42
öncelikle şunu söyleyeyim maç beklediğimden temposuz başladı. beşiktaş fernandes ve necip ile orta sahayı elinde tutup guti'nin ileriye attığı toplarla atak kovalamak üzere bir kurguyla sahaya çıkmış.trabzon colman ve selçuk ile durdurup jaja ile topu ileriye taşımayı düşünüyordu. beşiktaş ev sahibi olmanın avantajıyla daha atak oynayan takımdı(ki bence bütün maç böyleydi) her ne oldu ise profesyonel bir futbolcuya yakışmayan iki tane sarı kart ile serkan oyun dışında kaldı ve şenol hoca brozec'i sağ bek e çekti. ne olduysa bundan sonra oldu. artık kırmızı kart sebebiyle mi yoksa mental bir yorgunluk mu beşiktaş bir duruldu. bu arada ben hilbert'in sağ açık oynamasından yana değildim. hatta cale ligimizin kötü sol beklerinden, bence simao arkasında hilbert sağ koridoru kullansaydı beşiktaş daha etkili olabilirdi. neyse efendim ilk yarı gol olur demiştim. ancak takımlar berabere girdi soyunma odasına. ikinci yarı bobo'nun golü ile beşiktaş 1-0 öne geçti. arkasından gelen kırmızı kart, fener maçının kopyası gibiydi.
bu dakikaya kadar her şey normal iken şenol hoca'nın aklında tuttuğu, şusterin bir türlü aklına sokamadığı maç orta sahada kazanılır mantığıyla jaja-ceyhun, fernandes-nobre değişiklikleri maçı trabzona getirdi. burak'ın pozisyonu bana göre penaltı değildi. burak zaten düşmeyi değil, golü düşünse o pozisyon %100 gol olurdu. velhasıl trabzon kazandı.
bu arada selçuk her geçen gün gözümde daha büyüyor. çocuk maestro gibiydi, top çaldı, asist yaptı, takımını rahatlattı.
bu dakikaya kadar her şey normal iken şenol hoca'nın aklında tuttuğu, şusterin bir türlü aklına sokamadığı maç orta sahada kazanılır mantığıyla jaja-ceyhun, fernandes-nobre değişiklikleri maçı trabzona getirdi. burak'ın pozisyonu bana göre penaltı değildi. burak zaten düşmeyi değil, golü düşünse o pozisyon %100 gol olurdu. velhasıl trabzon kazandı.
bu arada selçuk her geçen gün gözümde daha büyüyor. çocuk maestro gibiydi, top çaldı, asist yaptı, takımını rahatlattı.

