1996’da milli takımdan ayrılıp galatasaray ile 4 yıllık sözleşme imzaladığında henüz imparator değildir kendisi. ayrıca kontrat tamamla konusunda teknik direktörlerimizin kelebek ömürlü oluşlarını da hesaba katarsak fatih terim zor bir işi devralıyordu. jupp derwall ile modernleşen ve 14 yıllık şampiyonluk hasretini sonlandıran, akabinde feldkamp ile yeni ve genç bir jenerasyon oluşturup tazelenen galatasaray 1994-95 ve 1995-96 sezonlarını zirveden uzak geçirmiştir. yani terim sıkıntılı ama gelecek vadeden bir galatasaray devralmıştır.
ilk kriz
8 eylül 1996 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası yaşanır. fenerbahçe’ye ali sami yen’de 4-0 kaybedilince terim istifa eder. ancak faruk süren fatih hoca’yı ikna eder ve devam kararı çıkar. nitekim galatasaray 1996-1997 sezonunu sadece 2 yenilgi ve 82 puanla 34 haftalık lig formasyonunda kendi puan rekoruyla tamamlar. ikinci beşiktaş 74 puanla 8 puan geride kalmıştır.
ikinci sezon olan 1997-1998 sezonu galatasaray için sıkıntılıdır. ligin ilk devresini lider fenerbahçe’nin 9 puan gerisinde tamamlar sarı kırmızılı takım. fenerbahçe teknik direktörü otto baric “galatasaray bu sezon şampiyonluğu unutsun” bile der. fakat fatih terim azmi baş göstermiştir bir kere. sezon sonu galatasaray ikinci fenerbahçe’nin 5 puan önünde üst üste ikinci kez şampiyondur. galatasaray’ın winner, fenerbahçe’nin loser kimliğinin ilk ortaya çıkışlarından biri olma özelliği taşıyan bu sezon, o tarihleri hatırlayanlar için 2005-06 ve 2018-19 sezonu gibi şampiyonlukları daha beklenir kılacaktır.
1998-1999 sezonunda galatasaray artık oyun sistemini iyice oturtmuş, birbirine alışmış bir iskeletle ve transferlerle de güçlenmiş bir şekilde başlar lige. 12. haftada trabzonspor’a 5-3 yenildiğimiz maçtan sonra kalan 22 haftada 15 galibiyet ve 7 beraberlikle ligi tekrar şampiyon tamamlar. bu sezon en yakın rakibimiz beşiktaş’ın teknik direktörü john benjamin toshack real madrid’in teklifini kabul eder ve beşiktaş’tan ayrılır. onun yerine bitime 10 hafta kala karl-heinz feldkamp beşiktaş’ın başına geçer ve beşiktaş’a 8 galibiyet 2 beraberlik aldırarak yarıştan kopmak üzere olan beşiktaş’ı yarışa ortak eder. felkamp’ın beraberliklerden biri bizimle oynadıkları maçtır. neticede galatasaray 78, beşiktaş 77 puanla tamamlar sezonu. terim’li galatasaray 3 sene üst üste şampiyondur.
fatih terim kontratının son yılına girdiği 1999-2000 sezonunda lig için artık bayern münih gibi bir takım oluşturmuştur. galatasaray’a oyun anlamında karşı koyabilme imkanı yoktur. ilk 25 hafta en yakın rakiple 11 puan farkla geçilir. bitime 9 hafta kala en yakın rakibin 11 puan önünde olmak takımı rahatlatır ve avrupa hedefine odaklar. terim efsaneleşmek istiyordur. gözünü uefa avrupa ligi (o dönemki adı uefa kupası) şampiyonluğuna dikmiştir. galatasaray son 32’de bologna’yı, son 16’da borussia dortmund’u, çeyrek finalde real mallorca’yı, yarı finalde leeds united’ı ve finalde de arsenal’i eleyerek uefa şampiyonu olur. son 9 hafta avrupa mücadelesine odaklanıldığından 11 puanlık fark kredisi kullanılır ve beşiktaş’ın 4 puan önünde 79 puanla üst üste dördüncü kez şampiyon olur.
tuhaf bir şekilde fatih terim’in biten kontratı yenilenemez. fatih terim, 4 sezon üst üste şampiyon olmuş, uefa kupası almış bir teknik direktör olarak kırmızı halılarla “lütfen kal” denilmesini istiyordur. faruk süren yönetimi ise terim’in başarılarını sıradanlaştırma ve onu şımartmama politikası izliyordur. hatta fatih terim avrupa’dan teklifler aldığını ileri sürüp “kalmam için ısrar etmezseniz giderim” mesajları iletiyor, faruk süren cephesi ise bu tekliflere inanmayarak “gidebiliyorsan git de görelim” diyerek terim’in blöf yaptığını düşünüyordu.
neticede fatih terim beklediği ilgiyi yönetimden göremez. ona göre bunca başarıya rağmen bile yönetim onun bu başarılarını görmezden gelmeye ve “sen olmasan da bu başarılar gelirdi” demeye getiriyordur ve bu ani kırgınlık ve öfkeyle önüne gelen ilk teklif olan fiorentina’yı kabul eder. ama gönlü ve aklı galatasaray’da kalmıştır. başkan faruk süren ve yönetim ise son ana kadar terim’in blöf yaptığını düşündükleri için gerçekten gidişiyle şok olmuş, işin ciddiyetini o zaman anlayabilmişlerdir. onların planlarına göre muhtemelen terim en sonunda pes edip kendisi gelin anlaşalım diyecek, onlar da terim’in gönlünü alıp işi tatlıya bağlayacaklardı. ama olmadı. karşılıklı ego savaşları ve iletişim kopukluğu galatasaray’ı ve fatih terim’i ayrı düşürdü.
oysa 2000-01 sezonu 4 yıllık kadronun en yüksek performansını göstereceği yıl olacaktı, 15. şampiyonluk mücadelesi verileceği için üçüncü yıldız sezonu olacaktı. şampiyonlar ligi’nin o sezon favorilerinden biri galatasaray gösteriliyordu ve real madrid’le uefa süper kupa mücadelesi bizi bekliyordu. 1 sezon daha kalıp 2001 yazında direkt milan’a gitse bizim için daha hayırlı olurdu. süper kupayı aldık, ama ligde şampiyon olamadık. şampiyonlar ligi’nde de gruptan ikinci çıktığımız için real madrid’le eşleşmek mecburiyetinde kaldık. oysa real madrid’le en erken yarı finalde karşılaşabilirdik. 2000-01 sezonu için şampiyonlukta bayern münih ve real madrid’ten sonra beklenti galatasaray’daydı.
ama ayrılık fazla uzun sürmez. 2002 yazında galatasaraylı fatih 5 yıllık bir sözleşmeyle tekrar galatasaray’a döner.
bu kez rakibi halef-selef oldukları beşiktaş’ın başına geçen mircea lucescu’dur. galatasaray şampiyon olamasın diye beşiktaş’a 85 puan toplatıldığı 2002-2003 sezonununda galatasaray ligi 77 puanla ikinci tamamlar. fatih terim ilk firesini böyle verir.
2003-2004 sezonu galatasaray için oldukları yıkıcı geçer. şampiyonluktan uzak bir görünümle lig 6. bitirilir. 1996-2003 arasındaki 7 yılı 5 kez şampiyon 2 kez de ikinci bitiren galatasaray için bu üzücü bir durumdur. fatih terim 3 yıl daha kontratı olmasına rağmen kovulur. ilk ve son kez küserek ayrılır galatasaray’dan. bir daha asla dönmeyeceğim bile der. öyle ki 7 yıl dargın kalır. bu onun galatasaray’a en uzun süreli kırgınlığı olacaktır. ama fanatik taraftarlığı hep sürecektir.
2011’de onun galatasaray’a, galatasaray’ın da ona her zamankinden fazla ihtiyacı vardır. ve beklenen olur, galatasaraylı fatih 1+1+1 yıllık bir sözleşmeyle yuvaya geri döner. müthiş bir dominasyonla ligi 2011-12 sezonunda 9 puan, 2012-13 sezonunda 10 puan farkla şampiyon tamamlar. şampiyonlar ligi’nde çeyrek final görür. 1996-2000 kadrosundan bile daha umut verici bir şekilde ilerlerken milli takımı da galatasaray ile birlikte çalıştırma sevdası ve bunda ısrar etmesi, zaten kendisinden kurtulmaya yer arayan ünal aysal’a gerekli fırsatı sunar ve fatih terim kovulur. bence terim’in en dramatik kovuluşudur. çünkü üçüncü terim dönemi gerçekten şampiyonlar ligi için çok şey vadetmekteydi. dördüncü terim döneminde o ışığı hiçbir zaman yakalayamayacaktır.
2017’de 1,5 yıllık bir sözleşmeyle tekrar döner. 2017-18 sezonunda takımı sürprize ihtimal vermeden şampiyon yapar. 2018-19 sezonunda iktidarın takımı başakşehir’i 8 puan geriden gelip geçerek şampiyon olur. galatasaray ve fatih terim hep şampiyondur. 4 dönem boyunca ilk defa galatasaray ve fatih terim kontrat uzatıyordur. 2 yıllık yeni sözleşme imzalar
2019-2020 sezonu takım için kötü geçer. çok statik bir takım kurmanın dezavantajı görülür. bir ara liderle fark 3’e düşse de pandemi ve muslera’nın bacağının kırılışı takımı düşüşe geçirir ve lig 6. sırada bitirilir. şampiyonlar ligi’ne 1 gol ve 1 puanla veda edilir.
2020-21 sezonunda şampiyonluk gol averajıyla beşiktaş’ın olur. fatih terim son 6 haftaya 8 puan geride ve üçüncü sırada girdiği yarışı bırakmaz ve camiayı adeta çılgın bir inatla şampiyonluğa inandırır. önce fenerbahçe geçilir ve ikinci olunur. ardından beşiktaş’la puanlar ve ikili averaj eşitlenir. ama olmaz. son maçta beşiktaş puan kaybetmez ve biz de maçımızı 4-0 veya 5-1 kazanamayınca eşit puan ve ikili averaja rağmen beşiktaş’ın şaibeli 7-0’lık maçı nedeniyle +2 golle ikinci oluruz.
2021-2022 sezonunda yönetim değişir ama terim yine sahadadır. sözleşmesi 3 yıl daha uzatılmıştır. yeniden yapılanma diyerek genç bir kadro kurulur. avrupa’da son 16’ya kalınır ama lig çok kötü bir performans ile sürdürülür. neticede 10 ocak 2022’de fatih terim yine ve son kez kovulur.
fakat sacha boey, barış alper yılmaz, kerem aktürkoğlu, fernando muslera, victor nelsson, marcao gibi futbolcular performans ve maliyet açısından galatasaray’a iyi bir miras oluşturacaktır.
işte böyledir terim’in özet öyküsü. özeti bile bu kadar özettir.
galatasaray’ı 8 kez şampiyon yapmıştır. 2 kez ikinci olmuştur. bu beşiktaş’ın iki şampiyonluğu da net şaibelidir. 2003-04, 2019-20 ve 2021-22’de ise evet performansı kötüdür.
bana göre teknik direktörümüz olduğu 13 sezonda 8’i şampiyonluk, 2’si ikincilik olmak üzere 10 tane çok başarılı sezonu vardır.
galatasaraylı fatih çok yaşa.