galatasarayla ilgili bir platformda hocamıza bu denli ağır bir hakaret edilmiş olmasından dolayı kendimi bükük hissediyorum. bu başlığı açanlar irdelenmeli.*
29
böyle bir başlık * açılmasının bile hatalı ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. tek kelime, 4 hece: imparator.
30
başlığın "fatih terim vs diğer teknik adamlar" olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
31
yardımcı antrenörümüz levent şahin ile denk olması gereken rakip takım teknik direktörüne yapılmış bir iltifat anlamına gelen versus. (bkz: 1533 istanbul antlaşması)
32
biri kendi sahasında mağlup oldu diye basın toplantısında ergen gibi ağlar. fatih hocam ise daha biten bişey yok liderle içeride maçımız var onları sahamızda yenip farkı tekrar 3 puana indireceğiz der basın toplantısından sallandıra sallandıra çıkardı. bir imparator kolay olunmuyor.
33
haşortmanlının ancak photoshop ile dahil edilebildiği elit antrenörler toplu fotoğrafının en güzel şekilde anlatabileceği versus. birisi oranın asli üyesiyken diğerini ancak photoshop ile ekleyebilirsin.
aykut kocaman, fenerin fatih terim çıkarma projesiydi. bu konuda o kadar inat ettiler ki hem aykut'u hem feneri bitirme noktasına geldiler. zaten aykut kocaman'ın teknik direktörlük kariyeri hep fostu. konya'da iyi işler yapıyorken adamı gene fenerin başına rezil olsun ve rezil etsin diye getirdiler. tek sebep fatih terim inadıydı. oysaki konya'daki çıkışını sürdürerek kendiliğinden ileride daha iyi bir noktaya pişerek gelebilirdi.
bir tane yanlış taçla şampiyonluk kaçıran adama fatih terim'e yapılan hakem hataları yapılsaydı feneri alt lige indirirdi kesin. dediğim gibi kocaman, terim kıskançlığı nedeniyle ortaya çıkarılmış bir projedir. kuyt, elmander nedeniyle transfer edildi. stoch, biz ilgileniyoruz diye alındı. alex'ten de hagi yapmaya kalktılar.
40
birisi uçağın acil çıkışı diğeri koltuk arası en dar kısmı birisi tropikal meyve diğeri armut birisi yemek sonrası içilen iyi demlenmiş çay diğeri masada haftalardır duran su şisesi birisi imparator terim diğeri haşortmanlı aykut
2018 dünya kupası sonrası final maçı hakkında kupada oynayan hemen hemen bütün takımların defansif oyun sergilemesi hakkında hem aykut kocaman'a, hem de fatih terim'e görüşleri sorulur. zannediyorum, niçin birinin sürekli kazanan, diğerinin sürekli kaybeden olduğu aşağıda belirttikleri görüşlerde kendini belli ediyor.
aykut kocaman konuyla ilgili şunları söylemişti:
"final, bugünün oyununun nereye gittiğinin gösteren, iki doğru takımın maçıydı. birçok açıdan benim oyunuma benzediğini anlıyorum. bizim ülkemizin şartlarına uygun şekilde harmanlamaya çalıştığımız oyunun ta kendisi. bu oyun benim oyunum değil, onların oyunu ve biz burada bunu yapmaya çalışıyoruz. ülkemizde bu oyunu izleyip, yorumlayanlarla, benim gibi düşünenler arasında büyük fark olduğunu söyleyebilirim. futbol artık netice oyunu. bunu severek ve isteyerek söylemiyorum ama böyle bir gerçek var."
fatih terim ise aynı konuyla ilgili fikirleri sorulduğunda kupadaki 'önce gol yememe' üzerine kurulu futbol anlayışını eleştirip düşüncelerini şöyle dile getirmişti:
"kim ne kurarsa kursun sonuçta daima hücum oynayanlar, futbol oynamayı arzu edenler kazanacaktır. defans oynamak bir sanattır. zaten bunu konuşmuyorum. gol yememe, futbolu çirkinleştirme üzerine konuşuyorum. zaten dünyada bunun alıcısı da yok. tribünde ve tv başındaki futbolseverler de görüyoruz bunu."
2011-12, 2012-13 ve 2017-18... üç sezon karşı karşıya geldiler, üçünde de fatih terim'in galatasaray'ı birinci, aykut kocaman'ın fenerbahçe'si ikinci oldu. demek ki, defansif futbol, ofansif futbola karşı her zaman dezavantajlı.
düşününce, terim gibi ofansif futbol oynatmayı seven bir teknik adamın italya'ya gitmesi ironikmiş baya. çünkü italyan futbolu kazanmaya değil, kaybetmemeye öncelik verir. acaba şansını ispanya ya da almanya'da deneseydi daha farklı bir kariyeri olur muydu? galiba bunun cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğiz.