36
dün oynanan galatasaray - beşiktaş a2 maçında sol kanatta çok etkili oldu. galatasaray'ın hücumdaki temel planı onun üzerinden yürüdü. sürekli olarak önüne uzun toplar atıldı, o da hızı ve tekniğiyle bunları mümkün olduğunca olumlu değerlendirdi. nitekim, her iki golde de pay sahibi oldu.
lâkin, a2 maçında dahi yüz kişilik tribünde tahammülsüzlük diz boyu. top berkin'e geldikçe en arkadan bir abi "yaav atmayın şu adama, bal yapmayan arı, bal yapmayan arı, bal yapmayan arı" deyip durdu. bir diğeri ise rakip sağ bek topla buluştukta "koşmuyorsun berkin koşsana" diye bağırıyordu, ki berkin de maç boyunca duymuş bunu. altyapı yahu bu!
yarın bir gün a takım'a çıktığında berkin, ki çıkacak, üç beş maç da kötü oynadığında "şımardı" demek için şimdiden hazırlanıyorlar mıdır acaba, yoksa anlık mı oluşup gelişiyor bu yargılar; bunu merak ediyorum.
lâkin, a2 maçında dahi yüz kişilik tribünde tahammülsüzlük diz boyu. top berkin'e geldikçe en arkadan bir abi "yaav atmayın şu adama, bal yapmayan arı, bal yapmayan arı, bal yapmayan arı" deyip durdu. bir diğeri ise rakip sağ bek topla buluştukta "koşmuyorsun berkin koşsana" diye bağırıyordu, ki berkin de maç boyunca duymuş bunu. altyapı yahu bu!
yarın bir gün a takım'a çıktığında berkin, ki çıkacak, üç beş maç da kötü oynadığında "şımardı" demek için şimdiden hazırlanıyorlar mıdır acaba, yoksa anlık mı oluşup gelişiyor bu yargılar; bunu merak ediyorum.