aynı isimdeki diğer başlıklar:
resim
Éric Daniel Pierre Cantona
Görev:Sportif Direktör
Takım:-
Yaş:59
Uyruk:Fransa
  • 153
    https://www.instagram.com/p/Cyfjx1qNFjG/

    --- alıntı ---

    filistinlilerin insan haklarını savunmanız hamas yanlısı olduğunuz anlamına gelmez. “özgür filistin” demek, yahudi düşmanlığı yaptığımız ya da tüm yahudilerin ortadan kaybolmasını istediğimiz anlamına gelmez.

    “özgür filistin”, filistinlileri 75 yıldır temel insan haklarından mahrum bırakan israil işgalinden kurtarmak anlamına geliyor.

    “özgür filistin”, yarısı çocuk olan 2,3 milyon filistinlinin dünyanın en büyük açık hava hapishanesine kapatılmasına son verilmesi anlamına geliyor.

    “özgür filistin”, israil hükümetinin dayattığı apartheid'in sona ermesi anlamına geliyor.

    "özgür filistin", filistinlilere ülkelerinin büyük altyapısının kontrolünü vermek anlamına geliyor.

    --- alıntı ---
  • 152
    annesi ispanyol, baba tarafındaki dedesi italyan olan fransız futbolcu.

    sahada kendisinden daha karizma bir futbolcu hayal edemiyorum. futbol var, sinema var, tiyatro var, politik hareketler var.
    30 yaşında futbolu bırakıp film dünyasına dalmıştır. yan dal da plaj futbolunda takılmıştır.

    garip şekilde kardeşi joël cantona da futbolcudur ve erken yaşta aktör olmuştur. uzun süredir de fransa plaj futbolu milli takımının antrenörlüğünü yapmaktadır. aynı şekilde kuzeni sacha opinel de futbolcudur.

    oynadığı 9 yılda leeds united, marseille ve manchester united ile 7 şampiyonluk kazanma ve fransa milli futbol takımında 45 maçta 20 gol atması gibi iyi istatistiklere sahiptir.(thierry henry'nin ortalama 0.41 golü varken kendisinin 0.44)

    bu da sürpriz foto, cantona poposu içerir;
    https://images.app.goo.gl/whMxB9SkxJrTeU8k9
  • 137
    endüstriyelleşmiş futbol dünyasının ve kas yığını-tek tip "yıldız" futbolcuların asla anlayamayacağı büyük oyuncu, kral.

    her şeyden önce şu bilgiyi vermek gerek: 66 doğumlu cantona'nın yetiştiği dönem fransa-ingiltere arası devletlerce oluşturulmuş ve gittikçe yayılan bir nefret vardır.

    kendisi futbola fransa'da başlamıştır. 7-8 yılda 6 fransız kulübünü dolaşmış hiçbir yerde kalıcı olamamıştır. her gittiği yerde, kendisinin sonraları "i am not a man, i am cantona" diyerek belirttiği yüksek egosu ve isyankar yapısı ona devamlı sorun çıkarmıştır. o dönem, futbolu bırakma kararı almayı düşündüğünü çok sonra hayatını anlatırken paylaşmıştır. buna rağmen yetenekleri sayesinde son bir şansla 26 yaşında leeds united'a transfer olmuştur. fransa'da kafasına taktığı şeylerden uzaklaşmasıyla sportif başarısı da artmıştır. 91-92 sezonunda leeds'te iyi bir performans göstermiş ve takımını premier league şampiyonu yapmıştır. ertesi sezon sir alex ferguson kendisini almak istemiş ama manchester united yöneticileri "bu adam sorunlu hocam, gençliği acılarla dolu bize zararı dokunur" demiştir. sir, yöneticilere "sorumluluk bende. o sorunluysa biz de sorunluyuz, 26 yıldır şampiyon olamıyoruz" demiştir. cantona'nın gelmesinin tartışıldığı sezonun ilk devresi 18 maçta 5 kez kazanabilmiş olan manchester, onun gelişiyle 2. devre hiç maç kaybetmemiş ve 10 puan farkla şampiyon olmuştur. ertesi sezon yine şampiyon olmuştur. manchester'daki 3. sezonunda kötü oynadığı bir crystal palace maçında kırmızı kart görmüştür. oyundan çıkarken ona ırkçı bir şekilde bağıran bir taraftara uçan tekme atmıştır, neticesinde 9 ay futboldan men edilmiştir.
    ilgilenene: https://www.youtube.com/...o2aUfwPQvs&t=30s
    manchester united, tahmin edebileceğiniz gibi o sezon şampiyon olamamıştır.
    ertesi sezon devam ederken dönemin güçlü ekiplerinden liverpool'a karşı oynanan bir maçla sahalara dönmüştür.
    yine ilgilenene: https://www.youtube.com/watch?v=XgjfgNiaPic
    o maç, sezondaki büyük önemine rağmen staddaki kimsenin umrunda değildir. bütün stad ona konsantredir. "eric cantona" sesleriyle tribünler coşmuş hatta taraftarlar onun maskesini takmış ve ona destek için yanında fransa bayrağı getirmiştir.
    maçtan bir pankart: http://tinypic.com/r/9sz11v/9
    cantona bu maça asistle başlamış bir de kendisinin yaptırdığı penaltıdan gol atmış ve sahalara bıraktığı gibi dönmüştür.
    futbolu bıraktıktan çok sonra oynadığı bir ken loach filminde, looking for eric, cezalıyken hazırlanışını ve dönüşünü şu diyalogda anlatmıştır
    -i needed something to fill me up when i was on my own. something to aim for, you know?
    +it is funny, is not it? sometimes we, your fans forget that you're just a man.
    -i am not a man, i am cantona.

    döndüğü sezon manchester united yine şampiyon olmuştur. ertesi sezon yine...
    30 yaşında, 2 gol attığı bir maçtan sonraysa aniden futbolu bırakma kararı almıştır ve bunu şöyle açıklamıştır: "hayatım başarısızlıklarla geçti. en iyi yaptığım işe en iyi halimde veda edeceğime dair söz verdim kendime."
    fransa'nın köklü üniversitelerinden sorbonne'da aldığı felsefe eğitiminden kültürel birikimi belli olan oyuncu, futboldan sonraki hayatını sanatla uğraşarak geçirmiştir.

    not:ilgilisine looking for eric'i şiddetle tavsiye ediyorum. (bkz: looking for eric)

    ayrıca en karizmatik gol sevinci de kendisine aittir: https://youtu.be/3vAOUgmRXsc
  • 135
    hakkında tekniği olmadığını, balon olduğunu falan söyleyenlerin olduğu büyük futbolcu. kimlerle futbol konuşuyoruz...

    sir alex ferguson "dünya çapında dört isimle çalıştım," diyor, "paul scholes, ryan giggs, cristiano ronaldo ve eric cantona."
    ryan giggs ve roy keane otobiyografilerinde sayfalarca cantona'yı ve cantona'nın manchester united'ın kaderini nasıl değiştirdiğini anlatıyorlar.

    ama maalesef ülkemiz cahilliğinin farkında olmayanlarla dolu olduğu gibi sözlüğümüz de öyle. eric cantona'nın oynadığı iki maçı izleyen herkes, ki youtube'da bulabilirsiniz, cantona'nın balon falan değil, aksine belki underrated olduğunu söyler. eğer futboldan birazcık anlıyorsa tabii...
  • 132
    kendisine balon diyenlerin açıklaması gereken şeyler var;

    - bir adam futbolu bırakmasının üzerinden yaklaşık 20 sene geçmesine rağmen nasıl bu kadar gündemde olabilir?
    - bir adam futbolu bırakmasına rağmen nasıl hala sokakta onun gibi "yakasını dikme" sevdasına girebilir?
    - bir adam futbolu bırakmasının akabinde nasıl nike gibi bir firmanın "joga bonito" başlığı altında "güzel futbol" sevdasının reklam yüzü olabilir?
    - bir adam futbolu bırakmasına rağmen nasıl halen günümüzün büyük süperstarlarıyla bu kadar yakın ilişki kurup karşısında takım elbise ilikletebilir?

    balon adam nasıl uefa elçisi olabilir? nasıl uefa organizasyonlarının sunuculuğunu yapabilir?

    cevapladınız mı? yüksek sesle konuşun cevap gelmiyor...
  • 139
    guardian tarafından premier lig'in 25. yıl dönümünde ligin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu seçilmiştir.

    1992'ye kadar geçen 89 yılda 7 kez şampiyon olan kırmızı şeytanlar, cantona ile geçen beş senede 4 premier lig şampiyonluğu yaşamıştır ki kaçan bir sezon da kralın tekmeden dolayı sekiz ay ceza aldığı döneme denk geliyor. öyle büyük bir futbolcudan bahsediyoruz. bakın premier lig'te manchester united ile 156 maçta 70 gol atması falan bunlar cantona söz konusu olduğunda önemsiz olarak kalıyor. cantona skordan bağımsız olarak sahanın içinde bir tanrı, milyonlarca insanın idolü. duruşuyla, karizmasıyla, liderliğiyle, agresifliğiyle, kupalara olan inancıyla başlı başına bir efsane.

    bununla beraber hayat görüşü, entelektüel kişiliği, çoğu insan gibi doyumsuz olmayışı ile de fark yaratarak hayatına devam etmiştir. kendisiyle ilgili söylenebilecek çok söz var belki ama kısa kısa notlar paylaşmak istiyorum özelinde:

    -manchester united taraftarlarınca kendisine ''the king'' lakabı takılmış ve kariyerinin sonuna kadar bu lakabı güzel şekilde taşımıştır.

    -felsefe bölümü mezunudur. ayrıca resim ve sinemayla da ilgilenmektedir.

    -kendisi, ferguson ve neville kardeşlerin yer aldığı güzel bir esere dahil olmuştur * : https://i.hizliresim.com/29q6QA.jpg

    -''oyunu güzel kılan prestir'' ve ''öldükten sonra küllerimi old trafford'a serpin'' sözlerinin sahibidir.

    -kendisine ithafen, 1966 yılı ingiliz futbolu için çok önemli bir yıldı çünkü eric cantona doğdu, denmiştir.

    -uçan tekme attığı taraftarın adı matthew simmons'tur. https://i.hizliresim.com/8d5aPk.jpg
    matthew simmons'un şu anki hali de işte budur: https://i.hizliresim.com/DdmYPl.jpg

    -premier lig'in hat-trick yapan ilk futbolcusudur.

    -ingiltere'de resmi maçlarda kullandığı 17 penaltının 16'sında kaleciyi ters köşeye yatırıp kullandığı tüm penaltıları da gole çevirmiştir.

    ve cantona manchester'daki beşinci yılının sonunda, 4. şampiyonluğunun ardından henüz 30 yaşında futbol hayatını sonlandırır...
  • 133
    çok büyük futbolcuydu. kendisine balon diyenlerin büyük çoğunluğu muhtemelen kendisini canlı izlememiştir. canlı derken stattan izlemeyi kast etmiyorum. bugün açıp televizyondan 3-4 sıradan maçını izleyen adam bile cantona'nın ne kadar büyük bir futbol karakteri olduğunu görecektir. tam bir alpha male idi bu adam. sahada karizması bu kadar ağır basan az futbolcu var. bugün ne messi'de ne de ronaldo'da bu ağırlık yok. bir zidane'da vardı mesela. yeteneğine girmiyorum bile.
  • 148
    kolunda saati ve koca göbeği ile manu'nun takım fotoğrafını sabote etmişliği olan büyük efsane;

    https://gss.gs/fTn.jpeg

    roy keanein napıyor lan bu manyak bakışı, jaap stamın psikopat duruşu, paul scholesun toy hali ile çok renkli bir fotoğraftır.

    sevgili mahlas kemali ve hallanın uyarısı ile düzeltiyorum ilgili kişi cantona değil karl power'mış.

    affola. ama fotoğraf güzel olduğu için silmeyeceğim bir efsaneyi anmış olalım böylelikle.
  • 149
    şimdilik şunu bırakayım:
    https://www.youtube.com/watch?v=MDhiQfekdxo

    dağılan oasis'in fanatik city taraftarı kardeşlerinden liam gallagher once adında bir single çıkarmış ve kendisiyle kısa film tadında bir klip çekmiş.
    klibin sonunda da kendisini ""the king" eric cantona olarak" yazmışlar.

    kendisi hakkında bir zaman uzun uzun yazmak istediğim güzel insan... ama şimdilik yazacaklarım bu kadar.
  • 123
    gerek futbolculuk kariyerindeki hırsı ve yeteneği ile gerekse de futboldan sonraki hayatı ile çok takdirimi toplayan efsanedir. elbette zamanında öfkesine yenik düşüp haksız konuma düştüğü de oldu ancak bu adamın davranışlarının tek bir nedensel merkezi vardır, o da ahlak.

    aydın olarak tanımlayabileceğimiz bir insana dönüştü cantona. aydın olmaktan kastım şudur: ırk, dil, din gözetmeksizin doğruları söyleyebilme, olayları ortaya yakın pencerelerden bakma, kendini geliştirme ve de ahlakı merkez edinme yeteneği...

    evet, cantona her anlamda farklı bir birey. futbolculuğu da bambaşka ve özgündü. sonraki yaşamı da özgün. kaç tane futbolcu, emekli olduktan sonra yönetmenliğe adadı hayatını? hepsi işin kolayına kaçtı, paralarını yediler. bu adamın bir hayat felsefesi var. tarzı var. inandığı değerleri var.

    son dönemde cantona'nın ahlakına en büyük örneklerden biri yaşandı. deschamps'ı çok beğenirim ama ırkçı davranıldığı apaçık ortada. cantona da fransa milli takımındaki bu adamcılığı en güzel şekilde eleştirmiş, kendine has üslubu ile.

    --- alıntı ---

    ''deschamps, benzema ve ben arfa'yı kuzey afrikalı oldukları için şampiyona kadrosuna almadı. deschamps'ın ismine bakın. tam bir fransız ismi. belki de fransa'da fransız ismine sahip tek insan. ailesinde herkes fransız, başka ırktan kimse yok. tıpkı amerika'daki mormonlar gibi. ben harfa bu sene formdaydı ve kadroda olmayı hak etmişti ancak ona yer vermediler. çünkü tunus asıllı. aynı şey benzema için de geçerli. ben euro 2016'da fransa'yı değil ingiltere'yi destekliyorum.''

    --- alıntı ---

    tekrardan çıkıp gelsen manchester'dan, o yakalarını kaldırsan...
  • 37
    meşhur tekmeden sonra 9 ay ceza alan efsane futbolcu. savunmasından sonra düzenlenen basın toplantısında sadece "when the seagulls follow the trawler, it's because they think sardines will be thrown into the sea." (u: martılar tekneyi takip ediyorsa, denize sardalya atılacağını düşündükleri içindir.) diyerek akbaba gazetecilere ayar vermiş ve basın toplantısını terketmiş filozof. bu laftan sonra ingiliz basını aylarca "ne dedi lan bu?" sorusunu sormuştur. (bkz: looking for eric) *

    ayrıca tekme attığı adam, cantona'ya ettiği küfürlerden dolayı 7 gün hapis, 500 pound para ve 1 yıl boyunca ingiltere ve galler'deki futbol stadyumlarından men cezası almıştır. bunlara ek olarak 1992'de levyeyle benzin istasyonu soymak suçundan hüküm giymiştir.

    tüm bunları göz önünde bulundurursak cantona'ya sırf bu olay yüzünden giydirilen "çirkef" profili ciddi bir biçimde sorgulanmalıdır.

    sevilse de sevilmese de takımı için duyduğu sevgi ve saygı, "küllerimi old trafford'a gömün" demesi, endüstriyelleşen futbol dünyasında hasret kalacağımız * amatör ruhun en büyük temsilcilerinden biri olduğunu gösterir. saygı duyulasıdır.
  • 23
    ingilizlerin fransiz sevgilisi : “eric cantona”

    “ingilizler ve özellikle de manchester united’lı taraftarlar 1966 yılının ingiliz futbolu için mükemmel bir yıl olduğunu düşünürler. bunun en büyük nedeni şüphesiz cantona’nın dünyaya gelmesidir. sene 1996’ya geldiğinde ingilizler yine hem fikir olurlar. çok sevdikleri cantona, federasyon’dan aldığı 9 aylık cezasını tamamlayıp aynı sene içinde en iyi oyuncu ödülünü alarak adeta yeniden doğar.

    kim derdi ki bir fransızın kazandığı başarılar ingilizleri çok yakından ilgilendirecek? ve kim bilebilirdi ki premier lig’in köklü takımlarından manchester united’a tam 26 sene sonra şampiyonluk getiren futbolcu bir fransız olacak?

    bu yazıda sadece futbol dünyasının değil genel anlamda da dünyaya gelmiş en büyük hayret ve tartışma ikonlarından biri olan cantona’nın tamamen gerçek ama film gibi yaşanmış hayat hikayesini okuyacaksınız...”

    marsilyali cantona ...

    eric cantona 24 mayıs 1966’da fransa’nın marsilya kentinde dünyaya geldi.
    çocukluk yıllarından itibaren resimle uğraşmaya, heykeltıraşla ilgilenmeye başladı. ama onun asıl dönüm noktası bu yazıya da konu olan ve tüm yeteneklerini birleştirme şansını yakaladığı futbol oldu.

    aşırı davranışları ve oyun tarzıyla dünyanın en göze çarpan oyuncularından biri olan eric cantona saha içinde bir çok oyuncuyu gölgede bırakan tavırları ve futbolu ile de uzun yıllar boyunca birçok kişinin ilgi odağı oldu. kariyerine 1983 yılında fransa’nın küçük takımlarından biri olan aj auxerre’de başlayan fransız futbolcu auxerre forması altında sadece 13 maça çıkıp 2 gol attı. ünlü forvet oyuncusunun bu kadar verimsiz kalmasının en önemli nedeni 1984’te vatani (ulusal) görevini yerine getirmek amacıyla fransız ordusu’na katılmasıydı. askerliği sona erdikten sonra 1985-1986 sezonunda başka bir fransız takımı, martigues’e transfer olduysada burada hiç oynamayıp sezon sonunda ilk takımına geri döndü. 1986-1988 yılları boyunca 68 maçta oynayıp 21 gol attı.

    ulusal formayi giyiyor

    ilk defa 12 ağustos 1987 senesinde batı almanya karşısında ulusal formayı giyen cantona ilk maçında fransa’nın tek golünü atan isim oldu. 1988’de gerçekleştirilen “21 yaş altı” avrupa futbol şampiyonası’nda kendini daha fazla gösterme fırsatı yakalayan fransız yıldız buradaki başarılı performansıyla takımını şampiyon yapmayı başardı. bu aslında cantona’nın ilk önemli başarısıydı.

    fransiz ligi maceralari

    ligdeki kariyeri pekte parlak geçmeyen fransız futbolcu haziran 1988’de,
    aynı zamanda doğum yeri olan marseille takımına 2.3 milyon franklık bir ücret karşılığında transfer oldu. marseille’da daha ilk zamanlardan itibaren eric’in huysuz davranışları (kişiliği) su üstüne çıkmaya başladı. marseille’nin moskova temsilcisi torpedo ile oynadığı dostluk maçında oyundan alınmasına sinirlenen yıldız futbolcu formasını yırtarak sahaya fırlatmış ve herkesi şaşırtmıştı.

    eric’in bu agresif tavırları marseille yöneticilerinin futbolcunun sözleşmesini gözden geçirmelerine sebep verdi. eric’in bir televizyon kanalında fransız ulusal futbol takımı menajeri henri michel için yapmış olduğu hakaretlerle dolu açıklamalar aynı zamanda onun ulusal takım’dan da kopmasına yol açıyordu. ilerleyen zamanlarda cantona yeni menajer michel platini’ye les blues karşısında oynamak istediğini belirtecek ve efsane futbol adamı platini tarafından yeniden ulusal takım’a kabul edilecekti.
    bu yaşananlardan kısa bir süre sonra eric bir diğer fransız temsilcisi bordeaux’a kiralandı. burada sadece 11 maç oynayıp 6 gol attı. yine 1989 yılı içinde montpillere’e transfer olan cantona burada başarılı bir sezon geçirdi. 33 maçta 10 gol atan cantona, 11 maça 6 gol sığdıran formunu aratsada takımının fransız kupasını kazanmasında en önemli etkenlerden biri oldu. hırçınlıklarını montpeiller’de de devam ettiren cantona soyunma odasında bir takım arkadaşıyla kavga etmesinden ötürü takımdan gönderildi.

    marsilya’ya geri dönüş ve yeniden gönderiliş
    bir sonraki sezon eski takımı marseille’ye dönen cantona’nın sakatlıklar peşini bırakmadı. diz bağlarının kopması onun sadece 18 maçta 8 gol ile yetinmesinin en büyük nedeniydi. sakatlığının vermiş olduğu zorluklar, kendisini birdenbire oyun dışında görmesine sebep oldu ve tam 3 ay sahalardan uzak kaldı. sezon sonunda marseille şampiyon olmuştu ve cantona çok fazla destek olamasada fransa’daki ilk lig şampiyonluğunu yaşamıştı.
    marseille’ye yeni dönen fransız futbolcu bu durumda kulübe yararlı olamayacağı düşüncesiyle sezon sonunda bir başka fransız temsilcisi olan nimes’e 1 milyon frank karşılığında gönderildi. burada takımın kaptanlığını yaptı. fransız ligi’ndeki kariyeri gel-gitlerle dolu olan ünlü futbolcuyu talihsizlikler nimes’te de peşini bırakmadı. bir maç esnasında hakeme topu fırlatmasından dolayı disiplin kuruluna sevk edildi. disiplin kurulu eric’in davranış bozukluklarını değerlendirmeye aldı ve ünlü futbolcuya bir ay hak mahrumiyeti cezası verdi. bu karar üzerine cantona, federasyon yetkilileri ile disiplin kurulu yöneticilerine “salak ve beyinsiz” dedi ve birden cezasını iki aya çıkarttı.
    emekli edilmek isteniyor
    bütün dünya tarafından kibiri ve kendilerini fazlaca beğenmeleri ile tanınan fransızların, ulusal takım formasını da giymiş olan cantona’ya bir nevi misilleme yapmaları kaçınılmazdı. kimilerine göre haklı, kimilerine göreyse basit sebeplerden ötürü eric cantona’yı futboldan koparmak ve emekli ettirmek istiyorlardı. 1991’de kulübü tarafından kontratı fesih edildiğinde üzerindeki büyük baskılardan da ötürü kendiside futbolu bırakmaya yanaştı.
    ingiltere ve leeds united
    daha 25 yaşında olan fransız yıldız buna dur dedi ve federasyonun bu fikrine ikna olmayarak ingiltere’ye gitti. sheffield wednesday’in deneme teklifini reddeden yıldız oyuncu 31 ocak 1992 tarihinde leeds united’a katıldı. leeds united’ın lig 1 şampiyonluğunu kazanmasında büyük pay sahibi oldu. ülkesinde çok da fazla sevgi bulamayan eric’e leeds united taraftarları adına şarkılar yaptı.
    “ooh aaah eric cantona” bunların en ünlülerinden biri olup futbol oynadığı süre içerisinde ağızdan ağıza yayıldı. golleri, stili, tavırları ve şahsına münhasır hareketleriyle elland road’da adeta bir simge haline geldi. oynadığı 28 karşılaşmada 9 gol atan eric cantona’yı premier lig temsilcilerinin fark etmesi hiç de zor olmadı.
    alex ferguson : onu takima almaliyiz
    manchester united’ın başında bulunan alex ferguson fransız futbolcuyu takıma istediğinde bir çok kişi kariyeri “verimsizliklerle” dolu olan 25 yaşındaki bir fransızın takıma çok da fazla fayda getirmeyeceği kanısındaydı. cantona’nın ise daha sonra taraftarları hakkında yapacağı yorum şöyle olacaktı :
    “onları ilk gördüğümde bu çocuklar manchesterlı, bana dokunduklarında, benimle konuştuklarında onları mutlu etmek ve bugüne kadar gördükleri tüm futbolculardan farklı olduğumu göstermek istedim.”
    manchester united yillari : şampiyonluklar ve kavgalar
    manchester united’ın şampiyonluklarına şampiyonluk eklemesinde ve lige resmen ambargo koymasında payı tartışılamayacak derecede büyüktü. kariyeri boyunca birçok yanlış hareket yapan, federasyonlardan ceza alan, kulüplerden gönderilen yaramaz futbolcu manchester’da mükemmel bir performans sergiliyordu. öyle ki 26 seneden beri şampiyon olamayan manchester’ı yeniden şampiyonluğa taşıdı. 1993,1994,1996 ve 1997 senelerinde takımıyla şampiyon oldu. 1994’te pfa tarafından yılın oyuncusu seçilen cantona ingiltere’de çok büyük işler yapıyordu. cantona futbol hariç haftada reklam gelirleri ve sponsorluk anlaşmaları dahilinde 32.000 $ kazanıyordu. kendi ülkesinde vasatın üstüne çıkmayan bir futbolcu görünümü sergileyen cantona ingiltere’de adeta yeniden doğmuştu. arada bir huysuzluk çıkarttığıda oluyordu tabi. bir keresinde eski mekanı elland road’a geldiğinde bir taraftarla ağız dalaşına girmiş ve 1000 paund para cezası ödemek zorunda kalmıştı. şampiyonlar ligi’nde deplasmanda galatasaray ile karşılaşan manchester united’ta cantona yine sahneye çıkmış ve oyundan atıldıktan sonra hakemi şike yapmakla suçlamıştı. daha sonra da bir türk polisiyle ağız dalaşına girip kavga etmesi futbolcuyu şampiyonlar ligi’nden 4 maç uzaklaştırılmasına kadar götürüyordu. yeni hamile olan eşiyle kendisinin görüntüsünü almaya çalışan tnt muhabirini tartaklaması ise unutulmadı.
    1995 ise biraz farklıydı. bugüne değin bir çok olay çıkartan ve sansasyon yaratan ünlü sporcu belki de futbol yaşantısının en büyük, en bariz ve en belirgin hatasını 1995 senesinde manchester’ın crystal palace’a karşı oynadığı maçta yaptı. eric maç sırasında rakip takım oyuncusuna yaptığı sert müdahaleden ötürü kırmızı kart görüp oyundan atıldıktan sonra tünele doğru ilerliyordu. işte o sırada yerinden kalkıp parmaklıkları aşan ve eric cantona’ya bir şeyler söyleyen bir ingiliz ortaya çıktı. fransız futbolcu söylenilenlere çok sinirlenmiş olsa gerek alt tribünlerin bulunduğu yere doğru koşarak matthew simmons adlı taraftara “uçan tekme” attı. sadece ingiltere değil o anda maçı izleyen herkes adeta şoke olmuştu.
    kişilerin daha sonra alınan ifadelerinde simmons sadece “dışarı,dışarı,dışarı! haydi eric,yatak vakti geldi!” diye bağırdığını söylediyse de eric holigan diye adlandırdığı simmons’un kendisine “seni gidi pis fransız ***i! ülkene geri dön pis fransız!” dediğini iddia etmişti. iki haftalık hapis cezası 120 saat kamu yararına hizmete dönüştürülen cantona aynı zamanda 9 ayda futboldan uzaklaştırılma almıştı.
    kamuoyu ise cantona davasına ikiye ayrılmıştı. kimilerine göre basın tarafından kışkırtılan cantona’nın sabrı taşmıştı. kimilerine göreyse cantona’da kişilik bozukluğu vardı. ingiliz yorumculardan biri bu olayı “içgüdüsel edanın getirmiş olduğu dürüst yargı süreci” diye adlandırarak ilginç bir değerlendirme yapıyordu.
    hareket bütün dünyada olay olmuştu. matthew simmons’a koşarak attığı o ünlü uçan tekme ingiliz basını tarafından “kung-fu kick” diye adlandırılmış ve bu olay spor tarihine simgesel bir hareket olarak geçmişti. observer gazetesinin okuyucuları gelmiş geçmiş en çarpıcı spor olaylarına oy verirken bunların büyük bir bölümü de cantona’nın ünlü tekmesine gitmişti. observer’ın muhabirlerinden duleep allirajah, cantona’ya futbol hayatın boyunca yaşadığın en iyi anı hangisi diye sorduğunda cantona’nın cevabı şöyle olmuştu : “en iyi anı mı? geçirdiğim çokça güzel zaman var ama sanırım ben crystal palace’taki maçta o holigana attığım tekmeyi tercih ediyorum”

    cezasi bitiyor

    9 ay sonra takımına geri döndü. kısa bir süre sonra yeniden futbola adapte olup başarılı maçlar çıkarttı. 96-97 sezonunda takım kaptanı steve bruce sakatlandı ve havaya kaldırmaları gereken bir şampiyonluk kupası vardı. cantona başından geçen olayı kısaca şöyle anlatıyor : “steve’in yanına gidip onu ayağa kaldırmak ve en ön sıraya kadar götürmek istedim. çünkü kupayı o kaldırmalıydı. o takımımızın kaptanıydı. gelmeyi kabul etmedi ve ben daha fazla ısrar etmeye başlayınca ben daha önce çok kupa kaldırdım şimdi sıra sende dedi. bu mükemmel bir duyguydu.” cantona böylece kaptanlığa da getirilmişti. bu nimes’ten beri ilk ciddi kaptanlık deneyimiydi.

    ve beklenmedik son...

    tarih 18 mayıs 1997’yi gösterirken bütün dünya hiç de beklemediği bir basın toplantısıyla karşılaştı. 31 yaşına basmasına sadece altı gün kalan ve buna rağmen birçok avrupa kulubünü peşinden sürükleyen cantona futbolu bıraktığını açıkladı.

    2 hafta önce manchester’ın coventery ile oynadğı maçta sahanın en iyisi olan ve takımının 2 golünü de atan cantona’nın böyle bir karar vermesi herkesi büyük bir şaşkınlığa uğratmıştı. haberi duyan ingiliz taraftarlar old tarafford’un dışında büyük bir kalabalık oluşturdular. alex ferguson kafaları allak bullak olan manchester’lı tartaftarlara olayın doğruluğunu açıkladığında üzüntüsünden ağlayan bile vardı.

    cantona yaptığı açıklamada şöyle konuşmuştu :

    “13 yıldan beri futbol oynuyorum. bu çok uzun bir zaman. şimdi yapmak istediğim diğer şeyleri yapacağım. ben hep kariyerimi en yüksek noktadayken bitirmeyi planladım ve görüyorum ki bugün kariyerimin doruk noktasına ulaşmış durumdayım. son dörbuçuk senemde en iyi şekilde futbol oynayıp, çok güzel zamanlar geçirdim. menajerimle,antrenörümle,personelle,futbolcularla,korumam ned ile ve elbetteki tüm taraftarlarla harika bir ilişki kurdum. diliyorum ki manchester united gelecekte de büyük başarılara imza atacaktır. bugün kendimi yarı ingiliz,yarı fransız,yarı irlandalı hissediyorum. hoşçakalın! ”

    bu açıklamalar 31 yaşına bile basmamış bir futbolcu için gerçekten çok anlamlı,şaşkınlık verici ve büyük bir kesim için hüzünlendirici açıklamalardı. zamanın başkanı edwards, eric’i kararından döndürmeye çalıştıysa da başarılı olamamıştı. tek söylediği : “eric’in kararına saygı duyuyorum ve herkes bilmeli ki eric cantona kulüp tarihimizde hiç de kolay olmayan bir çözücü görevi üstlenmiştir.”

    eric cantona : sinemaci,ressam,plaj futbolcusu

    eric cantona dönemi ansızın kapanıvermişti. futbolu bıraktıktan sonra çalkantılı ve başarılı futbol kariyerininde yardımlarını arkasına alarak futbolculuktan film oyunculuğuna terfi etti. resim ve felsefe ile uğraşını daha aktif olarak devam ettirdi. bir dedektifin genç bir katile aşık olmasını konu alan l’outremangeur adlı filmde 160 kiloluk bir dedektifi canlandırdı. bu film seyirciden büyük alkış topladı. cantona’yı devamlı reddeden fransızlar onu bu sefer de marsilya aksanı ile konuştuğu için beğenmediler. ama buna karşın eski futbolcu yeni sinemacı cantona çevirdiği apporto moi ton (bana aşkı getir)(43 kez ulusal oldu,20 gol attı) cantona bu seferde fransız plaj futbolu takımı’nın başına geçti ve hem takımını yönetmeye hem de futbol oynamaya başladı. isimli kısa filmle fransız kısa film festivali’nde en iyi film ödülünü alarak kendisinin görmezlikten gelinemeyecek bir insan olduğunu yine kanıtladı. gençlik yıllarında fransız ulusal futbol takımı’nda agresif karakteri nedeniyle yeteri kadar yer bulamayan

    futbolculuk kariyerine efsane futbolcu eusebio’nun jübilesiyle başlayan cantona ardında bıraktıklarıyla daha 31 yaşında “efsane” olma onuru yaşayan nadir futbolculardan biri olsa gerek. cantona hayatına filmleri, resimleri, felsefesi ve diğer uğraşlarıyla devam ediyor. bunca doyumuna karşın cantona her fırsatta futbola olan özlemini ve tutkusunu dile getiriyor. çevirdiği bir film sonrası cantona’nın ne dediğini hatırlayalım: “hiçbir şey son dakikada atılan bir golle çok önemli bir maçın kazanılması hissini veremez”

    http://www.msxlabs.org/...antona-hakkinda.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın