• 31
    eğer ailesinin desteğiyle küçük yaşlarda altyapısı sistemli ve tüm becerileri geliştirmeye yönelik çalışan ekiplere emanet edilmediyse. mahalle veya ilçe takımlarına yeteneğiyle girer, muhtemelen "çok koşan gidip gelen oyuncularla kurulu takım başarılı olur" mantalitesine sahip antrenörlerin elinde futbol hayatına başlar. eğer boyu uzunsa, cılız ve bileklerine pek hakim değilse antrenman günlerinde kafa topu, kondisyon, istasyon, kademe, ofsayt çalışarak savunma oyuncusu yapılacaktır. hızlı çevik ve teknikse nerede daha iyi oynayacağı sorulacak fakat antrenörün takımda eksik olduğunu hissettiği mevkiiye göre çalıştırılacaktır tabiki fizik ağırlıklı olarak. kaleciler genellikle gönüllülük esasıyla seçilir ve asıl mesele gencin yeteneklerindedir, nekadar çalıştırılırsa çalıştırılsın eğer önsezi, takım arkadaşlarını yönlendirebilme, sahayı okuyabilme gibi meziyetlerden yoksunsa çok da bişey olmayacaktır. bunlardan bir veya birkaçına sahipse takımda kendine yer bulacaktır.

    mesele şudur ki hiç bir oyuncu ilk antrenman yediği andan itibaren ispanyol bir takımındaki veya ingiliz takımındaki muameleyle karşılaşmamaktadır çünkü milli takımın ve ülkenin sahip olduğu ekol bulunmamaktadır. misal getafe altyapısına girmiş bi çocuğu izleyip yeteneklerinin ortasahada defans ağırlıklı bir oyuncu minvalinde olduğunu düşünen antrenörün o çocuğun nasıl bir mantaliteye sahip olması gerektiğini xabi alonso'yu, serio busquets'i her daim örnek göstererek; pas, top kontrolü, deplase olup pas aldığında takım arkadaşlarının olası pozisyonlarını yüksek olasılıkla tahmin etmek gibi oyun yapılarının kanı, damarı olan esasları öğretebilir. maç bitene kadar yerine getirmeleri gereken bu esasları için gereken kondisyon ve fizik yapısını da gereken antrenmanlarla gerçekleştiriler. yani türkiye'de hakim olan, defans oyuncusu yıkıp geçecek, kafa topu vermeyecek, rakibi kucağına aldığında döndürmeyecek yada kanat oyuncusu hızlı olacak, topu aldı mı bir iki verkaçla son çizgiye inebilecek, bekler ters kademelere girecek ofsayta dikkat edecek, bindirme yapacak, rakibi ters ayağıyla karşılayacak taç çizgisine sürükleyecek, forvet topu aldı mı vermeyecek, son vuruşu iyi olacaki yeri geldi mi çalım atacak, deplase olacak, çapraz koşu yapacak gibi anlayışlar değil de işin felsefesini gençlere öğretmeyi amaçlarlar. topla oynama yüzdesini rakipten fazla tutabilmek, pasların çoğunu 3. bölgede yapabilmek, uzatma dakikalarında bile oyun yapısını bırakmayarak iyi, doğru yaptıkları şeye devam edebilmek. bunlar önemli şeyler, inşallah türkiye olarak biz de en az 10-15 yıl sürecek bir oyun mantalitesine, ekole ve dalların en ucundan gövdeye kadar tüm görevlilerde bu ekole uygun oyuncu yetiştirme isteği görebiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın