur kıvrak'ın kurtarması; fenerbahçe'nin denizli faciasında appiah'ın direkten dönen topu vs. uzar gider... bunların hiç birisi absürd komplo teorileriyle değil de ,belki de entrymin başında yazdığım gerekçelerde ki gibi '' kalk appiah allah'ın dediği olur'' daki ilahi adaletin tecellisiyle, şampiyonluk psikolojisini kaldıramayan futbolcularla, sinerji eksikliğiyle, başarmaya olan inancın yetersizliğiyle vs. açıklanabilir, belki bilemeyeceğim...

    ha bunun haricinin olabilmesi için devreye tek bir şeyin girmesi lazım; hepinizin malumu '' şike ''... bir santraforu ayartırsan bilerek dışarı atarsa, bir kaleciyi ayartırsan bilerek tutmazsa, belki de bir savunma oyuncusunu ayartıp kendi kalesine attırırsan veya hakemi satın alıp, üfürükten yönettirirsen veya rakibin başkanlarını ayartıp namusunu satın alırsan yine sonucu bir şekilde etkilersin... ligin bir yerlerine bile koyabilirsin; ama eninde sonunda sonuçlarına da misliyle katlanmak zorunda kalırsın...
  • 17
    başlığı okumadan önce iki beşiktaş’lı arkadaşımla bizimde teorilerimiz olmuştu. saçmalamış olabiliriz fakat mantıksızda gelmiyor. aramızda geçen teori şu şekilde gerçekleşti.

    olm sizin konya, rize ve iki fenerbahçe maçınız var büyük doğrandınız. fakat fark kapandı ve iki üç maç lehinize hatalar başladı. son ana kadar sus payı verdiler ve başakşehiri şampiyon yapıp kasalarına para girişi yapılacak. belediyeden alınan paralar örtbas edilecek ve size hakemler sizi doğradı ama son haftalarda puanlarınız geri verildi ama şampiyonluk maçını kendi evinizde verdiniz izlenimi oluşturulup zaten buraya kadar hakemlerle geldiniz hak yerini buldu deyip oldu bittiye getirileceksiniz. beynim yandı amk nasıl bir paranoyaya düştük.
  • 96
    dile getirmek istemiyorum, fakat bir takimin ekonomisiyle, kadrosuyla, taraftariyla bu kadar buyumesi ve guclenmesi bizim ulkemizde genelde tehdit olarak gorulur.
    bu sebeple yenikapi'ya bakinca, aklima komplo teorileri de geliyor.
    halihazirda ligde anadolu takimlarinin bize olan tavirlarinin normal olmadigini dusunuyorum.
    riva, florya, aslantepe ve mecidiyekoy projelerinin seyri lehimize olur ins.
  • 39
    (bkz: mayıslar bizimdir)

    yaz 2019... federasyon kurmayları gizlice bir araya gelir ve yeni sezon için fikir alışverişine başlayacaklardır. (çın çın çın) başkan çıkıp ilk konuşmayı yapmaya başlar. yeni fifa kuralları, hakem kadroları, takımlar vs... anlatır. uzun bir giriş konuşmasının ardından ellerini ovuşturarak: “ biz, uzak doğulu ahbaplarımızla konuştuk anlaştık, bu sene farklı bir sene olacak dostlar.” der ve rahatız edici bir gülümsemeyle yerine oturur.

    başka vekili sermet helper söz alır. sözde planlamalardan ve ince detaylardan bahseder uzunca. o da aynı başkanı gibi sözlerini bitirirken kendinden emin bir gülümsemeyle söyler: “eylül de mayıs da kimsenin tek elinde değildir. demek istediğimizi şubat ayına doğru görecekseniz sayın üyeler.” bazı üyeler şaşkındır, bazılarının suratından ise sanki bir şeyler bildikleri okunuyordur...

    birkaç saatlik toplantı küçük sohbetlerle devam eder ve görüşme bitip herkes gittiğinde masada yalnızca 2 kişi kalır; başkan nahit hasdemir ve sermet helper...

    hasdemir, dönerli sandalyesinden yavaşça kalkıp köşedeki dolaba doğru uzanır ve 24 yıllık macallan çıkarıp ikişer buzlu burdaklara doldurur. bu viski, kazandığı son ihaleye tebrik amacıyla hediye edilmiştir kendisine. masaya geri geldiğinde vekil helper’e bir de pahalı bir küba puro’su ısmarlar... ucunu keser, kocaman çakmağı uzatır ve anlatmaya başlar... “evet, sermet” der. “bu adamların mayıs’ta şampiyon olmaması için bugüne kadar her şey yapıldı.” alaycı bir ifade ile: “bir tek şey hariç.” helper: “evet başkanım, yıldıray demirdöven bey de çok çabaladı aslında ama başarama...” başkan hasdemir araya girer: “başaramadı değil sermetçim, başarmak istemedi... bu işin artık lamı cimi yok. şubat sonlarına kadar durumları inceleyeceğiz. eğer yine şampiyonluğa oynayacak gibi olurlarsa...” kısa bir es verir başkan nahit hasdemir. “evet başkanım?” diye sorar helper. hasdemir:” işte o gün artık mayıs ayında şampiyon olamayacaklarını anlayacaklar... uzakdoğulularla iş tamamen kesinleşti sermet, anında salacaklar virüsü, böylece lig yarıda kalacak ve minimum haziran ayına kadar ligi oynatmayacağız... onların mayıslarını ellerinden alacağız!”
  • 94
    ne kadar komplo teorisidir bilinmez; ancak 24 şubat 2025 galatasaray fenerbahçe maçına atanacak yabancı hakemin ana görevi maçı iptal etmek olacaktır. maçın önünde, içinde, sonunda taraftarımıza hakarete, küfüre varan hareketler yapacaklardır. maçın iptali için de çok değil, 50 bin kişilik stadımızda 20-30 kadar galatasaray taraftarı kılığında fenerlinin sahaya planlı şekilde atlaması yeterli olacaktır. galatasaray taraftarı kılığındaki 20 adamı sahaya atlat, senin tuttuğun hakem de maçı iptal etsin, yine senin elindeki tff de maçı 3-0 tescil etsin. böylece ilk maçtaki 3-1'lik skor avantajı da çöpe gitsin, ikili averajı ele geçir.
    normalde böyle teorilere falan inanmam ama karşımızda atlar ile, mini cooper arabalar ile "tarla sürmüş" tipler var, o yüzden asla olmaz diyemiyorum.
    sözün özü maçı statta takip edecek taraftarlarımız çok dikkatli olmalı, bunların ekmeğine yağ sürmemeli.
  • 81
    bir fenerlinin futbola dair komplo teorileri günlüğü:
    olum, tff bize karşı kurulmuş. hepsi fenerbahce düşmanı. bizi hep onlar aşağıya çekiyor. şampiyonluklarımizi bile vermiyorlar. yıldızlarımizi çaldılar, adilerrr. benim takımımın niye hiç yıldızı yok ali amca? hatta tüm dünya bize karşı. bizi bir bıraksalar los galaktikos fenerus' us olum biz. her yıl ligde 3 kere şampiyon olup, 8 kupa kaldırırız. aynı yıl hem şampiyonlar ligi hem uefa ligi hem konferans ligi kupasını alırız ama ahh bize bir engel olmasalar. galaksiler arası kupayı da alırız ama fan fini fonfantino masa başı oyunlar yapıyor bize. fatih terim bizim aslında ama yalancı medya onu hep cinconlu diye gösteriyor. televizyona çıktığında lacivertin üstüne kırmızı band yapıştırıp gösteriyorlar. ondan cinconlu gibi gözüküyor. aslında bizim yani. cumhuriyet düşmanları bize saldırıyor.

    not: yukarıdaki yazıda geçen kişi ve olaylar aklı başında olan insanlarımız için tamamiyle hayal ürünü olup suyun öte yakası için tamamiyle gerçektir. lütfen evde denemeyiniz. *
  • 83
    uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir komplo teorim var. aslında buna komplo teorisi demek çok doğru değil çünkü yazacağım şeyleri herkes biliyor. biliyor bilmesine ama işte resmi olarak varlığı kanıtlanamayacağı için de komplo teorisi sınıfına giriyor. neyse başlayalım: not: bu hikâyedeki kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür ve gerçek kişi veya kurumlarla bir ilgisi yoktur.

    biraz klişe olacak ama futbolu dizayn eden birtakım odaklar var. sir alex ferguson’un organize ama amatör kötülük dediği klikler bunlar işte. bunlar yıllardır şampiyonluğu masa başında ayarlamaya o kadar alışmışlar ki önlerine çıkan kim olursa olsun yok etmeye kararlılar. kim olursanız olun bunların kafalarındaki senaryoya uymak zorundasınız maalesef. uymadığınızda sizi algı yönetimi, cezalar, yalan haberler ve karalamalarla zayıflatıp itibarsızlaştırma politikası benimsiyorlar. en güzel örneği sir alex ferguson’dur. hocayı çok sevip en çok eleştirenlerden biriyim ama hakkını asla yedirmem kimseye. malcolm glazer dönemi milli takım hocalığıyla kafasını karıştırıp manchester united’tan koparmaya çalışmalar, aldığı 8-9 maçlık cezalar (ki başka hocalar futbolcuların boğazını mı sıkmadılar, hakeme mi küfretmediler, sahaya inip antrenörleri kovalayıp tekme mi atmadılar? sonuç olarak komik cezalar aldılar çünkü bu saydıklarım tehlike olarak algılanmadıkları için yırttılar.) ingiltere’de olur öyle şeyler.

    sir alex ferguson oyun kurucular tarafından hiç sevilmiyor çünkü hoca varken ne yapıp edip bir şekilde şampiyon oluyor ve bu ekibin tekerine çomak sokuyor. (ne yapıp edip derken yanlış anlaşılmasın: hoca sezonun ilk yarılarını çöpe atmakla meşhur ve sezonun ikinci yarısıyla beraber full konsantrasyonla ipi göğüslüyor. ) işte bunu bildikleri için hocayı sevmiyor ve istemiyorlar. hocanın en ufak bir hatasında hatta hata bile sayılmayacak reaksiyonlarda adamlar çat 9 maç ceza almasını sağlayabiliyorlar. çünkü hoca varken elbette şampiyonluğun en büyük adayı manchester united‘tır ve united sürekli başarılı olacaksa bunlar nasıl at koşturacak? haa hoca son 2-3 sezonunda bu ekibin büyük orandaki etkisi ve kendi yanlışlarıyla şampiyon olamadı o ayrı mevzu.

    diğer takım taraftarlarına göre bu ekip manchester united’ı bu sene şampiyon yapacak ama aslında hiç de öyle değil. aston villa maçı olsun( ki o maçta da hakem olacak operasyon çocuğu, maç 2-0 united lehineyken sağ bek diego dalot’yu haksız bir kırmızı kartla oyundan atmış ve maç 2-2 bitmişti) verilmeyen penaltılar olsun, rakipleri ite kaka yarışta tutmak olsun hep manchester united aleyhine dönüyor işler. işte bu sebeplerden anlaşılıyor ki kafalarındaki şampiyonluk adayı manchester united değil. united olsa hakemler ve federasyon göz göre göre united’a karşı bir savaş başlatabilir miydi? asla! işte bu yüzden 2.başkan ed woodward’ın tam yerinde ve zamanında yaptığı “ligi bitirtmeyiz!” çıkışı çok çok çok değerli. o çıkışı yapmasa üzgünüm ama bu kadroya rağmen ne yapar eder manchester united’ı yarıştan koparırlardı.

    bu kliklerin harcında veya çimentosunda mafya, bahis, rant, çıkarlar, beklentiler, ricalar, emirler, tehditler ve elbette para var. yayıncı kuruluş nbc’nin de puan farkının açılmaması için çalışmaları olduğunu söyleyenler de bir hayli fazla.

    son olarak futbol, ingiltere’de manchester united’a karşı oynanan bir oyundur.
  • 2
    3 temmuz sürecinden sonra trabzonspor’un fenerbahçe ile oynadığı maçlarda şiddet git gide tırmanınca trabzonspor’a yeni bir düşman yaratmak, fenerbahçe üzerinde bütünleşen öfkelerini başka bir hedefe yöneltmek amacıyla özellikle tt arena’da oynadığımız bazı maçlarda kasıtlı olarak hatalar yapıldığını düşünüyorum. hakem bir şekilde güzel oyunumuzun önüne geçip trabzonsporluları mağdur edecekti ki dün trabzonlular da biz bu maçı kazanacaktık* hakem engel oldu demedi. galatasaray bizi zaten yenecekti hakem neden bu gencecik çocukların hakkını yiyor tarzı şeyler söylediler. sezonun en baskın en pozisyonlu futbolunu oynadık 3-1 e kadar, ancak hakem maçın önüne geçmeyi başardı. seneye trabzondaki maç trabzonlu oyuncuların sertliğine kışkırtmalarına çanak tutacak bi tetikçi ile yine taşlar ve sopalarla oynanacak. plan bu çünkü. trabzona yeni bir düşman çıksın, tranzon halkı fenerbahçe’yi de kupayı da unutsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın