1
#nontvspor çalışmasının temelini sağlamlaştırmak, daha fazla kişiye ulaşıp daha fazla ses getirmek için sözlük yazarlarından blog sahibi olanların sitelerine küçük bir banner koyarak anasayfaya bağlantı vermeleri çok faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
dirknowitzki'yle yürüttüğümüz blog'ta sağ panelde bu banner'a yer verdik. sadece biz galatasaraylılar'a değil; taraflı tarafsız herkese, yanlı medya karşıtı olan herkese ulaşmak asıl amaç olmalı. bu anlamda medyada gün geçtikçe daha fazla yer bulan blog'ların çok ciddi bir önem taşıdığına inanıyorum.
(bkz: rıdvan dilmen) gibi sözleşmesinde "fener'den teklif gelirse giderim" şeklinde bir madde bulunan birisi koca bir sezon boyunca her takımın değerlendirmesini yapıyor. aynı rıdvan dilmen, trabzon maçından sonraki yayında "ben önce fenerbahçeliyim ve bir fenerbahçeli olarak çok üzgünüm" diyerek bunu açık ve net bir şekilde dile getirdi.
gözü sarı lacivert gören birinin değişmez taraftar duygularıyla, değişmez hislerle ve "önce bir fenerbahçeli olarak" takımları objektif bir şekilde değerlendirmesi beklenemez, değerlendirmiyor da zaten. ve bundan sadece bizler değilizdir rahatsız olan. kim ister ligin en önemli takımlarından birinin "taraftarı" olarak yorum yapan bir yorumcuyu?
fenerbahçe taraftarlarını tenzih ederek konuşuyorum(!)
sanmıyorum bundan ne bir bursalı ne bir beşiktaşlı ne de bir eskişehir'li memnun olsun.
sadece rıdvan dilmen de değil. haber programlarında fenerbahçe'ye dair haberlerde telefon bağlantılarından görüntülü habere kadar yayın imkanlarının tamamı kullanılıyor ve açıkça daha fazla süre ayrılıyor. bu konuda bizle beraber beşiktaşlıların da ciddi şekilde tepkisi vardı bir dönem; spor servisi programı için özellikle.
galatasaraylı olarak göze çarpan isim ise hıncal uluç; benim diyen fenerbahçeli'ye taş çıkartan cinsten biri. yani burada da galatasaray'a ekstradan, yersiz ve de ayarsız eleştirinin önü açılıyor.
ha ntvspor bünyesinde çok kaliteli isimler yok mu? elbette ki var. ercan taner olsun, kaan kural olsun, ismail şenol ve murat kosova olsun. murat kosova neden bilinmez ama ntvspor'dan ayrıldı. ayrıca bağış erten; eurosport'a türkçe yayını getirerek bizlere caner eler ve dağhan ırak gibi pek çok ayaklı kütüphaneyi sunan birisi. ve fakat asıl yayın saatlerini işgal eden isimlere baktığımızda sergen yalçın, mustafa doğan ve rıdvan dilmen gibi neredeyse çapsız, yayıncılık ilkelerinden çok uzak ve tamamen taraflı, yetkin olmayan ve çarpık yorumcular bulunmakta.
çeşitli çıkarların, reyting kaygılarının peşinde medya ve yayıncılığın en temel ilkeleri ilk günden beri ayan beyan ihlal edilmekte. ha hangi yayın kuruluşunda ihlal edilmiyor diyeceksiniz, o apayrı bir hikaye. ama bu durumun en acısı bu kanalın, tarafsızlık ilkesini her platformda *** yok sayan açık ve net yanlı yayın ve yorumculuk yapan bu kanalın, alanında tek olması.
buna tepkisiz kalmamız söz konusu olamazdı, olmadı da. ama bu tepki sadece sözlük eşrafıyla, sadece galatasaray'la sınırlı kalmamalı. daha fazla galatasaraylıya ve daha fazla tarafsız yayıncılık isteyen sporsevere ulaşmalıdır.
yukarıda da belirttiğim gibi bu amaçta blog'ların ilerleyen dönemde çok ciddi bir etki ve önem taşıyacağına inanıyorum.
yapılacak tek şey blog'a projenin resmini ekleyerek anasayfaya, nontvspor.com'a, bağlantı vermek olacaktır. sonuçta pek çok galatasaraylı blog'un öyle yada böyle farklı taraftar gruplarından da çokça okuyucusu var. derdimizi ne kadar açık, ne kadar düzgün ve kararlı anlatırsak eminim ki bu tepkimiz, bir anlamda da bu protestomuz yeri gelince medyada da yer bulacaktır.
ve belki de ntvspor bu duruma bir dur diyecektir yada ntvspor'un spor yayıncılığındaki tekeli sarsılacak şekilde yeni yapılanmalar ön plana çıkacaktır.
akilpiyadeleri.blogspot.com'dan banner'a bakabilirsiniz.
not: yaklaşık bir saat önce yazmıştım bir yazı. fakat lanet internet bağlantım yüzünden kaybettim. o yüzden ilerleyen saat ve takdir edersiniz ki kaçan yazma şevki yüzünden biraz tatsız bir yazı oldu; affola.
dirknowitzki'yle yürüttüğümüz blog'ta sağ panelde bu banner'a yer verdik. sadece biz galatasaraylılar'a değil; taraflı tarafsız herkese, yanlı medya karşıtı olan herkese ulaşmak asıl amaç olmalı. bu anlamda medyada gün geçtikçe daha fazla yer bulan blog'ların çok ciddi bir önem taşıdığına inanıyorum.
(bkz: rıdvan dilmen) gibi sözleşmesinde "fener'den teklif gelirse giderim" şeklinde bir madde bulunan birisi koca bir sezon boyunca her takımın değerlendirmesini yapıyor. aynı rıdvan dilmen, trabzon maçından sonraki yayında "ben önce fenerbahçeliyim ve bir fenerbahçeli olarak çok üzgünüm" diyerek bunu açık ve net bir şekilde dile getirdi.
gözü sarı lacivert gören birinin değişmez taraftar duygularıyla, değişmez hislerle ve "önce bir fenerbahçeli olarak" takımları objektif bir şekilde değerlendirmesi beklenemez, değerlendirmiyor da zaten. ve bundan sadece bizler değilizdir rahatsız olan. kim ister ligin en önemli takımlarından birinin "taraftarı" olarak yorum yapan bir yorumcuyu?
fenerbahçe taraftarlarını tenzih ederek konuşuyorum(!)
sanmıyorum bundan ne bir bursalı ne bir beşiktaşlı ne de bir eskişehir'li memnun olsun.
sadece rıdvan dilmen de değil. haber programlarında fenerbahçe'ye dair haberlerde telefon bağlantılarından görüntülü habere kadar yayın imkanlarının tamamı kullanılıyor ve açıkça daha fazla süre ayrılıyor. bu konuda bizle beraber beşiktaşlıların da ciddi şekilde tepkisi vardı bir dönem; spor servisi programı için özellikle.
galatasaraylı olarak göze çarpan isim ise hıncal uluç; benim diyen fenerbahçeli'ye taş çıkartan cinsten biri. yani burada da galatasaray'a ekstradan, yersiz ve de ayarsız eleştirinin önü açılıyor.
ha ntvspor bünyesinde çok kaliteli isimler yok mu? elbette ki var. ercan taner olsun, kaan kural olsun, ismail şenol ve murat kosova olsun. murat kosova neden bilinmez ama ntvspor'dan ayrıldı. ayrıca bağış erten; eurosport'a türkçe yayını getirerek bizlere caner eler ve dağhan ırak gibi pek çok ayaklı kütüphaneyi sunan birisi. ve fakat asıl yayın saatlerini işgal eden isimlere baktığımızda sergen yalçın, mustafa doğan ve rıdvan dilmen gibi neredeyse çapsız, yayıncılık ilkelerinden çok uzak ve tamamen taraflı, yetkin olmayan ve çarpık yorumcular bulunmakta.
çeşitli çıkarların, reyting kaygılarının peşinde medya ve yayıncılığın en temel ilkeleri ilk günden beri ayan beyan ihlal edilmekte. ha hangi yayın kuruluşunda ihlal edilmiyor diyeceksiniz, o apayrı bir hikaye. ama bu durumun en acısı bu kanalın, tarafsızlık ilkesini her platformda *** yok sayan açık ve net yanlı yayın ve yorumculuk yapan bu kanalın, alanında tek olması.
buna tepkisiz kalmamız söz konusu olamazdı, olmadı da. ama bu tepki sadece sözlük eşrafıyla, sadece galatasaray'la sınırlı kalmamalı. daha fazla galatasaraylıya ve daha fazla tarafsız yayıncılık isteyen sporsevere ulaşmalıdır.
yukarıda da belirttiğim gibi bu amaçta blog'ların ilerleyen dönemde çok ciddi bir etki ve önem taşıyacağına inanıyorum.
yapılacak tek şey blog'a projenin resmini ekleyerek anasayfaya, nontvspor.com'a, bağlantı vermek olacaktır. sonuçta pek çok galatasaraylı blog'un öyle yada böyle farklı taraftar gruplarından da çokça okuyucusu var. derdimizi ne kadar açık, ne kadar düzgün ve kararlı anlatırsak eminim ki bu tepkimiz, bir anlamda da bu protestomuz yeri gelince medyada da yer bulacaktır.
ve belki de ntvspor bu duruma bir dur diyecektir yada ntvspor'un spor yayıncılığındaki tekeli sarsılacak şekilde yeni yapılanmalar ön plana çıkacaktır.
akilpiyadeleri.blogspot.com'dan banner'a bakabilirsiniz.
not: yaklaşık bir saat önce yazmıştım bir yazı. fakat lanet internet bağlantım yüzünden kaybettim. o yüzden ilerleyen saat ve takdir edersiniz ki kaçan yazma şevki yüzünden biraz tatsız bir yazı oldu; affola.
